Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/596 E. 2021/543 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/596
KARAR NO : 2021/543
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI : 2015/615 Esas 2019/1067 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin Sultanbeyli Vergi Daıresi’ne … sicil kaydı ile vergi mükellefi olduğunu, … San. Ticaret unvanı altına faaliyetini sürdürdüğünü, Müvekkilinin 2009-2010-2011 yıllarına ait defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak üzere davet edildiğini, defter ve belgelerinin muhasebecide olması sebebiyle inceleme elemanına ibraz edilemediğini, davacı hakkında vergi denetmeni tarafından rapor tanzim edildiğini, müvekkilinin bu kere muhasebecisinin peşine düştüğünü, 03.06.2015 tarihinde son olarak adresini tespit ettiğini Küçükkaynarca’ya gittiğinde muhasebecinin 2 ay önce bu adresi terk ettiği ve nereye gittiği de tespit edilemediğini, böylece 2009-2010-2011 yıllarına ait defter ve belgelerin muhasebeci tarafından tutulmasından dolayı zayi olduğu düşüncesiyle huzurdaki davayı açtıklarını, bu yıllara ait belgelerin noterden tasdik edildiğini düşündüklerini bu yıllara ait tasdik ücretlerinin muhasebeciye ödendiğini, bu nedenlere istinaden muhasebeciye ulaşamamasından dolayı zayi olduğu düşünülen 2009-2010-2011 yıllarına ait defter ve belgeler için zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın TTK 82/7 kapsamında zayi belgesi verilmesi isteminden ibaret olduğu, davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, aksi düşülse dahi davacının ilgili defterlerin noter tasdik bilgilerini bildiremediği, defterlerin var olduğu kabul edilse dahi saklanmasında gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini ispat edemediği, davacı hakkında dava konusu defterlerin vergi müfettişine ibraz edilmemesi sebebiyle ceza davasının açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; davacı tarafından bizzat muhasebeciye gönderilen ihtarname ve tebligat parçalarının dosyaya ibraz olunduğunu, muhasebeci ile irtibat sağlanamadığını, defter ve belgelerin ortada bulunmadığını, hatta vergi inceleme memuru defter ve belgelerin ibrazını talep etmiş ise de ibraz olunamadığını, eksik incelemeye dayalı karar verildiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Uyuşmazlık davacının 2009-2010-2011 yılına ait defter ve belgelerin zayii olduğundan bahisle açılan zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.6102 Sayılı Kanunun 82/7. Maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği davanın hasımsız olarak açılacağı belirtilmektedir. Davacının söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen mücbir sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, başka bir deyişle davacının irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması gerekmektedir.Davacının; 13/06/2014 tarihinde muhasebecisine ihtarname göndererek ilgili defterlerin teslimini istediği anlaşılmakla,bu tarih itibariyle defterlerinin muhasebecisi elinde olduğunu bildiği ,muhasebecinin elinde bulunan defterlerin zayii olduğu kabul edilemeyeceği gibi,muhasebeci elinde bulunduğu bilinen ticari defterlerin muhasebeciden istirdadı için dava açılması mümkün olup,davacının 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra zayi belgesi talep ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı yasada sayılı mücbir sebeplere dayanmamış, olup tacirin TTK’nun 82/7. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için öncelikle ticari defterlerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve ihtimamı göstermiş olması gerektiği, ancak tacirin ticari defterlerini korumada gerekli dikkat ve özeni göstermediği, defterlerin muhasebecide kaybolduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, davacı tarafça zayii belgesi talep edilen ticari defterlerin tasdik bilgilerinin sunulmadığı, zayii belgesi talep koşullarından olan ticari defterlerin noter tasdikinin yapılmış olması şartının da yerine gelmediği anlaşılmaktadır.Davacı hakkında ilgili defterlerin ibraz edilmemesi sebebiyle vergi dairesi tarafından İstanbul Anadolu C.Savcılığı’na suç ihbarında bulunulduğu ve davalı hakkında İstanbul Anadolu 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/598 esas sayılı dosyasında vergi müfettişine defter ve belgelerini ibraz etmemesi sebebiyle Vergi Usul Kanununa Muhalefet suçundan dava açıldığı ve yargılandığı anlaşılmakla zayii belgesi verilmesi koşulları mevcut olmadığından davanın reddine dair kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.Davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/04/2021