Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/568 E. 2021/715 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/568
KARAR NO: 2021/715
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2020
NUMARASI: 2017/559 Esas 2020/463 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalı … vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilince ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı …’a ait servis kutu ve borularının davalıların çalışması esnasında hasara uğratıldığını, bu sebeple sigortalıya 23.12.2016 tarihinde 3.072,21 USD tazminat ödendiğini belirterek, 3.072,21 USD’nin 23/12/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yabancı para mevduat faizi birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili; diğer davalı şirketin şebeke alt yapı işlerini yürüttüklerini, müvekkilinin hasarın oluştuğu yer ve tarihte herhangi bir altyapı çalışması yapmadıklarını, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili; yetkili mahkemenin müvekkilinin merkezinin bulunduğu Ankara olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili ile yüklenici arasındaki eser sözleşmesi gereğince oluşan zarardan yüklenici sorumlu olup müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca müvekkilinin yüklenici çalışanları üzerinde gözetim ve denetim yetkisinin bulunmaması nedeniyle adam çalıştıranın sorumluluğuna da gidilemeyeceğini, hasarın meydana geldiği alanda müvekkili şirket personelince resen bir çalışma yapılmadığını, ayrıca davacının hasarının ne şekilde tespit edildiği belli olmadığı gibi talep edilen bedelin de fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava dışı sigortalı …’ın tutmuş olduğu hasar tespit tutanağı ve Türk Telekom’un 27/06/2019 tarihli cevabi yazısı uyarınca, 05/12/2016 tarihinde davalı …’ın Başakşehir … Mahallesi … Sokak ile … Sokak kesişiminde arızalı güzergah çalışması yaptığı, … tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesinden ruhsat alındığının sabit olduğu, kazı çalışması yapan davalı taşeron firmanın doğalgaz dağıtım hattına verdiği hasar sonucu gaz çıkışı meydana geldiği, yapılan eksper incelemesi gereğince hasarın giderilmesi için 188,19 TL malzeme, 9.624,38 TL işçilik, 960,75 TL gaz tutarı olmak üzere toplam 10.773,32 TL (3.072,21 USD) ücret takdir edildiği ve buna binaen ödeme gerçekleştirildiği, davacı sigortacının 01/02/2016 başlangıç tarihli Ticari Paket Sigorta Poliçesi uyarınca hasarın teminat kapsamında olduğu, zarar kalemlerinden birisi gaz açma kapama bedeli olup, hasardan dolayı etkilenen 605 abone için … tarafından tek bir vana kapatılarak gaz akışı durdurulmuş olup, olaydan etkilenen tüm abonelere ait binalardaki servis kutularında bulunan regülatörlerin devre dışı bırakıldığı, onarım sonrası ise gazın yeniden açılması için tüm abonelere ait binalara gidilerek servis kutularının içleri açılarak devre dışı kalan regülatörlerin yeniden teker teker aktif hale getirildiği, ayrıca bu işlemler sonrası tek tek tüm abonelere gidilerek olayın anlatıldığı ve gazın ne şekilde kullanılmasının gerektiğinin izah edildiği, buna göre de yapılan ödeme ve maliyetlere nazaran ödenen gaz açma kapama bedelinin 8.470,00 TL olarak tespit edildiği, sigorta şirketi tarafından yapılan bir aşkın hatır ödemesinin söz konusu olmadığı, hasar bedeli kalemi açısından ise, malzeme giderleri, gaz giderleri, acil kazı giderleri tutarlarının incelenmesi sonucunda toplam olarak sigortalıya ödenen 1.232,72 TL bedelin kadri maruf olduğunun tespit edildiği, ancak davalılardan istenen personel ile araç giderlerinin gerçek zarar kapsamında olmadığı, bu kalemler genel idare giderlerine ilişkin olup, davacı tarafından hasarın giderilmesi için rutin giderleri aşar tutarda ek harcama yapıldığının ispatlanamadığı, dolayısıyla bu giderlerin rücuya tabi olmadığı, sonuç olarak, sigortacı tarafından rücuya tabi bedelin 1.232,72 TL hasar giderim bedeli, 8.470,00 TL gaz açma kapama bedeli olmak üzere toplam 9.702,72-TL olduğu, davalı Türk Telekom’un diğer davalı ile aralarındaki sözleşme uyarınca sorumsuzluk kaydı bulunduğu gibi, aralarında bağımlılık, emir ve talimat ilişkisi bulunmadığından, adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine göre zarardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davalı Türk Telekom aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı … aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; davalı … yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin hatalı olduğunu, davalılar arasındaki sözleşmede düzenlenen sorumsuzluk kaydının 3. kişiler açısından bir sonuç doğurmayacağını, mahkemenin, davalılar arasında bağımlılık ilişkisinin bulunmadığı yönündeki tespitinin de isabetli olmadığını, davalı … tarafından da ikrar edildiği üzere, yüklenici tarafından yapılan her türlü kazı çalışması için gereken ruhsat ve izinlerin iş sahibi … tarafından sağlandığını, mahkemece aldırılan 26.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda da, davalıların dava konusu hasar nedeniyle birlikte sorumlu olduğunun ifade edildiğini, bu nedenle davalıların müvekkili şirketin sigortalısına verdikleri zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını, …’un iş sahibi olarak ve diğer davalı …’ın ise yüklenici olarak söz konusu hasardan TBK’nın 61. maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu olduklarını, …’un TBK’nın 66. maddesi uyarınca işverenin kusursuz sorumluluğu kapsamında da zarardan sorumlu olduğunu belirterek, kararın … bakımından kaldırılarak talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf yoluna başvuran davalı … vekili; müvekkilinin kazıyı gerçekleştirdiği ve İgdaş’a ait tesisata zarar verildiği hususunda dosya kapsamında delil bulunmadığını, müvekkili her ne kadar diğer davalının alt yapı bakım ve onarım işlerini yürütmekteyse de, müvekkili tarafından bahsi geçen adreste herhangi bir kazı çalışması yapılmadığı gibi, …’a ait tesisatlara herhangi bir zarar da verilmediğini, … tarafından bizzat tespit edilerek tutulmuş bir tutanak bulunmadığını, hasarın ihbarı üzerine tutanak tutulduğunu, …’a verilmiş bir ruhsat bulunmasının, kazı çalışmasının fiilen müvekkili tarafından gerçekleştirildiğini ve hasarın müvekkili tarafından verildiğini ispata yeterli olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek üzere mahkemece kısmen kabulüne karar verilen miktarın gerçek zarar kapsamında bulunmadığını, zarar gören …’ın söz konusu hasar nedeniyle fiilen katlanmak zorunda kaldığı zararı talep edebileceğini, zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilere ödediği ücretler ile kendi araçlarına yaptığı masrafların haksız fiille ve zararla ilgisinin bulunmadığını, zarar kapsamında değerlendirilerek kabulüne karar verilen 8.470,00 TL gaz açma kapama bedelinin de reddinin gerektiğini, gaz açma kapama bedeli adı altında talep edilen tutarın, gerçek zarar kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece alınan iki ayrı bilirkişi raporunda gerek miktarlar, gerekse kusur oranları bakımından farklılık bulunmasına rağmen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece karara esas alınan ikinci raporun ise hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari paket sigorta poliçesi gereği sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafından ticari paket sigortası ile sigortalanan dava dışı İgdaş’a ait tesisatın, davalı … yüklenicisi diğer davalı … İnşaat tarafından 05.12.2016 tarihinde gerçekleştirilen kazı çalışması sonucunda hasara uğraması sonucunda davacı sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz çalışması ile tespit edilen hasar bedelinin 23.12.2016 tarihinde 3.072,21 USD olarak sigortalıya ödendiği, düzenlenen ibraname doğrultusunda davacının sigortalının haklarına halef olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurul raporunda; oluşan hasar nedeniyle davacının yapmış olduğu masrafların; 188,19 TL malzeme gideri, 960,75 TL gaz gideri, 83,78 TL acil kazı gideri, 8.470-TL sayaç açma kapama gideri olmak üzere toplam 9.702,72 TL olduğu tespit edilmiştir. Dayanak sigorta poliçesi hükümlerine göre, üçüncü şahısların sigortalının yer altı ve yer üstü varlıklarına verecekleri zararlar poliçe kapsamında bulunduğundan, hasarın sigorta teminatı kapsamında olduğu açıktır. Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Acil Durumda Gaz Kesintisi” başlıklı 63. maddesinde, müşteriden kaynaklanmayan acil durumlarda doğalgazın sigortalı … tarafından kesilmesinin mümkün olduğu, bu durumda açma kapama ücretinin müşteriye yansıtılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda hasardan dolayı etkilenen 605 abone için … tarafından tek bir vana kapatılarak gaz akışı durdurulmuş, olaydan etkilenen tüm abonelere ait binalardaki servis kutularında bulunan regülatörler devre dışı bırakılmış, onarım sonrası ise gazın yeniden açılması için tüm abonelere ait binalara … ekiplerinin giderek servis kutularının içleri açılarak devre dışı kalan regülatörlerin yeniden teker teker aktif hale getirilmiş olup, abone başı 14-TL olmak üzere 8.470-TL olarak tespit edilen gaz açma kapama bedeli de poliçe teminatı kapsamında olmakla, davacının bu tutarı talep hakkı bulunmaktadır. Bu anlamda bilirkişi raporları birbirini doğrular nitelikte olup, hukuki sorumluluğun da hakim tarafından takdiri gerektiğinden, sorumluluğa ilişkin değerlendirme farklılıkları bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu kabule elverişli değildir. Davalı vekilince müvekkilinin olay yerinde bir çalışmasının bulunmadığı ileri sürülmüştür. Ancak davalı … tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesinden alınan kazı ruhsatı ile özellikle davalı … tarafından, diğer davalının hasar mahallinde arızalı güzergah çalışması yaptığının bildirilmesi karşısında, kazı çalışması ve sonucunda oluşan hasarın davalı … tarafından gerçekleştirildiği sabittir. Davalı …, bu nedenle oluşan zarardan haksız fiil hükümleri gereği sorumludur. Mahkemece davalı …’un oluşan zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Oysa dosyaya sunulan ve davalılar arasında düzenlenen sözleşmenin özellikle 11. maddesi bentlerinde, iş sahibi olan davalı …’un yüklenici olan davalı …’ı denetleme ve gözetlemeye yetkili olduğu, işin iş sahibinin kontrolünde ifa edildiği, dolayısıyla iş sahibi davalı …’un adam çalıştıran konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ise davalı …, TBK’nın 66. maddesi kapsamında adam çalıştıran sıfatıyla oluşan zarardan diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu itibarla ilk derece mahkemesince davalı … aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir. Açıklanan nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hususlar yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak, her iki davalı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2020 Tarih 2017/559 Esas 2020/463 Karar sayılı kararın HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜNE, 9.702,72-TL tazminatın ödeme tarihi olan 23.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 662,79-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 186,24-TL harcın mahsubu ile bakiye ‬476,55-TL’nin davalılardan alınarak hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 222,24-TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından ödenen 205,60-TL tebligat ve posta gideri, 3.200-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.405,60-TL yargılama giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 3.030,13-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Davalılar vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 1.202,28-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Alınması gereken 662,79-TL istinaf karar harcından davalı … Ltd. Şti. tarafından peşin yatırılan 166-TL harcın mahsubu ile bakiye 496,79-TL harcın davalı … Ltd. Şti.’den alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 72,50-TL posta masrafının davanın kabulü oranında hesaplanan 64,06-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2021