Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/593 E. 2023/1729 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/593
KARAR NO: 2023/1729
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2020
NUMARASI: 2018/1441Esas – 2020/700 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin işlettiği otel ve tatil köyü için acente olarak faaliyet gösteren davalı ile 20.12.2017-31.10.2018 tarihleri arasında geçerli kontenjan sözleşmesi akdedildiğini,sözleşme uyarınca müvekkilinin işletmecisi olduğu otel ve tatil köyünün toplam 10 adet otel odasının rezervasyonunu ve davalıya %25 komisyon ödemeyi taahhüt ettiğini, bu kapsamda müvekkilinin edimlerini yerine getirerek acentenin sağladığı müşterilere ilişkin rezervasyon hizmetlerinden kaynaklanan faturaları davalı şirkete gönderdiğini, ancak davalı şirketin ödeme yapmadığını, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 239.690-TL bedel üzerinden icra takibi başlatıldığını, asıl alacağın toplam miktarının 298.065-TL olmasına rağmen mail order yoluyla tahsil edilen 23.040-TL’nin, davalı şirketin 10.584-TL’ye ilişkin … no’lu iade faturası ile 5.775-TL’ye ilişkin … no’lu, 3.300-TL’ye ilişkin … no’lu, 12.266-TL’ye ilişkin … no’lu ve 3.410-TL’ye ilişkin … no’lu komisyon faturalarının asıl alacaktan mahsup edilmesi sonucunda, kalan toplam alacak miktarının 239.690-TL olduğunu, davalı şirketin ilgili faturalara komisyon kesmiş olmasına rağmen, faturaların kendisine tebliğ edilmediğini iddia ederek icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, davalının, kendisine gönderilen konaklama hizmet faturalarına dayanarak müvekkiline komisyon faturaları düzenlemekle borcun varlığını kabul ettiğini, zira tebellüğ edilmemiş faturaya komisyon faturası düzenlenemeyeceğini belirterek, davalının takibe itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir hizmet sunulmadığını, bununla ilgili şayet tebliğ edilen bir fatura olsa dahi usulünce iade edildiğini, davacının faturaların müvekkiline tebliğ edildiğini kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, cari hesaplarda mutabakat sağlanmadığını, davanın dayanağının bulunmadığını, davacının faiz talebini gerektirir temerrütün oluşmadığını, ayrıca borç likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı alacağının ticari defterlerinde takip ve dava tarihi itibari ile 197.426-TL olarak kayıtlı olduğu, tarafların karşılıklı olarak dava konusu faturalar vergi dairesine BA BS formları ile bildirdiği, yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre özellikle davalı tarafından yapılan bu bildirimlerin mal ve hizmet teslimine karine olarak kabul edildiği,davacının faturalarının davalının davacı adına tuttuğu muavin defter kaydında kayıtlı olduğu, bu yönü ile de davalının dava konusu fatura ve hizmetleri teslim aldığının kabul edileceği, davacının 01.09.2018 tarih … numaralı 3.204-TL bedelli, 01.09.2018 tarih … numaralı 200-TL bedelli ve 01.11.2018 tarih … numaralı 3.585-TL bedelli fiyat farkı faturalarının davalıya teslim edildiği tespit edilmediği gibi, davalının da bu faturaları ticari defterlerine kayıt etmediği ve vergi dairesine BA formu ile bildirmediği, bu faturalar hariç davalı ticari defter kayıtlarının davacı ile uyumlu olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre davacı hesabının 190.437-TL bakiye ile kayıtlı olduğu, davalının davacıya 190.437-TL borçlu olduğu, kalan bedelin ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının takibe yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 190.437-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte devamına, fazla istemin ve, şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; bilirkişi raporlarında 01.09.2018 tarihli 3.204-TL bedelli, 01.09.2018 tarihli 200-TL bedelli ve 01.11.2018 tarihli 3.585-TL bedelli fiyat farkı faturalarının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiğini, söz konusu faturaların kargo yoluyla davalıya gönderilerek teslim edildiğini, müvekkilinin bu faturalar bakımından da ispat yükünü yerine getirdiğini bu miktar yönünden alacaklı olduğunun kabulü ile takibin 196.426-TL üzerinden devamı gerektiğini, ayrıca davalının itirazında haksız olduğunu, alacağın da likit olması nedeniyle müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulü ile müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili; salt fatura düzenlenmesi davada haklılığın kabulü için yeterli olmayıp fatura konusu mal ve hizmetin verildiğinin de ispatlanması gerektiğini, bu nedenle davacının öncelikle kendi edimini ifa ettiğini ispat etmesi gerektiğini, ancak bu konuda bir delil bulunmadığını, kararda yer alan faiz başlangıç tarihi, faiz miktarı ve oranının yerinde olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturalara dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında akdedilmiş olan kontenjan sözleşmesi kapsamında davacının işletmecisi bulunduğu otelde davalı acenteye sözleşmede belirlenen fiyatlar üzerinden 10 adet otel odası rezervasyonunun taahhüt edildiği, ayrıca davacının davalıya %25 oranında komisyon ödemeyi taahhüt ettiği, davacı tarafından sözleşme kapsamında verilen hizmetlere ilişkin olarak düzenlenen konaklama hizmet bedeline ilişkin faturalar ile fiyat farkı açıklamalı toplam 18 adet faturaya dayalı olarak ilamsız takip başlatıldığı, mahkemece davacının fiyat farkı faturaları hariç tarafların ticari defterlerinin birbirini doğruladığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında; davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip ve dava tarihi itibari ile 197.426-TL alacaklı, davalının ise kendi ticari defterlerine göre davacıya 190.437-TL borçlu olduğu, davacının düzenlediği 01.09.2018 tarihli 3.204-TL bedelli, aynı tarihli 200-TL bedelli ve 01.11.2018 tarihli 3.585-TL bedelli fiyat farkı açıklamalı faturalar davalı defterlerinde kayıtlı olmayıp bu faturaların davalıya teslim edildiğinin tespit edilemediği, tarafların ticari defter kayıtları arasındaki farkın bu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, bu faturalar dışındaki tüm davacı faturalarının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu yönüyle taraf ticari defterlerinin birbiriyle uyumlu olduğu, ayrıca fiyat farkı faturaları dışındaki tüm faturaların taraflarca düzenlenen BA ve BS formlarıyla vergi dairesine beyan edildiği hususları tespit edilmiştir. Bu durumda davacı tarafından düzenlenmiş olan toplam 190.437-TL tutarlı konaklama hizmet bedeli faturaları davalı tarafça benimsenerek kendi ticari defterlerine kaydedilip vergi dairesine de bildirilmiş olmakla, bu faturalar konusu hizmetin verildiğinin kabulü gerekmektedir. Ayrıca davalı tarafça davacının söz konusu faturalarına istinaden sözleşme gereği komisyon faturaları düzenlenmiş olması da hizmetin verildiğini doğrulamaktadır. Ayrıca ticari nitelikteki uyuşmazlıkta hükmedilen alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi de yerindedir. Bu nedenle davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Davacının düzenlediği 01.09.2018 tarihli 3.204-TL bedelli, aynı tarihli 200-TL bedelli ve 01.11.2018 tarihli 3.585-TL bedelli fiyat farkı açıklamalı faturalar, davalının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Bu faturaların davalıya teslim edildiğini ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı vekilince bu hususta kargo kayıtları sunulmuşsa da, kargo içeriğinin söz konusu faturalar olup olmadığı tespit edilememiştir. Ayrıca taraflarca imzalanan sözleşmede fiyat farkı uygulamasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, bu hususta başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Bu nedenle dayanağı kanıtlanamayan ve davalı tarafça da kabul edilmeyen fiyat farkı faturalarına dayalı alacak kısmı bakımından davanın reddi isabetli olup, davacı vekilinin bu yönde ileri sürdüğü istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.Ancak somut olayda takip ve davanın dayanağı fatura alacağı olup,davalıya tebliğ edilen faturalar nedeniyle alacak belirlenebilir/likit niteliktedir. Davalının da itirazında haksız olduğu tespit edilmekle, icra inkar tazminatı talep koşulları oluşmasına rağmen, mahkemece davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak,yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden karar verilmesine ,itirazın kısmen iptaline ,fazla istemin reddine davacı alacaklı lehine %20 oranda hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2020 Tarih 2018/1441 Esas – 2020/700 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 190.437-TL asıl alacak üzerinden iptaline, hükmedilen alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine,%20 oranda hesaplanan 38.087,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 13.008,75-TL harçtan davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 2.894,86-TL ve icra veznesine yatırılan 1.198,45-TL olmak üzere toplam 4.093,31‬-TL peşin harcın mahsubu ile 8.915,44‬-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 4.134,41‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.000-TL bilirkişi ücreti ve 169,90-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.169,90-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 929,50-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili lehine takdir olunan 21.780,59-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı vekili lehine takdir olunan 7.202,89-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” Davalıdan alınması gereken 13.008,75-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 3.252,18‬‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.756,57‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 95-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 80-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/11/2023