Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/622 E. 2021/984 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/622
KARAR NO: 2021/984
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2021
NUMARASI: 2020/141 Esas- 2021/68 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Davanın kısmen kabulüne dair kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı … arasında genel kredi sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırıldığını, diğer davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, borçluların kredi borçlarını ödemede temerrüde düşmeleri üzerine müvekkili banka tarafından borçluların kredi hesaplarının Gebze … Noterliğinin 27/12/2018 tarihli hesap kat ihtarnamesi ile kat edilerek kredi borcunun müvekkili bankaya ödenmesi hususunun ihtar edildiği, söz konusu hesap kat ihtarnamesi tüm muhatapların sözleşmede bildirmiş oldukları adreslerine gönderilmesine rağmen davalılarca kredi borcunun ödenmediğini, bunun üzerine borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, söz konusu takibe davalılarca haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini belirterek, davalıların itirazının iptali ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı borçluların kredi borçlarını ödemede temerrüde düşmeleri üzerine davacı banka tarafından kredi hesaplarının Gebze … Noterliğinin 27.12.2018 tarihli hesap kat ihtarnamesi ile kat edildiği, ihtara rağmen davalılar tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe başlandığı, bilirkişi raporu doğrultusunda 25.04.2018 tarihinde bankaca hesaptan müşteriye kullandırılmış olan kredi ve faizlerine ilişkin olarak toplam 13.101,33 TL tahsilat yapıldığı, mevduat hesabının 25.04.2018 tarihinden 28.02.2019 tarihine kadar hareket göstermediği ve sıfır bakiye ile kapandığı, taksitlerin ödenmediği ve sözleşme gereğince muacceliyetin gerçekleştiği, davalıların faiz ve faiz oranına itirazlarının yerinde olmadığı, faiz oranlarının genel kredi sözleşmesi koşullarına uygun bulunduğu, takip tarihi itibariyle toplam alacağın 11.324,14- TL asıl alacak, 634,39 -TL temerrüt faizi ve 31,72- TL BSMV ile 742,06- TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 12.756,91-TL olduğu, hesaplanan miktarın geçerli kefalet sözleşmesi ile ile belirlenen limit dahilinde kaldığı ve davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalıların takibe yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 11.384,74-TL asıl alacak, 634,39-TL faiz, 31,72-TL BSMV ve 742,06 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 12.756,91-TL üzerinden devamına, asıl alacağa %46,8 temerrüt faizi ve BSMV uygulanmasına, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalılar vekili; mahkemece maddi olayın değerlendirilmesinde hata yapılarak asıl alacağa %46,8 oranında temerrüt faizi ve BSMV uygulanmasına şeklinde ticari faizden çok yüksek oranda faize hükmedildiğini, bilirkişi raporu hükme esas alınırken eksik inceleme ile itirazları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, taraflı ve adil olmayan bilirkişi raporu yerine istedikleri bilirkişi raporu taleplerinin reddedildiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı banka ile davalı … arasında 14.07.2017 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıları da genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, sözleşme gereğince asıl borçluya yıllık %18 akdi faiz oranıyla 13.101,33- TL tutarlı ve 24 ay vadeli kredi kullandırıldığı, 25.10.2018 tarihinden itibaren üç taksit ödemesinin yapılmaması nedeniyle hesabın 26.12.2018 tarihi itibariyle kat edildiği, kat ihtarının tebliğ tarihine göre davalıların 31.12.2018 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri, ödenmeyen ana para alacağı 11.246,80 TL olarak tespit edilmekle, işlemiş akdi ve temerrüt faizi ile faizin gider vergisi ve masraflar eklenerek, takip tarihi itibariyle tespit edilen 11.384,74- TL asıl alacak, 634,39 TL işlemiş faiz, 31,72 TL BSMV ve 742,06 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 12.756,91-TL üzerinden davanın kısmen kabulüne ve tespit edilen alacağa takip tarihinden itibaren %46,8 oranında temerrüt faizi uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalılar vekilince, mahkemece hükmedilen %46,8 oranındaki temerrüt faizi oranının fahiş olduğu ileri sürülmüştür. Ancak taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 11/b maddesinde; müşterinin, temerrüt halinde vadeli borçlarda vade tarihinden, kat ile muaccel olan alacaklarda ise kat tarihinden itibaren tüm kredilere bankanın mevzuat gereğince TCMB’ye bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %30 ilavesiyle bulunacak oranda temerrüt faizi uygulanacağını kabul, beyan ve taahhüt ettiği hususu düzenlenmiştir. Bankaca TCMB’ye yapılan faiz bildiriminde, davalıların temerrüt tarihi itibariyle bildirilen en yüksek faiz oranı %36 olup, bu oranın %30’u olan 10,8’in ilavesiyle elde edilen %46,8 oranı, somut olayda uygulanabilecek temerrüt faizi oranıdır. Alınan bilirkişi raporuna davalı vekili faizin çok yüksek oranda hesaplandığına yönelik itiraz etmiş ise de ,kredi ticari kredi niteliğinde olup faiz oranının TTK 8.maddesi uyarınca serbestçe belirleneceği , talep olunan ve bilirkişi tarafından belirlenen faiz oranının sözleşme hükümlerine uygun olduğu gözetildiğinde itirazların somut bir dayanağı bulunmamaktadır.Davalılar vekilinin yeniden bilirkişi raporu alınmadan hüküm verildiği,faiz oranının fahiş olduğuna yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 871,42-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 217,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 653,57‬-TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 24/06/2021