Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/619
KARAR NO: 2023/1829
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2020
NUMARASI: 2020/153 Esas – 2020/391 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/11/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili nezdinde Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan dava dışı satıcı … Tic. Ltd. Şti. tarafından … firmasına satılmak üzere … firması tarafından gönderilen sıvı emici hammadde emtiasının … antreposundan nihai varış yeri … fabrikasına taşınması işinin davalı tarafından üstlenildiğini ve bu hususta 4 adet fatura düzenlenerek tahsil edildiğini, ancak emtia … fabrikasına getirildiğinde hasarlandığının tespit edildiğini ve bu hususun tutanak altına alındığını, ekspertiz çalışması sonucu zararın tespit edildiğini, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini ve bu şekilde sigortalının haklarına halef olunduğunu, ayrıca söz konusu hakların temlik yoluyla da müvekkiline devredildiğini, taşıma ve ardiye hizmetini üstlenen davalının oluşan hasardan sorumlu olduğunu, davalıya rücu ihtarnamesi gönderilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, zira emtianın müvekkiline teslimi sırasında zaten hasarlı olduğunu, müvekkilinin emtiayı … antreposundan hasarlı teslim aldığını, hasarın bu antrepoda veya yurtdışından antrepoya gelinceye kadarki süreçte meydana geldiğini, müvekkilinin sadece … antreposundan teslim aldığı malları … firmasına taşıma işini yaptığını, ayrıca davacı ödemesinin teminat dışı olduğunu, hasarın yanlış ambalajlamadan da kaynaklanabileceğini, sovtaj bedelinin eksik hesaplandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE SÜREÇ: Mahkemece, ilk olarak 01/02/2018 tarih 2015/292 E. 2018/117 K. Sayılı kararla davalı nakliye firmasının limandan nihai varış yerine kadar tüm taşımayı üstlenmeyip, yalnızca antrepoya daha önce getirilmiş olan emtianın antrepodan nihai varış yerine kadar taşımayı üstlendiği, … davalı taşıyıcının sorumluluğunda olduğu veya taşıyıcının ifa yardımcısı olduğu hususunun iddia ve ispat edemediği gibi emtianın antrepodan davalı taşıyıcının aracına yükleme işinden davalının sorumlu olduğu ve hasarın davalının taşıması sırasında meydana geldiği hususlarının da ispatlanamadığı, kaldı ki davalı taşıyıcı tarafından 5 adet bigbagın antrepodan hasarlı alındığına ilişkin tutanak bulunduğu, bu durumda hasarın davalı taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiğinin kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararın istinafı üzerine Dairemizin 14/05/2020 tarih 2018/1459 E. 2020/478 K. sayılı kararıyla; davalı tarafça düzenlenen 12.09.2013 ve 17.09.2013 tarihli 4 adet fatura incelendiğinde, 2 faturanın “…” açıklamalı olduğu, diğer 2 faturanın ise “Antrepo Ardiye Bedeli” açıklamalı olduğu, davalı tarafça ardiye bedeli açıklamalı faturalara ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı, açıkça itiraz da edilmediği, bu durumda davalı ile sigortalı arasında malın depolanmasına ilişkin olarak da akdi bir ilişkinin kurulduğunun kabulü gerektiği, davalı tarafça depo olarak 3.bir firma olan … firmasına ait deponun seçilmiş ve kullanılmış olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı, dolayısıyla davalının depolayan olarak da TBK 561 vd. m. hükümleri uyarınca sorumluluğunun bulunduğu, ilk derece mahkemesince bu hususlar dikkate alınarak, hasarın meydana geliş nedeni ve tutarına ilişkin bir inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Mahkemece; emtianın 05/08/2013 tarihinde Yılport Limanında tahliye edildiği, konteynerlerin Yılport Limanından tahliyesinin 05/08/2013 tarihinde … A.Ş. tarafından gerçekleştirildiği, 14/08/2013 tarihinde 25 konteynerin Yılport limanından Gebze ‘deki … antreposuna nakliyesinin ….Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirildiği, emtianın … Antreposundan nihai varış yeri olan… Fabrikasına nakliyesinin ise davalı ….A.Ş. tarafından gerçekleştirildiği, ancak davalı firma tarafından emtianın teslim alınması sırasında 5 palet bigbag malzemesinde hasar olduğuna ilişkin 17/09/2013 tarihli tutanağın tanzim edildiği, tutanağın emtianın yüklendiği … sorumlusunun da imzasının bulunduğu, davaya konu emtianın alıcısına hasarlı olarak teslim edilmesi sonucu davacı tarafından yaptırılan eksper incelemesine göre, hasarın içerisinde 1 ton yük bulunan “bigbag”lerin 4 tutamacından birlikte forklift bıçağına takılarak taşınması gerekirken, bunun yerine bigbaglerin tek taraftan kaldırılmış olması nedeniyle yırtılmış olabileceğinin tespit edildiği, davalı tarafça düzenlenen 12/09/2013 ve 17/09/2013 tarihli 4 adet fatura incelendiğinde; 2 faturanın Nakliye Bedeli, … Fabrika Nakliyesi” açıklamalı olduğu, diğer 2 faturanın ise “Antrepo Ardiye Bedeli” açıklamalı olduğu, davalı tarafça ardiye bedeli açıklamalı faturalara ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı, açıkça itiraz da edilmediği, bu durumda davalı ile sigortalı arasında malın depolanmasına ilişkin olarak da akdi bir ilişkinin kurulduğunun kabulünün gerektiği, davalı tarafça depo olarak 3.bir firma olan … firmasına ait deponun seçilmiş ve kullanılmış olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı, davalının depolayan olarak da TBK 561 vd. m. hükümleri uyarınca sorumluluğu bulunduğu, emtianın antrepoya teslimi sırasında hasarlı olduğuna ilişkin bir iddia ve delil bulunmadığı ve emtianın antrepodan teslim alınması sırasında hasarlı olduğu, davalının TBK 561. Maddesi uyarınca bu hasardan sorumlu olduğu, bu kapsamda davacının davalıdan 27.760,40-TL hasar tazminatı talep edebileceği, alacağın likit nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptaline, alacağın % 20’ si olan 5.552,08 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, emtianın hasara uğramasında müvekkilinin hiç bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin emtiayı hasarlı olarak aldığının 17/09/2013 tarihli tutanak ile sabit olduğunu, bu hususun 03/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiğini, müvekkili ile sigortalı firma arasında kesinlikle depolamaya ilişkin bir anlaşma bulunmadığını, kaldı ki davacının poliçe kapsamı dışında ödeme yaptığını, sigortalı emtialar arasında … adli emtianın bulunmadığını, emtianın nerede zarara uğradığının mahkemece tespit edilemediğini, nerede hasara uğradığı belli olmayan emtia ile ilgili sigorta şirketi tarafından poliçe dışı yapılan ödeme için müvekkiline rücu edilemeyeceğini, poliçede her türlü depolama rizikosunun teminat dışı olduğunun belirtildiğini, alacak likit olmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamında mevcut dava konusu poliçe ve ibraname incelendiğinde, sigortalı … Ltd. Şti.’nin hasar bedelinin kendisine ödendiğinden bahisle hasara ilişkin haklarını davacıya temlik ettiği görülmüş olup, davacının taraf sıfatının bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafça sigortalıya yapılan ödemenin sigorta teminatı kapsamında olmadığını ileri sürmekte ise de sigortalının temlik sözleşmesi ile hasara ilişkin haklarını davacıya temlik ettiği, akdi halefiyetin gerçekleştiği anlaşıldığından davalının aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamında mevcut belgeler incelendiğinde, sigortalı tarafından … firmasına satılıp bu firmaya ulaştırılmak üzere yurtdışından gönderilen emtianın gemi ile taşınması işinin tamamlanmasını müteakip, limandan alınarak dava dışı … firması antreposuna dava dışı başka bir firma tarafından taşındığı, söz konusu antrepodan alınan emtianın … firmasının fabrikasına ise davalı tarafından taşındığı anlaşılmakta olup, bu hususlar uyuşmazlık konusu da değildir ve buna göre davalının sorumluluğunun değerlendirilmesinde TTK hükümleri dikkate alınacaktır. TTK 875.m. uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Dairemizin önceki kaldırma kararında belirtildiği üzere davalı tarafça düzenlenen 12.09.2013 ve 17.09.2013 tarihli 4 adet fatura incelendiğinde, 2 faturanın “Nakliye Bedeli, … Fabrika Nakliyesi” açıklamalı olduğu, diğer 2 faturanın ise “Antrepo Ardiye Bedeli” açıklamalı olduğu görülmüş olup, davalı tarafça ardiye bedeli açıklamalı faturalara ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmamış, açıkça itiraz da edilmemiştir. Bu durumda davalı ile sigortalı arasında malın depolanmasına ilişkin olarak da akdi bir ilişkinin kurulduğunun kabulü gerektiğinden davalının depolamanın üstlenilmediği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Dolayısıyla davalının depolayan olarak da TBK 561 vd. m. hükümleri uyarınca sorumluluğu bulunmaktadır. Her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı defiinde bulunulmuş ise de teslimin 17/09/2013 tarihinde yapıldığı icra takibinin 11/09/2014 tarihinde başlatıldığı, davanın ise 15/09/2015 tarihinde açıldığı, davalının sorumluluğunun aynı zamanda TBK’nın 561. maddesinden kaynaklanması nedeniyle TBK’nın 146. Maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu anlaşıldığından davalının zamanaşımına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Emtiaların … antreposuna alınması esnasında bir tutanak tutulmadığı, malın antrepoya hasarlı olarak alındığına dair bir delil bulunmadığı, ancak davalı firma tarafından emtianın teslim alınması sırasında 5 palet bigbag malzemesinde hasar olduğuna ilişkin 17/09/2013 tarihli tutanağın tanzim edildiği, tutanağın emtianın yüklendiği …sorumlusunun da imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda hasar, depolayan sıfatıyla davalının sorumluluğunda gerçekleşmiştir.Eksper incelemesinde, hasarın içerisinde 1 ton yük bulunan “bigbag” lerin 4 tutamacından birlikte forklift bıçağına takılarak taşınması gerekirken, bunun yerine bir taraftan bigbaglerin kaldırılmış olması nedeniyle yırtılmış olabileceği tespit edilmiştir. Ürünün su tutucu özelliği nedeniyle yırtılan yerden hava ve nem alabilecek olması nedeniyle 5.000 kg ürün için 9.277-Euro hasar bedeli hesaplanmış, 185,54-Euro muafiyet tenzili ve 2,572,13-Euro sovtaj bedeli düşüldükten sonra 6.519,33-Euro ödenebileceği belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da 6.519,33-Euro hasar bedelinin TL karşılığı 27.760,40-TL’nin sigortalıya ödendiği belirtilmiş, mahkemece bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödemenin yapıldığı tarih itibariyle Euro kuru 2,7084-TL olup 6.519,33-Euro, 17.656,95-TL’ye tekabül etmektedir. Dolayısıyla davacı sigorta şirketi tarafından sovtaj bedeli düşülmeksizin ve muafiyet tenzili uygulanmaksızın ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava, sigortalının haklarını davacı sigorta şirketine devretmesi sonucunda akdi halefiyete dayalı olarak açıldığından poliçedeki muafiyet tutarının (185,54-Euro) hasar bedelinden tenzil edilmesi mümkün değildir. Buna karşılık davalı gerçek zarar miktarı ile sorumlu olup, tarafı olmadığı sigorta poliçesindeki marka klozunun ise davalı açısından bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu nedenle hasarlı 5000 kg ürün nedeniyle toplam 9.277-euro hasar bedelinden, 2.572,13-Euro sovtaj bedeli düşüldükten sonra kalan miktarın (6704,87-Euro) ödeme tarihindeki karşılığı 18.159,46-TL yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken sovtaj bedeli düşülmeksizin fazla miktar yönünden itirazın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Diğer taraftan icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit ve belirlenebilir nitelikte olması gerekmektedir. Somut olayda davacının alacak talebi, tazminat kabilinden olup miktarı ancak yargılama ile belirlenebilir. Bu nedenle alacak likit nitelikte olmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle; mahkemece davalının itirazının sovtaj bedeli düşülmeksizin iptaline karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 18.159,46-TL yönünden iptali ile takibin 18.159,46-TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/09/2020 Tarih 2020/153 Esas 2020/391 Karar sayılı kararın HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu …. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı takip dosyasında davalının itirazının 18.159,46-TL yönünden iptali ile takibin 18.159,46-TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Şartları oluşmadığından icra inkar ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ;”Alınması gereken 1.240,47-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 474,08-TL harcın mahsubu ile kalan 766,39-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yatırılan toplam 501,78-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı tarafından yapılan 1.050-TL bilirkişi ve 208,40-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.258,40-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 823,11-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 40-TL yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 13,84-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine takdir olunan 17.900-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 9.600,94-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,”Davalı tarafından yatırılan 474,07-TL peşin istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,Davacı tarafından yapılan 50,50-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 33-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/11/2023