Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/679
KARAR NO: 2021/923
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/630 Esas 2021/216 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı-ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili; davalı şirketin halka açık bir şirket olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin toplam 4.674.657,54- TL sermaye tutarına tekabül eden ve imtiyazlı oy hakkına sahip olan A Grubu paylarının %50’sine tekabül eden 2.337.328,77 TL sermayeye tekabül eden payları ile 16.325.342,46 TL’ye çıkarılmış ve tamamı ödenmiş olan B Grubu payların 6.530.136,98 TL’lik kısmına tekabül eden payların sahibi olduğunu, 15/05/2020 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, 28/05/2020 tarihli ve 9 sayılı YK kararı ile YK Başkan vekili ve imzaya yetkili yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, davalı şirket yönetim kurulu tarafından “… 15.05.2023 tarihine kadar münferiden temsile yetkili olarak seçilmiştir.Daha önceden temsile yetkili görevli olan …’in önceki görevi sona ermiştir.” şeklinde alınan 21.10.2020 tarihli kararın yok hükmünde/mutlak butlanla batıl olduğunu, imtiyazlı pay sahibine YK toplantı çağrısı yapılmadan karar alınması sebebiyle alınan kararın batıl olduğunu,yönetim kurulu toplantı çağrısının, toplantısının ve karar alınmasının da şekil itibariyle ana sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu, eyanla kararın uygulanmasının durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının iddialarının sunulan deliller kapsamında incelenmesi sonucu ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde ileride telafisi imkansız zararlar doğacağı yönünde kanaat oluşmadığı ve ihtiyati tedbirin şartları gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-ihtiyati tedbir isteyen vekili; davalı şirketin 16/10/2020 tarihli 12 sayılı Yönetim Kurulu kararının batıl olmakla birlikte işbu kararın dava süreci boyunca uygulanmasının telafisi imkansız zararlara yol açacağını, ana sözleşmenin ana amacının imtiyazlı pay sahiplerinin birlikte vereceği kararla şirketin yönetiminin ve yönetim ilkelerinin belirlenmesi olduğunu, imtiyazlı pay sahibine Yönetim Kurulu toplantı çağrısı yapılmaksızın ve birlikte yönetici seçimi ve yönetim ilkelerini belirleme ilkelerine açıkça aykırı hareket ederek Yönetim Kurulu’nun aynı durumda bulunan paydaşa eşit işlem ilkesine aykırı hareket etmiş olduğunun ortada olduğunu, şirket hissedarlarını ve yöneticilerini korumaya yönelik tedbir olan çift imza yetkisinin etkisine güvenmek suretiyle katılım sağlamış bulunan davalı şirket yatırımcıları ve müvekkilinin hukuka aykırı Yönetim Kurulu kararı ile yüzüstü bırakıldığını, Yönetim Kurulu kararının toplanma şekli bakımından da hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak Yönetim Kurulu kararının ileride telafisi imkansız zararlara sebebiyet vermesinin önüne geçilebilmesi ve kararın uygulanmasının önüne geçilmesi maksadıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yönetim kurulu kararında imzaya yetki verilen YK başkan vekiline verilen imza yetkisinin geri alınarak YK başkan vekiline imza yetkisi verilmesine ilişkin alınan yönetim kurulu kararının butlanına karar verilmesi istemine ilişkin açılan davada yönetim kurulu kararının icrasının durdurulmasına ilişkindir. Davalı şirketin anasözleşmesinin 10.maddesinde “yönetim Kurulunun TTK nun 375.maddesinde yer alan devredilemez görev ve yetkiler ile diğer maddelerde yer alan devredilemez görev ve yetkiler ile saklı kalmak üzere ,yönetimi kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkilidir.bu durumda yönetim kurulu TTK nun 367/1.maddesine uygun bir iç yönerge düzenler.Yönetim kurulu’nun alacağı karar üzerine ,TTK nun 375.maddede yazılı devredilemeyen görev ve yetkiler saklı kalmak üzere ,TTK nun 370.madde hükümleri uyarınca ,şirketin temsil yetkisi tek imza ile yönetim kurulu üyelerinden birine veya bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredilebilir.Temsil yetkisinin tek kişiye devredilmesi halinde ,bu kişinin yönetim kurulu üyesi olması şarttır. “denilmektedir. Yine anasözleşmenin 5.maddesinde davalı şirketin yönetim kurulunun beş kişiden oluşacağı ve kararlarını TTK daki nisaplara uygun olarak alacağı yazılıdır. Davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri davaya konu kararı üç yönetim kurulu üyesi oybirliğiyle almıştır.Şirket genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulması yönünde açık ve özel bir hüküm bu lunmasına rağmen yönetim kurulu kararlarının yürütmesinin durdurulması yönünde bir yasal düzenleme mevcut olmadığından genel düzenlemelerden yararlanmak gerekmektedir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda dava konusu yönetim kurulu kararının yürütülmesinin durdurulması için yaklaşık ispatın mevcut olmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararda isabetsizlik görülmemiştir.İstinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı-ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/06/2021