Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/737 E. 2021/671 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/737
KARAR NO : 2021/671
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2020
NUMARASI: 2020/570 Esas 2020/630 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/05/2021
Kesin yetki yönünden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin alanında uzman ve deneyimli bir firma olduğunu, 2016 yılında şirketin %20 hisseli ortağı olan davalının müvekkili firma hesabından kendi şahsi banka hesabına 19.12.2016 tarihinde 168.408-TL borç gönderdiğini, davalının 19.12.2016 yılında almış olduğu bu borcu hiç bir şekilde ödemediğini, TTK uyarınca da şirketlere olan şahsi borçların ivedilikle ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin ortaya çıkan ticari zararının bu tutar ile sınırlı kalmayıp bu para ile yapacağı ticari faaliyetlere de zararlar verildiğini, müvekkili şirket tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine zamanaşımı ve pay devri sebebi ile itirazda bulunduğunu, ancak davaya konu uyuşmazlığın davalının TTK’ya da aykırı biçimde kendi hesabına para almasından kaynaklandığını, dolayısıyla davalının borcunun şahsi borç niteliğinde olmayıp devrinin de söz konusu olmadığını, bu sebepten dolayı pay devri ile sorumluluktan kurtulması gibi bir durumunun söz konusu olmayıp genel zamanaşımına tabi olacağını belirterek, davalının icra dairesine yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, ayrıca açıkça iyiniyete aykırı davranışları ve mal kaçırma şüphesi sebebiyle davalının mal varlıkları üzerine ihtiyati haciz koyulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ikametgah adresi Bakırköy olduğundan Bakırköy asliye ticaret mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacı şirketteki hisselerini …’dan devir aldığını, davanın …’a ihbarını, takip nedeninin sermaye artırım borcu gösterildiğini, alacağın dayanağının değiştirilemeyeceğini, hisse devir sözleşmesine göre müvekkilinin şirketteki payını tüm hak ve borçları ile …’a devrettiğinden sorumluluğunun olmadığını, müvekkilinin şirketin sadece ortağı olup temsil ve ilzama yetkisi olmadığını, kendi şahsi hesabına ödeme göndermesinin söz konusu olamayacağını, davacı şirketin davalıdan elden borç para aldığını, aldığı borcu iade ettiğini, müvekkilinin de sermaye taahhüt borcunu yerine getirdiğini, bu nedenlerle davada yetkisizlik kararı verilmesine, zamanaşımı nedeni ile usulden davanın reddine, davanın itirazın iptali olması nedeniyle taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın reddine, müvekkilinin davacıya borcunun olmaması, davacının müvekkilden aldığı borcunu 19.12.2016 tarihinde ödemiş olması gerçeğine göre davanın reddine, müvekkilinin davacı şirketteki hissesini tüm aktif ve pasifi ile devir ederek ortaklıktan ayrılmış olması sebebi ile davanın reddine, davanın …’a ihbarına, ihtilafın yargılamayı gerektirmesi ve likit alacak olmaması sebebi ile davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine ve davacının haksız ve kötüniyetle icra takibi başlatmış olması sebebi ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davadaki uyuşmazlığın ortaklık dönemine ilişkin ortaktan alacak talebinden kaynaklandığı, bu uyuşmazlığın yargılamasında HMK md 14/2’de yer alan kesin yetki kuralı uyarınca, davacı şirketin merkezinin bulunduğu yerin bağlı olduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle kesin yetki yönünden dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili; yerleşik Yargıtay kararlarına göre, yetkisizlik gibi davanın usulden reddine karar verilmesi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle kararın vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : HMK 331/2 maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” hükmünü haizdir. Vekalet ücreti de aynı Kanunun 323/1-ğ. maddesi uyarınca yargılama giderlerindendir.Somut olayda ilk derece mahkemesince yargılama gideri, vekalet ücreti, harcın yetkili ve görevli mahkemede ele alınması yönündeki kararı HMK 331/2 maddesine uygun olduğundan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/05/2021