Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/484
KARAR NO: 2023/656
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2020
NUMARASI: 2019/303 Esas 2020/818 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/05/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. (… Ltd. Şti.) tarafından müvekkili ve diğer müracaat borçluları aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, takip konusu 25.700-TL bedelli çek üzerindeki imza müvekkiline ait olmadığından müvekkilinin çekten dolayı borcunun bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davaya konu icra takip dosyasında alacak ve ferileri yönünden borçlu olmadığının tespitine, takibin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve senette kefil olarak imzası bulunan kardeşi ile müvekkili arasında uzun süredir ticari ilişki olduğunu, davacının müvekkilinden pek çok kez ürün aldığını, icra takibine konu senetlerden dolayı borcunu ödemediğinden müvekkilinin davacı aleyhine icra takibi başlattığını, 2 yıldan uzun bir zaman sonra böyle bir dava açılmasının makul olmadığını ve talebin zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddine ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere hesap edilecek icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; adli grafoloji uzmanı bilirkişiden alınan rapora göre, davaya konu … Bank Aksaray İstanbul Şubesine ait 30/12/2014 keşide tarihli, … seri nolu çekin arka yüzünde “…” içerikli kaşe izleri üzerine davacıya atfen atılmış imzanın, mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, bir kıymetli evrak üzerinde bulunan imzanın sahte olması halinde imza sahibinin bu çek ile bağlı olamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı tarafından davacı aleyhine yapılan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu çeki ciro yoluyla iktisap eden iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, düzgün olan ciro silsilesinde sırasıyla davacı tarafından … A.Ş.’ye, ondan … Dağıtım-…’e, ondan …-…’ye ve ondan da müvekkiline ciro edildiğini; müvekkili tarafından bu şekilde alınan çekin bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız çıkması sebebiyle icra takibi başlatıldığını; davacıdan sonra üç kez daha ciro edilmek suretiyle müvekkiline ulaşan çekteki imzanın kontrolü husunda yükümlülüğünün bulunmadığını, işbu davanın açılmasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığından müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığını; davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılması ve davacının haksız davasının reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini aksi halde mahkeme kararındaki vekalet ücreti ve yargılama ücreti kısımlarının düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibine konu çekteki lehtar (ciranta) imzasının sahte olduğu iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır. Senede karşı mutlak defiler, senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilir. Senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defiler senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın bütün ya da bir kısım sorunları bakımından hükümsüz sayılmasını gerektiren defilerdir. Bu defilerin bir kısmı mutlak, bir kısmı nispi (kişisel) defi niteliğindedir. Hangisinin mutlak, hangisinin nisbi defi sayılacağı, ‘görünüşe itimat (güven)’, ‘iyiniyet’ ilkesiyle, ‘kambiyo senetlerine ilişkin işlemlerdeki emniyetin korunması’ ilkelerinden hangisine öncelik tanınacağı sorunuyla ilgilidir. Bu iki çıkarın karşılıklı olarak çatıştığı bazı durumları kanun koyucu özel olarak ele alıp hangi çıkarın korunacağını kendisi (örneğin; Türk Ticaret Kanunu m.659/2 ve m.592 ile Türk Borçlar Kanunu m.19/1 ve m.605/2’de olduğu gibi) düzenlemiştir. Kanunda öngörülüp açık bir hükümle düzenlenen bu durumların dışında, gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay HGK 2013/1746 Esas, 2015/896 Karar sayılı ve 04/03/2015 tarihli ilamı) Mahkemece yöntemince yapılan grafolojik inceleme ile çekteki davacıya atfedilen imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Hükme elverişli bulunan bilirkişi raporu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 326. maddesi uyarınca, davalı haksız çıktığı davada yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumludur. Bu nedenle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir hata bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK m.353(1)b-1 uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.082,46-TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin yatırılan 520,61-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.561,85-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 54,50-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK m.362(1)-a uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/05/2023