Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/491 E. 2023/927 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/491
KARAR NO: 2023/927
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2018/991 Esas – 2020/570 Karar
DAVA: Menfi Tespit ve İstirdat (Banka Genel Kredi Sözleşmesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın, davacılar ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili,davacı …Ltd. Şti. ile davalı banka arasında 04/01/2018 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davacıların müteselsil kefil sıfatını haiz olduklarını, taraflar arasındaki her biri 1.250.000-TL olmak üzere toplamda 2.500.000-TL tutarında kredi kullanıldığını, bu krediler için davalının müvekkili şirkete 09/01/2018 ve 15/01/2018 tarihli 2 adet kredi ödeme planı sunduğunu,ödeme planlarının müvekkilince imzaladığını, 15/01/2018 tarihli kredinin ödeme planında yıllık % 19,50 sabit faiz oranı kararlaştırıldığını, aylık taksit ödemelerinin de sabit 46.910,03-TL olarak belirlendiğini, toplam alınan 1.250.000-TL’lik kredinin geri ödemesinin 36 ay vade sonunda toplam 1.688.761,19-TL’ye tekabül ettiğini; 09/01/2018 tarihli kredinin ödeme planında yıllık % 19,50 sabit faiz oranı kararlaştırıldığını, aylık taksit ödemelerinin de sabit 46.912,28-TL olarak belirlendiğini, toplam alınan 1.250.000-TL’lik kredinin geri ödemesinin 36 ay vade sonunda toplam 1.688.842,32-TL’ye tekabül ettiğini; kredi görüşmelerinin en başından beri faizin sabit olarak kararlaştırılmasına rağmen davalı bankanın tek taraflı bir şekilde krediyi liborlu kredi olduğunu kabul ettiğini belirterek, faiz oranını arttırdığını ve değişken oranlarda sürekli kredi ödemesi güncellemesi yaptığını; davalı bankanın müvekkili şirkete gönderdiği sonraki kredi ödeme planlarında 15/01/2018 tarihli kredinin kredi numarasını (…) ve 09/01/2018 tarihli kredinin kredi numarasını ise (…) şeklinde yazdığını ancak ilk kredi ödeme planı dışındaki diğer hiçbir kredi ödeme planında, davacı şirketin bilgisi, onayı ve kaşesi olmadığını, davalı bankanın sözlü olarak beyanında kredi ödeme planının 4. maddesinde “… kredinin değişken faizli olarak kullandırılması durumunda…” şeklinde bir ibareye dayandığını, oysa madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere ilgili maddenin kredinin değişken faizli kullandırılması halinde devreye gireceğini, yani bu madde ile bankaya tek taraflı olarak kredinin değişken faizli şekline dönüştürülmesi yetkisi verilmediğini, bilakis kredinin değişken faizli olması halinde uygulanacak hükümleri belirlediğini, müvekkilinin görüşmelerin en başından beri sabit faizli kredi kullandığı bilincinde olduğunu, kredinin değişken faizli olduğunun kabul edilemeyeceğini, kredinin bilgilerini içeren kredi kullandırım onay formu imzalanmadığını, Yargıtay 19. HD’nin 2015/10558 Esas ve 2017/242 Karar sayılı, 18/01/2017 tarihli kararında “… krediye uygulanacak faizin belirlenmesinde kredi kullandırım onay formunda belirlenen faiz oranlarının dikkate alınması,.” şeklinde belirleme yapıldığını; davalı bankanın kredi kullandırım onay formu düzenlemediğini, davacıya imzalatmadığını, davalının taraflar arasındaki faiz oranının değişken olduğunu ispatlaması gerektiğini, taraflar arasında böyle bir onay formu olmadığı için de kredi ödeme planında mevcut sabit faiz oranı dikkate alınmasının zorunlu olduğunu ileri sürerek, (1) taraflar arasındaki 04/01/2018 tarihli GKS’den kaynaklı 2 adet kredide uygulanacak kredi faiz oranının sabit olarak % 19,50 oranı olduğunun tespitine, (2) Dava tarihi itibariyle davalının sözleşmeye aykırı ,haksız talep ettiği 438.918,57-TL den davalıya borçlu olmadığının tespitine ve (3) dava tarihine kadar fazla tahsil edilen 34.374,51-TL’nin de davalıdan ticari faiziyle istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili banka ile davacı şirket ve yine müteselsil kefil olan diğer davacılar arasında 04/01/2018’de 10.000.000-TL kredi limiti ile genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacı şirkete geri ödeme planlarına bağlı olarak davaya konu edilen 2 ayrı taksitli ticari kredi kullandırıldığını; bu kredilerin, (…) numaralı 09/01/2018 kullandırım tarihli 1.250.000-TL tutarlı, TL Libor + %5,65 (taban % 19,50 olmak üzere) oranında değişen faizli 11/01/2021 vadeli taksitli ticari kredi; (…) kredi numaralı 15/01/2018 kullandırım tarihli 1.250.000-TL tutarlı, TL Libor + %5,65 (taban % 19,50 olmak üzere) oranında değişen faizli 18/01/2021 vadeli taksitli ticari kredi şeklinde belirlendiğini; davacıların bu kredilere dair müvekkili bankaya olan borçlarının halihazırda devam ettiğini, kredilere dair ödeme ve diğer ayrıntıların göründüğü kredi ekstrelerini sunduklarını,davanın hukuki ve akdi mesnedi bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı şirket ile davalı arasında 04/01/2018 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davacıların sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıkları, imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı şirkete; 09/01/2018 tarihli, yıllık %19,50 faizli, 1.250.000-TL bedelli, 36 ay vadeli ve 15/01/2018 tarihli, yıllık %19,50 faizli, 1.250.000-TL bedelli 36 ay vadeli iki ayrı taksitli ticari oto kredisi kullandırıldığı, davacı şirketçe imzalanan ödeme planlarında aylık taksitlerin, birinci kredi için aylık sabit 46.912,28-TL, ikinci kredi için aylık sabit 46.910,03-TL olduğu, bu ödeme planları arkasında “işbu kredinin değişken faizli olarak kullandırılması durumunda kredi faizi her 1M ayda bir, kredi faizi güncel 1M aylık TRY Libor/Euribor oranına göre revize edilecek ancak kredi faizi oranı hiçbir şekilde minimum taban oranı olan yıllık %19,50’in altına inmeyecektir” ibaresinin yer aldığı; davalının buna dayanarak kredilerin değişken faizli olduğundan bahisle davacı şirkete yeni ödeme planları düzenlediği, bu ödeme planlarında davacı şirketin imzasının bulunmadığı, davacının değişken faiz uygulandığını fark ettikten sonra ödemeleri ihtirazi kayıt ile yaptığı ve bu hususta davalıya 15/08/2018 tarihli ihtarnameyi gönderdiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 29. maddesinde taksitli ticari kredilerin düzenlendiği ve m.29.3’te kredi ödemesinin, sözleşmenin eki ve ayrılmaz bir parçası sayılan ödeme planına göre belirtilen vadelerde belirtilen tutarlarda yapılacağının kararlaştırıldığı, buna göre davacı şirketin sorumluluğu 09/01/2018 tarihli, yıllık %19,50 faizli, 1.250.000-TL bedelli, 36 ay vadeli ve 15/01/2018 tarihli, yıllık %19,50 faizli, 1.250.000-TL bedelli 36 ay vadeli iki ayrı kredi için, bu kredi sözleşmelerinin ayrılmaz parçası ve eki olan ilk ödeme planlarındaki sabit yıllık faiz oranlarına göre tespit edilen bedellerini ödemekten ibaret olduğu; davalı taraf ödeme planları arkasında yer alan yukarıda belirtilen ibareye dayalı olarak kredilerin değişken faizli olarak kullandırıldığını savunmuş ise de; bu bölümde “kredinin değişken faizli olarak kullandırılması durumunda” ibaresinin yer aldığı, başka bir ifade ile bu ihtimalde değişken faizin hangi kurallar çerçevesinde uygulanacağının izah edildiği, oysa davacı şirket ile davalı arasında değişken faizli kredi kullandırıldığını gösteren bir anlaşma bulunmadığı; bu nedenlerle kredi faiz oranı hususunda taraflar arasında çıkan muarazanın kullandırılan taksitli ticari kredilerde faiz oranının yıllık %19,50 olduğunun tespiti ile giderilmesi gerektiği; bu talebin ileri sürülmesinde müteselsil sorumlu davalı kefillerin de hukuki yararının bulunduğu, davacı şirketin davalıya 34.354,52-TL fazla ödeme yaptığı ve yapılan bu ödeme açısından müteselsil kefil davacıların aktif husumet ehliyetlerinin olmadığı gerekçesiyle, (1) Dava konusu 04/01/2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırılan 09/01/2018 tarihli, 1.250.000-TL bedelli, 36 ay vadeli, 15/01/2018 tarihli, 1.250.000-TL bedelli, 36 ay vadeli, taksitli ticari oto kredilerinde akdi faiz oranın %19,50 olduğunun tespitine, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine, (2) Davacı asıl borçlu … Hiz. Ltd. Şti.’nin istirdat talebinin kabulüne, davacının fazla ödediği 34.354,52-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına ve bu davacıya verilmesine,diğer davacıların istirdat taleplerinin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1) Davalı vekili; davaya konu her iki krediye de uygulanacak faizin değişken faiz niteliğinde olduğunu, bu faizin taksit tarihlerinde TBB tarafından duyurulan referans TL libor oranı dikkate alınarak ve TL libor + %5,65 (taban %19,50 olmak üzere) üzerinden hesaplandığını, Geri Ödeme Planlarının 4. maddesinde yer alan “işbu kredinin değişken faizli olarak kullandırılması durumunda kredi faizi her 1M ayda bir, kredi faizi güncel 1M aylık TRY Libor/Euribor oranına göre revize edilecek ancak kredi faizi oranı hiçbir şekilde minimum taban oranı olan yıllık %19,50’in altına inmeyecektir” ibaresinden de anlaşılacağı üzere kredi faizlerinin TL libora endeksli olduğu dolayısıyla değişen niteliği haiz bulunduğunu; davacı şirkete e-posta ile bildirilen taksit tutarlarının yine şirket tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan ödendiğini, bu ödemenin 9 ay süreyle devam ettiğini ancak sonrasında davacıların faize karşı işbu davaya konu itirazda bulunduklarını; hâkimin davayı aydınlatmaya yükümlülüğüne aykırı olarak itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi raporu dahi alınmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, bu kapsamda bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren 29/06/2020 tarihli dilekçelerini işbu istinaf başvuru dilekçesi ile aynen tekrar ettiklerini; kredilerin kullanıldığı tarihten itibaren değişken faiz uygulandığını daha sonradan yeni bir ödeme planı düzenleyerek kredi faiz türünün değiştirilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını; dava sırasında değişken faizin nasıl uygulanacağının örneklerle dahi pek çok kez açıklanmasına rağmen mahkemece bu durumun göz ardı edildiğini; buna göre mahkemenin hüküm fıkrasındaki 1 nolu kararı, 2 numaralı kararı ve bunlarla alakalı müvekkili banka aleyhine hükmedilen vekalet ücreti ile yargı giderini kabul etmediklerini belirterek,kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 2) Davacılar vekili, gerçek kişi müvekkilleri açısından davanın aktif husumet nedeniyle reddine ve karşı vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu, zira söz konusu davacıların müvekkili şirkete kefil olmak suretiyle sözleşmeye dahil olduklarını, kredi borcu ödenmezse onların da şahsi mal varlığıyla sorumlu olacaklarının bu nedenle de aktif husumet ehliyetlerinin yani dava açmakta menfaatleri bulunduğunu; istirdat taleplerinin müvekkili şirket açısından yapıldığını çünkü davacı kefillerin para ödemediklerinden istirdat talebinde de bulunmadıklarını, bu nedenle de ödemenin müvekkili şirket tarafından yapılmasının sözleşme faiz oranının ve borçlu olunmadığının tespiti yönünden değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, kararın bu yönden hatalı olduğunu; bu hata sebebiyle istirdat talebi yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, kararın bu kısmının kaldırılması gerektiğini; ayrıca davacılar bakımından nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken oldukça düşük miktarda vekalet ücretine hükmedildiğini, dava değerini dava tarihi itibariyle davalı banka tarafından sözleşmeye aykırı olarak talep edilen tutar toplamı olarak belirlediklerini bu tutarın esas alınarak vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında uygulanması gereken faiz oranının belirlenmesi, fazla ödeme talep edildiği iddia edilen miktar için borçlu olunmadığının tespiti ve ihtirazi kayıtla fazla ödendiği ileri sürülen miktarın ise istirdatı istemine ilişkindir. Mahkemece, her iki kredinin de sabit faizli olduğunu, davacının kredi ödemeler kapsamında davalıya 34.374,51-TL fazla ödeme yaptığı ve gerçek kişi müteselsil kefil davacıların davalıya bir ödeme yapmadıkları gerekçesiyle, her iki kredideki faiz oranının sabit olarak %19,50 olduğunun tespitiyle muarazanın giderilmesine, 34.374,51-TL’nin davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine ve istirdat talebi açısından müteselsil kefil davacıların aktif husumet ehliyetleri bulunmadığından reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin iddiasının aksine, davaya konu genel kredi sözleşmesinde ve buna ilişkin belgelerde her iki kredinin de değişken oranlı olduğu hususunda her hangi bir kayıt olmadığı, davalı vekili genel kredi sözleşmesi m.4’ten hareketle her iki kredinin de değişen oranlarda olduğunu ileri sürmüşse de, söz konusu hükümde “işbu kredinin değişken faizli olarak kullandırılması durumunda …” ibaresinin bulunduğu, her iki kredinin de belirtildiği şekilde davalı tarafından değişken faizli olarak kullandırıldığı yani o şartın gerçekleştiği hususunda bir bilgi ve belge sunulmadığı; yine davalı tarafından banka çalışanı ve davacı şirketin muhasebe sorumlusu kişinin e-posta yazışmalarında buna ilişkin bir mutabakat bulunmadığı, bu noktada fazla yapılan ödemeler nedeniyle davacı şirketin değişken oranlı faiz miktarına muvafakat ettiği yolundaki savunmaya itibar edilmemiştir.Değişken faiz oranı uygulanarak taksit miktarının artırılması hususunun kabul edilmediğinin 15/08/2018 tarihli ihtarnameyle davalıya bildirildiği, 2018 yılı Eylül ayı itibariyle de ödemelerin ihtirazi kayıtla yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı şirketin kullandığı her iki kredi açısından yıllık %19,50 oranında faiz uygulanması gerektiği yönündeki tesbitte hukuka aykırılık yoktur.Davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti de, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT nin m.7/2’ye göre belirlendiği hata olmadığı anlaşılmakla , davalı vekilinin istinaf nedenleri açısından, mahkemece kurulan hükümde isabetsizlik bulunmamıştır.Davacılar vekili, istirdat talebine konu ödemenin kredi asıl borçlusu müvekkili şirket tarafından yapıldığından müteselsil kefil gerçek kişi müvekkilleri için davacıdan bir talepte bulunulmadığını , mahkemece istirdat talebi kapsamında müvekkilleri hakkında davanın reddine karar verilerek davalı lehine vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Ancak davacı tarafın hem dava dilekçesindeki hem de aşamalardaki beyanlarında belirttiği şekilde müvekkilleri arasında bri ayrım yapmadığı dikkate alındığında, mahkemece istirdat talebi açısından verilen karar doğru bulunmuştur. Ancak mahkemece davaya konu kredilerin faiz oranına ilişkin varılan sonuçta esas olarak yukarıda davalı vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesi kısmında belirtilen gerekçeler yerinde olmasına rağmen , davacıların talebinin muarazanın men’i olarak değerlendirilerek ona göre hüküm kurulması ve davacıların menfi tespit talepleri için olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır. Bu kapsamda, hükmün ilgili bölümün kaldırılarak dava konusu taksitli ticari oto kredilerinde akdi faiz oranın %19,50 olduğunun tespitine, davalının fazladan talep ettiği 438.918,57 -34.374,51 =404.544,06-TL değişken faiz uygulanması neticesinde ,davalının davacı taraftan fazladan talep ettiği kredi borcundan dolayı davacı asıl borçlu ve müteselsil kefillerin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekmiştir. Sonuç olarak tüm davacılar için faiz oranı belirlenerek menfi tespit istemi 404.544,06-TL üzerinden kabulü ile davacılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece talebin muarazanın giderilmesi olarak nitelenip karara bağlanması nedeniyle, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine; davacıların menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken muarazanın giderilmesi hususunda karar verilmesi ve menfi tespit istemi açısından maktu vekalet ücreti verilmesi hatalı ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına yeniden karar verilerek, davanın kabulüne ,istirdat istemi bakımından davacı müteselsil kefillerin davasının aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/991 Esas – 2020/570 Karar sayılı 13/10/2020 tarihli kararının, HMK m.353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; yeniden hüküm verilmesine, “Dava konusu 04/01/2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırılan 09/01/2018 tarihli, 1.250.000-TL bedelli, 36 ay vadeli, 15/01/2018 tarihli, 1.250.000-TL bedelli, 36 ay vadeli, taksitli ticari oto kredilerinde uygulanacak akdi faiz oranının % 19,50 olduğunun tesbitine, davalının fazladan talep ettiği(438.918,57-34.374,51=)404.544,06-TL alacak nedeniyle davacıların davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, Davacı asıl borçlu … Hiz. Ltd. Şti.’nin istirdat talebinin kabulüne, davacı şirketin fazla ödediği 34.354,52 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına ve bu davacıya verilmesine, Davacılar …, … ve …’ın istirdat taleplerinin aktif husumet yokluğundan reddine” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 29.982,52-TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından yatırılan 7.495,64-TLpeşin harcın mahsubu ile bakiye 22.486,88‬‬‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 7.531,54‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Davacı tarafça sarf edilen 850-TL bilirkişi ücreti, 908,80‬-TL tebliğ gideri olmak üzere toplam 1.758,8‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Menfi tespit talebi yönünden davacılar yararına takdir olunan 59.636,17-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak tüm davacılara verilmesine, İstirdat talebi yönünden takdir olunan 5.153,18 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … Hiz. Ltd. Şti.’ye verilmesine, İstirdat talebi red edilen davacılar aleyhine takdir olunan 3.400-TL maktu vekalet ücretinin davacılar …, …, …’dan alınarak davalıya verilmesine,” Davacılar tarafından yatırılan 95,20-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davacılara iadesine, Davalıdan alınması gereken (2.346,76+179,90) 2.526,66-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 586,69-TL harcın mahsubuna, bakiye 1.939,97- harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacılar tarafından yapılan 22-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK m.361/1 uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.08/06/2023