Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/638 E. 2021/1157 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/638
KARAR NO : 2021/1157
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/675 Esas
TALEP: Davalıdır Şerhinin Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/07/2021
İlk derece mahkemesince verilen 02/12/2020 tarihli davalıdır şerhine yönelik itirazların reddine ilişkin ara kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili; müvekkilinin …’nin %50 paya sahip ortağı olduğunu, müvekkilinin şirketin diğer %50 paya sahip ortağı ve aynı zamanda şirketin müdürü olan … karşı boşanma davaları açtığını ve Beykoz 2. Aile Mahkemesi 2019/170 E. Sayılı dosyada boşanma davalarının birleştirilerek devam ettiğini, bunun dışında müvekkili tarafından … karşı 09.07.2019 tarihinde Beykoz 2. Aile Mahkemesi 2019/556 Esas Sayılı dosyasında mal paylaşım davası da açıldığını, işbu davanın halen derdest olduğunu, bu davada … ortağı olduğu şirketlerde bulunan hisse değeri üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu, ancak ortağı olduğu şirketlere ait taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmediğini, Vesa limited şirketinin de bu şirketlerden biri olduğunu, davalı … limited şirketinin müdürü … şirkette 23.10.2019 tarihinde müvekkilin haberi olmadan ortakların bir araya gelmiş ve toplantı yapılmış gibi ortaklar kurulu kararı düzenleyip müvekkilinnin imzasını taklit ederek hükümsüz ortaklar kurulu kararına dayanarak şirketin taşınmaz mal varlığını devrettiğini, hükümsüz olan ortaklar kurulu toplantısında “Şirketin sahibi olduğu gayrimenkullerin kısmi bölünme işlemi yoluyla yeni kurulacak şirketlere devredilmesine” şeklinde karar alındığını, müvekkilin imzası taklit edilerek alınan ortaklar kurulu kararının Kadıköy … Noterliği’nin 31.10.2019 tarih ve … Sayısı ile onaylatıldığını, işbu sahte imza ile alınan hükümsüz ortaklar kurulu kararının Ticaret Sicil Gazetesinde 19.11.2019 tarih ve 9954 sayısı ile ilan edildiğini, müvekkil ile Vesa limited şirketinin müdürü arasında devam eden boşanma davaları ve mal paylaşım davasından anlaşılacağı üzere taraflar arasında bir husumet olduğunu, şirket müdürünün müvekkili davacıdan mal kaçırmak amacıyla amacıyla çeşitli yasal olmayan işlemlere dahi başvurduğunu, şirket müdürünün sahte imza ile şirket mal varlığını devretme yoluna girişmesinin müvekkilinden mal kaçırma çabasını şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koyduğunu ileri sürerek; 23.10.2019 sayılı ortaklar kurulu kararının yokluğu tespit edilerek kararın iptaline, işbu karara istinaden yapılan kısmi bölünme işleminin ve bölünme işlemi sonucu kurulan yeni şirketlere devredilen taşınmazların devir işleminin iptaline, kısmi bölünme sonucu kurulan … Tic. ve San. A.Ş. ile … Tic. ve San. A.Ş.’nin ticaret sicilden terkinine karar verilmesi istemi ile açmış olduğu davada, … limited şirketinden hükümsüz ortaklar kurulu kararına istinaden … ve … Anonim Şirketi’ne devredilen taşınmazların müvekkilin yargılama sonucunda hak kaybına uğramasını önleyebilmek adına 3. Kişilere devrini engellemek amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesi, ihtiyati tedbir kararı verilene kadar taşınmazlar üzerine “davalıdır” şerhi konulması, talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 15/09/2020 tarihli tensip zaptı ile; Dava dilekçesinde davalı şirketlere devredildiği belirtilen taşınmazlar yönünden davalıdır şerhi talebinin iş bu taşınmazlar devredildiği belirtilen şirket üzerine kayıtlı olması halinde kabulüne karar verilmiştir.
İTİRAZ : Davalılar vekili, ilgili şirketlerin tapu kayıtları celbedilip incelenmeden karar verildiğini, davalıdır şerhi konulması için gerekli şartların mevcut olmadığını, davanın niteliği ve talep türü ile ilgisi olmayan sair taşınmaz ve diğer malvarlığına davalıdır şerhi konulması talebinin ölçülülük ve hakkaniyet ilkeleri de esas alınarak reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalıdır şerhinin fiilen müvekkili şirketlerin tasarruf yetkisini kısıtladığını, davacı tarafça TTK 448/3 uyarınca teminat gösterilmesi gerektiğini, davalıdır şerhi konulmasına hukuki yarar bulunmadığını, bu nedenlerle davalıdır şerhinin kaldırılmasına, bu talebin reddi halinde davacı tarafından teminat gösterilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 28/10/2020 tarihli tensip ara kararıyla dava dilekçesinde davalı şirketlere devredildiği belirtilen taşınmazlar yönünden davalıdır şerhi talebinin iş bu taşınmazlar devredildiği belirtilen şirket üzerine kayıtlı olması halinde kabulüne karar verilmiş olup, karara karşı davalılar vekilinin itirazı üzerine mahkemece 02/12/2020 tarihli oturumda alınan ara kararla dava konusu genel kurul kararı ile kurulan şirketin fesih ve tasfiyesi ile sicilden terkini talep edildiğinden, davanın sonucuna göre davalı … A.Ş ve … A.Ş ‘ye intikal eden taşınmazların yeniden … Ltd. …ye dönme ihtimali bulunması karşısında, davacı yanın ve 3. şahısların telafisi imkansız zararları oluşması göz önünde bulundurularak davalı yanın davalıdır şerhine yönelik itirazların reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; ilgili şirketlerin tapu kaydı gelmeden davaya cevap verilmeden ve deliller sunulmadan taraflı beyanla taşınmazlara davalıdır şerhi konulmasının hukuka aykırı olduğunu; davalıdır şerhinin müvekkili şirketlerin tasarruf yetkisini kısıtlamakta olduğunu, davanın konusunu oluşturmayan taşınmazların üzerine şerh konulmasının yerinde olmadığını, maktu harca tabi olan genel kurul kararlarının iptali davalarının ciddi hukuki temellere dayandırılmaksızın açılarak şirket ve diğer pay sahipleri üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmaya elverişli hale getirildiğini; davalıdır şerhi konulabilmesi için yaklaşık ispat şartının dahi gerçekleşmediğini, şirkete ait taşınmazların üzerindeki ayni hakların doğrudan eldeki davanın konusunu oluşturmadığını; müvekkilinin ticari itibarının sarsılmasına rağmen TTK m.448/3 uyarınca teminat gösterilmeden şerh konulmasının yasaya aykırı olduğunu; davacı tarafın işbu davayı ikame etme amacının dilekçesinde de belirttiği üzere taraflar arasındaki boşanma dosyasından …. Ltd. Şti adına kayıtlı malvarlığına tedbir konulmasını sağlayamadığından işbu davayı açarak haksız olarak davalıdır şerhi konulması talebinde bulunduğunu, davaya konu edilen genel kurul kararı ile iştirak modeli ile davalı şirketler kurulduğunu, kurulan şirketlerin de hissleri davalı … Ltd. Şti ‘ye ait olup tüm bu hususlar değerlendirildiğinde davacının iddialarının yerinde olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davacı vekili, müvekkilinin aralarında boşanma ve mal paylaşımı davası devam eden dava dışı … davalı Vesa şirketinde %50 hisseli ortakları olduğunu, dava dışı ortağın mal kaçırmak amacıyla müvekkilinin haberi olmadan şirketin kısmi bölünmesine, şirketin sahibi olduğu taşınmazların kısmi bölünme yolu ile kurulacak yeni şirketlere devredilmesine ilişkin sahte ortaklar kurulu kararı aldığını ve bu şirkete ait taşınmazları, … şirketinin bölünmesi ile oluşan diğer davalı şirketlere devrettiğini ileri sürerek 23/10/2019 tarihli ortaklar kurulu kararının iptaline, bu karara istinaden yapılan kısmi bölünme işleminin ve bölünme işlemi sonucu kurulan yeni şirketlere devredilen taşınmazların devir işleminin iptaline,kısmi bölünme sonucu kurulan … Tic. ve San. A.Ş. ile … Tic. ve San. A.Ş.’nin ticaret sicilinden terkinine karar verilmesine dair açmış olduğu davada devredilen taşınmazlara ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi konulmasını talep etmiş olup, mahkemece taşınmazlara teminatsız olarak davalıdır şerhi konulmasına karar verilmiştir.Birleşen İstanbul And. 13 ATM’nin 2020/712-404 sayılı dava dosyasında ise aynı davacı tarafından davalı … şirketinin haklı nedenle feshine ve tasfiyesine, diğer davalı şirketlerin ise tasfiyesine karar verilmesi talep edilmiş olup, 17/02/2021 tarihli duruşmada birleşen dava dosyasının tefrikine, fesih ve tasfiye davasının ayrı bir esas üzerinden devamına karar verilmiştir. Bölünme TTK m.159 vd. Hükümlerinde düzenlenmiş olup, bölünmede, sermaye şirketleri ve kooperatiflerin mal varlıklarını tam veya kısmen ayırarak oluşturdukları bölünme ürünü tasfiyesiz olarak ve külli halefiyet yoluyla başka sermaye şirketine veya kooperatiflere intikal eder ve bunun karşılığında da bölünen şirketin ortakları devralan şirketlerde ortak, kooperatiflerde ise üyelik hak ve sıfatını tek işlem ile iktisap ederler. Bu itibarla, bölünmenin hukuki açıdan geçerli olması ile birlikte, bölünme ürününe bağlanmış olan tüm hak ve yükümlülükler kendiliğinden devralan şirkete ya da kooperatife geçer. Kısmi bölünmede şirketin tüm ve hak ve yükümlülüklerinin geçişi söz konusu olmaz ve devreden şirketin hukuki kişiliği devam eder. Fakat bölünmenin pratik uygulanabilirliği bakımdan en önemli husus, bölünmenin geçerli olması ile birlikte hukuki geçişin de kendiliğinden sonuçlanmasıdır. Böylelikle, bölünme ürününe bağlanmış bulunan tüm sözleşmeler, tek bir işlem ile, bölünmenin ticaret siciline tescili ile, yasa gereği kendiliğinden devralan şirkete veya şirketlere geçerler. Bölünmenin tescili ile ayni haklar da tapu siciline tescil edilmeksizin sicil harici, devralan ortaklıklara intikal etmektedir. (Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, 6. Baskı, 2020, s.107, 136).Somut olayda, bölünmeye ilişkin genel kurul kararının iptali talep edilmekte olup, yargılama sonunda 23/10/2019 tarihli genel kurul kararının iptali karar verilmesi halinde, bölünme işlemi de geçersiz olacağından davalı … A.Ş ve … A.Ş ‘ye intikal eden taşınmazların yeniden Vesa Ltd. …ye iadesi gündeme geleceğinden, davada aynı zamanda taşınmazların devir işleminin iptali de talep edildiğinden mahkemece taşınmazlara davalıdır şerhi konulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı tarafça “davalıdır şerhi”nin teminatsız verilmesine karşı da istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, taşınmazların tapu kaydına davalıdır şerhi konulması ile malikin taşınmazlar üzerinde tasarruf yetkisi kısıtlanmayacağından mahkemece davacıdan teminat alınmamasında bir yanlışlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/07/2021