Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/751 E. 2023/1870 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/751
KARAR NO: 2023/1870
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2021
NUMARASI: 2018/576 Esas – 2021/75 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ 28/11/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, davalının borcun 5.010,29-TL’sini kabul ederek bakiye 10.800-TL’lik kısmına itiraz ettiğini,müvekkili şirket tarafından davalıya işlenmiş et ve yumurta ürünleri satıldığını, işbu ticari alışveriş dolayısı ile müvekkilinin 15.810,29-TL bakiye alacağının kaldığını belirterek, davalının takibe itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin borca itirazı üzerine davacı tarafından İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/896 esas sayılı dosyasında itirazın kaldırılması davası açıldığını, davacının 24.11.2017 tarihli dilekçeyle davadan feragat ettiğini, feragatin kesin hüküm oluşturduğundan davacının aynı alacağa ilişkin tekrar dava açamayacağını, öncelikle davanın bu nedenle reddi gerektiğini, müvekkilinin taraflarca akdedilen 29.02.2016 tarihli tedarikçi sözleşmesi kapsamında, davacı şirketten beyaz et alımı gerçekleştirdiğini, davacının müvekkili şirketin bayram arifesi satışı için verdiği siparişleri taahhüt ettiği halde 03.07.2016-04.07.2016 tarihlerinde karşılayamadığını, bu nedenle müvekkili şirketin hedeflediği satışı gerçekleştiremeyerek 47.582,55-TL zarara uğradığını, buna ilişkin olarak davacıya 10.800-TL tutarlı zarar faturası kesilerek tebliğ edildiğini, zararın çok daha fazla olmasına rağmen iyi niyetli olarak zararın cüzi bir kısmının davacıya yansıtıldığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davalı şirketin davacı şirkete 10.800-TL borçlu olduğu, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 15.810,29-TL alacaklı olduğu, davalının kabul ettiği miktar düşüldüğünde davacının davalıdan 10.800-TL alacağının olduğu, davalı tarafından davacı şirkete 29.07.2016 tarihli fiyat farkı açıklamalı 10.800-TL bedelli iade faturası düzenlendiği, davacı şirketin ise 29.07.2016 tarihli 10.800-TL tutarında bir adet fatura düzenlediği, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının davacıya düzenlediği fiyat farkı faturasını kalem kalem adet ve fiyatları ile birlikte belirtmediği, fiyat farkı faturasının dayanağının olmadığı, dolayısıyla davalı şirketin davacıya 10.800-TL borçlu olduğu, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline, asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; davacının yetkisiz İzmir … icra Dairesinde başlattığı takibin müvekkilinin itirazı üzerine durduğunu,davacı tarafından İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/896 esas sayılı dosyasında itirazın kaldırılması davası açıldığını, davacının bu davanın yargılaması sırasında 24.11.2017 tarihli dilekçeyle davadan feragat ettiğini, davadan feragat eden davacının aynı alacağa ilişkin olarak tekrar dava açamayacağını, ancak mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmadığını, 29.02.2016 tarihli tedarikçi sözleşmesi kapsamında müvekkilince 28.06.2016 tarihinde bayram arifesinde 03-04.07.2016 günleri sevk edilecek alış fiyatı 30.261,26-TL olan ürün sipariş edildiğini, ancak davacının sözleşmeye aykırı olarak geçerli bir mücbir sebep olmadan sipariş edilen ürünleri teslim etmediğini, bu nedenle müvekkilince 10.800-TL tutarlı zarar faturası kesilerek davacıya tebliğ edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin II. maddesi gereği mutabakat sağlanamayan durumlarda müvekkilinin kayıtlarının esas alınması gerektiğini, ancak müvekkilinin faturasının dikkate alınmadığını, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı da talep edilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazı iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflarca imzalanmış olan 29.02.2016 tarihli tedarikçi sözleşmesi kapsamında davacı tarafça davalıya et ürünleri satışı yapıldığı, davacı tarafından ticari satımdan kaynaklanan 15.810,29-TL bakiye asıl alacak ve 962,91-TL işlemiş faiz alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir … İcra Dairesinde ilamsız takip başlatıldığı, davalının süresinde yetkiye ve kısmen borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacı tarafından yetki itirazının kaldırılması istemiyle İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/896 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davacının yargılama sırasında 24.11.2017 tarihli dilekçeyle davadan feragat ettiği, mahkemece de davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, davacının icra dairesinin yetkisine yönelik yetki itirazının kabulü sonucunda dosyanın Küçükcekmece … İcra Dairesine gönderildiği, düzenlenen ödeme emrine davalı tarafça süresinde 10.800-TL asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden kısmen itiraz edildiği, itirazın iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/896 esas sayılı dosyasında açılan dava yetki itirazının kaldırılmasına ilişkin olup, yargılama sırasında davacı tarafça itirazın kaldırılması talebinden vazgeçildiği, takipten veya takip konusu alacaktan feragatin söz konusu olmadığı anlaşılmakla, İcra Hukuk Mahkemesi kararları istisnalar dışında takip hukukuna yönelik olup maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmeyen kararlardan olduğundan yetki itirazının kaldırılması talebinden vazgeçildikten sonra yetki itirazının kabul edildiği ve yetkili yer icra dairesinden gönderilen ödeme emri tebliği üzerine açılan itirazın iptali davasında kesin hüküm teşkil etmeyecektir.Davalı vekilinin kesin hüküm bulunduğuna yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemelerinde; davacının kendi ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 15.810,29-TL alacaklı olduğu, davalı şirket defterlerine göre de davacıya 15.810,29-TL borçlu olduğu, davalı şirket tarafından davacıya düzenlenen 29.07.2016 tarihli 10.800-TL bedelli iade faturasına karşılık davacı tarafından aynı tarihli ve aynı tutarda bir fatura düzenlendiği tespit edilmiş olup uyuşmazlık, davalının 28.06.2016 tarihinde sipariş ettiği ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle uğradığı iddia edilen zarara ilişkin 29.07.2016 tarihli 10.800-TL tutarlı ve fiyat farkı açıklamalı faturadan kaynaklanmaktadır. Taraflarca imzalanan sözleşmenin II.1 maddesinde, satıcının mücbir sebepler dışında sipariş verilen ürünleri üç iş günü içinde teslim edeceğini kabul ve taahhüt ettiği, aksi halde alıcının oluşan zararlarını karşılamakla mükellef olduğu hüküm altına alınmıştır. Delil olarak sunulan e-posta yazışmalarına göre davalı tarafından 28.06.2016 tarihinde nitelik ve miktarı belirtilerek davacıya 03-04.07.2016 tarihinde sevk edilecek ürünler için sipariş verildiği, ancak siparişin davalıya teslim edilmediği, nitekim siparişin elde olmayan nedenlerle karşılanamadığının davacı tarafça da kabul edildiği, ancak siparişin teslim edilmeme sebebinin gösterilmediği, davalı tarafça sipariş konusu ürünlerin 30.261,25-TL olan toplam liste fiyatı üzerinden 47.582,25-TL ciro kaybı oluştuğu gerekçesiyle, uyuşmazlık konusu 10.800-TL tutarlı faturanın düzenlendiği anlaşılmaktadır. Sipariş davacı tarafça teslim edilmemiş olsa da, salı günü söz konusu sipariş verilmiş olup, izleyen hafta sonu tatili sonrası pazartesi bayram arifesi ve salı günü de Ramazan Bayramı başlamaktadır. Davalının verdiği sipariş listesine bakıldığından Şarköy, Edirne, Uzunköprü, Hayrabolu, Kırklareli, Lüleburgaz, Vize, Saray, Çerkezköy ve Kapaklı mağazalarına teslim talep edilmiştir. Sipariş tesliminin talep edildiği birimlerin çokluğu ile davalı iş yerinin İzmir’de bulunması ve bayram arifesi nedeniyle, davalının bayram öncesi yoğunluk ve bayramda beklenen ciro hedefine uygun olarak basiretli bir tacir olarak işletmesinin ihtiyacına göre daha önceden ürün siparişi vermesi gerekirken bunu yapmamıştır. Bu nedenle davalının siparişin teslim edilmemesine dayalı olarak oluştuğu iddia edilen ciro kaybını davacıdan talep etmesi mümkün olmayıp, taraf ticari defterleri ile kanıtlanmış olan bakiye alacak bakımından davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle ;davalının ciro kaybı talebini davacıya yöneltmesi haklı görülmediğinden kalan alacak bakımından itirazın kısmen iptaline ve likit alacak nedeniyle itirazında haksız bulunan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de hukuka aykırılık bulunmamaktadır. İstinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 737,74-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 184,43‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 553,31-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 19-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/11/2023