Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/620
KARAR NO : 2021/706
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2020
NUMARASI: 2017/430 Esas 2020/706 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/05/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalının ciro yoluyla aldığı 75.000-TL’lik çekin karşılıksız kalan 66.710-TL’lik kısmının tahsili amacıyla davacı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/673 Esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararını İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icraya koyduğunu ve haciz baskısı altında icra dosyasının tamamının davacıdan tahsil edildiğini, rücu belgesini almadığını, ticari faaliyetin devamı için borcun tamamının ödendiğini, davacının çekte lehtar ve ciranta olmasına rağmen takip talebi ve ödeme emrinde bulunan alacak kalemleri arasında takip alacağının %10’u tutarında 6.671-TL’lik çek tazminatının da dahil edildiğini, ödeme emrinde çek tazminatında açıkça keşidecinin sorumlu tutulduğunu, çek tazminatının TTK m. 783/3 hükmünde düzenlendiğini, buna göre bu tazminatı ödemekle çeki düzenleyen keşidecinin yükümlü olduğunu ileri sürerek 6.671-TL’lik çek tazminatının ve bu miktara isabet eden vekalet ücreti ile icra harç masraflarının karşılığı olan 1.029,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; ödeme emrinde çek tazminatı kalemi olmadığı halde davacının bilerek ve isteyerek çek tazminatını ödediğini, davacıya gönderilmiş icra emrinde çek tazminatı kaleminden çek keşidecisi … Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu açıkça yazılmış olmasına rağmen davacı tarafından ödendiğini, davacının çek keşidecisi şirkete rücu etmek icra dosyasından rücu belgesini aldığını, buna rağmen davalıya başvurulamayacağını, davacının herhangi bir ihtirazı kayıt koymaksızın ödeme yaptığını, davacının çeki icra kasasından teslim aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki ödeme emrinde açıkça çek tazminatından keşidecinin sorumlu olduğunun yazılı olduğu, buna rağmen davacı borçlunun, borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle ifa ettiği, TBK m. 78/1 hükmü gereğince bunu ancak kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebileceği, ancak dosya kapsamı incelendiğinde davacının kendi isteğiyle çek tazminatını ödediğinin anlaşıldığı, haciz baskısı altında olmasının kendi isteği dışında ödeme yaptığı anlamına gelmeyeceği, bu nedenle olayda TBK madde 78/1 hükmü gereğince sebepsiz zenginleşmenin mevcut olmadığı, davacının ödediği çek tazminatını davalıdan talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; TTK m.783/3 hükmü gereğince çeki düzenleyen keşidecinin çek tazminatından sorumlu olduğunu, cirantanın sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin haciz baskısı altında sorumlu olmadığı bedeli ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, borçlu olmadığı alacağın hataen ödendiği iddiasına dayalı olarak istirdatı istemine ilişkindir.Davalı alacaklı tarafından İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, dava dışı …. Tic. Ve Ltd Şti tarafından davacı lehine keşide edilen 10/01/2017 tarihli 75.000-TL bedelli çeke daya olarak icra takibi başlatılmış olup, takip talebinde bakiye çek bedeli 66.710-TL, 534,59-TL işlemiş faiz, 6671-TL tazminat, 200,13-TL % 0,30 komisyon, 87,70-TL ihtiyati haciz masrafı, 440-TL ihtiyati haciz vekalet ücretinin tahsili talep edilmiştir. Davalı alacaklı tarafından takip talebinde, 6.771-TL % 10 oranındaki çek tazminatından sadece dava dışı keşideci şirketin sorumlu olduğu açıkça belirtilmiş olup, bununla ilgili olarak davacı borçlu yönünden talepte bulunulmamıştır.Bununla birlikte davacı % 10 çek tazminatı 6.671-TL’nin ferileri ile birlikte icra zoru ile kendisinden tahsil edildiğini ileri sürerek bu bedelin ferileri ile birlikte istirdatını talep etmekte mahkemece TBK m.78/1 çerçevesinde yapılan değerlendirme sonucunda ödemenin hataen yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Borçlanılmamış edimin ifası Türk Borçlar Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borç İlişkileri” başlıklı üçüncü ayrımında 78’inci maddede düzenlenmiştir. Bu hükme göre; “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.Zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez.Borç olmadığı hâlde ödenmiş olan edimin geri istenmesine ilişkin diğer kanun hükümleri saklıdır.” Öncelikle belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir alacak hakkının doğması, malvarlığı azalan kişinin fakirleşmesiyle diğer tarafın zenginleşmesi arasında nedensellik bağının bulunmasına bağlıdır (Kemal Oğuzman, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2. Cilt, 12. Baskı, s.334, 337-338). Somut olayda, davacı borçlu lehtar sıfatına sahip olup, takip talebinde çek tazminatı keşideci olan diğer borçludan talep edilmektedir. TTK m.783/3 hükmü gereğince çek tazminatının ödenmesinden dolayı dava dışı keşideci borçlu sorumlu olduğundan yapılan bu ödeme ile davalı alacaklının değil, dava dışı keşidecinin zenginleştiğini kabul etmek gerekir. Öte yandan icra dosyasının incelenmesinde, davacı haciz işlemi sırasında 14/02/2017 tarihinde 10.000-TL, 17/02/2017 tarihinde 20.000-TL, 24/02/2017 tarihinde 30.000-TL kalan miktarın ise bir sonraki hafta ödeneceğini kabul ve taahhüt etmiş olup, ödeme emrinde çek tazminatından açıkça keşideci olan dava dışı borçlunun sorumlu olduğu belirtildiğinden davacı tarafından yapılan ödemenin hataen yapıldığından bahsedilmesi de mümkün değildir. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2021