Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/493 E. 2023/866 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/493
KARAR NO: 2023/866
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI: 2014/574 Esas 2020/525 Karar
ASIL DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
KARŞI DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2023
Asıl davanın kısmen kabulune ,karşı davanın reddine ilişkin kararın, davalı/karşı davacı … ve davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı …Ltd. Şti.nin “www…com” isimli internet sitesinin sahibi olduğunu, diğer davalı … A.Ş.’nin de “www…com” internet sitesinde 3 yıl süreyle faaliyet gösterdiğini, diğer davalı …’ın ise bu sitenin sahibi olduğunu, davalıların “www…com” internet sitesi üzerinden yaptıkları faaliyetler ve davalı …’ın müvekkilinin müşterilerine gönderdikleri e-postalar ile müvekkilinin markası olan “…” markası hakkında dayanaksız ve ticari itibarını sarsan ithamlarda bulunarak markayı kötülediklerini, bu nedenle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, “www…com” isimli internet sitesinde yayımlanan yayınlar için tedbir kararı verilerek haksız rekabet içeren yayınların durdurulmasını, yapılacak yargılama sonucunda haksız rekabetin tespiti ile haksız rekabetin önlenmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere şimdilik 10.000-TL maddi, 10.000-TL manevi olmak üzere toplam 20.000-TL tazminatın faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1) Davalı … A.Ş. ve davalı-karşı davacı … vekili, davalı-karşı davacı … A.Ş.’ye işbu davada husumet yöneltilemeyeceğini, davacı-karşı davalı şirketle olan yazışmaları müvekkili davalı-karşı davacı …’ın gerçekleştirdiğini; müvekkili … A.Ş. ile davacı-karşı davalı arasında akdedilen sözleşme gereği müvekkili şirketin sahibi olduğu, “www…com” internet sitesi ile e-ticaret yapıldığını, müvekkili şirketin internet sitesinin davacı-karşı davalı şirketin sahibi olduğu “www…com” üzerinden yaptığı “… Sistemi Ana Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeyi yenilemek istemediğini ve bu hususun davacı şirkete bildirildiğini, davacının süresi dolmadan 6 gün önce sözleşmeyi durdurduğunu, bu nedenle müvekkilinin 6 gün süresince ticaret yapamadığını, müvekkilinin “www…com” isimli siteyi almak istediğinde sözleşmede belirtilmemesine rağmen davacının müvekkilinden bir bedel istediğini, daha sonra bu sitenin başka bir internet sitesinde açık arttırmaya çıkarıldığının görüldüğünü, müvekkili …’ın 3 yıl süre ile bu site için çok fazla emek harcadığını, “Google” arama motorunda ilk çıkan internet sitesi durumuna getirildiğini, bu sebeplerle müvekkilinin hayal kırıklığına uğradığını; davacı tarafın iddialarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, hiçbir şekilde müvekkilinin bir kötüleme yapmadığını, sadece başka kişilerin de canı yanmasın diye bilinçli bir vatandaş olarak yaşadığı süreci “www…com” adlı sitede paylaştığını, söz konusu paylaşımlarda ticari olarak davacı şirketi haksız yere kötüleyen veya yanıltıcı bilgi veren bir paylaşım yapılmadığını; “www…com” isimli sitenin sahibi olarak müvekkilinin isminin ve adresinin kullanıldığını, davacının bu şekilde haksız kazanç elde ettiğini, davacının maddi ve manevi zarara uğramasına ilişkin bir durumun söz konusu olmadığını, bu yönde hiçbir verinin sunulmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 2) Davalı …Ltd. Şti. vekili, 6102 sayılı TTK nın 58. maddesi uyarınca taraflarına husumet yönetilemeyeceğini, müvekkilinin sahibi olduğu “www…com” platformunun içeriğinin tamamen üye kullanıcılar tarafından oluşturulduğunu, hukuka ve ahlaka aykırı içeriklerin çıkarıldığını veya yayınlanmadığını, internet sitesinin firmaların haklarına tecavüz etmediğini, müvekkilinin sitesinde yayımlanan şikayetlerin tamamen “şikayet hakkı” kapsamında olduğunu belirterek müvekkili açısından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
KARŞI DAVA: Davalı-karşı davacı … vekili karşı davada, müvekkili … A.Ş. ile davacı arasında akdedilen sözleşme gereği, “www…com” internet sitesinin isminin müvekkili tarafından belirlendiğini ve bu site ile e-ticaret yapıldığını, davalı …’ın da davalı şirketin yetkilisi olduğunu, sözleşmenin sona ermesinden 6 gün önce sözleşme durdurulduğundan müvekkilinin bu süre boyunca ticaret yapamadığını, sonrasında bu sitenin müvekkili tarafından satın alınmak istenmesi üzerine de bir bedel talep edildiğini, müvekkilinin belirtilen internet sitesinde yaptığı ticaretin davacının hukuka ve iyiniyet kurallarına aykırı istekleri sonucunda sona ermesi sebebiyle müvekkilinin elde ettiği gelirden mahrum kaldığını, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek, 10.000-TL manevi tazminatın ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000-TL maddi tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVADA CEVAP: Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya ilişkin cevap dilekçesinde, davalı … A.Ş.’nin müvekkili şirketin alt yapısından yararlanarak 19/08/2010 tarihinden itibaren “www…com” internet sitesini kullandığını, müvekkilinin 3 yıl boyunca … A.Ş.’ye hizmet verdiğini, davalı-karşı davacı …’ın 19/08/2013 tarihinde yani sözleşmenin yenileme dönemi öncesinde artık hizmet almak istemediklerini müvekkiline bildirdiğini, buna rağmen müvekkili şirket yetkililerinin yıllık yenileme ücretinin ödenmemesi halinde sitenin kapanacağı konusunda davalı …’ı uyardıklarını bunun üzerine davalı … tarafından yenileme ücretinin ödenmeyeceğinin belirtildiğini, böylece adı geçen siteye verilen hizmetin sonlandırıldığını, sözleşmenin süresinin dolmasından 6 gün önce hizmetin durdurulduğu iddiasının doğru olmadığını, karşı davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; asıl davada davalılar … ve … A.Ş.’nin husumet itirazlarının yerinde olmadığı, yargılama aşamasında toplanan tüm deliller ve denetime elverişli bilirkişi raporu dikkate alındığında davalılar … A.Ş. ve …’ın “www…com” internet sitesinde ve e-postalarda davacı hakkında yazdıkları beyanların TTK m.55/1’deki “3. Başkalarını veya onların mallarını iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek…” şeklinde belirtilen haksız rekabet eylemini oluşturduğu, davalı …’ın gönderdiği e-postalarda yetkili olduğu şirketin e-posta adresini kullandığı ve şirketin yetkili temsilcisi olduğu, bu nedenle her iki davalının da bu eylemden sorumlu olduğu, davacının maddi zararını ispat edemediği ancak manevi tazminatın şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, 5.000-TL manevi tazminatın davalılar … A.Ş. ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, diğer taleplerin ve davanın diğer davalı … Ltd. Şti. açısından reddine; karşı davada, karşı davacının sözleşmenin bitimine 6 gün kala internet sitesine verilen hizmetin durdurulması nedeniyle bu süre zarfında satış yapılamadığından kâr kaybına uğranıldığı yönündeki iddiasını ispat edemediği ve manevi tazminat açısından da şartların oluşmadığı gerekçesiyle, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … ve … A.Ş. vekili asıl dava yönünden; davaya konu “www…com” internet sitesindeki yazıların müvekkili … A.Ş. tarafından yazılmamış olması sebebiyle belirtilen müvekkili açısından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; kendisinin anayasal bir hakkı olarak müvekkili …’ın internetteki platformdan ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırları içinde şikayetlerini paylaştığını, bu nedenle hükmedilen manevi tazminatın yersiz olduğunu; karşı dava yönünden, davaya konu “www…com” adresinin “Google” arama motorunda yapılan aramada ilk ulaşılan internet sitesi olduğunu dolayısıyla geniş kitlelere hitap ettiğini, karşı davalı şirketin sözleşmenin bitimine 6 gün kala internet sitesine verdiği hizmeti keserek müvekkilinin ticaret yapmasını engellediğini, bunun aynı zamanda haberleşme ve ifade hürriyetinin de kısıtlanması olduğunu; bilirkişi tarafından vergi dairesi beyannamelerinden gelir kaybı hesabının yapıldığını, müvekkilinin uzun süre emek verdiği internet sitesini satın almak istemesine rağmen ücret talep edildiğini ancak taraflar arasındaki sözleşmede böyle bir ücretin belirlenmediğini, bunun da müvekkili açısından hak kaybı oluşturduğunu belirterek,kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat; karşı dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. TTK m.54/2’de hangi davranış ve uygulamaların haksız rekabet oluşturacağını göstermektedir. Buna göre rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasında ilişkileri etkileyen, yanıltıcı ve dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. TTK m.54 genel hüküm niteliğindedir. TTK m.55 ise dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar başlığı altında haksız rekabet hallerinin başlıcaları sayılmıştır. TTK m.55/1,(a)’da, dürüstlük kuralına aykırı reklamlar satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar başlığı altında başlıca haksız rekabet hallerine yer verilmiştir. Bunlar arasında birinci bentteki, başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek hali de yer almaktadır. Haksız rekabetin varlığı için, rekabet ilişkisi, failin yarar sağlamış olması, failin kusurlu olması şartları aranmaktadır. Kötüleme, genel bir ifade ile bir kişi hakkında olumsuz intiba yaratılmasıdır. Ancak yaratılan olumsuz intibanın kişinin ticari hayatını da etkilemesi halinde haksız rekabet söz konusu olur. Kötülemenin haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi için, bir açıklamanın mevcut olması, bu açıklamanın başkalarının şahsı, malları, iş ürünleri, fiyatları, faaliyetleri ve ticari işleri hakkında olması, bu açıklamanın yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici olması gerekmektedir. TTK m.55/1,(a),(1)’in gerekçesinde “Kötüleme soyut olaya göre karalamayı, perdelemeyi, değerini küçümsetmeyi ve düşürtmeyi kapsar.. Kötüleme iki eylemle ifade edilmiştir: yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalar. Bu iki eylemin de nesnel bir değerlendirme ile gerçek olmaması gerekir; yani kötülemede bulunanın açıklamaları gerçekse haksız rekabet oluşmaz … “yanıltıcı” kavramı; iş ürününe, faaliyete … ilişkin açıklamanın veya nitelendirmenin, … hedef kitlede veya kişilerde bıraktığı genel izlenimle, bunların açıklama konusunu olduğundan değişik ve olumsuz algılaması” şeklinde ifade edilmiştir. “Yanıltıcı” ibaresi, hedef kitle veya farklı bir deyişle muhatapla birlikte değerlendirilmelidir. Gereksiz yere incitici beyanlar, amacını aşan değer yargılarıdır; amacın aşılmasıyla yargılar (eleştiri de denilebilir), gerçek dışı veya gerçeğe uymayan, gerçekle bağdaşmayan veya gerçeğe ters hâle gelmiştir. Ölçüsüzlük ve üslup gerçek payının mevcudiyetine rağmen eleştiri kavramı ile uyuşmuyorsa, eleştiri (beyan) inciticidir. Ölçüsüzlük hatta gerçeğe uygunluk sınırını zorluyorsa, gene gereksiz yere inciticilikten söz edilir.” açıklamaları yer almıştır. Davacı ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme ile “www…com” isimli domain adresinin diğer davalı … adına 19/08/2010’da kayıt edildiği, 19/08/2013’e kadar kaydın devam ettiği ve belirtilen tarihe kadar sitenin kullanıldığı denetime elverişli 15/04/2019 tarihli heyet bilirkişi raporunda tespit edilmiştir. Şikayet, eleştiri ve ifade özgürlüğü hakkı anayasal haklardan olup, Türk Medeni Kanunu ile korunan kişilik hakkına saldırı bulunmuyorsa bu hakkın kullanılması engellenemeyecektir. Ancak somut olayda davalı-karşı davacı …’ın “www…var” internet sitesindeki yazısının şikayet, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırını aştığı, söz konusu yazıdaki ve davacı-karşı davalının müşterilerine gönderilen e-postalardaki içeriklerin incitici açıklamalarla kötüleme kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği, davalılar … ve … A.Ş.’nin haksız rekabet teşkil eden incitici ve kötüleyici açıklamalarının gerçekliğini ispatlayamadığı ve eylemlerde kusurun bulunduğu anlaşılmaktadır. Zira, söz konusu içerikler amacını aşan ölçüsüzlük içermektedir. Dosyadaki delillerden, adı geçen davalıların eylemi ile haksız rekabet kötüleme unsurunun gerçekleştiği sonucuna varılmaktadır. Yine TTK m.56/1,(e) yollaması ile TBK m.58 uyarınca, davacının ticari itibarının sarsılması nedeni ile davalı … A.Ş.’den ve diğer davalı münferit imzaya yetkili şirket müdürü …’dan, haksız rekabete dayalı olarak manevi tazminat talep hakkı bulunmaktadır. Zira TTK’nın 371/5 maddesi uyarınca, şirkete ilişkin görevini yerine getirmesi sırasında müdürlerin işlemiş oldukları haksız fiillerden şirket sorumlu olur ise de genel hükümler uyarınca müdürler de haksız eylemden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulabilirler. Nitekim TMK’nın 50. maddesinde, tüzel kişinin iradesinin, organları aracılığıyla açıklanacağı, organların, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokacağı, yine organların, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu olduğu belirtilmiştir. Yani haksız fiilden dolayı müdür veya müdürler genel kurallara göre, şirketler TTK’nın 371/5 maddesine göre sorumlu olabilirler. Sorumluluk davası, haksız fiil ika eden ortaklık veya müdür aleyhine ayrı ayrı açılabileceği gibi birlikte de açılabilir (Yargıtay 11. HD’nin 2013/18216 Esas, 2014/18514 Karar sayılı ve 27/11/2014 tarihli ilamı). Bu nedenlerle, mahkemece davacı lehine takdir edilen ve şartları oluştuğu anlaşılan manevi tazminatın adı geçen davalılardan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar vekilinin asıl davaya yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Karşı Davada Davacı … Açısından İstinaf İncelemesi: Karşı davacı …’ın iddialarının aksine dosyada mevcut 15/04/2019 tarihli heyet bilirkişi raporuna göre “www…com” internet sitesine ilişkin sözleşmenin bitiminden 6 gün öncesinde kullanıma kapatılmadığı, karşı davacının bu iddiasını ispatlayan hiç bir delil sunmadığı, taraflar arasındaki “… Sistemi Ana Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin süresinin sonunda, “www…com” internet sitesinin bedelsiz bir şekilde karşı davacı …’a devredileceğine dair her hangi düzenleme içermediği, dolayısıyla karşı davacı …’ın sözleşme sona erince internet sitesini bedelsiz bir şekilde devralacağı hususunda kendisine hak bahşeden bir sözleşmenin bulunmadığı da gözetildiğinde, davacının bu kapsamda maddi ve manevi tazminata hak kazanabileceği olguları ispatlayamadığı ve mahkemece karşı davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalı … A.Ş. ve davalı-karşı davacı … vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı/karşı davacı … ve davalı … San. Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 341,55-TL istinaf karar harcından adı geçen davalılar tarafından peşin yatırılan 85,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 256,15‬-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı/karşı davacı …’dan alınması gereken 179,90-TL peşin istinaf karar harcı ve 492-TL başvurma harcının davalı/karşı davacı …’dan alınarak Hazineye’ye gelir kaydına, Adı geçen davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 30-TL istinaf yargılama giderinin davalı … San. Tic. A.Ş. ve davalı-karşı davacı …’dan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.01/06/2023