Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/705
KARAR NO: 2023/1496
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2017/449 Esas – 2020/901 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki taşıma ilişkisi sebebiyle 3 adet faturadan kaynaklanan cari hesap borcunun davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğinden takibin durduğunu ileri sürerek, davalının davaya konu icra takibine vaki itirazının iptaline ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, söz konusu 3 faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu ancak davacı şirkete tüm hak edişlerinin verildiğini, bu hizmetlerden farklı olarak davacının dava dışı … A.Ş.’ye hizmet verdiğini, davacının adı geçen şirketten tahsil ettiği alacağı kötü niyetli olarak müvekkilinden de mükerrer olarak tahsil etmeye çalıştığını, davaya konu alacaktan … A.Ş.’nin sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine ve alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, dosyada mevcut tarafların çalışanları arasındaki e-posta yazışmalarından, tarafların dava dışı şirketin mallarının taşınması hususunda anlaştıkları, davalının bilirkişi incelemesi için sadece cari hesap ekstresini sunduğu, ticari defterlerini incelemeye sunmadığı ancak dosyada davalıya ait 2014 yılı 12. ayında yapmış olduğu alımları gösteren BA formunda, davacı tarafından tanzim edilen 2 adet toplam 20.102-TL bedelli (KDV hariç) tutarın kayıtlı olduğu, davacı tarafından 2014 yılı 12. ayında toplam 7.680-Euro değerinde fatura tanzim edildiği, bu tarihteki döviz kurları göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafından 01/12/2014’te tanzim edilen 4.080-Euro bedelli, 29/12/2014’te tanzim edilen 3.600-Euro bedelli faturaları, davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiği, davalının düzenlediği 1.250-Euro değerindeki iade faturasının açıklamasında davacı tarafından tanzim edilen 26/01/2015 tarihli … no’lu faturanın dayanak yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda, davacının tanzim ettiği faturanın davalı tarafından teslim alındığı ancak davalının iade faturasının haklı olarak düzenlendiğinin ispatlanamadığı;faturaların davalı tarafından BA formlarında vergi dairesine bildirilmiş olmasının, fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil edeceği, bu karinenin aksi yönünde davalının delil sunmadığı, davalı tarafından ticari defterlerin tamamının incelemeye sunulmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalının itiraz ileri sürmediği e-posta yazışmaları ile taraflar arasında dava dışı … A.Ş.’ye ait malların taşınması hususunda anlaşıldığı, davacının bu taşıma nedeniyle takip tarihi itibariyle davacıdan 7.562-Euro alacaklı olduğu ve icra inkar tazminatı şartlarının bulunduğu gerekçesiyle, davaya konu icra takibine davalının vaki itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun m. 4/a uyarınca yıllık %3,50’yi geçmeyecek şekilde faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davaya konu taşımalarda müvekkilinin taşıma işleri komisyoncusu olarak hareket ettiğini, taşımalara aracılılık ettiğini ancak kendi adına yürüttüğü taşımalarda dava dışı şirket hesabına sözleşmeler akdettiğini ve asıl yük ilgilisinin dava dışı şirket olduğunu, dolaylı temsilci sıfatıyla yapılan sözleşmede taraf sıfatının müvekkiline ait olmadığının bilirkişi raporunda belirtildiği; CMR hükümlerine göre gönderen sıfatını haiz dava dışı şirket ile davacı arasında taşıma sözleşmesi bulunduğunu ve navlun borcunun da gönderene ait olduğunu; müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı 26/01/2015 tarihli ve 4.200-Euro bedelli faturanın ise 2.950-Euro’sunun müvekkilince ödendiğini, sehven fazla kesilen bedelinin taşkın kısmı için müvekkilinin 20/02/2015 tarihli ve 1.250-Euro bedelli iade faturası düzenlediğini, davacının taşıma işlemi için navlun ücretinin 4.200-Euro olduğunu ispat edemediğini; davacının müvekkiline fatura düzenlemesinin alacağın varlığını ispatlamadığını; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu ancak davacının tüm hak edişlerini aldığını; eksik inceleme ile hüküm verildiğini ve icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine ve davacıdan kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma hizmeti nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı başlatılan ilamsız takibe davalının vaki itirazın iptaline ilişkindir. Somut olayda; davacı, davalıya taşıma hizmeti verdiğini, davalı da kendisinin taşıma işleri komisyoncusu olduğunu, bu kapsamda davacıyla aralarında ticari ilişki bulunduğunu ancak taraflar arasındaki cari hesaptan dolayı davacıya bir borcunun olmadığını ve özellikle davacının davaya konu alacağın kaynağı olarak dayandığı … A.Ş. için Almanya ve Belçika’ya yapılan taşıma alacağının muhatabının dava dışı şirket olduğunu ve o şirketten de davacının alacağını tahsil ettiğini savunmasında ifade etmiştir. Davacı dava dilekçesinin ekinde 29/12/2014 tarihli 3.600-Euro bedelli, 12/01/2015 tarihli 1.140-Euro bedelli ve 26/01/2015 tarihli 4.200-Euro bedelli faturalar ile delil dilekçesinde 17/11/2014 tarihli … A.Ş.’nin 13 paletten oluşan 5.971-kg emtiasının Almanya’ya yapılan taşıması için davalıya düzenlediği faturayı sunmuş; faturaların davalının İzmir Bölge çalışanlarına teslim edildiğini belirtmiştir. Davalı ise faturaların kendisine tebliğ edilmediğini ileri sürmüştür. Dosyadaki e-posta kayıtlarına göre bu taşımaların davacı tarafından ifası hususunda davalının aracılık ettiği tartışmasızdır. Buna göre uyuşmazlık, dava dışı şirket için yapılan taşımalardan dolayı davacının davalından alacağını talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, taraflara ticari defter ve kayıtlarını sunmaları için kesin süre verilmiş, davacı yabancı şirket olduğundan bahisle defter ve kayıtlarını dosyaya sunmamış ancak yapılan taşımalara ilişkin belgeleri sunmuş; davalı da cari hesap ekstresini sunmuştur. Ayrıca davalının BA ve BS formları da celp edilmiştir. Uyuşmazlığın aydınlatılması için dosyada taraflarca sunulmuş cari hesap ekstrelerin incelenmesi gerekmektedir. Davacının hesap ekstresi 10/11/2014-09/04/2015 ve davalınınki de 23/12/2014-13/04/2015 dönemini kapsamaktadır. Ayrıca davalı 01/12/2014-09/04/2015 aralığındaki kayıtları gösteren ve alacakların TL karşılığını gösteren ekstre de dosyada mevcuttur. Davacının hesap ekstresine göre, 09/04/2015 itibariyle davalıdan 31.966-Euro alacağının ve davalıya da 4.823-Euro borcunun bulunduğu, sonuç olarak 27.143-Euro davalıdan alacaklı olduğu; davalının hesap ekstresine göre ise, 09/04/2015 itibariyle davacıya 22.403-Euro borcunun ve 2.822-Euro alacağının bulunduğu, sonuç olarak 19.581-Euro davacıya borcunun bulunduğu ve anılan tarihte davacıya 19.581-Euro ödeme yaptığı görülmektedir. Bu farkın sebebi ise, davacının kayıtlarında bulunan ve davada alacağın kaynağı olarak ileri sürülen 29/12/2014 tarihli 3.600-Euro ve 12/01/2015 tarihli 1.140-Euro bedelli 2 adet faturanın davalının cari hesabında görünmemesidir. Buna ek olarak davalının kayıtlarında olan 19/12/2014 tarihli 1.572-Euro satış faturası ve 20/02/2015 tarihli 1.250-Euro bedelli iade faturası da davacının ekstresinde görünmemektedir. Bu miktarların toplamı (3.600-Euro+1.140-Euro+1.572-Euro+1.250-Euro)=7.562-Euro veya diğer bir deyişle cari hesaplar arasındaki fark (27.143-Euro-19.581-Euro)= 7.562-Euro’dur. Bu rakam da davaya konu icra takibinde, davacının davalıdan talep ettiği miktara karşılık gelmektedir. Davalı 1.250-Euro’luk iade faturasını, … A.Ş. için yapılmış taşımadan kaynaklanan 26/01/2015 tarihli 4.200-Euro’luk fatura kapsamında 1.250-Euro’sunun kabul edilmediği için iade edildiğini belirtmiştir. Ancak davacı tarafça kabul edilmemiş iade faturasının neden düzenlendiği açıklanmadığı gibi iade sebebinin haklılığını ortaya koyacak her hangi bir delil de, davalı tarafından ortaya konulmamıştır. Aynı şekilde yargılamada, davacının hesaplarına göre benimsenmemiş olan 19/12/2014 tarihli 1.572-Euro bedelli, davalının davacıya düzenlediği satış faturası için davalı, davacıdan alacaklı olduğunu gösteren bir delil sunmamıştır. Dolayısıyla, davacının davalıdan hem iade faturası bedeli 1.250-Euro ve hem de ispatlanamayan satış faturası bedeli 1.572-Euro kadar alacaklı olduğu kabul edilmelidir. Davacıda mevcut olup ,davalı ekstresinde görülmeyen 3.600-Euro ve 1.140-Euro bedelli faturaların üzerinde ise ayrıca durulması gerekmektedir. Bu anlamda, 29/12/2014 tarihli ve 3.600-Euro bedelli faturanın … A.Ş.’nin Belçika’ya gönderdiği 55 paletten oluşan 21.905-kg; 12/01/2015 tarihli ve 1.140-Euro bedelli faturanın yine … A.Ş.’nin Belçika’ya gönderdiği 13 paletten oluşan 5.703-kg’lik taşıma için düzenlendiği sunulan taşıma evraklarından anlaşılmaktadır. Tarafların çalışanları arasındaki e-posta yazışmalarından da söz konusu taşımaların yapıldığı,taşıma faturalarının davalı adına düzenlendiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı, söz konusu fatura bedellerinin dava dışı şirket tarafından ödendiğini iddia etmiş ise de, ödemeye ilişkin belge sunulmamıştır. Davalı ,sunulan taşıma evraklarında taşıtan sıfatını haiz olduğundan 3.600-Euro ve 1.140-Euro bedelli faturalardan sorumlu tutulmasında isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin faturalardan sorumlu olmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İİK’nın 67. maddesi uyarınca, borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilir. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliğine göre değişmekle birlikte, alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Somut olayda takip ve dava konusu alacak hizmet faturalarına dayalı olduğundan, alacak likittir. Ancak mahkemece 7.562-Euro üzerinden %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, yabancı para borcuna ilişkin takipte takip tarihindeki kura göre hesaplanan tutardan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf sebebi haklı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle; yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama Bununla birlikte, dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, hükmün kaldırılmasına, yeniden hüküm verilerek itirazın iptaline ,takibin 7.562-Euro asıl alacak üzerinden devamına ve icra takip tarihinde davacı tarafça bildirilen kur esas alınarak (7.562-EuroX3,21-TL=24.274,02-TL) %20 oranda hesaplanan 4.854,80-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2020 Tarih 2017/449 Esas 2020/901 Karar sayılı kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun m. 4/a uyarınca yıllık %3,50’yi geçmeyecek şekilde faiz işletilerek takibin devamına, İcra takip tarihindeki kur üzerinden %20 oranda hesaplanan (4.854,80-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, İlk derece yargılamasına ilişkin olarak ; Alınması gereken 2.040,36-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 387,21-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.653,15-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 418,61-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı tarafından sarf edilen 2.300-TL bilirkişi ücreti, 97,20-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.397,20-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 4.480,36-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafından yatırılan 510,09-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine, Davacı tarafından sarf edilen 58,10-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2023