Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/602 E. 2023/1495 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/602
KARAR NO: 2023/1495
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2020
NUMARASI: 2019/35 Esas – 2020/635 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, davalı … Ltd. Şti. 26/04/2016 tarihinde … Bankası Beşyüzevler Şubesi’nden kredi aldığını, krediye müvekkilinin, müvekkilinin kardeşi …, davalılar … ve …’nın müteselsil kefil olduklarını, müvekkilinin kredi borcunun tamamını ödediğini, bu nedenle kefalet rücu alacağının tahsili amacıyla davalı asıl borçlu şirketle diğer müteselsil kefil olan davalılar … ve … aleyhine 07/08/2018 tarihinde Gaziosmanpaşa … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı (Yeni esas numarası: Gaziosmanpaşa İcra Dairesi …) dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalıların itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, davalı asıl borçlu … Ltd. Şti. açısından itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, diğer davalılar açısından yapılacak hesaplama neticesinde paylarına isabet edecek olan miktar üzerinden itirazların iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, kredi borcunun henüz muaccel olmadığını, krediden aslında davacının kardeşi dava dışı …’ın yararlandığını, diğer müvekkiller … Ltd. Şti.’nin ortağı olması sebebi ile kefil olduklarını, müvekkili …’nın işbu kredi sözleşmesi ile ilgisi bulunmadığını, açılmış kredinin dönemsel faizlerinin ödendiğini, müvekkilleri … ve …’ın davacı ile birlikte kefil olduklarını ve müvekkili … tarafından yapılan ödemeler dikkate alındığında sorumlu olacağı bir tutar bulunmadığının görüleceğini belirterek, davanın reddi ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı asıl borçlu şirket ile dava dışı banka arasında 26/04/2016’da 99.000-TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin davacı, dava dışı …, davalı … ve …’ın kefil olarak imzaladığı, daha sonra 22/08/2016’da kredi limitinin 625.000-TL’ye yükseltildiği,limit arttırım sözleşmesinin de aynı kişiler tarafından müteselsil kefil olarak imzalandığı, kefaletlerin geçerli olduğu, kredi borcunun 17.7.2018 tarihinde davacı tarafından 223.812-TL ödenerek kredinin kapatıldığı, bu ödeme nedeniyle davacının, davalılardan TBK m.585,587 ve 589 kapsamında birlikte sorumlu olduklarından rü edebileceği, TBK’nın 587/son maddesi gereğince davacının ve tüm müteselsil kefillerin kefalet limitinin 650.000-TL-olduğu, davacının ödediği 223.812-TL toplam kefalet limitine oranlandığında, bulunan rakamın 55.953-TL olup davacının kefalet limitinin 650.000-TL ile çarpımı sonucunda davacının kefil olarak sorumlu olduğu tutarın 55.953-TL hesaplandığı, yapılan ödeme tutarı olan 223.812-TL’den davacının sorumlu olması gereken tutar çıkarılıp her biri 650.000-TL limitle sorumlu olan diğer kefillerin sayısına bölünmesi sonucunda her bir kefilin kefalet limitleri ile orantılı olarak sorumlu tutulması gereken tutarın 41.964,75-TL ve davalı asıl borçlu … … Ltd. Şti.’nin sorumlu olacağı tutarın ise 223.812-TL olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, itirazların kısmen iptaline, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla davalı asıl borçlu … Ltd. Şti.’nin 223.812-TL’den, davalı-kefiller … ve …’nın ayrı ayrı bu tutarın 41.964,75-TL’sinden davalı şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmak kaydıyla takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına; alacağın %20 ‘si oranındaki 44.762,40- TL icra inkar tazminatının, (davalı asıl borçlu şirketin bu tutarın tamamından sorumlu olması, diğer davalıların ayrı ayrı bu tutarın 8.392,950TL’sinden davalı şirket ile birlikte sorumlu olması kaydıyla) davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine; davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 24.116,84 TL (davalı … ve … yalnız 6.256,72-TL’den sorumlu olmak kaydıyla) vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve davalılar … ile … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 21.179,31-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1) Davalılar vekili, davaya konu kredinin aslında davacının kardeşi olan dava dışı … için çekildiğini, bu husustaki tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini; müvekkillerinden …’ın söz konusu kredi ile bir ilgisi olmayıp, kendisinin bankadan başka bir kredi kullandığını ancak bu durumun incelenmeden karar verildiğini; davacının ve dava dışı kefilin eş muvafakatları verdiğinden bahisle eşlerin kefil olup olmadığı hususunda araştırma yapılmadığını; kredi borç ekstresinin delil dilekçelerinde mevcut olduğunu ve mahkemece ekstrenin getirtilmeyerek ek rapor alınmadan karar verildiğini; davacının, kredi alacaklısı banka tarafından her hangi bir icra baskısı veya hukuki süreç olmaksızın kendi iradesiyle ödeme yaptığını, bu nedenle ödemeden dolayı diğer kefillere rücu edemeyeceğini; alacağın likit olmamasına rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve müvekkilleri … ile … yönünden davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen tek bir vekalet ücretine karar verilmesinin yanlış olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 2) Davacı vekili, mahkemece genel kredi sözleşmesinde 4 müteselsil kefil bulunduğunu, her birinin kefalet oranının 1/4 olduğunu ve sorumluluğun da 223.812-TL/4=55.953-TL olarak hesaplanmasına rağmen, müvekkilinin yaptığı ödemeden bu miktarın çıkartılmasından sonra kalan 167.859-TL’nin 3 kefil arasında değil davacı da dahil edilerek 4 kefil arasında bölüştürülerek 41.964,75-TL’nin bulunduğunu ve mahkemece davalılar … ile … açısından da 55.953-TL’ye değil 41.964,75-TL’ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu; belirtilen şekilde davalılar … ve … açısından icra inkar tazminatının 55.953-TL üzerinden hesaplanması gerekirken 41.964,75-TL üzerinden hesaplanmasının yerinde olmadığını; dava dilekçesinde davalılar … ve … açısından “yapılacak hesaplama neticesinde paylarına isabet edecek olan miktar üzerinden itirazın iptali” istenilmesine rağmen, reddedilen kısım üzerinden bu davalılar için aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, ayrıca bu davalılar açısından 223.812-TL- 41.964,75-TL =181.847,25-TL üzerinden vekalet ücreti hesaplanması ve aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmesinin de haklı olmadığını belirterek,kararın kaldırılmasına ve istemleri kapsamında davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, müteselsil kefaleti nedeniyle kredi borcunu ödeyen davacının, ödediği tutarın asıl borçlu ve diğer kefillerden rücuen tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. TBK m.587/son “… aynı borç için kefil olanlardan her biri, kefalet borcunun tamamından sorumlu olur. Ancak, borcu ödeyen kefil aksine anlaşma olmadıkça, diğerlerine toplam kefalet miktarındaki payı oranında rücu hakkına sahiptir.” ve m.596/1’de ise “Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. Kefil, bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir.” hükmünü içermektedir. Buna göre birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olacak; borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri de borcun tamamından sorumlu olacaktır. Aksine anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Somut olayda, davalı şirketin dava dışı bankadan kullandığı krediye ilişkin genel kredi sözleşmesini davacı ve davalılarla birlikte 4 kişinin müteselsil kefil olarak imzaladığı ve davacı tarafından kredi borcu için 17/07/2018’de anapara, devre faizi, yasal faizleri ve diğer masrafları olmak üzere toplam 223.812-TL’nin ödenerek kredinin kapatıldığı görülmüştür. Davalılar vekili davaya konu kredinin davacının kardeşi Nural için alındığını ve bu hususun tanıkla ispat edileceğini ileri sürmüşlerse de, tarafların imzasını içeren yazılı kredi sözleşmesine göre söz konusu iddianın HMK nın 200 vd.maddeleri uyarınca tanıkla ispatı mümkün değildir.Kredi sözleşmesinde davalı …’ın müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluk altına girdiğinden aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır. Davalı vekili, asıl kredi borçlusu müvekkili şirketin ara dönemde yaptığı ödemelerin dikkate alınmadığını ileri sürmüş ise de ,davalı şirketin kredi asıl borçlusu olması, yaptığı ödemeler nispetinde borcunun azalacağı ve kefilin açtığı işbu rücu davasında davacı kefilin ödediği miktar kadar asıl borçlu şirkete rücu edebileceği dikkate alındığında, davalı şirketin yaptığı ödemeler davacının talebi bakımından sonuca etkili bulunmamaktadır.Kredi borcunu ödemiş olan davacının, rücu hakkını kullanabilmesi için her hangi bir icra baskısı veya hukuki sürece maruz kalması gerekmez. Ayrıca alacaklıya karşı ileri sürülebilecek kefaletin geçersizliğinin rücu ilişkisinde borcu ödeyen müteselsil kefile ileri sürülmesi MK 2 hükmüne aykırı görülmüştür.Davacı tarafından ödenen kredi borcu niteliği itibariyle likit olup ,likit alacak haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT nin 3/2 maddesine göre müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, red sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, red sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her red sebebi için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunacağı hükmüne göre davalılar … ve … bakımından red sebebi ortak olduğundan, tek vekalet ücretine karar verilmesinde tarifeye aykırılık bulunmamaktadır. TBK m.587/1 uyarınca kredi borcunu ödemiş olan davacı kefil, yaptığı ödeme doğrultusunda payı oranında kefil olan davalılar … ve …’a rücu hakkına sahiptir. Davacının ödediği tutar 223.812-TL olup sözleşmede 4 kişi kefil bulunduğundan (davacı 4. kefil Fahri’ye rücu etmemiştir) davalılar … ve …’ın her birinin sorumlu olduğu kısım 223.812/4=55.953-TL olarak hesaplanmaktadır.Ancak mahkemece, işbu hesaplama hatalı yapılarak davalılardan 55.953-TL’nin tahsili yerine 41.964,75-TL’ye hükmedilmesi yerinde olmamıştır. Yine davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar … ve … açısından “yapılacak hesaplama neticesinde paylarına isabet edecek olan miktar üzerinden itirazın iptalini” talep etmiştir.Bu nedenle ,davalılardan paylarına düşen miktardan daha fazlası talep edilmediği ve red edilen bir miktar olmayacağından davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargı giderine hükmedilmemesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun reddine; davacı vekilinin istinaf sebebii yerinde olduğundan başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden karar verilmesine, “Davanın kabulüne, Gaziosmanpaşa 1. İcra Dairesi’nin 2018/13014 E. sayılı icra dosyasında davalıların itirazlarının iptaline; tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, davalı asıl borçlu şirketin 223.812-TL’den, davalı müteselsil kefillerin ayrı ayrı bu tutarın 55.953-TL ‘şer ’kısmından davalı şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK m.353(1)b-1 uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/12/2020 Tarih 2019/35 Esas – 2020/635 Karar sayılı kararının HMK m.353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne, Gaziosmanpaşa … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasında davalıların itirazlarının iptaline; tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, davalı asıl borçlu … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 223.812-TL’den, davalı kefiller … ve …’nın ayrı ayrı bu tutarın 55.953-TL’sinden davalı şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmak kaydıyla takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Alacağın %20’si oranındaki 44.762,40-TL icra inkar tazminatının, (davalı asıl borçlu şirketin bu tutarın tamamından, diğer davalı borçluların ayrı ayrı bu tutarın 11.190,60-TL’sinden davalı şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak ; Alınması gereken 15.288,59-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 2.703,09-TL ve icra veznesine yatırılan 1.119,06-TL olmak üzere toplam 3.822,15-TL harcın mahsubu ile kalan 11.466,44-TL harcın davalı … ..ltd.şti.den tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen toplam 3.866,55-TL peşin harçlar ile,Davacı tarafından yapılan 750-TL bilirkişi ücreti ve 384-TL tebliğ ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.134‬-TL’yargı giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacı lehine takdir olunan 35.571,80-TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı asıl borçlu şirketin bu tutarın tamamından sorumlu olması, diğer davalıların ayrı ayrı bu tutarın 8.892,95-TL’sinden davalı şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,” Davalılardan alınması gereken 15.288,59-TL istinaf karar harcından, davalılar tarafından peşin yatırılan 3.823-TL harcın mahsubu ile kalan 11.465,59‬-TL harcın davalı … Konut ..ltd.şti.den tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, Davalılar tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2023