Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/450 E. 2022/853 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/450
KARAR NO : 2022/853
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacılar vekili, müvekkilleri tarafından 05/02/2014 tarihinde davalıya devredilmiş olan ancak tarafların aralarında anlaştıkları hisse devir bedelinin davalı tarafından halen ödenmemiş olması nedeniyle müvekkillerinin … ve Yatırım A.Ş’nin %0,5’ine tekabül eden hisselerinin hüküm kurulmasına en yakın tarih itibariyle gerçek değerinin … A.Ş’nin ve bu şirketin iştiraklerinin ve hissedarı olduğu başka şirketlerdeki defterlerinin ve borsaya kayıtlı olanlarının hisse senetlerinin üzerinde konusunda uzman bilirkişiler vasıtasıyla değerinin belirlenerek hisse senedi satışından doğan alacakları nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 200.000-USD’nin 05/02/2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar vekili; Yargıtay kararlarına göre pay devri işleminin basit bir devirden ziyade şirketler hukuku eksenine girdiği durumlarda, devre ilişkin uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresinin Borçlar Kanunu’nun 147. Maddesi uyarınca 5 yıl olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacılar tarafından ileri sürülen hakkın zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacıların …’a borçlu durumda olduklarını ve dava konu payları mahsuplaşmaya konu ettiklerini, davacıların pay bedellerine ilişkin hiç bir hakları bulunmadığını belirterek davanın pasif husumet ve hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddine, ispat yükü kendisinde olan davacıların ispat külfetlerini yerine getirememeleri nedeniyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin 05/02/2014 tarihinde yapıldığını, hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacakların davaya konu edilmesi beş yıllık zamanaşımına tabi olup, zamanaşımı süresinin 05/02/2019 tarihinde dolduğunu, davacının bu süreden sonra 04/10/2019 tarihinde, yasal zamanaşımı süresi dolduktan sonra işbu davayı açtığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; uyuşmazlık konusunun ortaklık sözleşmesi ile bir ilgisinin olmadığını, uyuşmazlığın devredilen hamiline yazılı anonim şirket paylarının ve gerçek bedellerinin ödenmemesinden kaynaklandığını, pay senetleri ve bunların devirlerine ilişkin hükümlerin TTK’da menkul kıymetler başlığı altında düzenlendiğini, anonim şirket pay devrinin menkul alım satım hükmünde olduğunu, bu konuda tereddüt bulunmadığını, devir serbestisi kuralına bağlı olarak payın sadece şirket ortağına değil, şirket ortağı olmayan diğer kişilere de satılabilmesinin her zaman mümkün bulunduğunu, bu nedenle hisse devir işlemini menkul alım satım sözleşmesinden çıkararak ortaklık sözleşmesine dayandırmanın mümkün olmadığını, davanın 5 yıllık değil 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu,hisselerin gerçek değerinin ancak tüm kayıtlar toplandıktan sonra yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğini, bu nedenle belirsiz olan alacağın muaccel olduğundan söz edilemeyeceğinden zamanaşımı süresinin işlemesinin de mümkün olmadığını, davalılardan…’ın, hisselerin … ailesinden birisine devri yoluyla tarafların mahsuplaştıkları yönündeki iddiasında belirtilen mahsuplaşma olayı ile TBK m.154/1 uyarınca zamanaşımının kesildiğini, senede bağlanmamış çıplak pay hamiline ve nama yazılı payların devrinin TBK m.183 uyarınca alacağın temliki hükümlerine tabi olduğunu, tarafların arasında düzenlenen belgenin de alacağın temliki belgesi niteliğinde olduğunu, bu nedenle davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, dava dışı anonim şirket hisse devrinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinafa konu uyuşmazlık alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususundadır.Anonim şirketlerle ilgili 6102 sayılı TTK’nın 489. maddesi (6762 sayılı mülga TTK md. 415), hamiline yazılı pay senetlerinin devrinin, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade edeceği hükmünü haiz olup bu kapsamda, nama yazılı pay senetlerinden farklı olarak devrin şirkete bildirilmesine veya kaydedilmesine gerek yoktur. Hamiline yazılı pay senedinin devri, senedin teslimi ile hem şirkete hem de üçüncü kişilere karşı hüküm ifade eder. (Yargıtay 11. HD. 09/11/2020 tarih 2020/1270 E. 2020/4838 K.; 03/12/2009 tarihli 2008/10516 E. 2009/12409 K.)Diğer taraftan, 6098 Sayılı TBK’nın 147/4. maddesinde “bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar”ın beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olacağı düzenlenmiştir. TBK’nın 147/4 maddesi uyarınca hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak ortaklık ilişkisi nedeniyle beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/04/2019 tarih 2018/574 E. 2019/2499 K.; 02/12/2014 tarih 2013/18173 E. 2014/18819 K.) Somut olayda,davacılar ile müteveffa … arasında arasında 05/02/2014 tarihinde her bir davacıya ait 750.000-TL olmak üzere toplam 1.500.000-TL nominal değerli hamiline yazılı hisse senedi müteveffa …’a devredilmiş olup, davacılar devredilen hisse bedelini talep etmektedir. Davacının hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağı TBK’nın 147/4 madesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2018 tarih, 2016/7053 E. 2018/298 K.; 13/04/2015 tarih 2014/14560 E. 2015/5138 K.). Hamile yazılı hisse senetlerin devrinin hüküm ifade etmesi için şirkete bildirilmesine ve kaydedilmesine gerek bulunmayıp senedin teslimi yeterli olduğundan zamanaşımı süresi de bu tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Bu durumda arabuluculukta geçen süre de dikkate alınarak, hisse senetlerinin müteveffaya teslim edildiği 05/02/2014 tarihinden davanın açıldığı 04/10/2019 tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden mahkemece davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin hükme yönelik ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/06/2022