Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/558 E. 2023/1654 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/558
KARAR NO: 2023/1654
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2020
NUMARASI: 2017/926 Esas 2020/298 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı vekili ve davalı … Taş.Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirkete nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı … Mimarlık firmasına ait fuar stand malzemesinin …’ta düzenlenen fuarda sergilenmek üzere gidiş-dönüş taşınması işinin davalı … Hiz. tarafından üstlenildiğini, taşıma işinin alt taşıyıcı … Loj.sorumluluğunda fiili taşıyıcı … firmasının aracıyla gerçekleştirildiğini, taşınan emtianın 15.03.2017 tarihinde Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ne varışına müteakip emtianın antrepo deposuna tahliye edilmek istendiği sırada yapılan kontrolde, araç içindeki malzemelerin dağıldığı ve birçok malzeme üzerinde ezik, kırık, çizik şeklinde hasarlar olduğu tespit edilerek tutanak tanzim edildiğini, hasar ihbarına müteakip müvekkili şirket tarafından 01.06.2017 tarihinde sigortalısına 47.518-TL hasar bedeli ödendiğini, sigortalının zararını ödeyen müvekkili şirketin TTK 1472. madde hükmü uyarınca sigortalının haklarına halef olduğunu, davalıların sigortalı emtiada oluşan hasardan dolayı sorumlu olduklarını, davalı taşıyıcı firmalara 07.06.2017 tarihli rücu yazıları ile müracaat edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, 47.518-TL hasar bedelinin 01.06.2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … AŞ vekili; ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere hasarın ambalaj yetersizliğinden kaynaklandığından, taşıyıcı konumundaki müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, emtianın Türkiye’deki teslim noktasına varışında belli mekanik hasarlar olduğunun gözlemlendiğini, davalı … ile müvekkilinin sigortacısı olan … Sigorta tarafından yaptırılan ekspertiz sonucunda hasarın ambalaj hatasından meydana geldiğinin tespit edildiğini, eşyanın istiflenmesinin de göndericinin sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle davacının hasar bedeli talep etmesinin mümkün olmadığını, CMR 17/4 hükmü gereğince de müvekkilinin zarardan sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin sorumluluğuna hükmedilmesi halinde ise sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacı tarafça hasar bildirim yükümlülüğünün süresinde yerine getirilmediğini, zarar hesabında emtianın kullanılmış olması ve değer kaybının dikkate alınması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … vekili; emtiadaki hasarın yetersiz ambalajdan kaynaklanması nedeniyle CMR 17/4-b maddesi gereği müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, taşıyıcıya rücu miktarının CMR’nin 23. maddesi hükmüne uygun olarak hesaplanmadığını, ekspertiz raporundaki mal ve onarım bedellerinin fahiş olduğunu, CMR 27. maddesi hükmü gereği davacının ancak dava tarihinden itibaren ve %5 oranında faiz talep edebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 3-Davalı … vekili; ekspertiz raporunda da açıkça görüleceği üzere meydana gelen hasarın ambalaj yetersizliğinden, yani tamamen davacının kendi kusurundan kaynaklanması nedeniyle taşıyıcı konumundaki müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğu kabul edildiği takdirde zararın oluşumunda göndericinin kusuru nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacının sigortalısına ait emtianın Almanya …’ta düzenlenen fuara katılım için taşınmasının davalı … tarafından üstlenildiği, taşıma işinin alt taşıyıcı … sorumluluğunda … tarafından yapıldığı, fuar dönüşü 15/03/2017 tarihinde nakliye aracının varışı sonrasında emtianın hasarlandığı tespit edilerek bu konuda tutanak tutulduğu, zarar olarak tespit edilen 47.518-TL’nin davacı … şirketi tarafından sigortalıya 01.06.2017 tarihinde ödendiği, dosyada mevcut her iki bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere oluşan 48.439-TL değerindeki zararın somut olaya uygun, kadri marufunda olduğu, ancak ürünlerin 2. el fuar eşyası olması nedeniyle %20 oranında indirim yapılmasının uygun olduğu, indirim yapıldığında zararın 38.733,80-olduğu, mevcut ekspertiz raporları ve diğer delillerin değerlendirilmesinde, hasarın meydana gelmesinde ambalaj yetersizliği, yükleme, istifleme ve sabitleme kusurlarının etkili olduğu, 06/11/2018 tarihli raporda davalı … firmasının %80 oranında,sigortalının %20 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, 17/02/2020 tarihli raporda ise sigortalı gönderen ve davalı taşıyıcıların %50 oranında eşit kusurlu olduğunun tespit edildiği, kusur dağılımı konusunda raporlar arasında çelişki mevcut ise de ikinci raporda bu hususun açıklandığı, ambalaj yükümlülüğünün dava dışı sigortalı gönderene, yükleme, istifleme ve sabitleme yükümlülüğünün taşıyıcıya ait olduğu, yükleme, istifleme ve sabitlemeye davalı fiili taşıyıcı … şoförü ile birlikte dava dışı gönderen sigortalının çalışanların katıldığı gözetildiğinde, tarafların %50 oranında eşit kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, 17/02/2020 tarihli raporda tespit edilen kusur durumunun olaya uygun düştüğü, oluşan 38.733,80-TL zarardan davalıların kusurları oranında sorumlu olduğu 19.366,90-TL’den, taşıma sözleşmesinin tarafı olan … şirketinin ve ifa yardımcısı konumunda olan diğer davalıların müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 19.366,90-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1- Davacı vekili; bilirkişi raporundaki sigortalının %50 oranında kusurlu olduğuna dair tespitlerin hatalı olduğunu, hasarın ambalaj eksikliğinden kaynaklandığı yönündeki tespiti kabul etmediklerini, kaldı ki davalının malı teslim aldığı sırada ambalaj eksikliği bulunduğuna yönelik ihtirazi kaydının bulunmadığını, ambalaj kusuruna ilişkin dayanak bir belge bulunmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporları arasında çelişki de bulunduğundan, çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, sigortalı ile davalı … arasındaki sözleşmeye göre yüklemenin taşıyıcının sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle tüm hasar tutarından davalıların sorumlu tutulması gerektiğini, eksper aporunda taşıyıcı araç şoförünün sigortalıdan talimat almadan yük üzerine spanzet atmadığının ve bu nedenle yüklemenin hatalı olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle şoförün kusurundan davalıların da sorumlu olduğunu, hasarın ambalaj hatasından kaynaklandığı kabul edilse dahi taşıyıcının bu hususta ihtirazi kayıt koymadığını, emtia satışa tabi olmadığından tekrar kullanılabileceğini, bu nedenle bilirkişi raporundaki hasar miktarına ilişkin tespitin ve %20 oranında indirim yapılmasının kabulünün mümkün olmadığını, sigortalı ile davalı … arasındaki sözleşmeye göre tüm hasardan davalı sorumlu olup, sınırlı sorumluluk ilkesine göre değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, ayrıca davalıların ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile sorumlu olduklarını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … vekili; meydana gelen hasarın yükleme, istif ve sabitlemeden değil, tamamen ambalaj hatasından kaynaklandığını, bu yüzden CMR 17/4-b maddesi gereği müvekkilinin oluşan hasardan sorumlu tutulamayacağını, göndericinin hasar ihbarını süresinde yapmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun varsayıma dayalı olduğunu, zarar miktarının da hatalı ve fahiş olarak hesaplandığını, müvekkili akdi taşıyıcı olup, diğer davalıların fiili taşıyıcı olduğunu, fiili taşıyıcıların ambalaj hatalarını karşı tarafa bildirme sorumluluğunu yerine getirmediklerini, bu nedenle taşımadaki kusurun müvekkiline ait olmayıp diğer davalılara ait olduğunu, ayrıca CMR 27. madde hükmüne aykırı olarak avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı tarafından nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın davalılar tarafından taşınması sırasında hasara uğraması nedeniyle, davacı tarafından sigortalıya ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taşımanın güzergahı itibariyle uyuşmazlığın CMR Konvansiyonu hükümlerine göre çözümü gerekmektedir. Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu hususlarında ise 6102 sayılı TTK hükümleri esas alınacaktır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Sigortalı … Mimarlık firmasının emtiasının Almanya’da düzenlenen fuara gidiş-dönüş taşıması işinin davalı akdi taşıyıcı … tarafından üstlenildiği, akdi taşıyıcının taşıma işini alt taşıyıcı olarak davalı … firması ile anlaştığı ,…’ın da … ile anlaşarak fiili taşımanın ise davalı … firması tarafından yapıldığı, emtianın fuar dönüşünde geçici depolama alanına tesliminde davalı fiili taşıyıcının araç sürücüsünün de imzası bulunan 15.03.2017 tarihli tutanak ile bir kısım emtianın hasara uğradığının tespit edildiği, davacı tarafından alınan eksper raporunda; emtiadaki hasarın dorse içinde yeterli şekilde sabitlenmemesi sonucu nakliye sırasında sarsıntılarda hareket ederek devrilmesi, kayması ve çarpması sonucunda meydana geldiği, hasar bedelinin ise 47.518-TL olduğunun tespit edildiği, bu tutarın davacı tarafından 01.06.2017 tarihinde sigortalıya ödendiği, fiili taşıyıcının sigortacısı tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda ise; emtianın ambalaj yetersizliği nedeniyle hasara uğradığının, hasar tutarının ise 47.518-TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. CMR Konvansiyonunun 17/1. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğranılan ziya, gecikme ve hasardan sorumludur. CMR’nin 17/2 maddesi uyarınca, eğer kayıp, hasar ya da gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmişse taşımacı sorumlu tutulamaz. CMR’nin 18/2 maddesi uyarınca, kayıp, hasar ve gecikmenin 17/2 maddede öngörülen nedenlerden birinden doğduğunu kanıtlamak taşımacıya aittir. Yine CMR’nin 30. maddesi gereğince, hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden itibaren yedi gün içinde ziya veya hasarın taşıyıcıya ihbar edilmemesi halinde, taşıyıcının emtiayı sağlam olarak teslim ettiği hususunda karine oluşacaktır. Somut olayda emtianın varış tarihinde davalı fiili taşıyıcının araç şoförünün de imzasının bulunduğu tutanak ile emtiadaki hasar tespit edilmiştir. Davalının çalışanı araç şoförünün imzasını taşıyan hasar tespit tutanağı karşısında, davalıya süresinde hasar ihbarının yapıldığı sabittir. Yukarıda belirtildiği üzere CMR’nin 17/2 maddesinde, Yükün ambalajının kifayetsiz ya da ambalajsız olmasından veya araca hatalı istiflenip, sabitlenmesine bağlı tertipleme hatalarından dolayı vuku bulan hasarlardan taşıyıcı sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte, ambalaj, yükleme, boşaltma ve istifleme gönderici ve alıcıya ait olsa bile taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi ve sorumluluğunun bulunduğu yerleşik yargı uygulamasıdır. Taşınacak emtianın ambalajsız veya ambalajının kifayetsiz olması ya da araca ve güzergaha uygun olmayan şekilde sabitlenmesi halinde taşıyıcı göndereni uyarmadan ve CMR’nin 8 ve 9. maddelerine uygun olarak taşıma senedine çekince koymadan yükü teslim alır ve yükte bu sebepten hasar meydana gelirse, öncelikle zarara sebep olan hatayı taşıyıcının nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edip edemeyeceğinin tespiti gerekecektir. Fark edebileceği durumlarda, hasar kifayetsiz ambalaj veya istif hatasından ya da yükün usulüne uygun bir şekilde sabitlenmemesinden kaynaklansa da zararın taşıyan ve gönderen arasında paylaştırılması ve taşıyıcıya müterafik kusur atfı gerekmektedir. Yükleme ve istif hatasının açıkça göründüğü hallerde, kusurun ağırlıklı bölümü gönderenin üzerinde bırakılır. Somut olayda mahkemece alınan her iki bilirkişi raporunda da hasarın ambalaj yetersizliği, yükleme, istifleme ve sabitleme kusurlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bu tespit ekspertiz raporlarındaki tespitleri de doğrulamaktadır. Sigortalı ile akdi taşıyıcı arasındaki sözleşmenin 4. maddesi gereği taşınacak emtianın ambalajlanması sigortalı göndericiye ait olup, sözleşmenin lojistik fiyat teklifine dahil olan hizmetler başlığı altında “malzemelerin standınızdan alınarak direkt araca yükleme, 3 ton forklift ile 2 saat normal mesai” taahhüt edilmiş olmakla, yükleme ise taşıyıcıya aittir. Dosyaya sunulan 19.04.2017 tarihli araç sürücüsü beyanında; göndericinin kendisinden yüke spanzet atmamasını istediğini, yüke zarar gelmemesi için kendisinin de etrafındaki yüklere spanzet attığını, yük tel raf olduğu için spanzet atsa da sıkması gerektiği için yükün hasar görebileceğini ifade etmiştir. Alınan ekspertiz raporlarında da bir kısım emtianın dönüş için demonte edilmeden yüklendiği, bir kısmının ambalajsız, bir kısmının karton kutularda ve bir kısmının streç film ile sarılı olarak yüklendiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla emtiadaki ambalaj yetersizliği açıkça anlaşılabilecek niteliktedir. Bu durumda somut olayda davalı taşıyıcının sözleşme hükmü ile yüklemeyi üstlenmesi nedeniyle davalı taşıyıcıya %50 kusur atfı yerinde olup, mahkemece hasarın oluşumunda sigortalı göndericinin de %50 müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek davalıların sorumluluğuna hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Yine CMR Konvansiyonu’nun 34 vd. maddelerindeki düzenlemeler doğrultusunda davalı taşıyıcıların müteselsil sorumluluk esasına göre hasardan birlikte sorumlu tutulması da yerindedir. Bu nedenle taraf vekillerinin kusura ve hasardan sorumluluğa ilişkin olarak ileri sürdükleri istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Ziya ve hasar halinde tazminatın hesaplanmasına ilişkin CMR’nin 23. maddesine göre; emtianın kısmen veya tamamen kaybı halinde tazminat, emtianın taşınmak üzere teslim edildiği yer ve tarihteki değerine göre hesaplanır. Ancak kısmi kayıp halinde, sorumluluk miktarının tespitinde kaybedilen kısmın ağırlığına göre taşıyıcının sorumlu olduğu miktar belirlenmelidir. Bu durumda tazminat, eksik brüt ağırılığın kilogram başına 8,33 SDR tutarını aşamaz. Somut olayda, her iki ekspertiz raporunda hasar bedeli 47.518-TL olarak tespit edilmiş olup, birbirini doğrulayan her iki bilirkişi raporunda da aynı tutarda hasar bedeli tespit edilmekle birlikte, hasara uğrayan emtianın ikinci el niteliğinde fuar eşyası olması nedeniyle onarımı mümkün olmayan emtia bedelinden %20 oranında indirim yapılması gerektiği, bu indirim sonucunda hasar bedelinin 38.733,80-TL olduğu tespiti yapılmış olup, tespit edilen bedel CMR’nin 23. maddesi hükmüne uygun olup, emtianın ağırlığına göre sorumluluk sınırının altındadır. Bu nedenle taraf vekillerinin hasar bedeline ilişkin olarak ileri sürdükleri istinaf nedenleri de yerinde değildir. CMR Konvansiyonunun 27. maddesi uyarınca; bu Konvansiyona tabi taşımalarla ilgili tazminat taleplerine uygulanacak faiz oranının yıllık %5 olarak kabul edilmiş ise de, bu hüküm yabancı para üzerinden talep edilen tazminat bakımından uygulama alanı bulmakta olup, Türk Lirası cinsi alacaklarda ulusal hukukta geçerli olan faiz oranlarının uygulanması yerleşik yargı kararlarıyla kabul edilmiştir.Bu durumda somut olayda davacının tazminat talebi Türk Lirası cinsine ilişkin olmakla, hükmedilen tazminata 3095 sayılı kanun gereği avans faizi işletilmesine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Yine CMR Konvansiyonu’nun 27. maddesinde; hak sahibinin tazminat için faiz talep edebileceği, faizin başlangıç tarihinin ödeme isteğinin yazılı olarak taşımacıya gönderildiği tarihten başlayacağı, böyle bir isteğin bulunmaması halinde ise faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davacı tarafça 07.06.2017 tarihli ihtarname ile hasar bedelinin ödenmesi davalı taşıyıcılara ihtar edilmişse de, ihtarnamenin tebliğ şerhi sunulmamıştır. Bu nedenle mahkemece hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekili ve davalı … Taş.Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı … Taş.Ltd. Şti.’den alınması gereken 1.322,95-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 331-TL harcın mahsubu ile bakiye 991,95‬-TL harcın davalı … Taş.Ltd. Şti.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı ve Davalı … Taş.Ltd. Şti. tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/10/2023