Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/541 E. 2023/1345 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/541
KARAR NO: 2023/1345
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2020
NUMARASI: 2014/787 Esas – 2020/310 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Davanın kabulüne ilişkin kararın, davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin Türkiye ile Avrupa arasında kendisine ait vagonlar ile müşterilerine ait konteynerleri tren yoluyla taşıma işi yaptığını, müvekkilinin konteynerinin bulunmadığını, davalıların da konteynerlerini müvekkiline taşıtan taşıma şirketleri olduğunu; taşıma kapsamında müvekkilinin trenleriyle Türkiye’ye giriş yapan davalıların konteynerlerinin giriş takip formunun müvekkili tarafından imzalanmak durumunda kalındığını, gümrük mevzuatı uyarınca söz konusu konteynerlerin geçici ithalatı sebebiyle belirli bir sürede yurt dışına çıkarılması gerektiğini; işbu davaya konu olayda Kapıkule Gar Gümrük Müdürlüğü’nün 12/07/2012 tarihli yazısı ile 27 adet konteynerin süresinde yurt dışı edilmediğinden bahisle müvekkiline konteynerlerin akıbetinin sorulduğunu, 7 tanesi davalılara ait olmak üzere 12 adet konteyner için ithal veya yurt dışı etme belgesi temin edilemediğinden gümrük müdürlüğü tarafından 12 adet konteyner için ayrı ayrı idari para cezası verildiğini; para cezası hakkında idari süreç devam ederken kanun değişikliği sebebiyle önceki ceza yerine yeni cezaların düzenlendiğini ve idareyle uzlaşmaya varılarak miktarın düşürüldüğünü; bu nedenle davalı … Taş.A.Ş.’ye gönderilen 03/07/2013 tarihli ihtarnameyle para cezası bedelinin talep dildiği, müvekkiline diğer davalı … Tic.A.Ş. tarafından gönderilen cevabi ihtarda müvekkilinden konteynerler için kira bedeli istendiğini; müvekkilin de söz konusu idari para cezası için 09/07/2013 tarihinde 7.666,32-TL ve 05/09/2013 tarihinde 20.048,13-TL olmak üzere toplamda 27.714,45-TL ödeme yapıldığını, davalılara ait konteynerlere isabet eden tutarın 23.500,97-TL olduğunu, yapılan ödemelerden sonra 30/09/2013 tarihli 23.500,97-TL tutarlı faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğini ancak faturaya itiraz edildiğini; bu nedenle alacağın tahsili için davalılar aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına ve davalılar aleyhine %20 oranından az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, davacı ile … A.Ş. arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığından müvekkili … A.Ş. yönünden davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini; davacının müvekkilinin müşterisine ait eşyaların konteynerleri vasıtası ile yurt dışına taşınması işini yerine getirdiğini, konteynerlerin yurt dışı giriş çıkış ve tescil işlemlerini yapmakla görevli olduğunu, cezanın düzenlenmesine kadar müvekkiline hiç bir bilgilendirme yapılmadığını, davacının vergi yükümlüsü olarak uzlaşma talebinde bulunduğunu, taraflar arasında vekalet veya temsil ilişkisinin bulunmadığını, cezaların muhatabının da davacı olduğundan ceza bedelinin müvekkillerinden istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacının gümrük müdürlüğünden gelen yazı sonrasında konteynerlerin akıbetleri hakkında … A.Ş. ile yazışma yaptığı, bu şirket tarafından cevap verildiği, dava konusu CIM belgelerinin arkasında … A.Ş.’nin kaşe ve imzasının bulunduğu,taraflar arasında taşıma sözleşmesi kurulduğundan davalı … A.Ş.nin husumet itirazının yerinde olmadığı; dava dışı şirkete ait emtiaların davalı şirkete ait konteynerler aracılığıyla davacı tarafından yurt dışından Türkiye’ye getirildiği, konteynerlerin davalı tarafça teslim alındığı, Konteyner Kayıt ve Takip Formlarının, tren seferlerinde gecikmeye mahal vermemek adına, davacı tarafça imzalandığı, hükme esas alınan 04/09/2018 ve 07/10/2019 tarihli bilirkişi raporlarında, uygulamada bu işlemlerin sektörel bir teamül haline geldiği, söz konusu cezaların, konteynerlerin süresi içinde yurt dışı edilmemesi nedeniyle kesildiği, konteynerlerin yurt dışı edilmesinin esasen davalıların sorumluluğunda olduğu, bu hususta davacı yanın herhangi bir tasarrufunun bulunmadığı, davalı tarafın eylemleri nedeniyle davacının dava konusu para cezalarına muhatap olduğu, bu nedenle davacının ödediği ceza tutarlarının davalılara rücu edebileceği, davalılar açısından temerrütün oluştuğu ve alacağın likit olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 23.500,97-TL asıl alacak olmak üzere toplam 25.224,59-TL alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına,icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili, mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini; dava konusu gümrük cezasından ilgili mevzuat uyarınca davacı şirketin sorumlu bulunduğu, buna göre mahkemece 19/01/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki 29/08/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin doğru olmadığını, zira somut olaydaki inter model taşımalarda teamül haline geldiği kabulü ile davacının verdiği taahhütten ve yaptığı işlemlerden sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığını; davacının konteynerlerin yurt dışı işlemlerini süresinde yapmayı aksi halde yani yapmaması halinde tüm sorumluluğun kendisinde olacağını açıkça taahhüt ettiğini; davacının yükümlü sıfatı ile ilgili gümrük idaresinden uzlaşma talebinde bulunduğu ve indirim talep ettiği hususunun mahkemece hiç dikkate alınmadığını; müvekkili … A.Ş. bakımından husumet itirazlarının reddine karar verilmesinin doğru olmadığını zira taraflar arasında bir sözleşmenin ve bir ticari ilişkinin bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı tarafından taşıması yapılmış konteynerler sebebiyle ödenen idari para cezasının tahsili sebebiyle davalılara karşı başlatılmış olan icra takibindeki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda 2009 yılı Mayıs ve haziran aylarına ait 7 adet tren yolu konişmentosuna göre, davalı … A.Ş. (Eski Unvan: … Ltd. Şti.)’nin müşterisine ait Slovenya’dan gönderilen emtiaların içinde bulunduğu konteynerlerin davacıya ait vagonlarla taşıma işinin yapıldığı, emtiaların … A.Ş. için davacıya gönderildiği, konişmentoların arka yüzünde davalılardan … A.Ş.’nin kaşe ile imzasının bulunduğu yani belgeleri ciro ettiği ve emtiaların da teslim edildiği anlaşılmaktadır. Gümrük idaresine verilmesi gereken konteyner kayıt ve takip formları davacı tarafından verilmiştir. Kapıkule Gar Gümrük Müdürlüğünün 12/07/2012 tarihli yazısıyla da, toplamda 27 adet konteynerin süresi içinde yurt dışı edilip edilmediği, yurtdışı edilmişse durumunda gümrük idaresine bildirilmesi ile konteyner kayıt ve takip formlarının nüsha suretlerinin istenildiği; davacının idareye verdiği cevapta söz konusu bilgilerin konteyner maliki olan şirketlerden istenilmesi gerektiği; taraflar arasında 06/03/2012-20/11/2013 tarihleri arasında davaya konu husus hakkında e-posta yazışmaları yapıldığı; Gümrük Müdürlüğü’nün 15/03/2013 tarihli yazısıyla davacı adına yurda giriş işlemi yapılan davaya konu konteynerlerin de içinde bulunduğu toplamda 12 adet konteynerin süresinde yurtdışı işlemlerinin yapılmaması sebebiyle idari para cezası kararının davacıya gönderildiği; sonrasında 06/06/2013 tarihli yazıyla kanun değişikliği sebebiyle durumun yeniden ele alınarak idarece yeni kesilen idari para cezasının davacıya bildirildiği; davacının davalılardan … A.Ş. (Eski Unvan: … Ltd. Şti.)’ye gönderdiği 03/07/2013 tarihli ihtarname ile idari para cezasına ilişkin durumun bildirildiği; buna istinaden de davalılardan … A.Ş.’nin davacıya gönderdiği 11/07/2013 tarihli cevabi ihtarnameyle konteynerlerin evraklarının kendilerine teslim edilmediğini ve konteynerler sebebiyle 135.512-Euro kira bedeli kaybının ödenmesinin istenildiği; 13/08/2013 tarihli uzlaşma tutanağıyla 12 adet konteyner için kesilen 97.965,99-TL idari para cezasının uzlaşmayla 20.048,13-TL’ye indirildiği, söz konusu bedelin 05/09/2013’te ve 7.666,32-TL gecikme zammının da 09/07/2013’te davacı tarafından ödendiği, davacı tarafından davalılardan … A.Ş.’ye 23.500,97-TL’lik 30/09/2013 tarihli yansıtma faturası düzenlenmiş ve davaya konu icra takibi başlatılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan, 29/08/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da uygulamada konteyner kayıt ve takip formlarının demiryolu taşımasını üstlenen şirketin imzalayarak idareye karşı taahhüt üstlendikleri belirtilmiştir. Tarafların kabulünde olduğu üzere, davaya konu olayda taahhütnameler davacı tarafından imzalanmış ve idare, söz konusu işlemlerde muhatabı olarak davacıyı belirlemiş ve idari para cezasını da davacıya uygulamıştır. Taahhüt idareye karşı verilmiş olup, davalılara karşı verilmemiştir. Ancak davacının tren işleticisi, davalıların da konteyner işleticisi olduğu ve konteynerlerin malikinin davacı olmadığı dikkate alındığında, mevzuat gereğince konteynerlerin 6 ay içinde yurtdışı işlemlerinin (yurtdışına çıkarılarak idareye bu işlemin kayıt ettirilmesi veya sürenin uzatımı) davacı tarafından yapılamayacağı dolayısıyla söz konusu idari para cezasını doğuran olayın da davalıların sorumluluk alanında gerçekleştiğinin kabulü gereklidir. Buna göre davacının, konişmentoyu teslim alan taşıyıcı olan davalılara vekaleten taahhütnameleri imzaladığı gözetilerek, bu çerçevede idarece verilerek davacı tarafından ödenmiş idari para cezası bedelleri için davalılara rücu edilebilecektir. Aksi halde salt gümrük işlemlerinin yapılabilmesi amacıyla ilgili mevzuata göre idareye karşı taahhütnamede bulunan davacının, tasarruf alanında bulunmayan işlemlerin yerine getirilmemesi sebebiyle sorumluluğunun kabulü gerekecektir ki, bu husus en başta hukukun genel ilkeleri ve hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. Bu nedenlerle mahkemece hüküm kurmaya elverişli olan 29/08/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre verilen karar yerinde bulunmuştur. Davalılar vekili, aşamalardaki beyanlarında söz konusu idari para cezasına davacının gerekli belgeleri müvekkiline teslim etmemesinin sebep olduğunu ileri sürmüşse de, o belgelerin ne olduğu somut olarak ortaya konulmamış ve 2009 yılı Mayıs ve Haziran aylarında yapılan taşıma işinin üzerinden yaklaşık 3 yıl geçmesinden sonra taraflar arasındaki yazışmaların içeriğine göre, davalıların basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek söz konusu eksik belgeleri davacıdan istemedikleri anlaşıldığından savunmaya itibar edilmemiştir. Ayrıca davalılar vekili, müvekkili … A.Ş. açısından husumetten davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de, … A.Ş.’nin konişmentoları ciro ettiği, konişmento hamili olduğu, yine süreçteki yazışmaların … A.Ş. yetkilileriyle yapıldığı ve hatta ilk olarak davacının davalılardan … A.Ş. (Eski Unvan: … Ltd. Şti.)’ye gönderdiği 03/07/2013 tarihli ihtarnameye … A.Ş. tarafından cevap verilerek konteyner kira bedelinin istenmesi karşısında, her iki davalının da taşıma ilişkisine katıldığı ve sonraki işlemleriyle de durumu tasdik ettiği görüldüğünden, söz konusu husumet itirazı da yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.723,09-TL istinaf karar harcından davalılar tarafından peşin yatırılan 485,18‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.237,91‬-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 98-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/09/2023