Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/628 E. 2021/558 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/628
KARAR NO : 2021/558
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2020
NUMARASI : 2020/572 Esas 2020/775 Karar
DAVA: Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Görevsizliğe ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ;taraflar arasında; ”…” projesinde yer alan bir adet taşınmazın satımı hususunda, 02/06/2017 tarihli ”Gayrimenkul Satış Sözleşmesi”nin mevcut olduğunu, sözleşmedeki tüm yükümlülüklerin müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan ve satış bedeli olan, 2.500.000-TL taşınmaz bedeli ve 200.000-TL KDV olmak üzere toplam 2.700.000-TL’yi sözleşmede yazılı ödeme takvimine istinaden, satıcı taraf olan … A.Ş. ’ye zamanında ve eksiksiz olarak ödendiğini, dava konusu taşınmaz bedelinin müvekkili tarafından ödenmesi üzerine resmi satış işleminin 20.06.2019 tarihinde gerçekleştirildiğini, ancak sözleşme metninde; davaya konu taşınmazın, 30.06.2019 tarihinde müvekkiline teslim edileceği yazılı olmasına karşın; taşınmazın halen daha müvekkiline teslim edilmediğini, bu durumun müvekkilini zarara uğrattığını, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmedeki teslim tarihi olan 30.06.2019 tarihinden itibaren ticari faiz hesaplanması gerektiğini belirterek bilirkişiler vasıtası ile taşınmazın mevcut durumunun kullanıma hazır halde olmadığının tespitini, davalarının belirsiz alacak davası olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; sözleşmede konutun teslimine ilişkin belirlenen 30.06.2019 tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için, Mahkemece yargılama içinde tespit edilecek alacak miktarının tamamı üzerinden eksik harcı tamamlamak üzere; şimdilik 50.000-TL kira kaybı tazminatının (kira mahrumiyeti), sözleşmedeki teslim tarihi olan 30.06.2019 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; sözleşme ve genel yasal düzenlemeler dahilinde davacı talebinin hiçbir maddi ve hukuki mesnetinin olmadığını, davacı tarafın bedel ödemelerinde temerrüde düşürüldüğünü, ayrıca teslimde herhangi bir gecikmenin olmadığını, teslim süresini 6 ay uzatma haklarının olduğunu, davacının herhangi bir zararının olmadığını, tacirler arasındaki işlerde normatif zararın istenemeyeceğini, tazminat talebinin unsurlarının oluşmadığını, davacının ihtiyati tedbir talebinin haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacıya satılan taşınmazın villa niteliğinde konut olduğu, davacının da dava dilekçesinde taşınmazı ticari ya da mesleki amaçla satın aldığı yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığı gibi, aksine bu taşınmazı konut amaçlı alındığını beyan ettiği, bu itibarla davacının “tüketici” olduğu anlaşıldığından davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkemenin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, Bakırköy Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili; davacı tarafın tacir olup, yaptığı işlerin ticari iş sayıldığını, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Ticari davalar TTK.nun 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın TTK’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkonusudur.TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.TTK 3.madde hükmüne göre ,bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Davacı şirket tacir sıfatını haizdir. 19-(1) .maddesi uyarınca bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır.Ancak gerçek kişi olan bir tacir ,işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Satım akdi TBK nda düzenlendiğinden satım akdi kaynaklı uyuşmazlıklar mutlak ticari dava sayılmaz ise de ,davacı ve davalı tarafın tacir bulunması nedeniyle dava nispi ticari dava olarak kabul edileceğinden Asliye Ticaret Mahkemeleri davaya bakmakla görevlidir.Görülen davada davacı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/1-k maddesi kapsamında tüketici olmadığı gibi, taraflar arasındaki işlem de aynı kanunun 3/-l-l maddesi kapsamında tüketici işlemi değildir. Tüketici işlemi olmayıp, taraflardan birinin tüketici sıfatını taşımadığı davalar, aynı kanunun 73/1.maddesi uyarınca Tüketici Mahkemelerinde görülemez. Hukuki işlemin ve davanın taraflarının tacir sıfatını haiz ticaret şirketleri olduğundan yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile HMK’nun 353(1)a-3 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/572 Esas- 2020/775 Karar sayılı 16/12/2020 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/04/2021