Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/655 E. 2021/1055 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/655
KARAR NO: 2021/1055
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2020/217 Esas-2020/579 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Davanın kabulüne dair kararın fer’i müdahil tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirketin 2009-2018 yılları arasında %50,2 hissesine sahip olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin 11.03.2009 tarihli genel kurul toplantısında YK başkan vekili seçildiğini,20.06.2011 tarihli “sermaye arttırımı” konulu genel kurul toplantısının, müvekkili katılmadan gerçekleştirildiğini, alınan kararların yok hükmünde olduğunu, toplantıya şirket hissedarı olmayan … unvanlı Alman şirketini temsilen dolandırıcılık suçundan hükümlü … isimli şahıs ile şoförü …’nin de toplantıya hissedarmış gibi katıldıklarını, müvekkili tarafından açılan İst.2. ATM nin 2013/373 esas ve İst. 10. ATM nin 2014/96 esas sayılı dosyalarında, 20.06.2011 tarihli genel kurul toplantısının, hissedar olmayan şahısların katılımıyla yapıldığının bilirkişi raporlarıyla da tespit edilerek, kanuna aykırı yapılan toplantının batıl ve geçersiz olduğuna, … ünvanlı Alman şirketinin ise (temsilen … ve …) aktif husumet ehliyetleri bulunmadığından, müdahillik taleplerinin reddine karar verildiğini, %50,2 hissesi davacıya aitken geri kalan %50 hissenin davalılara devredilmiş olmasının mümkün olmadığını,ortak pay defterinde sadece şirket gerçek hissedarlarının adlarının yazılı olduğunu, … ünvanlı Alman şirketinin ya da temsil ettiği söyleyen … ve … isimlerinin kayıtlı olmadığını, sermaye arttırımına yönelik şirketin hesabına tek kuruşluk ödeme yapıldığına dair belge bulunmadığını,20.06.2011 tarihli genel kurul toplantısının iptaline ve batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket yetkilisi; İstanbul 2. ATM nin 2018/109 esas sayılı, İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesinin 2018/1033 esas 2018/920 karar sayılı, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/400 esas 2018/149 karar sayılı, İstanbul 3. ATMnin 2014/384 esas 2019/514 karar sayılı kesinleşmiş kararları doğrultusunda davacının taleplerine muvafakat ettiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; butlan ve yokluk hallerinde herhangi bir süreye tabi olmadan dava açılabileceğini, 19.11.2020 tarihli celsede davalı vekilinin, davayı kabul ettiklerini beyan ettiği ve vekaletnamesinde davayı kabul yetkisinin bulunduğu, işbu dosyada davalı şirkete ait 20.06.2011 tarihli genel kurul toplantısının yoklukla malul olduğunun tespiti talep edildiğinden,uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olması nedeniyle, yapılan kabulün geçerli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran feri müdahil … temsilcisi …; her ne kadar davaya feri müdahil olarak katılmış ise de, davalının davacı ile iş birliği içinde olması nedeniyle davaya asli müdahil olarak kabulüne karar verilmesini istediklerini, davacının imzasının bulunduğu 30.05.2011 tarihli yönetim kurulu kararı nedeniyle toplantıdan haberdar olduğunu, toplantının yeri ve tarihini bilmesine rağmen mahkemeyi kandırarak davayı yıllar sonra açmasının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, davalının davayı kabulünün de davacının kötü niyetinin ispatı olduğunu, davacı ve davalının kötü niyetli olduğunu, toplantıya katılmayarak dava açıldığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GERERKÇE: Dava, davalı şirketin 20.06.2011 tarihli genel kurulunda alınan kararların batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. HMK’nın 66. ve devamı maddeleri hükümlerine göre; üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir. Müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebilir; onun savunmasına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir. Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir. Fer’i müdahil, taraf veya bir tarafın temsilcisi olmayıp sadece iltihak ettiği tarafla birlikte hareket etme yetkisine sahip olduğundan, tek başına kanun yoluna başvuramaz, ancak lehine katıldığı tarafla birlikte hükmü kanun yoluna götürebilir. Dolayısıyla davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan kişi, yanında katıldığı tarafın istinaf yoluna başvurmaması halinde, ondan bağımsız olarak tek başına istinaf yoluna başvurması mümkün değildir. Somut olayda; feri müdahil davalı yanında davaya katılmış olup, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle, feri müdahilin tek başına istinaf kanun yoluna başvurması mümkün değildir. Feri müdahil tarafından istinaf dilekçesinde davaya asli müdahil olarak kabul edilmesi talep edilmişse de; HMK’nın 65. maddesi gereğince hüküm verildikten sonra davaya asli müdahale mümkün olmadığı gibi, HMK’nın 357/1 maddesi gereğince istinaf aşamasında davaya müdahale talep edilmesi de olanaksızdır. Açıklanan nedenlerle; feri müdahilin tek başına hükmü istinaf hakkı bulunmadığından, istinaf başvurusunun HMK’nın 346/1 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Fer’i müdahilin istinaf başvurusunun HMK’nun 346/1 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, Feri müdahil tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/07/2021