Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/522 E. 2023/1657 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/522
KARAR NO: 2023/1657
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2020
NUMARASI: 2019/214 Esas – 2020/652 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili banka tarafından kredi müşterisi …’e davalının müteselsil kefaletiyle kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek muhataplara ihtarname gönderildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, hesabın kat edilmesiyle müvekkilinin alacağının muaccel hale geldiğini, davalının müteselsil kefil sıfatıyla borcun tamamından sorumlu olduğunu, müvekkilince talep edilen faiz oranlarının yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; takibe dayanak kefalet sözleşmesinin TBK’nın 583. maddesi kapsamında geçersiz olduğunu, zira kefalet sözleşmesindeki el yazılarının müvekkiline ait olmadığını, kefalet sözleşmesinde müvekkilinin sadece imzasının bulunduğunu, genel kredi sözleşmesinde doğmuş ve doğacak borçlardan söz edildiğinden belirlilik ilkesine aykırılık nedeniyle de kefaletin geçersiz olduğunu, aksi durumda dahi müvekkilinin asıl borçlunun sonradan imzaladığı sözleşmelerden doğan borçlardan sorumlu tutulamayacağını, davacı tarafça talep edilen faiz oranlarının fahiş olduğunu, kat ihtarının hukuka aykırı olması nedeniyle alacağın muaccel olmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davalı vekilince kefalet sözleşmesindeki yazıların davalıya ait olmadığının ileri sürüldüğü,davalının bu hususta isticvabı için davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmadığı, bu nedenle söz konusu yazı ve rakamların davalıya ait olduğunun kabul edildiği, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında muhtelif tarihlerde 5.100.000-TL limitli genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, davalının müteselsil kefil olarak kefalet imzalarının bulunduğu, davacı bankanın keşide ettiği 19.11.2018 tarihli kat ihtarnamesinin davalıya 22.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ertesi gün resmi tatil olup ihtarname ile verilen 24 saatlik mehil süre ile birlikte davalının 26.11.2018 tarihinde temerrüte düştüğü, genel kredi sözleşmelerinin 45. maddesine dayalı olarak davacının bankalarınca uygulanmakta olan en yüksek akdi faiz oranı olan 27 oranının %50 fazlası tutarında %40,50 oranında temerrüt faizi talep edebileceği, KMH ve ticari kredi kartı alacağı için davacı bankanın talep ettiği %33 oranındaki temerrüt faiz oranının TCMB’nin yayımladığı faiz oranlarına uygun olduğu, takip tarihi itibariyle davacı bankanın ticari krediler yönünden 3.708.227,24-TL asıl alacak, 20.457,26-TL işlemiş akdi faiz, 66.748,09-TL temerrüt faizi ve 3.337,40-TL BSMV ve 1.018,91-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 3.799.788,89-TL, ticari kredi kartı ve KMH yönünden ise 58.967,47-TL asıl alacak, 305,33-TL işlemiş akdi faiz, 864,86-TL temerrüt faizi, 43,24-TL BSMV olmak üzere toplam 60.180,90-TL alacaklı olduğu, alacak likit ve davalının itirazı haksız bulunduğundan icra inkar tazminatı talep koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının takibe yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin ticari krediler yönünden; 3.708.227,24-TL asıl alacak, 20.457,26-TL işlemiş akdi faiz, 66.748,09-TL işlemiş temerrüt faizi, 3.337,40-TL BSMV, 1.018,91-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.799.788,89-TL alacak üzerinden devamına, 3.708.227,24-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %40,50 oranında olmak üzere tahsil tarihine kadar TCMB azami faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, ticari kredi kartı ve KMH alacağı yönünden; 58.967,47-TL asıl alacak, 305,33-TL işlemiş akdi faiz, 864,86-TL işlemiş temerrüt faizi, 43,24-TL BSMV olmak üzere toplam 60.180,90-TL alacak üzerinden devamına, 58.967,47-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %33 oranında olmak üzere tahsil tarihine kadar TCMB azami faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, %20 oranında 771.790,19-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
TASHİH ŞERHİ:Mahkemece ; 19.2.2021 tarihli ek karar ile Hüküm Fıkrasının 7.bendinden sonra gelmek üzere ,”Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320- TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 1.315,87- TL’sinin davalıdan, kalan 4,13 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir olarak kaydına” ibaresi eklenmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; mahkemece alınan bilirkişi raporuna karşı sundukları itirazların dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda temerrüt faizinin ne şekilde hesaplandığının açıklanmadığını, bu kapsamda bilirkişi tarafından temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının ticari krediler yönünden 66.748,09-TL olarak hesaplanmış olup, bu miktarın ne şekilde hesaplandığının anlaşılamadığını, takip talebinin A bendinde belirtilen 78.129,34-TL işlemiş temerrüt faizi miktarı ile bilirkişi tarafından yapılan hesaplama arasında fark bulunmakta olup, aradaki farkın ne sebepten kaynaklandığının anlaşılamadığını, bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı banka ile dava dışı … arasında akdedilmiş olan 14.02.2014 ve 27.06.2016 tarihli genel kredi sözleşmelerinin davalı tarafından da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, davacı banka tarafından asıl borçluya kullandırılan krediler ile ticari kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının kat edildiği, bankaca düzenlenmiş olan 19.11.2018 tarihli kat ihtarının davalı kefile 22.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 24 saatlik ödeme süresi ile birlikte davalının 24.11.2018 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu; takip talebinin A bendindeki ticari krediler yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda temerrüt faizi tutarının eksik hesaplandığına yöneliktir.Takip talebinin A bendinde, ticari krediler yönünden %40,50 temerrüt faizi oranı üzerinden temerrüt tarihinden takip tarihine kadar 78.129,34-TL işlemiş faiz talep edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacının takipteki talebine uygun olarak %40,50 faiz oranı üzerinden temerrüt tarihi 26.11.2018 olarak esas alınarak 12.12.2018 takip tarihine kadar 66.748,09-TL temerrüt faizi hesaplanmıştır. Oysa yukarıda açıklandığı üzere kat ihtarı davalıya 22.11.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla, davalı 24 saatlik ödeme süresi sonunda 24.11.2018 tarihinde temerrüte düşmüş olup, temerrüt faizi hesabında bu tarihin esas alınması gerekmektedir. Bu tarihten takip tarihine kadar olan dönem için işlemiş faiz tutarı %40,50 oranı üzerinden Dairemizce 75.091,60-TL olarak hesaplanmış olup, farkın temerrüt tarihinin hatalı alınmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece takip talebinin A bendi yönünden 75.091,60-TL temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, temerrüt tarihinin hatalı alınması nedeniyle eksik temerrüt faizine hükmedilmesi nedeniyle bu hususa yönelik istinaf sebebi yerinde bulunmuştur. Diğer yandan takip talebinin A bendindeki ticari kredilerden kaynaklanan alacak için yıllık %40,50 oranında temerrüt faizi talep edilmiştir. Ancak istinaf sebebi olarak ileri sürülmese de hükmün infazında çelişki yaratacağı ve HMK ‘nın 26.madde hükmü emredici nitelikde bulunduğundan takip talebinin A bendinde yer alan ticari kredi bakımından hükümde yer alan ” tahsil tarihine kadar TCMB azami faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda temerrüt faizi işletilmesi ” ne ilişkin ibare resen incelenerek hükümden çıkartılmıştır. Eldeki davada ;davacı alacaklı bankanın icra takibinde toplam talebi 3.872.075,58-TL olup ilk derece mahkemesince talep olunan alacak miktarının 3.859.969,79-TL sine hükmedilmiş ,davacı vekili istinafa ticari krediden reddedilen kısım olan 11.950,32-TL bakımından gelinmiştir.Kabul edilen toplam alacak bakımından 127.224,70 -TL davacı vekili için reddedilen kısım bakımından da davalı yararına 4.080-TL vekalet ücretine hükmedilmiş,davalı aleyhine davanın kabulüne karar verilen bakımından hüküm taraflarca istinaf edilmemiş taraflar bakımından maddi anlamda kesinleşmiştir. Ancak ,hükmün yasal zorunluluk nedeniyle tümüyle kaldırılması gerektiğinden ,hükmün kesinleşen kısımları dikkate alınmıştır. Dairemizce istinafa konu edilen 11.950,32-TL’nin 8.760,70 -TL si ilave olarak kabul edilerek kesinleşen kısımla birlikte toplamda 3.868.730,49-TL alacak için itirazın iptaline karar verilmiş olmaktadır. Hükmün kesinleşen yönleri dikkate alınarak ferileri yeniden düzenlenmiş ,ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle tamamlanan kısım bakımından tahakkuk eden vekalet ücreti 127.224,70-TL ye, Dairemizce verilen karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 8.760,70-TL alacak bakımından hükmedilen miktar aşılamayacağından 8.760,70-TL ilave edilmiş ,davalı bakımından da toplam reddedilen tutar 3.345,09-TL olduğundan bu miktarı geçmemek üzere yeniden takdir edilmiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece ticari kredilerden kaynaklanan alacak bakımından eksik temerrüt faizine hükmedilmesi ve değişen oranlarda temerrüt faizine hükmedilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak, hükmün kesinleşen kısımları tekrar edilerek davalının itirazın kısmen iptaline ,davacı yararına icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/214 Esas – 2020/652 Karar sayılı 27/11/2020 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, Takip talebinin (A)bendinde yer alan ticari krediler yönünden; 3.708.227,24-TL asıl alacak, 20.457,26-TL işlemiş akdi faiz, 75.091,60-TL işlemiş temerrüt faizi, 3.754,58-TL BSMV, 1.018,91-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.808.549,59-TL alacak üzerinden itirazın iptaline, 3.708.227,24-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %40,50 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV işletilerek takibin devamına, fazla istemin reddine, Ticari kredi kartı ve KMH alacağı yönünden; 58.967,47-TL asıl alacak, 305,33-TL işlemiş akdi faiz, 864,86-TL işlemiş temerrüt faizi, 43,24-TL BSMV olmak üzere toplam 60.180,90-TL alacak üzerinden itirazın iptaline, 58.967,47-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %33 oranında olmak üzere tahsil tarihine kadar TCMB azami faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanarak takibin devamına, fazla istemin reddine, Kabul edilen toplam alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 773.746,09-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 264.272,97-TL karar harcından davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 47.066,68-TL harç ile icra veznesine yatırılan 19.058,70-TL harcın mahsubu ile kalan 198.147,59‬-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan toplam 66.169,78‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 800-TL bilirkişi ve 140,80-TL posta masrafı olmak üzere toplam 940,80-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 939-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine takdir olunan 135.985,40-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 3.345,09-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 1.316-TL’sinin davalıdan, kalan 4-TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 62,50-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 62-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/10/2023