Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/609 E. 2023/1597 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/609
KARAR NO: 2023/1597
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2020
NUMARASI: 2019/488 Esas – 2020/689 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalıdan 15.8.2018 tarihli fatura ile 169.205-TL lik zeytin satın aldığını, bir kısmı için 50.000-TL lik çek verdiğini, 18.316-TL lik zeytinin satıldığını ellerinde kalan 150.889,50-TL lik zeytin satışından karşılıklı caydıklarını, 17.12.2018 tarihinde iade ettiğini, ancak davacının iade aldığı ürünlerin 37.190,50-TL sinin bozuk olduğu iddiası ile 50.000-TL lik çeki iade etmeyip ciro ettiğini, bunu ödemek durumunda kaldıklarını, davalının iade edilen ürünleri 21.12.2018 tarihinde teslim aldığını, 26.12.2018 tarihinde ayıp ihbarında bulunarak faturaya itiraz ettiğini, TTK 23/1-c maddesi uyarınca açık ayıp olması durumunda 2 gün içinde ihbarı gerektiğini, davalının iddiasının doğru olması durumunda bile 5 gün sonra ihbarda bulunulduğunu, teslim sırasında şirket çalışanının hazır olup sorun olmadığını bildirdiğini, ödenen 50.000-TL lik çekten satılan 18.316-TL nin mahsubu ile bakiye 31.684-TL nin 8.1.2019 cevabi ihtarname tarihinden ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili,dava dilekçesi tebliğinin usulsüz olduğunu, bilirkişi rapor tebliği ile davadan haberlerinin olduğunu, defter incelemesi için kendilerine tebligat yapılmadığını, 169.2015-TL lik ürünlerin davacıya eksiksiz teslim edildiğini, ayıp veya kusur olmadığını,davacının da 8.1.2019 tarihli ihtarnamesinde kabul ettiği üzere ürünlerin fiyatlarının piyasadaki rakip ürünlerin fiyatlarından aşırı derece üzerinde olması nedeniyle satışta sıkıntı yaşayınca iadesini istediğini, kendilerinin zorluk çıkartmadan kabul ettiklerini, davacının ücretini kendisinin ödediği nakliyecinin getirdiği ürünlerin bir kısmının bozuk, patlak olması nedeniyle teslim alınmadığını, bu durumun tutanak altına alınıp nakliyecinin de imzaladığını, nakliyecinin bozuk ürünleri geri almayarak şirket deposu önüne bırakıp gitmesi nedeniyle ürünlerin davacı tarafça alınmak isteneceği düşünülerek koruma amaçlı depoya alınıp şehir dışında olar şirket yetkilisine bildirildiğini, teslim alınma söz konusu olmadığından ayıp ihbarı yapılması gerekmediğini, şirket yetkilisi geldiğinde ihtarname çekildiğini, ancak davacının nakliyecinin bir an önce ayrılmak için mecburiyetten imzaladığı tutanağa itibar edilemeyeceğine ilişkin ihtarnameden durumu daha önceden öğrendiğini anlaşıldığını ,zeytinlerin muhtemelen saklama koşullarından veya hatalı yükleme sebebiyle bozulduğunu, ağır kusurlu olanın davacı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece tebligatın yasaya uygun olarak yapıldığı, davalı tarafça iade edilen ürünler için nakliyecinin faturanın alt kısmına yükleme hatasından dolayı aşağıdaki ürünlerin kullanılmaz halde teslim alınmıştır açıklaması olup, davalı tarafça gönderilen ihtarname ekindeki fatura suretinde ” aşağıda dökümü yapılan 175 teneke siyah zeytin 124 teneke sulu yeşil zeytin kullanılamaz hasarlı patlak olarak … San AŞ ye teslim edildi ” açıklamasının olduğunu, hasar tespit tutanağında Faturaya not alınan ürünler yükleme hatasından ve/veya firmanın depolama koşullarından dolayı hasarlı (patlak, küfklü, susuz , yağsız) ve kullanılamaz şekilde tarafımızdan tesilm alınmıştır” açıklamasının olduğu, ancak ürünlerin ayıbı ile ilgili genel ifadelere yer verildiği, ayıbın niteliği ve miktarının belli olmadığı, ürünlerin ayıplı olduğu ve ayıbın davacı kusurundan kaynaklandığı ispat edilemediğinden davanın kabulüne, 31.684-TL nin 11.1.2019 tarihinde tebliğ edilen ihtarname için sehven 11.9.2019 tarihinin yazıldığı, gerekçeli kararın değiştirilemeyeceği için 11.9.2019 tarihinden avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davalı vekili, davacıya satılıp teslim edilen ürünlerde bir ayıp ve kusurun olmadığının mahkemenin de kabulünde olduğunu, davacının talebi üzerine zorunlu olmadığı halde geri almayı kabul ettiğini, 21.12.2018 tarihli taşıma irsaliyesi ile davacının gönderdigi ürünler ve iade faturasını davacının ücretini ödediği nakliyeci …nin iade faturası ile teslim ettiğini, araçtan indirilen ürünlerin 175 teneke yağlı siyah zeytin, 124 teneke yeşil zeytinin patlak, küflü, susuz, yağsız kullanılmaz durumda olduğunun görülmesi üzerine faturaya şerh düşüldüğünü,nakliyecinin ambar nakliyesi olduğu ve ürünleri geri götüremeyeceğini bildirerek zeytinleri şirket deposu önüne bıraktığını, 21.12.2018 tarihli nakliyeci imzasını içerir hasar tespit tutanağı tutulduğunu, davacının iade alma ihtimaline binaen ihtiyaten depoya alındığını, şehir dışında olan şirket yetkilisine 26.12.2018 tarihinde bildirilip aynı tarihli ihtarnamenin çekildiğini, ürünler kabul edilip teslim alınmadığından ihbar yükümlülüğü olmadığını, gönderilen 1211 teneke ürün tek tek kontrol edilip 175 teneke siyah zeytin, 124 teneke sulu zeytin in hasarlı olduğu (patlak, küflü, susuz, yağsız vs), davacının gönderdiği ihtarname ile bu durumdan haberdar olduğunu, hasar tespiti için ayrıca bilirkişiye başvurma yükümlülüklerinin olmadığını, hasarın miktarı, niteliği ve hasarlı ürünlerin fiyatının belli olduğunu, ürünlerin ayıpsız teslim edildiğini, iade edilen bozulmuş ürünlerden ayıp süresinde değil diye sorumluluktan kurtulamayacağını, TBK 225 md uyarınca alıcıyı iğfal etmiş olan satıcı ayıbın kendisine vaktinde ihbar edilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağını ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesi gereği karşılıklı anlaşma ile satıcıya iade edilen ürünlerin bir kısmının bozuk olduğu gerekçesi ile tahsil edilen bedelin iadesi talebine ilişkindir.Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacının dava dilekçesi, davalının beyan dilekçeleri ile ihtarnameler içeriğinden taraflar arasında zeytin satışına ilişkin satış sözleşmesinin olduğu sabittir. Davacının 15.8.2018 tarihli irsaliyeli fatura ile 169.205,50-TL lik çeşitli tür ve miktarda zeytin aldığı, 20.2.2019 vadeli 50.000-TL lik çekin davalıya verildiği, zeytinlerden 18.316-TL sinin satıldığı, 150,889,50-TL lik satılmayan ürünlerin iadesi konusunda anlaşıldığı, 7.12.2018 tarihli irsaliyeli fatura ile davacı tarafça nakliye için teslim edilen malların şöför … tarafından 21.12.2018 tarihinde davalıya teslimi sırasında bozuk olduğu tespit edilenler için nakliyeci imzası ile faturaya şerh düşülüp ayrıca tutanak tanzim edildiği, davalının durumu 5 gün sonra 26. 12.2019 tarihinde ihtarname ile bildirdiği, 29.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği bildirilen ihtarnameye davacının 8.1.2019 tarihli ihtarnamesi ile cevap verdiği, 299 tenekenin ne şekilde bozuk ve kullanılmaz olduğunu anlayamadıklarını, nakliyecinin bin an önce ayrılmak için gerekçesiz sözde tespit tutanağı altına tek başına imza attığını, 1220 tenekenin depoda aynı şartlarda 4 ay kadar muhafaza edildiğini, bozulmanın imalat veya nakliyede olabileceğini, kendilerine bildirimin geç yapıldığını, taşımanın sigortalı olduğunu, kusur kendilerinde olmadığından verilen 50.000-TL lik çek nedeniyle satışı yapılan kısım dışındaki bakiye dava konusu kısmın ödenmesinin istendiği görülmüştür. Dosyadaki belgelerden iade edilecek ürün için 17.12.2018 tarihli …’ye zeytinlerin teslim edildiği, 21.12.2018 tarihli hasar tespit tutanağı ve nakliyeci imzalı şerhli irsaliyeli faturada 175 teneke siyah zeytin,124 teneke sulu yeşil zeytin kullanılamaz hasarlı, olarak teslim edildiği, irsaliyeli faturaya yükleme hatasından dolayı, hasar tespit tutanağında yükleme hatasından ve/veya firma depolama koşullarından dolayı (patlak, küflü, susuz, yağsız) ve kullanılamaz şerhinin düşüldüğü tespit edilmiştir. Zeytinlerin davalı tarafça davacıya satışının yapıldığı, hasarsız ve ayıpsız olarak teslim edildiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Dava konusu uyuşmazlık iade edilen bir kısım zeytinlerin bozuk olup olmadığı ve bunun kimden kaynaklandığına ilişkindir. Zeytinler satış ve teslim ile davacı mülkiyetine geçmiştir. Davacı tarafından iade faturasına konu edildiği anlaşılmakla TTK nın ayıp ihbarına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.Ancak davalı 21.12.2018 tarihinde iade edilen 175 teneke Yağlı siyah zeytin ve 124 teneke Yeşil zeytinin bozuk olduğuna ilişkin faturaya nakliyeci imzası ile şerh düşürüp yine nakliyeci imzalı hasar tespit tutanağını sunmuştur. Ancak nakliyecinin hasar tutanağını imzalaması davalıya süresinde ayıp ihbarı yapıldığını kabule yeterli değildir.Zira ;nakliyeci davacı tarafından temin edilmiş olsa da davacının çalışanı (ifa yardımcısı ) olmadığından ayıp ihbarının usulen yapıldığı kabul edilemeyecektir. Davalı tarafından yapılan tesbit resmi bir makam tarafından yapılmadığından ayıbın usulen ispatlandığıda kabul edilemeyecektir. TTK’nın 23(1) -c hükmü gereği “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir.” İade Faturası davacı tarafından düzenlenip, davalı uhdesinde kalan nüshası olduğundan bu fatura üzerine düşürülen şerhinde bir kıymeti bulunmamaktadır.Davalı vekili cevabi ihtarda davacının ayıbı öğrendiğinin anlaşıldığını ileri sürmekte ise de ,süresinden sonra ayıp ihbarı yapılması üzerine verilen cevabi ihtarda nakliyecinin huzurunda yapılan tespit tutanağına itibar edilemeyeceğine ilişkin beyan ayıp ihbarının ulaştığına delil olarak kabul edilemeyeceğinden ,davalının teslim aldığı mallar için süresinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığı,ayıbın da usulen tesbit edilmediği anlaşılmakla davanın kabulü ile davacının ödediği çek bedelinin iadesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ; davanın kabulüne ilişkin hükme yönelik istinaf nedeni yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.164,33-TL istinaf karar harcından davalı tarafça peşin yatırılan 541,10-TL peşin harcın mahsubuna bakiye 1.623,23-TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına, Davalı tarafça yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile, HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.19/10/2023