Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/566 E. 2021/729 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/566
KARAR NO: 2021/729
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2019/491 Esas 2020/597 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıyla yaptığı mutabakata istinaden Kağıthane İlçesinde bulunan … Plaza … kat …/…/… bağımsız bölüm numaralı taşınmazın kiraya veren … tarafından davalı kiracıya ofis olarak kullanılmak üzere kiralanması ile ilgili olarak emlak komisyonculuğu hizmeti verdiğini, davalının müvekkilince verilen hizmete istinaden sözü geçen gayrimenkulü kiralamış olmasına rağmen emlak komisyonu bedelini ödemediğini, müvekkilince düzenlenen taraflar arasındaki ilişkiyi teyit eder nitelikte Kadıköy … Noterliğinin 07.05.2019 tarihli ihtarnamesinin muhataba tebliğ edildiğini, ancak muhatabın ihtarname içeriğine itiraz etmediğini belirterek, 10.000,00.TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; şartları bulunmadığı halde davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, taraflar arasında adi yazılı bir simsarlık sözleşmesi akdedilmediğinden davacının simsarlık ücretine hak kazanabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında yazılı bir biçimde akdedilmiş herhangi bir simsarlık sözleşmesinin mevcut olmadığını, kanunda simsarlık sözleşmesi için öngörülen yazılı şeklin ispat değil, geçerlilik şartı olduğundan davacının simsarlık ücretine hak kazanabilmesinin söz konusu olmadığını, taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarının da simsarlık sözleşmesinin unsurlarını kapsamadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı vekilince dava dilekçesinin deliller kısmında yazılı bir tellallık sözleşmesine dayanılmadığı ve dosyaya da sunulmadığı, 08.12.2020 tarihli duruşmada da davacı vekilinin taraflar arasında yazılı ve imzalı bir sözleşme bulunmadığını beyan ettiği, taraflar arasında yazılı tellallık sözleşmesi bulunmadığının tarafların kabulünde olduğu, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik şartı olup, taraflar arasında geçerlilik koşullarını taşıyan yazılı tellallık sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; mahkemece yazılı sözleşme ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, ancak taraflar arasındaki akdi ilişkinin yazışmalarla sabit olduğunu, davalının da yazışmaları inkar etmediğini, sözleşmenin şekil şartına aykırı olduğu yönündeki savunmanın dürüstlük kuralına aykırı olmaması gerektiğini, şekil şartına uygun olmasa da uygulanan sözleşmenin geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağının kabul edildiğini, müvekkili tarafından davalıya sözleşme gönderildiğini, davalının avukatının da sözleşme üzerinde bazı değişiklikler yaparak müvekkiline geri gönderdiğini, gerek davalı avukatı tarafından düzeltileerek müvekkiline geri gönderilen metinden, gerekse e-postalardan davalının TTK 21/3. maddesi uyarınca sözleşmeyi teyit ettiği ve taraflar arasındaki ilişkinin bu teyitle birlikte başladığını, yine müvekkilince gönderilen ihtarnamede akdi ilişkinin açıklanmış olmasına rağmen davalının akdi ilişkiyi inkar etmediğini, e-posta yazışmaları ve ihtarnamenin teyit mektubu niteliğinde olduğunu, sonuç olarak müvekkilinin davalıya uygun gayrimenkulü bulmak için aylarca çalışarak birçok alternatif sunduğunu, davalının da müvekkilinin bulduğu taşınmazı kiraladığını, dolayısıyla davalı tarafın kabul ettiği ve uzun bir süre uygulanan sözleşmenin söz konusu olduğunu, bu aşamadan sonra sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etmenin TMK’nın 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağının tahsili istemine ilişkindir. TBK’nın 520. maddesi uyarınca; simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı bir sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Dolayısıyla yazılı olması, sözleşme için geçerlilik şartıdır. Yazılı olmayan ve bu nedenle geçerli olmayan bir sözleşmeye dayanılarak ücret istenebilmesi ise mümkün değildir. Somut olayda taraflarca imzalanmış yazılı bir simsarlık sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı vekilince taraflar arasında gerçekleşen bir takım e-posta yazışmalarına delil olarak dayanılmışsa da, söz konusu yazışmalar taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı gerçeğini değiştirmediği gibi, yazışmalar yoluyla taraflar arasında sözleşme kurulduğunu kabule de olanak yoktur. Bu itibarla ilk derece mahkemesince, taraflar arasında geçerlilik koşullarını taşıyan yazılı bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2021