Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/648 E. 2021/643 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/648
KARAR NO: 2021/643
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/753 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
İlk derece mahkemesince verilen 13/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili; müvekkili şirketin Türkiyede’ki 11 girişim sermayesi yatırım ortaklığı şirketlerinden biri olduğunu, Covid-19- Mart 2020’den itibaren ekonomisinin etkilendiğini, Haziran 2020’de eşanlı sermaye azaltım arttırım kararı alındığını, … A.Ş.’nin 30.10.2020 tarih ve … sayılı kararı ile davacı şirket hisselerinin kottan çıkarılmasına karar verildiğini ,bu kararın hisselerin borsada işlem görmemesine , yatırımcıların hisselerini satabileceği bir pazarın olmamasına ve hisselerin piyasa değerinin düşmesine, müvekkili şirketin ve hissedarlarının telafisi güç ve imkansız zararlara uğramasına sebep olacağından ihtiyati tedbir kararı verilerek dava konusu kararın uygulanmasının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; yargılama yapılarak dava sonucu ile elde edilebilecek hüküm sonucunun tedbir kararı ile verilmesi mümkün olmadığı ve yaklaşık ispat koşulu ve HMK.’nın 389. maddesinde belirtilen şartların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; davanın neticelenmesi uzun bir zaman alacağından ileride önlenemez zararlar meydana geleceğini, müvekkili şirketin borsada işlem görmemesinin yatırımcıların hisselerini satabileceği bir pazarın ortadan kalkmasına, hisselerinin piyasa değerinin düşmesine sebep olacağından müvekkili şirketin ve hissedarlarının telafisi güç ve imkansız zararlara uğramasına yol açacağını, tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkili şirketin yatırımcılarının hisselerini satması halinde tekrardan yatırımcılarını kazanamayacağını ve hakkın elde edilmesinin imkansız hale geleceğini, … A.Ş.’nin borsa kottan çıkarma kararının mevzuata uygun olmadığı gibi, hiçbir gerekçe tespit, tutanak vs.’ye dayanılmadığını, … A.Ş’nin borsa kotundan çıkarma kararında “25,1,e ortaklığın borsa tarafından geçerli kabul edilebilecek durumlar dışındaki nedenlerle 1 yıldan uzun bir süre faaliyetlerinin durdurulmuş olması” nedenine dayandığını, 1 yıldan uzun bir süre faaliyetlerinin durdurulmasının söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin Sermaye Piyasası Kurulu’na tabi bir girişim sermayesi yatırım ortaklığı olup, faaliyette olup olmadığının Sermaye Piyasası Kurulu tarafından incelenen bir husus olduğunu, … A.Ş.’nin müvekkili şirketi kottan çıkarırken hiçbir gerekçe vs sunmadığı gibi borsa kotundan çıkarmadan önce müvekkili şirkete süre de vermediğini, Covid-19 tüm dünyayı etkilerken, süreler durmuşken davalının sürelerin durdurulduğu sırada 06.04.2020 tarihinde uyarı da bulunduğunu, bundan yaklaşık 6-7 ay sonra hayatın olağan akışına, hakkaniyete aykırı bir şekilde 30.10.2020 tarihinde müvekkili şirketi kottan çıkardığını belirterek 13.01.2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, hisseleri borsada işlem gören davacı şirketin kottan çıkarılmasına ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir. HMK.’nın 389/(2) maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” şeklindedir. HMK’nın 390/3. Maddesi uyarınca da , İhtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gereklidir. Yargıtay 19. HD’nin 2019/2981 esas-2019/4812 karar sayılı ve 17.10.2019 tarihli ilamı ile: “Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. Ayrıca verilecek ihtiyati tedbir kararının da uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte olmaması gerekir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.”denilmiş, açıklanan hukuki değerlendirme çerçevesinde bir davada hükümle elde edilebilecek hususta ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir. Davacının talep sonucu davacı şirketin kotta bulunma koşullarını karar tarihi itibariyle taşıdığının tesbiti ile kottan çıkarılma kararının iptaline ilişkin olup, ihtiyati tedbir istemi aynı zamanda dava dilekçesindeki talep sonucu teşkil etmektedir.İhtiyati tedbir istemi hüküm sonucuna yönelik olup, işin esasını çözecek ve hüküm sonucunu elde edecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davacı-ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 29/04/2021