Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/586
KARAR NO : 2023/1825
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI : 2016/1350 Esas – 2020/670 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/11/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan 17.078,59-TL alacağının bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava dilekçesinde iddia edilen borcun sebebi ve dayanağına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığını, icra takibinde cari hesap alacağı talep edildiğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacı taraf ile oluşan ticari ilişki gereği müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, icra dosyasındaki cari hesap ekstresindeki 13.07.2016 tarih, 22.387,51-TL bedelli borç kaydının ve dayanağı faturanın hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; uyuşmazlık ve takip konusu taşımada davacının gönderen, davalının taşıyan, dava dışı …Ltd Şti isimli firmanın gönderilen olduğunu, taraflar arasında 25.10.2015 günlü taşıma sözleşmesinin 5.3 maddesi ile davalı … taahhüt ettiği taşıma süresinin 24 saat olduğu, taşımanın 23.05.2016 veya 24.05.2016 günü başladığı, 01.07.2016’da sonlandığı, taşımada gecikme halinin bulunduğu, davacı şirketin TTK 889/3. maddesinde belirlenen 21. gün içinde davalı … ihbarda bulunduğu, yine TTK 878. maddesinde belirlenen ve varlığı halinde taşımacının gecikme halinde sorumluluğunu kaldıracak hallerin varlığını ileri sürmediği, bu durumda davalının TTK 875. maddesine göre gecikmeden dolayı oluşan zarardan sorumlu olduğu, taşıma süresinin 24 saat olarak kararlaştırıldığı, davalının edimini 36. günde sonlandırdığı, TTK’nın 874. maddesine göre eşya taşıma süresini izleyen 20 gün içinde teslim edilmezse hak sahibinin eşyaya zayi olmuş gözüyle bakabileceği, davalının TTK’nın 874. maddesinin getirdiği 20 günlük sürede edimini yerine getirmediğinden davalının pervasızca davranışının olduğu ve sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağın faturaya dayalı olduğunu, müvekkile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.2-Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kargo taşımasında tüm edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının iddiasını genişlettiğini, mahkemece de bu yönde inceleme yapılarak hüküm tesis edildiğini, iddianın genişletilmesine muvafakatlerinin olmadığını, davacı yanın müvekkili aleyhine kestiği 22.387,51-TL bedelli yansıtma faturasının geçerliliği bulunmadığını, davacının bir kısım evrakların kargo alıcısına geç ulaştığından bahisle bu faturayı düzenlediğini, müvekkili şirkete teslim süresi ile ilgili bilgilendirme yapılmadığını, müvekkilinin edimini makul sürede yerine getirdiğini, göndericinin gönderilenin cinsi gibi hususlarda doğru bilgi vermek zorunda olduğunu, ancak davacı tarafından kargo içeriği hakkında müvekkiline bilgi verilmediğini, davacının resmi olarak kendisini sorumluluk altına sokabilecek bir durumda evrakı salt kargoya vermekle sorumluluktan kurtulmuş sayılamayacağını, taraflar arasında herhangi bir süre kararlaştırılmadığını, üçüncü kişilerin davacı adına düzenlediği faturalar nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, zararla müvekkili arasında illiyet bağı bulunmadığını, üçüncü şahsın davacı adına düzenlediği faturaların müvekkilinin borçlu olduğu anlamına gelmeyeceğini, müvekkili şirketin pervasız davranışının neye dayandığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığını, müvekkili şirkete süresinde ihbarda bulunulmadığını, davacının talep edebileceği tutarın TTK m.882/3 ile sınırlandırıldığını, müvekkilinin pervasız bir davranışının bulunmadığını, bu nedenle sınırlı sorumluluktan yararlandırılmamasının da hatalı olduğunu, taşıma bedelinin 6,75-TL olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin ancak 20,25-TL ile sorumlu tutulabileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında yurtiçi taşıma sözleşmesi kapsamında cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup; uyuşmazlık davacı tarafından düzenlenen 13/07/2016 tarihli 22.387,51-TL bedelli yansıtma faturasından kaynaklanmaktadır. Davacı, 20/05/2016 tarihinde alıcısına teslim edilmek üzere davalıya teslim edilen 5 adet konşimento, ATR belgeleri ve masraf faturalarının taahhüt edilen süre içerisinde teslim edilmemesi nedeniyle konşimento evraklarının yeniden düzenlenme masraflarına katlanmak zorunda kaldığını, dava dışı firmaya bu nedenle 22.387,51-TL ödeme yaptığını, bu hususta düzenlenen yansıtma faturası da dikkate alındığında davalıdan bakiye 17.078,59-TL cari hesap alacağının bulunduğu belirterek bu miktarın davalıdan icra yoluyla tahsilini talep etmiş, davalı ise kendisine kargo içeriği hakkında bilgi verilmediğini, kargoyu makul sürede teslim ettiğini, davacının zararından sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.TTK’nun 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından veya hasarından doğan zararlardan sorumludur. Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır. Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun. TTK’nun 874. Maddesinde; eşyanın, taşıma süresini izleyen yirmi gün içinde teslim edilmemesi halinde, hak sahibi ona zayi olmuş gözüyle bakabileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın sorumluluk sınırlarını düzenleyen 882/3. maddesi uyarınca taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır. 886. madde uyarınca ise zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879. maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.Somut olayda davalının davacıya ait kargoyu 24 saat içerisinde teslim etmeyi taahhüt ettiği, davacı gönderici tarafından kargonun alıcıya teslim edilmek üzere davalıya 23/05/2016 günü teslim edildiği, kargonun alıcıya teslim edilmemesi üzerine 26-27/05/2016 tarihinde davalının durumdan haberdar edildiği, gönderinin 37 gün gecikmeli olarak alıcı şubeye teslim edildiği, 01/07/2016 tarihli e-posta ile teslimdeki gecikme nedeniyle oluşan zararın yansıtılacağının bildirildiği anlaşılmaktadır. TTK 878. maddesinde belirlenen ve varlığı halinde taşımacının gecikmeden kaynaklı sorumluluğunu kaldıracak nedenleri ileri sürmediği, bu durumda davalının TTK’nın 875. maddesine göre gecikmeden dolayı oluşan zarardan sorumlu olduğu sonucuna varılmaktadır. Gecikmenin yirmi günden fazla olması nedeniyle alıcının gönderiyi zayi olmuş kabul ettiği, gecikmeye herhangi bir açıklama getirmeyen davalının taşıma işini gerçekleştirirken pervasız davranmış olduğu anlaşılmakla davalının 6102 sayılı TTK’nın 886. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluktan yararlanması mümkün görünmemiştir. Kaybolan beş ayrı deniz konşimentosunun ve eklerinin yeniden düzenlenme bedeli açıklamasıyla dava dışı alıcı …Ltd Şti firması tarafından davacı adına 24/06/2016 tarihli dördü 4.346,20-TL, bir adeti 5.002,71-TL olmak üzere toplamda 22.387,51-TL yansıtma faturası düzenlenmiş, bahsi geçen faturalar davacı ile dava dışı …Ltd Şti ile aralarında cari hesaptan düşülmüştür. Yurt dışında yerleşik … firması tarafından düzenlenen toplamda 6.787,80-Euro bedelli 5 adet fatura karşılığında yaptığı ödemelerin, dava dışı …Ltd Şti’nin davacı adına düzenlediği her bir faturanın dayanağını oluşturduğu tespit edilmiştir. Davacı, dava dışı …Ltd Şti tarafından kendisine yansıtılan bu bedeli davalıya 13/07/2016 tarihli fatura ile yansıtmış olup, davacı tarafından kendisinin uğradığı zararla ilgili olarak davalı adına düzenlenen 13/07/2016 fatura yönünden davacının haklılığı ispatlandığından, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde bu fatura da dikkate alınarak yazılı şekilde bakiye alacak yönünden davalının itirazının iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Öte yandan; icra inkar tazminatı için alacağın likit ve belirlenebilir nitelikte olması gerekmektedir. Somut olayda davacının alacağı faturaya dayalı olsa da faturanın temeli tazminat kabilinden olup miktarı ancak yargılama ile belirlenebileceğinden likit ve belirlenebilir nitelikte olmayan alacak için icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde bir hata bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Alınması gereken 1.166,63-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 292-TL harcın mahsubu ile kalan 874,63-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı ve davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/11/2023