Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/60 E. 2021/43 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/60
KARAR NO: 2021/43
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2020
NUMARASI: 2019/256 Esas- 2020/478 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/01/2021
Davanın reddine yönelik hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; borçlunun İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibinde borca ve feri’lerine itiraz ettiğini, itirazın yerinde olmadığını, takibin konusunun sözleşmeden kaynaklanan alacak olup, dayanağının 01/01/2011 tarihli “Temlik ve ibra sözleşmesi” olduğunu, sözleşmede belirtildiği üzere borçlunun borcu taksitler halinde ödeyecek olup her bir taksidin vadesinin kararlaştırıldığını, taksit ödemelerinin davacının … Bankası hesabına yatırılacağının kararlaştırıldığını, borçlu aleyhine ödenmeyen taksitlere ilişkin olarak İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun itiraz ettiğini, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/86 Esas-2016/397 karar sayılı davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, takibe ilişkin alacağın tahsil edildiğini, takipden sonraki aylar olan 28/06/2014 ile 28/02/2016 tarihleri arasında ödeme yapılmadığını, davalı borçlu olmadığına dair delil göstermeyeceğini, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28/03/2016 tarihli bilirkişi raporunu sunduklarını belirterek yapılan itirazın iptaline, borçlu aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, dava konusu alacağın hukuken henüz talep edilebilir olmadığını, somut olayda taraflar arasında imzalanan sözleşmede sözleşmenin başlığı “alacağın temliki”, … A.Ş. temlik alan, davacı temlik eden olarak kabul edilmesine rağmen alacaklının değişmemesi borçlunun değişmesi nedeniyle alacağın temliki değil borcun nakli işleminin söz konusu olduğunu, davacının Tasfiye Halinde … AŞ’ndeki alacağını ödemekle yükümlü olan ve borcu devralmış olan yeni borçlu olduğunu, devreden borçlunun yani Tas. Hal. … A.Ş.’nin borçlu sıfatının ortadan kalktığını, borcun … A.Ş.’ye devrinin davacı tarafından kabul ettiğinin sözleşmeden anlaşıldığını, gerekçe olarak dayanak sözleşmesinin alacağın temliki değil borcun nakli sözleşmesinde olduğunun açık ve sabit olduğunu, itiraz ve defileri alacaklıya ileri sürülebileceğini, borcu nakleden … A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, borcun naklinin yapıldığı sözleşme sırasında borç alacak muaccel olmadığını, tasfiyeye tabi olduğunu,işlemiş faiz talebi ve faiz oranının yasal dayanağının olmadığını belirterek davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle reddini, davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; ivazlı temlik yapılabilmesi için öncelikle temlik konusu alacağın bulunma şartı olduğu, bunun ise davacının doğrudan alacaklı olduğu davadışı Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin tasfiye işlemleri sonucunda kar zarar durumu belirginleştikten sonra açığa çıkacağı ve varsa alacağın talep konusu yapılabileceği,taraflar arasında mevcut ivazlı temlik sözleşmesine göre davacının henüz talepte bulunmasının mümkün olmadığı,taraflar arasında mevcut ivazlı temlik sözleşmesine göre bu aşamada davacının talepte bulunmasının mümkün olmadığı gerekçeleriyle açılan itirazın iptali davasının reddine, koşulları olmadığından davalı taraf lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; Tasfiye Halinde …’nun www…com.tr ile www…org.tr adreslerinden kar-zarar hesaplarının görüleceğini, davalı tarafın bu hususta kamu aydınlatma platformuna bildirimde dahi bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesi’nin kendisine ibraz edilen sözleşme ile bağlı olduğunu, yorum yaparak sözleşme üzerinden delil üretme yoluna gitmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalının iddia ve savunmadığı hususlar üzerinden hüküm kurulmasının mutlak bozma nedeni olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davanın ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesine açıldığı kanun yoluna başvurmaksızın kesinleşen görevsizlik kararıyla ,dosya kararı veren AsliyeTicaret Mahkemesine gönderilmiştir. Dosyaya sunulan 1 ocak 2011 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile davacı tarafından , tasfiye halinde … AŞ de ki kar ve zarara katılım sözleşmesi nedeniyle olan alacaklarını 16.621-usd bedelle davalıya devri kararlaştırılmış, temlik bedelinin 30 ağuştos 2011 tarihinden başlayarak 28 şubat 2016 tarihine kadar aylık 300- usd taksitlerle,son taksidinde 421-usd olarak davacıya ödeneceği kabul edilmiştir. Dosyaya getirtilen icra dosyası kapsamından da, davacı temlik eden alacaklı tarafından, davalı temlik alan borçluya karşı, İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 6.6.2017 takip tarihi itibarıyla, 28.6.2014 tarihinden 28.2.2016 tarihine kadar alacağın temliki sözleşmesine göre takip tarihine kadar muaccel olmuş her biri 300(+421)-usd olan toplam 21 taksit tutarı için 6.421-usd asıl alacak,427.92–usd işlemiş faiz olmak üzere 6.848,92 usd için ilamsız icra takibi başlatıldığı ,davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesi tarafından …nun tasfiyesi sonuçlanmadığından alacağın muaccel hale gelmediğinden bahisle dava reddedilmiş ise de; davacı …nda ki alacağını değil, …nda ki alacağının davalıya devrine ilişkin devir bedelini davalıdan talep etmektedir. Davada …na yönelik bir talep ve dava mevcut olmayıp ,taraflar arasında yapılan satış sözleşmesinde davalının satın aldığı alacağının bedelini ödemesine ilişkin takvim mevcut olup belirlenen vadelerde taksitler halinde ödeme yapılması kararlaştırıldığı ,ödemelerin dava dışı finans kurumunun tasfiyesi sonrası yapılacağına ilişkin bir hüküm yoktur. (Yargıtay 19 HD nin 2016-4537 esas ,2016-7507 karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.) Kaldı ki davacı ,aynı sözleşmeye dayalı olarak açtığı takip ve davada; İstanbul 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/86 esas ,2016/397 karar sayılı 18.10.2016 tarihli ilamı ile “davalının ödemediği 30.12.2011- 26.5.2014 tarihleri arasına ilişkin taksitler ve faizine ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptaline karar verilmiş ve bu ilam kesinleşmiştir. Takip tarihi itibariyle ;21 taksit bedelinin sözleşmenin 4.5.maddesi uyarınca muaccel olduğu anlaşılmakla yazılı şekilde delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın kabulü yerine davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf nedenleri açıklanan gerekçe doğrultusunda yerinde görülmüş; HMK 353-b-2 gereği hükmün kaldırılmasına ,dosyada deliller toplanmış,bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan raporun da hüküm için yeterli olduğu,yeniden yargılama yapılmasını gerektiren bir eksiklik bulunmadığından alacağın temliki sözleşmesi gereği takip tarihi itibarıyla davalı tarafından ödenmemiş 21 taksit toplamı olan 6.421-usd asıl alacak, taleple bağlı kalınarak 427,92- usd işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline ilişkin olarak yeniden hüküm verilerek davanın kabuluyle itirazın iptaline ve likit alacağa haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/86 Esas-2016/397 Karar sayılı ve 18/10/2016 tarihli hükmünün; HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne, İstanbul …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 6.848,92- usd üzerinden devamına, 6.421-usd asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4.a maddesi uyarınca devlet bankalarınca 1 yıllık vadeli usd mevduata verilen en yüksek oranda döviz faizi işletilerek takibin devamına, %20 oranında hesaplanan 4.853,55-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 1.676,67-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından icra ve mahkeme veznesine peşin yatırılan 533,74‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.142,93-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen toplam 569,74-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafından yapılan 2.000-TL bilirkişi ücreti, 159,20-TL teb-müz masrafı olmak üzere toplam 2.159,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin üzerinde bırakılmasına. Davacı vekili için takdir olunan 4.080- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Hükümden sonra davacı tarafından yapılan 73-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 19/01/2021