Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/535 E. 2023/926 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/535
KARAR NO: 2023/926
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2018/1110 Esas 2020/658 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin … poliçe nolu 14/07/2016/2017 tarihli inşaat tüm riskler sigorta poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı bulunduğunu; sigortalının müvekkil şirkete yaptığı ihbar neticesinde, sigortalının İstanbul Sanayi Odası’na ait Odakule Şantiyesi yenileme işleri kapsamında devam eden inşaatta davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan mekanik işler su tesisatı yapımı sırasında 01/01/2017’de pprc olarak adlandırılan borunun mutfak şaftı kenarı vana bağlantısında oluşan kırık sebebiyle 12. kat seviyesinde zemin kata kadar sızdığı, sızan sulardan mutfak şaftı civarı alçıpan plakalarının ıslandığı, 3. ve 8. kat kuzey cephe mekanik oda önündeki açık ofiste montajı yapılmış klima vrf ünite ve alçıpan kutularından su geldiği, cephe kenarı, saten ve sıva imalatlarının ıslandığı, 1. katta bulunan meclis başkanı ve idari işler tarafından kullanılan odanın alçıpan tavan ve duvar mobilyalarının bir kısmın ıslanarak hasarlandığının tespit edildiğini; ekspertiz raporunda hasarın 19.412,90-TL olarak belirlendiğini, tespit edilen hasar bedelinin müvekkili sigorta şirketi tarafından 08/02/2018 tarihinde sigortalıya ödendiğini, hasarın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan kişi veya kişilere ödenen tazminat bedeli kadar rücu imkanın doğduğunu, bu kapsamda müvekkilinin alacağı için davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı ilamsız icra takip dosyasıyla takibe başlanıldığını ve davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davaya konu icra takibine davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davaya konu hasarın müvekkilinden kaynaklanmadığını, müvekkilinin mekanik işler taşeronu olarak tüm binanın su tesisat işlerini yaptığını, müvekkilince yapılan işlerin eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim edildiğini, işlerin eksik veya ayıplı olduğuna dair müvekkiline bir bildirimde bulunulmadığını, müvekkilince yapılan araştırma sonucunda da su sızmasının 3. kişilerin hasarı veya su tazyiki sebebiyle vuku bulduğuna dair 02/01/2017’de tutanak tutulduğunu, inşaat alanında bulunan diğer firma çalışanlarının veya yabancı şahısların da su tesisatında çatlak-kırığa sebep olmuş olabileceğinin belirtildiğini, hasarın müvekkiline ait olmadığı hususunda noter marifetiyle 27/06/2018’de davacı sigorta şirketine ihtarname gönderildiğini, buna rağmen müvekkiline kötüniyetli olarak icra takibi başlatıldığını belirterek, davanın reddine ve davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davaya konu hasarın inşaattaki mekanik işler su tesisatını yapan davalı firma imalatının özensiz işçiliği sonucunda meydana geldiği, davacı tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar bedelinin olayın oluştuğu tarihlerdeki piyasa rayiçlerine göre malzeme ve işçilik bedeline uygun olduğu, meydana gelen bu hasarın sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu ve rücu şartlarının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, 19.905,93-TL üzerinden takibin devamına ve alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, hasarın oluşmasında müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, zira sigortalının tuttuğu 02/01/2017 tarihli tutanakta, zararın müvekkilinden kaynaklanmadığının belirlendiğini; kazadan önce veya sonra müvekkiline yapılan işle ilgili bir ayıp ihbarının yapılmadığını; mekanik işler taşeronu olan müvekkilinin tüm binanın su tesisat işlerini eksiksiz ve kusursuz şekilde yaparak teslim ettiğini; hasar olayının gerçekleşmesinden önce inşaatta itinasız bir şekilde moloz dökümünün yapıldığını, söz konusu işin su tesisatı dahil birçok işe zarar verdiğinin söylendiğini, dolayısıyla inşaat alanında bulunan diğer firma çalışanlarının veya yabancı şahısların da su tesisatında çatlak-kırığa sebep olabileceğinin belirtildiğini, bu kapsamda hasardan bizzat müvekkilinin sorumlu olduğunu gösteren bir delil bulunmadığını; müvekkilinin edimini eksiksiz yerine getirerek, su sızdırmazlık testi kontrol ettirip işi o şekilde teslim ettiğini; dosyada mevcut bilirkişi raporunun hatalı olmasına rağmen yeni bir bilirkişi heyetinden objektif rapor alınmadan karar verildiğini, özellikle tanıkların gece moloz dökümü sonucu borunun darbe aldığını belirttiklerini ancak bilirkişilerin gözle görülmeyen çatlağın zamanla basınca maruz kalarak kırılmış olacağı ve ayıplı tesisat yapıldığına ilişkin görüşünü kabul etmediklerini; dosyaya … Mühendisliğin, … Yapı firmasının ve İstanbul Sanayi Odasının imzalarının bulunduğu raporun sunulmasına rağmen, bilirkişilerin tarafların imzaladığı herhangi bir test raporu olmadığını hatalı olarak belirttiklerini ve ek bilirkişi raporunda 12. kat mutfak şaftı kenarı vana bağlantısında oluşan kırık veya çatlağın vananın fazla sıkılması nedeniyle ayıplı tesisat yapımından kaynaklandığı belirtmiş ise de vana incelenmeden yapılan bu tespitin tamamen yoruma dayandığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK m.1472 uyarınca inşaat tüm riskler sigorta poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen tazminatın zarara sebebiyet verdiği iddiasıyla davalıdan rücuen tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, davalı ile dava dışı ana yüklenici-sigortalı şirket arasındaki alt yüklenici sözleşmesinin 03/07/2016 tarihinde imzalandığı, sözleşmede teslim tarihinin 15/12/2016 olarak kararlaştırıldığı, davaya konu su sızdırma vakıasının 01/01/2017’de binanın 12. katında meydana geldiği, dosyaya sunulan 12. kata ait (her kat için ayrı ayrı düzenlenmiş) “Pis Su, Pis Gri Su ve Drenaj Tesisatı Takip Kontrol, Sızdırmazlık Testi ve Teslim Formu” başlıklı davalının (alt) yüklenici, dava dışı ana yüklenici şirketin kontrollük ve İstanbul Sanayi Odasının da işveren sıfatıyla imzaladıkları belgede, toplam 7 adet kontrol kriterinin birincisi olan tesisatın projeye uygunluk denetiminin yapıldığı ve imalat başlama tarihinin 20/10/2016, bitiş tarihinin 25/10/2016 olduğu; diğer 6 kontrol kriteri olan malzemenin kontrolü (işin tamamında aynı markanın kullanılmasının kontrolü), tesisatın ölçü ve eğim kontrolü, F/C drenaj sistemi kontrolü, yağmur suyu drenaj sistemi kontrolü, tesisatın sabitlendiğinin kontrolü ile akarsu ve sızdırmazlık testlerinin yapılması ve işletmeye alma denetimlerinin yapıldığı ve bunların imalat başlama tarihinin 26/10/2016, bitiş tarihinin ise 26/10/2016 olduğu ve yapılan denetimde her hangi bir sorunun tespit edilmediği görülmüştür. Yine dosyada bulunan 12. kata ait (her kat için ayrı ayrı düzenlenmiş) “Temiz Su Testi Tutanağı” başlıklı belgede, tutanağın imalatın bittiği tarih olan 26/10/2016 saat 13:00’te düzenlendiği, yapılan işin açıklamasının “PPRC Temiz Su Tesisatı hattı Kat 12 baypaslanıp makine ile su basılması. 1 gün beklendikten sonra basınç kaçak kontrolü.” olduğu, basınç saati ilk okumasının 24/10/2016 ve son okumasının 25/10/2016 olduğu, bu işlemin fotoğraflandığı, testin yapılış biçiminin “Test pompası ile su basılması” olduğu, evrakta ana yüklenicinin kontrol eden ve davalı alt yüklenicinin teslim eden sıfatıyla imzalarının bulunduğu görülmüştür. Ayrıca 12. kata ait (her kat için ayrı ayrı düzenlenmiş) “Yangın Tesisatı Test Tutanağı” başlıklı belgede, tutanağın 05/10/2016 saat 13:00’te düzenlendiği, yapılan işin açıklamasının “Yangın Tesisatı hattı Kat 12 baypaslanıp makine ile su basılması. 1 gün beklendikten sonra basınç kaçak kontrolü.” olduğu, basınç saati ilk okumasının 03/10/2016 ve son okumasının 04/10/2016 olduğu, bu işlemin fotoğraflandığı, testin yapılış biçiminin “Test pompası ile su basılması” olduğu, evrakta ana yüklenicinin kontrol eden ve davalı alt yüklenicinin teslim eden sıfatıyla imzalarının bulunduğu görülmüştür. Bilirkişi raporunda, olayın meydana gelmesinden 1 ay kadar önce yapıldığı tespit edilen su tesisatının davalının iddia ettiği gibi gündüz darbeye maruz kalması ve gece civarında kırılmasının mümkün olmadığı, ısıl işlem sonucu birleştirilen vana ve boru parçalarının fazla sıkıştırılması sonucu oluşan ve gözle tespit edilemeyen çatlağın zamanla basınca maruz kalması sonucu çatlamış ve sonuçta kırılmış olduğu, yapılan imalatın özensiz işçilik sonucu gizli ayıp olarak nitelendirileceği, meydana gelen hasar bedelinin olayın oluştuğu tarihlerdeki piyasa rayiçlerine göre malzeme ve işçilik bedeline uygun olduğu, meydana gelen bu hasarın sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu ve rücu şartlarının bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, hasara sebep olan olayın belirtildiği şekilde gerçekleştiği hususunda, bilirkişi raporunda hiç bir somut dayanak olmadığı gibi dosyada da her hangi bir delil bulunmamaktadır. Davacı tarafın, dava dilekçesinin ekinde sunulan 09/01/2018 tarihli ekspertiz raporunda “12. Kat mekanik tesisatındaki pprc temiz kullanım suyu devresindeki mutfak şaftı kenarı vana bağlantısının bilinmeyen bir sebeple kırılması sonucu akan sulardan söz konusu hasarın meydana gelmiş olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespitte bulunulmuştur. Davalının kurmuş olduğu tesisat sistemindeki kırılan vana bağlantısı aksamı temin edilmediğinden (dosya kapsamına göre saklanmamış olduğundan) üzerinde her hangi bir teknik inceleme, hem söz konusu ekspertiz raporunda hem de yargılama aşamasında yapılmamıştır. Yani teknik olarak, davalının kullandığı malzemenin standartlara uygun olmadığı, kalitesiz olduğu veya (bilirkişi raporunda belirtildiği gibi) özensiz işçilik sebebiyle söz konusu kırılma vakıasının gerçekleştiğini gösteren bir bulgu yoktur. Kaldı ki, yukarıdaki paragrafta belirtilmiş olan testler sigortalı-ana yüklenici ve iş sahibinin de dahliyle yapılmış olup sistemde, işçilikte ve malzemelerde her hangi sorunun olmadığı anlaşılmıştır. Bu açıklamalardan olarak, davaya konu hasarın davalının sorumluluk alanında meydana geldiğini gösteren hiç bir delilin dosyada bulunmadığı ve davacı tarafından alınmış ekspertiz raporunda dahi vana bağlantısının bilinmeyen bir sebeple kırıldığının belirtildiği gözetilerek, davacının tazminat ödemesine dayanak teşkil eden rizikonun gerçekleşmesiyle davacının eylemi yani yaptığı iş arasında sorumluluğa sebebiyet verecek şekilde uygun illiyet bağının bulunduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dayanağı olmayan tespitlere göre oluşturulmuş bilirkişi raporuna istinaden mahkemece yetersiz gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden karar verilerek davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2020 Tarih 2018/1110 Esas 2020/658 Karar sayılı kararın HMK m.353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “İspatlanamayan davanın REDDİNE” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 339,95-TL harçtan mahsubu ile bakiye 160,05-TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 1.800-TL bilirkişi ücretinden ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafından yatırılan 350-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 54,50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/06/2023