Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/690 E. 2021/895 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/690
KARAR NO : 2021/895
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2019/582 Esas 2020/706 Karar
DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacılar vekili , davalı banka tarafından 02.10.2013 tarihli ve 182 sayılı genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacakları sebebi ile kredi borçlusu … ile birlikte müvekkili … aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takip yapıldığını, anılan takibe diğer borçlu ile birlikte … tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, itirazın iptali için davalı banka tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 7.ATM nin 2015/867 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, davalı banka ayrıca kredi sözleşmesi ile birlikte alınan teminat senedinde müvekkili …’a da “Aval içindir” şeklinde kefaletini aldığından anılan senedi İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu ettiğini, müvekkili …’un yukarıda belirtilen genel kredi sözleşmesindeki kefil imzasından başka davalı banka ile herhangi bir borç alacak ilişkisi olmadığı gibi anılan kambiyo evrakının borçlusu ile genel kredi borçlusunun aynı kişi olduğunu, müvekkili …’un kefaleti ve teminat olarak alınan kambiyo senedine aval imzasında TBK 584 maddesine göre eş rızası bulunmadığından geçersiz olduğunun kefalet ve avalin hükümsüz olduğunun tespiti ile davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takiplerin müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkili banka ile dava dışı … arasında 02.10.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, …’ın 02.10.2013 düzenleme 11.05.2015 tediye tarihli bonoyu düzenleyerek ödeme aracı olarak müvekkili bankaya verdiğini, bono ödendiği takdirde borçtan düşüleceğini, teminat senedi olmadığını, davacının senedi avalist olarak imzaladığını,kredi borcunun ödenmemesi üzerine borçlu … ve davacı … aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığını,bonolarda TBK 584 ve 603 maddeleri gereğince aval verenin eş rızasının bulunması gerekmediğini, davacının avalistliği için TTK hükümlerinin uygulanması gerektiğini,belirterek haksız açılan davanın reddine davacının % 20 kötüniyet tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ:Mahkemece; davacı …’un davacı …’un eşi olup takip dosyalarında genel kredi sözleşmesi ve senette borçlu veya kefil sıfatı ile imzası bulunmadığından bu davacı yönünden açılan davanın aktif husumet nedeni ile reddine, davalı banka tarafından İstanbul 7.ATM nin 2015/867 esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında İstanbul …İcra Müd. … esas sayılı dosyası için yargılama yapılarak sonuçlandırılmış olmakla artık bu alacak yönünden kesin hüküm nedeni ile davanın reddine, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı kambiyo takibinde avalde eş rızasına ilişkin kefalet hükümlerinin uygulanmayacağı yönündeki yerleşik kararlar gereğince davalı bankaya karşı iş bu kambiyo takibinden dolayı 33.237,82-TL asıl, 824,02-TL işlemiş faiz ve 41.20-TL BSMV olmak üzere toplam 34,103,04-TL borçlu olduğundan davanın kısmen kabulü ile 16.609,46-TL borçlu olmadığının tespitine,fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı banka vekili , davacı tarafından açılan davada borç miktarına itiraz etmeyip aval ve eş rızasına yönelik itiraz ile bononun geçersiz olduğunu iddia ettiğini, mahkemenin davacı tarafın itirazını genişleterek kambiyo takibinde banka alacağının kısmen kabulüne ve kabul edilen kısım yönünden vekalet ücreti takdir edilmesine ilişkin kısmın hatalı olduğunu bankanın icra takibinde belirtildiği oranda alacaklı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava; İİK 72 maddesine göre kambiyo senedine dayalı ve ilamsız takipde açılan menfi tespit davasıdır.Davacı tarafından açılan dava davacı … ‘un borçlu olmadığının tespiti için açılmış harca esas değer olarak 34.973,14-TL olarak gösterilmiştir.Davalı banka tarafından davacı ile dava dışı … hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile 34.973,14- TL için 29.05.2015 tarihinde ilamsız takip başlatılmış, 05.06.2015 tarihinde de İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile de kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatılmıştır.Davalı banka tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ilamsız takip için açılan itirazın iptali davası İstanbul 7.ATM nin 2015/867 esas 2016/903 karar sayılı kararı ile davacı ile birlikte borçlu hakkında 33.492,30-TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir.Davalı banka tarafından ; asıl borçlu ile banka arasında imzalanan 02.03.2013 tarihli 50.000-TL bedelli genel kredi sözleşmesi dolayısıyla oluşan borç nedeniyle ilamsız takip yapılmış ,borç tutarı kadar itirazın iptaline karar verilmiş ve bu karar kesinleşmesine rağmen ,kredi borcuna karşılık alınan senet bedelinin tamamının tahsili için kambiyo takibi başlatılmıştır.Davacının avalist olarak imzasının bulunduğu senedin kredi borcuna karşılık verildiği davalı banka tarafından da kabul edilmektedir.Başkaca alacağın varlığı ileri sürülmemiştir.Kredi borcu da kesinleşen ilam ile tesbit edilmiştir.Davacı tarafından imzalanan senedin kredi borcuna karşılık verildiği her iki tarafın kabulünde olduğundan , davacının borcunun kredi borcu miktarı kadar olacağı mahkemece alınan bilirkişi raporunda da kredi borç miktarının 34.103,04 -TL olarak belirlenmesi nedeniyle takip tutarından tesbit edilen borç miktarı düşülerek bakiye 16.609,46-TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Borç bulunmadığı iddiası ile açılan dava da kısmen borç bulunduğu tesbit edildiği takdirde bunun hakim tarafından dikkate alınmamasını gerektiren yasal bir düzenleme yoktur.Davalı vekilinin borç miktarına itiraz olmadığına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davanın kabul edilen miktarı üzerinden davacı lehine ,reddedilen miktar üzerinden davalı vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmesi de HMK 326/2 maddesi gereğidir.Açıklanan nedenlerle,istinaf sebebleri yerinde olmayan davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 1.134,59-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 283,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 850,94-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Davacı gider avansından karşılanan 50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/06/2021