Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/494 E. 2021/444 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/494
KARAR NO: 2021/444
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2020/710 Esas-2020/948 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Davanın reddine yönelik hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin,kayyım atana şirketin ortağı olduğunu, İzmir CBS’nın 2016/29862 soruşturmanın akabinde İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2016/3664 D.iş sayılı 29/09/2016 tarihli kararla müvekkilinin ortağı olduğu şirketlere TMSF tarafından görevlendirilen heyetin kayyım olarak atandığını, müvekkili adına kesinleşen mahkumiyet kararı bulunmadığını,atanan kayyumların sadece şirketi idareyle görevli olduklarını, genel kurul kararı alınmadan davalı şirkete ait taşınmazların satışına karar verilemeyeceğini,davalı şirkete ait 7 adet taşınmazın satışının tedbiren durdurulmasına, şirketin genel kurul toplantısını yapmak üzere yetki verilmesine ve satış kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının ortağı olduğu dava dışı … A.Ş.’ne kayyımın, İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2016/3664 D.iş sayılı dosyasından atandığı, kayyım atama ve kayyım kararlarına yönelik her türlü istemin kararı veren mahkemeye yapılmasının yasal zorunluluk olduğu, kayyımların asliye ticaret mahkemesince atanmaması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görev alanına girmediği,taşınmazların satış kararlarının iptali istemlerine bakmaya görev ve yetkinin kayyım atama kararı veren İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliği’ne ait olduğu, H.M.K.’da hukuk mahkemesi ile ceza mahkemesi arasında, davanın ceza mahkemesine gönderilmesine dair bir düzenleme bulunmadığı, dosyanın Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmesine karar verilemeyeceği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; söz konusu davalara bakmakla görevli mahkemelerin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, davanın konusunun kayyumluğun kaldırılması olmayıp TMSF’nin şirkete ait olan malvarlığının satış kararının iptali istemi olduğunu, 5271 Sayılı Kanun’un 133 maddesinin 3. fıkrası uyarınca, kayyımın işlemlerine karşı görevli mahkemeye TMK veTTK hükümlerine göre başvurulması gerektiğini,davanın çözümünün adli yargının görev alanında bulunduğunu, müvekkili hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığını,kayyımların geçici olarak idare ettikleri şirketlerin malvarlığını elden çıkarmaya ve böylece şirketlere ve ortaklarına verdikleri zararları perdelemeye başladıklarını,davalı şirketin TMSF tarafından devir alınan şirketlerden biri olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacının ortağı bulunduğu ;dava dışı … A.Ş.’ne İzmir C.Başsavcılığının 29.9.2016 tarihli yazısı ile 674 sayılı KHK nın 19.maddesi uyarınca kayyım olarak TMSF nin atanması talep edilmiş,İzmir 4.Sulh Ceza Mahkemesince talebin kabulüne karar verildiği ,Başbakan Yardımcısının onayı ve Fon Kurulu kararıyla davalı şirkete yönetici kayyım atandığı ,Fon Kurulunun 12.3.2020 tarihli 2020/114 sayılı kararıyla şirketin mali durum itibariyle satılması ve tasfiyesinin uygun olduğuna ,şirketin faaliyet alanı dışında kalan taşınmazlarının satışı konusunda yönetim kuruluna izin verilmesine karar verilmiştir. 5271 sayılı kanunun 133.maddesi “Suçun bir şirket faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli suç şüphe sebeblerinin varlığı… …soruşturma ve kovuşturma sürecinde hakim veya mahkeme şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabilir.Atama kararında “yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyım onayına bağlı kılındığı “veya “yönetim organının yetkilerinin yada yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiği açıkça belirtilir” denilmiştir. 6758 sayılı kanunun 20.maddesinde ise ; “5411 sayılı kanun ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi TMSF ne verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde ,bu şirketlerin veya bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır. ” 6758 sayılı kanunun 19.maddesinin uygulanmasına ilişkin esaslara ilişkin yönetmeliğin 7. (1)maddesinde; … Mali durum, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sebepler nedeniyle şirketin mevcut halinin sürdürülebilir olmaması halinde şirketin, şirket varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Bakan tarafından karar verilebilir. 19.maddeye dayalı yapılan yetki devri yönergesinin 5.maddesi uyarınca c) mali durum,ortaklık yapısı ,piyasa koşulları ile diğer sorunlar nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tesbit edilmesi durumunda şirketin yahut varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verme yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir. ç) Gerektiğinde 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın genel kurul yetkilerini kullanma yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir. Anlatılan yasal düzenlemelere göre şirketin veya malvarlığının idaresinin yürütülen ceza soruşturma süresince kayyım olarak TMSF ne devredildiği , TTK hükümleri ile bağlı olmaksızın genel kurulun yetkilerinin Fon Kurulu tarafından kullanılabileceği ,kaynağı suç soruşturması olan ve ceza yargılamasının konusunu teşkil eden nedenler ile uyuşmazlığın TTK hükümlerine dayalı olarak çözümünün mümkün olmadığı ile görevsizlik nedeniyle isteğin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. İstinaf nedeni yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021