Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/528 E. 2023/1697 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/528
KARAR NO: 2023/1697
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2020
NUMARASI: 2016/1037 Esas – 2020/61 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin kendisine ait 4 adet araç ile davalıya personel taşıma hizmeti verdiğini, taşıma hizmeti karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, müvekkilinin düzenlenen faturalardan bakiye 23.328,56-TL alacağı kaldığını, bu borcun hukuka aykırı gerekçelerle ödenmediğini, 02/02/2016 tarihinde müvekkilinin sürücü ve işleteni olduğu … plakalı aracın tek taraflı kazaya uğraması sonucunda yaralanan yolculardan …’ün hastahanede tedavi gördüğünü, 6111 sayılı kanunun 59 ve geçici 1. maddesi gereğince tedavi masraflarının SGK tarafından karşılanması gerekirken hastahanelere başvuruda bulunmadan tedavi giderlerinin davalı tarafından karşılandığını, bu tür giderlerden sigorta poliçelerini düzenleyen şirketin sorumluluğunun da bulunduğunu, masrafların SGK tarafından karşılanması gerektiğini, 46.975-TL tedavi giderleri için düzenlenen yansıtma faturasını kabul etmediklerini, takas koşullarının oluşmadığını, tedavi giderinin davalı tarafından yersiz olarak ödendiğini, davalının müvekkilinden alacağı bulunmadığını, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında başlattığı takibe vaki itirazın haksız olduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin dava dışı … Hizmetleri A.Ş.’ye verdiği taşıma hizmetini alt yüklenici olan davacıdan aldığını, davacı işletmenin 4 aracı ile personel taşıma işini yaptığını, 02/02/2016 tarihinde davacının sürücü ve işleteni olduğu … plakalı aracın tek taraflı kazası sonucu araçta bulunan kişilerin yaralandığını, tedavileri yapan sağlık kuruluşlarının hastalardan para talep ettiğini, kazazedelerin müvekkili ile davacıdan tedavi masraflarını talep ettiğini, ancak davacının aracın sigortası bulunması nedeni ile ödemeye yanaşmadığını, davacının tek taraflı kusuru ile meydana gelen kaza sonucu tedavi kurumlarına ödenmesi gereken masrafın müvekkilince ödendiğini, davacı ile davacının ZMSS sigortacısının müteselsil sorumlu olmasına rağmen müvekkilinin … için 46.975-TL ödeme yaptığını, buna ilişkin yansıtma faturası düzenlenerek noter kanalıyla davacıya tebliğ edildiğini, davacının yansıtma faturasına itiraz etmediği gibi faturayı da iade etmediğini, herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalı şirket nezdinde doğan 25.639,61-TL’lik alacak üzerinden 16/05/2016 tarihli noter ihtarıyla takas hakkının kullanıldığını, takas kapsamında davacının alacağının kalmadığını, müvekkilinin alacaklı hale geldiğini, takas nedeni ile müvekkilinin borcunun sona erdiğini belirterek davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişi raporunda 22.407-TL değerinde tedavi giderinin SGK tarafından ödendiği, ancak diğer tedavi giderlerinin davacı tarafından ödendiğinin belirlendiği, yaralamaya bağlı olarak SGK’nın SUT hükümleri çerçevesinde hastanelere yapmış olduğu tedavi giderleri dışında davalı tarafından gerek hastanelere yapılan fark ödemeleri ve gerekse alınan medikal cihazlara ilişkin ödemelerin davalı tarafından fatura karşılığı yapılarak düzenlenen yansıtma faturasının 06/05/2016 tarihli ihtar ekinde davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından tebliğ edilen yansıtma faturasına itiraz edilmediği, faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, tek taraflı trafik kazasında araçta bulunan yolcunun kusuru bulunmayacağı, kusurun aracın sürücü ve işleteni olan davacıda olduğu, TTK’nın 61. maddesi gereğince birden çok kişiyi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanacağı, bu kapsamda davacı işletenin haksız fiil sorumlusu olarak sorumlu bulunduğu gibi, davayı da taşıma işini davacıya yaptırmakla zarar görene karşın sürücü ile birlikte sorumlu oldukları, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasının ödeyen kişinin bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşın rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olduğu, müteselsil sorumlulardan olan davalının tek yanlı ve davacının tam kusuru ile meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanan işçi …’ün tedavi giderleri için 46.975-TL tedavi gideri harcaması yaptığı, bu miktarın yarısı kadar haksız fiilin asıl sorumlusu olan davacıya rücu ettiği, zararın yansıtma faturası ile davacıya bildirilmesine rağmen davacı tarafından itiraz edilmediği, TK’nın 139. maddesinde belirtilen takas koşullarının oluştuğu, davacının taşıma alacağının yapılan sağlık harcamasının takası sonucu ifa edildiği gerekçesiyle davanın reddine, kötü niyetli olmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; dava dışı kazalı …’ün tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerekirken müvekkilinin fikri dahi alınmadan karşılandığını, davalı tarafından düzenlenen 46.975-TL bedelli faturaya müvekkilinin itiraz etmediğinin belirtildiğini, ancak aracın kaza yapması neticesinde yolcu için yapılan tedavi giderlerinin müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmenin konusunu oluşturmadığını, müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olmayan faturanın müvekkili aleyhine sonuç doğurmayacağını, kaldı ki müvekkilinin bu faturadan hemen sonra davalı hakkında icra takibi başlattığını, bu şekilde fatura içeriğini reddetmiş sayılması gerektiğini, davalının bahsi geçen faturadan dolayı alacaklı olduğu iddiasını dava yolu ile ileri sürmesi gerektiğini, davalının SGK’nın karşılaması gereken giderleri ödediğini, bu durumun müvekkilini ilgilendirmediğini, davalı şirketin sorumlu olmadığı bir bedeli ödemesinin müvekkilini davalıya karşı sorumlu kılmayacağını, ayrıca ileri sürdüğü alacağın takasa konu olabilecek likit nitelikte bir alacak olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, personel taşımasından kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında, davalının dava dışı iş sahibi … A.Ş.’nin personel taşıma işini üstlendiği, bu işin bir kısmını alt yüklenici olarak taşıma sözleşmesi ile davacının yerine getirdiği, davacının yakıt bedeli mahsubu sonrasında 23.358,56-TL alacağının bulunduğu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiği, davacının sürücüsü ve işleteni olduğu … plakalı aracın 02/02/2016 tarihinde personel taşıma işini yaparken tek yanlı trafik kazası yaptığı, kaza sonucu araçta bulunan asıl iş verene ait işçilerin yaralandığı ve yaralılardan …’ün hastahanede yatılı olarak tedavi gördüğü, davalı tarafça kendisi tarafından karşılanan tedavi masraflarından dolayı takas defi ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Davacının taşıma sözleşmesi kapsamında davalıdan 23.358,56-TL alacağı bulunduğu hususu ihtilaf dışı olup uyuşmazlık trafik kazasında yaralanan personel nedeniyle davalı tarafından yapılan tedavi giderlerinin davacının alacağından mahsubu koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır. Davalı taraf keşide ettiği 16/05/2016 tarihli ihtarı ile 46.975-TL yansıtma faturasına konu olan alacağını, davacının alacağına karşılık takas yoluyla ileri sürmüş, ihtarname 21/05/2016 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. Davalı taraf yaralanan işçinin özel hastahanede görmüş olduğu tedavi sonrası gerek hastahaneye ve gerekse tıbbi cihazların alımı için bir takım giderler yapmış ve bu giderleri 06/05/2016 noter ihtarı ekindeki 05/05/2016 tarihli … seri nolu rücu faturası ekinde davacıya tebliğ etmiştir. Dosya kapsamındaki belgelerden davacının tebliğ aldığı bu faturaya karşın herhangi bir itirazda bulunmadığı görülmüştür. Ancak davacı faturaya karşı süresinde itiraz etmemiş ise de ihtarı tebliğ aldığı 10/05/2016 tarihinden 3 gün sonra dava konusu icra takibini başlattığından ve yansıtma faturasını defterlerine kaydetmediğinden faturaya açıkça itiraz edilmemiş olması, davacının yansıtma faturasının içeriğini kabul ettiği şeklinde değerlendirilmeyeceği sonucuna varılmıştır. Davalı ödediği tedavi giderleri ile ilgili … A.Ş. (… Hastanesi) tarafından “Hastane Hizmet Bedeli” açıklamalı 10/02/2016 tarihli 26.500-TL bedelli, 06/04/2016 tarihli 17.240-TL bedelli, 20/04/2016 tarihli 1.200-TL bedelli faturalar ile … işletmesi tarafından “Yatak koruyucu Hasta Alt bezi Islak Mendil” açıklamalı düzenlenen 20/02/2016 tarihli 415-TL bedelli, … – … tarafından Ambulans Hizmeti açıklamasıyla düzenlenen 22/03/2016 tarihli 1.620-TL bedelli faturaları sunmuştur. Bilirkişi raporunda 22.407-TL değerinde tedavi giderinin SGK tarafından ödendiği, ancak fark giderlerinin davalı tarafından ödendiği, yapılan tedavilerin dava konusu kaza ile illiyet bağı bulunduğu belirlenmiştir. Personelin yaralanması nedeniyle her iki tarafın da yaralanan personele karşı haksız fiile dayalı müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır. Diğer taraftan TTK’nın 914/2 maddesi gereğince taşıyıcı, yolcuların kazaya uğramalarından doğacak zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Bu nedenle SUT hükümleri dışında kalan tedavi giderlerinin taraflarca karşılanması gerekmektedir. Taraflar arasındaki iç ilişki bakımından ise davacının davalıya taşıyan sıfatıyla sorumluluğu bulunduğu, kazanın meydana gelmesinde davalının bir kusuru bulunmadığı anlaşıldığından kazalı personele ilişkin olarak yapılan toplam 46.975-TL tedavi gideri nedeniyle davalının oluşan zararından davacı sorumludur. 6098 Sayılı TBK’nın 139. maddesi kapsamında tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden alacaklı oldukları, davalı karşı davacının takas iradesini gerek noter ihtarı ile gerek ise icra takibine itiraz dilekçesi ile ortaya koyduğu, TBK’nın 143. Maddesi gereğince takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleşeceği, bu durumda her iki borcun, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona ereceği dikkate alındığında davacının taşıma alacağının davalı tarafından yapılan sağlık harcamasının takası ile sona erdiği anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 215,4‬5-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/11/2023