Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/717 E. 2021/634 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/717
KARAR NO: 2021/634
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2018/365 Esas 2019/318 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarfından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirketin 08.01.2018 Tarihli 2016 yılı olağan genel kurul erteleme toplantısında alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4 numaralı kararın yürürlüğünün durdurulmasını, yönetim kurulu üyelerinden …’ın eşi …’a yaptığı pay devrinin TTK M.433/1 hükmünce geçersiz olduğunun tespiti ile 08.01.2018 Tarihli 2016 yılı Olağan Genel Kurul erteleme toplantısında alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4 numaralı kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; genel kurul toplantısında alınan tüm kararların; esas sözleşmeye, yasaya ve hukukun tüm temel ilkelerine, şirketlere hâkim olan ana ilke olan “çoğunluk ilkesine” uygun olarak alındığını, anonim şirket paydaşı şirkete ortak olurken, esasen bu hususu bilerek ortak olduğunu, davacıların şirketi zarara uğratacak nitelikteki iş ve işlemleri sebebiyle uğranılan zararların tazminini isteme ve her türlü hukuki yola başvuru hakkı saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddine, TTK madde 448/3 hükmü gereğince, dava sebebiyle uğranılacak zararların teminatını teşkil etmek üzere, davacıların en az davalı şirkette sahip oldukları payın nominal tutarı kadar teminat göstermelerine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davacı tarafın da delil olarak dayandığı davalı şirket kayıtları üzerinde teknik bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına karar verildiği, ancak kesin süre içerisinde davacı tarafın belirlenen avansı yatırmadığı gibi 3 nolu celsede ki beyanında “müvekkilerin ekonomik durumunun elvermemesi sebebiyle bilirkişi ücretini yatıramadıklarını, dosyaya sunmuş oldukları delillerin karar vermeye elverişli olduğunu, bilirkişi incelemesinden vazgeçilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini” beyan etmeleri nedeniyle bilirkişi incelemesi yapılamadığı, ancak şirket faaliyetlerinin ve kayıtlarının teknik bilirkişi eliyle incelenmesi neticesinde davacı iddialarının gerçekliğinin ortaya konabileceği, dosya kapsamı itibariyle alınan genel kurul kararının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edip etmediğinin anlaşılamadığı, davacı tarafın davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; dosya içeriğinin tamamen hukuki uyuşmazlıklara ilişkin bulunduğunu, TTK m 433 uyarınca yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy hakkından yoksun kişilerin, bu yasağı dolanmak amacı ile malik oldukları payları başka birine devredemeyecek olmasına rağmen bu hükme aykırı olarak YK üyesi … tarafından eşine devir yaptığını, oy hakkından yoksun olduğundan; bu yasağı dolanmak amacıyla payların bir kısmını aynı zamanda eşi olan diğer hissedarlardan …’a devrettiğini, pay devrinin amacının TTK m.436/2 hükmünü dolanmak olduğu;ibraya ilişkin alınan kararın TMK 2 maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu hususların hakimin takdirinde olup bilirkişi incelemesini gerektiren bir husus olmadığını,kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 08/01/2018 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurulun ertelenen toplantısında alınan, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4 nolu genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. TTK’nun 436.maddesinde,pay sahiplerinden hiç biri,kendisi,eşi alt ve üstsoyu veya bunların ortağı olduğu şahıs şirketleri yada hakimiyeti altında ki sermaye şirketleri arasındaki kişisel bir işe veya işleme veya davaya konu olan müzakarelerde oy kullanamayacağı düzenlenmiştir.Şirket işlerinin görülmesine her hangi bir suretle katılmış olanlar yönetim kurulu üyelerinin ibrasına dair kararlarda oy kullanamazlar. Bu kural açık ibra değil TTK.’nın 424″e göre örtülü ibra kararlarında da uygulama alanı bulur.Ancak bilançonun onaylanması ve ibra ayrı ayrı gündem maddelerini teşkil ediyorsa bu durumda bilançonun onayı ibra anlamına gelmeyeceğinden ,bu oylamada ibra oylamasında oydan yasaklı diğer kişiler de oy kullanabilir. TTK nın 433(1) uyarınca oy hakkının kullanılmasına ilişkin sınırlamaları dolanmak veya herhanibir şekilde etkisiz bırakmak amacıyla ,payların veya pay senetlerinin devri ya da pay senetlerinin başkasına verilmesi geçersizdir.6100 sayılı HMK. 266/1 hükmü gereği; mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Somut olayda iptali istenilen genel kurul kararı ibraya ilişkin olup; uyuşmazlığın çözümü için oy kullananların oydan yoksun olup olmadıklarının tesbiti gerekmektedir.Çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir husus olmayıp hakimin hukuk bilgisi ile çözebileceği bir ihtilaf olması nedeniyle mahkemece verilen kesin sürede bilirkişi ücreti yatırılmadığından bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayılmalarına ve ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri …(1000 pay) … (1000),… ( 52.000) pay sahibi olup yasaklı oylar 54.000-adettir. Red oyu kullanan davacılar ise birlikte 20.000 adet pay sahibidir.Yasak oylar ve davacılar dışında ki tek pay sahibi … (1000 dir.) dır. 3.6.2016 tarihinde yapılan olağan genel kurulda ; …’ın 1.900.000-TL ,eşi … 25.000-TL pay sahibi iken akabinde yapılan davaya konu genel kurulda ise …’ın payı 1.300.000-TL ye düşmüş …’ın payı ise 625.000-e yükselmiştir.Diğer pay oranları değişmemiştir.Buna göre … paylarından 600.000-TL lik kısmını eşine devretmiş ve ibra oylamasında …’ın oylarıyla YK üyeleri ibra edilmişlerdir. Davacıların red oyu toplamı 20.000- …’ın payı 1000 olduğuna göre ibra kararı yönetim kurulu üyesi …’ın eşi …’ın oylarıyla alındığı anlaşılmakla tam olarak TTK 433 /1 deki koşulların oluştuğu, pay devrinin ibra oylamasını doğrudan etkilediği anlaşılmakla pay devrinin oy yasağının dolanılması amaçlı yapıldığının kabulü gerekmektedir.Bu durumda bu devir geçersiz sayılacağından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ;bu hata/ eksiklik nedeniyle yeniden yargılama gerekmediğinden davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına ,davanın kabulüne ibra kararının iptaline karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/365 Esas-2019/318 Karar sayılı ve 21/03/2019 tarihli kararın, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜNE; 2016 yılında (08.01.2018 tarihinde) yapılan Olağan Genel Kurul Erteleme Toplantısında alınan yönetim kurulu üyeleri …, …, …’ın ibralarına ilişkin alınan 4 nolu kararın iptaline” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30- TL nispi karar ve ilam harcından 35,90-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 23,40- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacılar tarafından yatırılan 77-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Davacılar tarafından yapılan 234,50-TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Davacılar lehine taktir olunan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacılar tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan 59,50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacılara verilmesine Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 29/04/2021