Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/499 E. 2023/1520 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/499
KARAR NO: 2023/1520
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2019/318 Esas – 2020/584 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin kararın davacı vekili ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından dava dışı … lehine davalının müteselsil kefaleti ile imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden krediler kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesapları kapatılarak, borçlulara Beykoz … Noterliğinin 07.09.2018 tarihli ihtarnamesinin keşide edildiğini,akabinde İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, davalının takipte …, … ve … no’lu ticari krediler ile … no’lu KMH borcundan sorumlu olduğunu,talep edilen temerrüt faizi oranının sözleşmenin 10. maddesinde düzenlendiğini, müvekkilince takipte TCMB’ye bildirilen faiz oranlarından daha düşük temerrüt faizi talep edildiğini, kat ihtarnamesinin davalının sözleşmede yer alan ve ayrıca mernis adresi olan adrese tebliğe çıkarılmasına rağmen tebliğ edilemediğini belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya süresinde cevap vermemiş, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı banka ile dava dışı … arasında 20/11/2015 tarihli 100.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, daha sonra kredi limitinin artırılarak en son 500.000-TL’ye çıkarıldığı, davalının söz konusu genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, kefaletin geçerli olduğu, davacı bankanın 07/09/2018 tarihli kat ihtarnamesinin 08/09/2018 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, takip tarihi itibariyle davacı bankanın ticari krediler yönünden 126.679,15-TL asıl alacak, 11.057-TL işlemiş faiz ve 552,85-TL gider vergisi, KMH alacağı yönünden 5.118,82-TL asıl alacak, 51,87-TL işlemiş faiz ve 2,59-TL gider vergisi, çek taahhüt kredisi yönünden 16.000-TL olmak üzere toplam 147.797,97-TL asıl alacak, 11.108,87-TL işlemiş faiz olmak üzere 158.906,84-TL alacaklı olduğu gerekçesiyle,davalının takibe itirazının kısmen iptaline, takibin ticari krediler yönünden 126.679,15-TL asıl alacak, 11.057-TL işlemiş faiz ve 552,85-TL gider vergisi üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 48 oranında temerrüt faizi ve %5 gider vergisi uygulanmasına, KMH alacağı yönünden 5.118,82-TL asıl alacak, 51,87-TL işlemiş faiz ve 2,59-TL gider vergisi üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık 30,24 oranında faiz ve %5 gider vergisi uygulanmasına, çek taahhüt kredisi yönünden 16.000-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 24,24 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz toplamının %20’si üzerinden hesaplanan 31.781,37-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, ayrıca reddedilen kısım yönünden 1.683,70-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1- Davacı vekili; davalının dosyada vekili olmamasına rağmen lehine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, ayrıca kararda yer alan asıl alacak hesaplarının hatalı olduğunu, takipte 1. sırada yer alan ticari kredilerden kaynaklanan asıl alacak tutarı 127.584,16-TL olarak talep edilmesine rağmen, mahkemece hatalı olarak 126.679,15-TL hesaplandığı,takip tarihine kadar olan faiz alacağı hesaplanmadan sadece 10.09.2018 temerrüt tarihine kadar faiz hesaplaması yapıldığını, 10.09.2018 ile takip tarihi olan 20.11.2018 arasında oluşan faiz ve eklentilerinden oluşan alacağın hesaplanmadığını, bu nedenle asıl alacak hesabında hata yapıldığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı; 14/07/2020 tarihli duruşma tutanağından da görüleceği üzere eski eşinin mevcut borcuna itiraz etmediğini, banka çalışanları ve eski eşinin kendisine eski eşinin kredi kullanmasına razı olduğuna dair olduğunu söyledikleri bir belge imzalattıklarını, kefil olduğunun kendisine söylenmediği yönündeki itirazına rağmen aleyhine icra inkar tazminatına hükmedildiğini, eski eşine ait bulunan ve banka tarafından haczedilerek satılan araçlardan elde edilen paranın borçlardan düşülüp düşülmediğinden bahsedilmediğini, bilirkişi raporunda hangi borçlardan kendisinin sorumlu olduğunun tespit edilemediğini, bu nedenle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, borca yönelik itirazının olmadığını, ancak kendisine eski eşinin kredi kullanması için bir tür izin belgesi imzalattıklarını söylemeleri nedeni ile itiraz ettiğini belirterek, icra inkar tazminatının iptali ile banka tarafından haczedilerek satılan araçlardan elde edilen paranın borçlardan düşülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı banka ile dava dışı borçlu davacı banka ile dava dışı … arasında 26.11.2015 tarihli 100.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, kredi sözleşmesinde davalının da müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığı, asıl borçlu ve müteselsil kefil davalı tarafından imzalanan limit artışlarıyla birlikte kredi limitinin 500.000-TL, davalının kefalet limitinin ise 625.000-TL’ye çıkarıldığı, kullandırılan kredi borçlarının ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından hesaplar kat edilerek davalı ve asıl borçluya kat ihtarnamesi gönderildiği, ancak kat ihtarnamesinin asıl borçlu ile davalı kefile tebliğ edilemediği, borçların ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve davalı kefil aleyhine, davalının sorumluluğu takip talebinin 1. sırasında yer alan ticari kredi borçları, 3. sırasında yer alan KMH borcu ve 4. sırasında yer alan çek taahhüt kredisi kapsamında nakde dönüşen çek sorumluluk bedelleri ile sınırlı olmak üzere İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. Hükme esas bilirkişi raporunda; bankanın takip talebinin 1. sırasında yer alan ticari kredilerden kaynaklanan asıl alacak tutarlarına, kat ihtarı tarihi sonrası 10.09.2018 tarihi temerrüt tarihi olarak belirlenerek, bu tarihe kadar akdi faiz oranları üzerinden faiz işletilip BSMV eklenerek bulunan tutarlara, davalı kefile kat ihtarnamesi tebliğ edilemediğinden temerrüde düşmemiş olmasına rağmen, bu kez 10.09.2018 tarihinden takip tarihine kadar akdi faiz yerine daha yüksek oranda olan temerrüt faizi uygulanarak hesaplama yapılmış, mahkemece de bu hesaplama doğrultusunda hüküm verilmiştir.Dolayısıyla alacağa kat tarihi ile takip tarihi arasında faiz uygulanarak faizin gider vergisi de eklenmiştir.Bu nedenle davacı vekilinin kat tarihi ile takip tarihi arasında oluşan faiz ve gider vergisinin hesaplanmadığı yönünde ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde değildir. Ancak davalı yargılama süresince davada bir vekil ile temsil edilmemiş olmasına rağmen, reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Davalı ise borç miktarına yönelik bir itirazı bulunmamakla birlikte, eski eşi olan asıl borçlu ile banka çalışanları tarafından kendisine, eski eşinin kredi kullanmasına razı olduğuna dair olduğunu söyleyerek bir belge imzalatıldığını, borca kefil olduğunun kendisine söylenmediğini ileri sürerek, aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatının kaldırılmasını, ayrıca banka tarafından haczedilerek satılan araçlardan elde edilen paranın borçdan düşülmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalının imzasının yer aldığı kefalet sözleşmesi, TBK’nın 583. maddesinde düzenlenen şekil şartlarına uygun ve bu nedenle geçerlidir. Davalının aldatma sonucunda sözleşmeye kefil olduğuna dair de hiç bir delil sunulmamıştır. Takip konusu alacak kredi sözleşmesine dayalı likit bir alacak olup, davalının da itirazında haksız olması nedeniyle mahkemece davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerindedir. Ayrıca davalı tarafından, banka tarafından haczedilerek satılan araçlardan elde edilen paranın borçlardan düşülmediği ileri sürülmüşse de, bu hususta da herhangi bir delil sunulmamıştır. Ancak bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere takip talebinin 1. sırasında yer alan … no’lu kredi borcuna mahsuben dava dışı asıl borçlu tarafından takip tarihi ile dava tarihi arasında 28.12.2018 tarihinde 1.600-TL, dava tarihinden sonra 30.09.2019 tarihinde ise 9.469,56-TL olmak üzere toplam 11.069,56-TL ödeme yapılmış olup, takip ile dava tarihi arasındaki ödeme, işlemiş faiz tutarını aşmamaktadır. Diğer ödeme ise dava tarihi sonrasında yapılmış olmakla, söz konusu ödemelerin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece ödemelerin hükümde gösterilmemesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davada vekil ile temsil edilmeyen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ile takipden ve davadan sonra yapılan kısmi ödemenin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmak üzere hükümde gösterilmesi gerekirken gösterilmemesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekili ile davalının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ,yeniden karar verilmesine itirazın kısmen iptaline ,davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve kısmi ödemelerin kararda gösterilmesine,reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine dair kısmın hükümden çıkarılmasına” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekili ve davalının istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulüne; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2020 Tarih 2019/318 Esas – 2020/584 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, davalı …’un İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile); a-Ticari krediler yönünden takibin 126.679,15-TL asıl alacak, 11.057-TL işlemiş faiz ve 552,85-TL bsmv üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 48 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanarak takibin devamına, b-Kredili Mevduat Hesabı yönünden takibin 5.118,82-TL asıl alacak, 51,87-TL işlemiş faiz ve 2,59-TL gider vergisi üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık 30,24 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmasına, Çek taahhüt kredisi yönünden takibin 16.000-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %24,24 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, Fazla istemin reddine,Hüküm altına alınan alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 31.781,37-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Dava dışı asıl borçlu tarafından yapılan takip talebinin 1. sırasında yer alan … no’lu kredi borcuna mahsuben 28/12/2018 tarihinde 1.600-TL, 30/09/2019 tarihinde 9.469,56-TL olmak üzere toplam 11.069,56-TL ödemenin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmasına,”İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; “Alınması gereken 10.854,92-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından mahkeme veznesi yatırılan 1.763,12-TL ile icra veznesine yatırılan 979,37-TL’nin mahsubu ile bakiye 8.112,43-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça mahkeme ve icra veznesine yatırılan toplam 2.786,89‬-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 650-TL bilirkişi ücreti, 105,90‬-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 755,90-TL yargı giderinin, davanın kabulü oranında hesaplanan 748-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 19.046,15-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 1.306-TL’sinin davalıdan, kalan 14-TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine, Dairemizce verilen adli yardım kararı nedeniyle davalıdan peşin istinaf karar harcı alınmadığından harç hususunda bir karar verilmesine yer olmadığına,Davacı vekili ve davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2023