Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/513 E. 2023/1439 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/513
KARAR NO: 2023/1439
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2020
NUMARASI: 2019/249 Esas – 2020/836 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalıya teslim edilen mallar karşılığı cari hesap alacağının ödenmediğini, yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazının iptali ile %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davalı ile aralarında tedarik sözleşmesi olduğunu, sözleşme 3.9 maddesi uyarınca “Tedarikçi yukarıda belirlenen iade şartlarına göre (koşulsuz iade) ATM’nin yapacağı iadeleri 7 gün içerisinde almayı kabul ve taahhüt eder. Alınmayan iadeler için ATM, imha etmeyi ve imha giderlerini Tedarikçiye fatura etme hakkının saklı tutar” hükmü uyarınca davacıya elinde mevcut olanları iade edeceğini beyan etmesine rağmen iadeleri almaktan kaçınıldığını, iade hakkının kötü niyetli olarak kullandırılmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafça sunulan ve davalı tarafça kabul edilen 21.01.2019 tarihli mutabakat belgesinde 31.12.2018 tarihi itibari ile davacının davalıdan 56.845,27-TL alacağının olduğu, davalının 04.01.2019 tarihinde 20.000-TL, 08.02.2019 tarihinde 10.000-TL olmak üzere toplam 30.000-TL ödediği, 30.01.2019 tarihinde davacının davalıdan 36.845,27-TL ödeme yapmasını istediği, davalının 04.02.2019 tarihli mail cevabında ödeme listesine ekleyeceklerinin bildirip 08.02.2019 tarihinde 10.000-TL ödeme yaptığı, dava konusu borcun sabit olduğu, davalının mutabakat ve mail yazışmalarını kabul ettiği, iade faturalarını takip ve borca itiraz tarihinden çok sonra 06.03.2019 tarihinde gönderdiği, bunun borç bakiyesi ile icra takibinden kurtulmaya yönelik olduğu kanaati hasıl olduğundan davanın kabulü ile İstanbul … İcra müdürlüğü … sayılı dosyasında 26.845,27 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takip tarihinden yasal faiz uygulanmasına, %20 5.369,05 TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen tedarik sözleşmesi 3.9 maddesinde davalının koşulsuz iade hakkının mevcut olduğunu, davalıya bildirilmesine rağmen davacının iadeleri almaktan kaçınarak ihtiyati haciz kararı alarak hacze geldiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, iade faturalarının şirket defterlerinde kayıtlı olduğunun bilirkişi tarafından da tespit edildiğini, borca itirazda haklı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satış sözleşmesi nedeniyle teslim edilen mallar karşılığı ödenmeyen cari hesap alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Taraflar arasında tedarik sözleşmesi nedeniyle 06.12.2018 tarihli mutabakat belgesine göre davalının davacıya 56.845,27-TL borcu olduğu, bunun 30.000-TL’sinin ödendiği, bakiyenin dava konusu 26.845,27-TL olduğu sabittir. Davacı bakiye kısım için icra takibi yaptığını, davalı sözleşme 3.9 maddesi uyarınca kalan mallar ile ilgili koşulsuz iade talebinde bulunulduğunu, davacı tarafından iadeden kaçınıldığını ileri sürmüştür. İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 27.02.2019 tarihinde icra takibi yapıldığı, davalının 28.02.2019 tarihli dilekçesi ile takibe ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Davacı, tedarik sözleşmesi 3.9 maddesi uyarınca koşulsuz iade hakkının kullandığını ileri sürmüş, 06.03.2019 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshi ile tüm ürünlerin iade ve teslimini, 25.03.2019 tarihinde iade ve teslim alınmaması halinde ürün imhası dahil her türlü haklarını kullanacağını bildirmiştir. Davalının 26.03.2019 tarihli 39.318,89-TL, 33,98-TL ve 504,66-TL iade faturaları düzenlediği bunun defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davalı elindeki malları iade etmek istediğini bildirdiğini ileri sürmüştür. Tedarik sözleşmesi 3.22 maddesi uyarınca bildirimlerin iadeli taahhütlü mektup, elektronik posta, faks yahut noterlik aracılığı ile yapılması kararlaştırılmıştır. Davalı icra takibi öncesinde iade talebinde bulunduğunu ispatlayamamıştır. Dosyaya sunulan e-posta yazışmalarında davacının 30.01.2019 tarihinde 36.845,27-TL bakiye için talepte bulunduğu, davalının 04.02.2019 tarihli mailde davacının ödeme listesine ekleneceğini beyan ettiği bilahare 08.02.2019 tarihinde 10.000-TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Davalı icra takibi ve itiraz sonrası 06.03.2019 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin feshi ihtarı ile iade talebinde bulunmuş ve 26.03.2019 tarihli iade faturaları tanzim etmiştir. Taraflar arasındaki tedarik sözleşmesi 3.9 maddesi uyarınca davalıya koşulsuz iade hakkı tanınmış ise de davalının takip öncesinde borcun 30.000-TL’sini ödediği, bakiye için ödeme listesine ekleneceğini bildirdiği, takip öncesi iade talebi ile ilgili bir bildirimde bulunmadığı, takip ve itirazdan çok sonra sözleşmenin feshi ile iade talebinde bulunduğu görülmüştür. Tedarik sözleşmesinin 3.20. maddesinde davalı ATM’nin 30 gün önce yazılı bildirimde bulunmak şartı ile sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkının olduğu, davalının 06.03.2019 tarihli ihtarname ile davacının haksız ihtiyati haciz kararı alarak yasal işlem başlattığını gerekçe göstererek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği, bilahare sözleşmedeki iade hakkına dayanarak talepte bulunduğu görülmüştür. Eldeki davada takip tarihi itibari ile değerlendirme yapılmasının gerektiği, takip tarihi itibari ile borcun sabit olduğu, davalının takip öncesi ödeme listesine alındığının bildirdiği, cari alacağın ödenmesi veya iadesi ile ilgili bir bildirim yapıldığının ispatlanamadığı, TMK 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olarak takipten sonra yapılan iade isteminin fesih edilen sözleşmeye dayanılarak yapıldığı gibi takibe konu borçtan kurtulmaya yönelik olduğuna ilişkin mahkeme tespitinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ayrıca alacak likit olup davalı da itirazında haksız bulunmakla, mahkemece davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 22-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/09/2023