Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/583
KARAR NO: 2023/1518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2020
NUMARASI: 2015/163 Esas – 2020/609 Karar
DAVA: Şirketin Feshi, Ortaklıktan Çıkma, Çıkma Payı Alacağının Tahsili
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili, şirket ortaklarından … ve … tarafından sadakat ve rekabet hükümlerine aykırı davranılarak grup şirketine ait gayrimenkulleri kendi kurmuş oldukları şirkete aktardıklarını, şirketin mal varlığını şahsi menfaatlerine göre azalttıklarını, şirketin sevk ve idaresinin iyi yapılmadığı gibi grup şirketlerin mal varlıklarının azaltıldığını, gerçekte herhangi bir mal alışverişi olmaksızın çek ve senet alışverişi yoluyla davalı şirketin fiktif olarak borç altına sokulduğunu, bu yolla gerçekte olmayan borçların ödenmesi suretiyle para çıkışı sağlandığını, şirketin kar payının düşük gösterildiğini ve kuruluştan beri kar dağıtımının yapılmadığını, grup şirketler arasında anlam verilemeyen muhasebe ve vergi usulüne aykırı olan para transferleri ve giriş çıkışları, gayrimenkul aktarımları yapıldığını belirterek şirketin haklı nedenle feshini, aksi takdirde müvekkillerine paylarının gerçek değerlerinin ödenmesiyle müvekkilerinin davalı şirketten çıkarılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacıların dava dışı … ve …’nun sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandıklarına ve haksız rekabete ilişkin iddialarının doğru olmadığını, şirketin haklı nedenle feshinin şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacıların davalı şirketin ortağı olduğu, davalı şirket yöneticilerinin okul olarak faaliyet gösteren şirketten diğer grup şirketlere çok miktarda para aktardığı, bu işlemlerin EFT, havale ve çekle yapıldığı, şirketin bilançolarında zarar oluştuğu, taraflar arasında iyiniyet ve güven duygusunun zedelendiği, yine diğer ortakların grup şirketlerle benzer faaliyet gösteren “…” ünvanlı şirketler kurdukları, 3. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada bu şekilde şirket kurulmasının haksız rekabet teşkil ettiğinin belirlendiği, ortaklar arasında olması gereken güven duygusunun kalmadığı, ortakların birlikte bu şirketi işletip yürütmelerinin fiilen ve hukuken mümkün olmadığı, tüm bu sebeplerle davanın açılmasında haklı sebeplerin oluştuğunun kabulü gerektiği, ancak çıkmaya karar verilmesinin ve çıkma payı ödenmesinin daha adil bir çözüm olduğu gerekçesiyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin talebin reddine, ortaklıktan çıkma ve çıkma payının ödenmesi talepli davaların kabulüne, davacıların davalı şirketin ortaklığından çıkmalarına izin verilmesine, davacı … için hesaplanan 2.275.261,55-TL, davacı … için hesaplanan 2.275.261,55-TL, davacı … için hesaplanan 1.516.841,04-TL davacı … için hesaplanan 6.067.364,13-TL çıkma payı alacağının kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarında şirket varlıklarının anıldığı şekilde elden çıkarıldığına dair bir tespit yapılmadığını, bilakis taşınmaz, araç ve donanımlar uzayıp giden listeler halinde kıymet takdirine tabi tutulduğunu, şirket kayıtlarında yer alan varlıkların aynen muhafaza edildiğinin ortaya çıktığını, gerek … gerekse … mirasçısı davacıların, işbu dava tarihine kadar tüm genel kurullarda ihtilafsız olarak yönetimle birlikte hareket ettiğini, kar payı dağıtılmaması yönünde oy kullandığını, yönetim kurulunun faaliyet raporunu, bilançosunu kabul ederek, mali yönden de ibra ettiğini, davacıların dava dışı … ve …’nun sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, davalı şirketin okul olması ve faaliyet kapsamı nazara alındığında, bilhassa işbu dava zımnında bir rekabetten bahsetmenin mümkün olmadığını, davacıların davalarını ispatlayamadığını, mahkeme davacıların davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin talebini reddetmiş olmasına rağmen terditli, ikincil talebi kabul ettiğini, bilirkişi heyetinin gerçekçi olmayan kıymet takdirlerine karşı yapılan itirazlarının nazara alınmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka, hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davanın tümden reddini talep etmiştir.Katılma yoluyla istinaf eden davacılar vekili, TTK md. 531’de ifade edilen gerçek değer ödemesi ilkesine aykırı olarak 31.12.2018 tarihli tasfiye payı olan 12.000.000-TL’nin, kararın muhtemel kesinleşme tarihi olacak 2024-2025 yıllarında ödenmesi, müvekkillerinin en az 6- 7 milyon TL kaybı anlamına geleceğini, gerçek ayrılma akçesi ödenmesi gerektiğini ya da gerçek tasfiye payının ödenmesini sağlamak üzere fesih kararı verilmesi gerektiğini, ayrılmasına karar verilen ortağın en azından tasfiye payını elde etmesi gerektiği ön kabulüne dayanan TTK md. 531’in emredici nitelikteki ayrılma payının karar tarihine en yakın gerçek değere göre hesap edilmesi gerektiği yolundaki emredici hükmüne aykırı olarak karar tarihinden iki yıl önceye tekabül eden 31.12.2018 tarihli tasfiye değeri esas alınarak hazırlanmış rapora dayanılarak belirlenmesi sebebiyle müvekkillerinin yaklaşık 2.500.000-TL eksik ayrılma payları değerlerinin muhasebesel tekniklerle güncellenmesi gerektiğini, TTK md. 531’in emredici hükmü uyarınca ayrılmaya ilişkin gerçek değerin tespiti için tasfiye payına, karlılık değeri oranında ekleme yapılması gerektiğini, TTK md. 531 hükmü ve Yargıtay’ın müstakar içtihatları uyarınca ayrılma akçesine karar tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken kesinleşme tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, haklı sebeple fesih davalarında, davacının ayrılmasına izin verilmesi kararının maktu harca tabi iken tazminat davası gibi nispi harç hesaplanıp harç tamamlattırma işleminin kanuna aykırı olduğunu, ileri sürerek kararın kaldırılmasına, davanın kabulü ile davalı şirketin feshi ve tasfiyesi yönünden karar verilmesini, aksi kanaatte olunursa faizin karar tarihinden başlamasını öngören maktu harca tabi ve hakkaniyete uygun ayrılma kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, anonim şirketin haklı sebeple feshi ve tasfiyesi, tasfiye payının ödenmesi, olmadığı takdirde TTK 531 hükmü gereği payının ödenerek davacının haklı sebeple şirketten çıkmasına ilişkindir. Mahkemece, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin talebin reddine, davacıların ortaklıktan çıkma ve çıkma payı ödenmesine yönelik talepleri bakımından kabulüne, davacıların ortaklıktan çıkmalarına izin verilmesine, çıkma paylarının davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Hükmün, davalı şirket ve katılma yoluyla davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya Dairemizde ön önceleme safhasında bulunduğu aşamada davalı vekilinin 26/09/2023 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiğini bildirmesi üzerine dosya re’sen ele alındı.Feragata ilişkin; HMK 349/2 maddesinde, ”Dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunacağı” düzenlenmiştir. Feragatin geçerliliği kayıtsız ve şartsız olmasına bağlıdır. Kayda ve şarta bağlanmış feragat işlemleri mahkemece dikkate alınamaz. İstinaf kanun yolundan feragat eden davalılar vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde kanun yoluna başvurudan feragata yetkili olduğu saptanmaktadır. Ancak davalı vekili, istinaftan feragat dilekçesinde davacılardan …’nun davanın geri alınmasına ilişkin talebinin, diğer davacı …’nun ise hisselerini devrettiğinin dikkate alınmasını talep ederek kanun yolundan bu iki davacı yönünden şartlı olarak feragat etmiştir. Bu durumda davalı vekilinin davacılar … ve … bakımından geçerli olmak üzere istinaftan feragat ettiğinin kabulü gerekmiş; karar verilinceye kadar istinaftan feragat mümkün olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun davacılar … ve … yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.HMK’nın 123. maddesi ile davanın geri alınması düzenlenmiş olup; ilgili madde gereğince davanın hüküm verildikten sonra da kesinleşinceye kadar geri alınabilmesi mümkündür. Davacılardan … istinaf aşamasında sunduğu 11/01/2022 tarihli dilekçesi ile davayı geri alma talebinde bulunduğu, davalı vekilinin 13/01/2022 tarihli dilekçesi ile geri alma talebine muvafakat edildiği, HMK’nın 123. Maddesi gereğince davayı geri alma koşulları oluştuğu anlaşıldığından davacı … yönünden istinaf başvurusunun usulen kabulüne, bu davacı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Anonim şirketin haklı sebeble feshi ve çıkmaya izin davalarında ancak pay sahipleri aktif dava ehliyetine haizdir. Ortaklık sıfatının dava sonuna kadar korunması gerekir. Taraf ve dava ehliyeti HMK 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olduğundan resen gözetilmesi gerekmekte olup, davacılardan …’nun şirketteki hisselerini 07/07/2021 tarihinde … ve …’na devrettiği anlaşılmakla aktif husumetinin kalmadığı anlaşıldığından … tarafından açılan davanın aktif husumet yönünden reddine karar verilmiştir.Davalı vekili hükmü 30/11/2020 tarihinde istinaf etmiş; davacılar vekili de 14/12/2020 tarihli cevap dilekçesiyle katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK 348(2) maddesi gereği istinaf yoluna başvuran bu talebinden feragat eder veya talebi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esasa girmeden reddedilirse katılma yolu ile istinaf talebi de reddedilir. Bu durumda … ve …’nun istinafı da davalının istinafına bağlı olduğundan davacılar … ve …’nun katılma yoluyla istinaf isteminin usulden reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun davacılar … ve … yönünden feragat nedeniyle reddine, karar tarihinden sonra davacı … tarafından istinaf incelemesi aşamasında davanın geri alınmış olması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davacı … tarafından açılan davanın aktif husumet yönünden reddine karar verilmiş, HMK.’nın 353(1)b-2 gereği kararın kısmi olarak kaldırılması mümkün olmadığından davacı … ve … yönünden mahkemenin kararı hükümde bütünlük sağlanması için aynen tekrar edilmiş, Bunun dışında davanın maktu harca tabi olması nedeniyle nispi harca hükmedilmesi doğru olmadığından re’sen dikkate alınması gereken bu durum nedeniyle tarafların yatırdıkları nispi karar ve istinaf harçlarının iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun davacılar … ve … bakımından feragat nedeniyle REDDİNE, Davacılar … ve …’nun istinaf başvurusunun HMK 348(2) gereği USULDEN REDDİNE, Davacı … ve … yönünden istinaf başvurusunun kabulüne; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2020 Tarih 2015/163 Esas – 2020/609 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “1-Davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, 2-Davacı … tarafından açılan davanın aktif husumet yönünden reddine, 3-Davacı … tarafından açılan davada hesaplanan 2.275.261,55-TL çıkma payı alacağının kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacı …’na ödenmesine, 4-Davacı … tarafından açılan davada hesaplanan 1.516.184,04-TL çıkma payı alacağının kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacı …’na ödenmesine, ” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Davacı … bakımından alınması gereken 269,85-TL harcın, davacı … tarafından yatırılan 38.910-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 38.640,15-TL harcın istek halinde karar kesinleştiğinde adı geçen davacıya iadesine, Davacı … tarafından yatırılan toplam 324,25-TL harcın davalıdan alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, Davacı … bakımından alınması gereken 269,85-TL harcın, davacı … tarafından yatırılan 25.903,85-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 25.634-TL harcın istek halinde karar kesinleştiğinde adı geçen davacıya iadesine, Davacı … tarafından yatırılan toplam 324,25-TL harcın davalıdan alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, Davacı …’ndan alınması gereken 269,85-TL harcın, davacı … tarafından yatırılan 38.855-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 38.585,93-TL harcın istek halinde karar kesinleştiğinde adı geçen davacıya iadesine, Davacı …’ndan alınması gereken 269,85-TL harcın, davacı … tarafından yatırılan 103.615,41-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 103.345,56-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde adı geçen davacıya iadesine, Davacılar tarafından yapılan 1.013-TL tebligat ve müzekkere gideri, 9.000-TL bilirkişi gideri, 535,80-TL keşif harcı, 250-TL keşif ulaşım gideri olmak üzere toplam 10.798,80-TL yargı giderinden 5.399,40-TL kısmının davalıdan alınarak davacılar … ve …’na ödenmesine,kalanın davacılar … ve … üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı … lehine takdir olunan 104.779,71.-TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacı …’na ödenmesine, Davacı … lehine takdir olunan 85.889,44.-TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacı …’na ödenmesine, Davalı lehine takdir olunan 17.900-TL Şer maktu vekalet ücretinin davacı … ve …’ndan ayrı ayrı alınarak davalıya ödenmesine, “Davacılar ve davalı tarafından yatırılan (davacılar 217,60-TL davalı 208.230,82-TL) istinaf karar harçlarının istek halinde ayrı ayrı yatıran tarafa iadesine, Taraflarca yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2023