Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/442 E. 2021/520 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/442
KARAR NO : 2021/520
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2020
NUMARASI: 2020/258 Esas-2020/587 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/04/2021
Görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; davalının müvekkili şirketin eski ortağı ve müdürü olduğunu, davalının gerçekte hiçbir alacağı olmadığı halde, müvekkili şirket adına tescilli olan bir gayrimenkul üzerine kendisinin alacaklı olduğuna dair ipotek tesis ettirdiğini ve bu işlemi de hem borçlu şirket müdür hem de alacaklı asil sıfatıyla kendisi bizzat kendisinin imza ettiğini, ardından şirketteki hisselerini İsmail Tuna’ya devrettiğini, şirket aleyhine İstanbul …. İcra Müd. … -esas sayı ile icra takibine başladığını, iş bu icra takibinin davacı şirkete ulaşmadan her nasılsa kesinleştirildiğini, icra takibinden 11.03.2020 tarihinde haricen haberdar olduktan sonra davalıdan şirkete bir borç girişi olmadığının görüldüğü , bu kötü niyetli hareketin aslında yeni ortak İsmail’e zarar vermek amacıyla yapıldığı kuvvetle muhtemel olduğunu, ancak niyet bu olsa dahi borçlandırılan kişi şirket tüzel kişiliği olduğundan, menfi tespit davası açılması da gerektiğini, müvekkil şirketin ortağının, şahsi borcunun şirket tüzel kişiliğinden talep edilemeyeceğini,müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine,taşınmaz üzerinde yer alan ipotek kaydının terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı şirketin yetkilisinin müvekkiline olan borçlarını açıkça ikrar ettiğini, davacı şirketin hisselerini tehdit baskı sonucunda ele geçirildiği için hisse devrinin iptali için dava açılmak üzere arabulucuya başvuruda bulunulduğunu, değerli gayrimenkule sahip olan davacı şirketin hisse devrinin bila bedel yapılması ve müvekkilinin şirket yetkilisinden alacaklı olması dahi menfi tespit talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ispata yeterli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; dava konusu ihtilaf dava konusu icra takibinden ve ipotek işleminden dolayı davacı şirketin davalıya borçlu olup olmadığı, ipoteğin terkininin gerekip gerekmediğine ilişkin olup,davalının tacir olmadığı, görev hususunun, işlemin yapıldığı anda şirket ortağı olup olmadığına göre belirlenmesi gerektiği, şirket ortağı olduğu döneme ilişkin yapılan işlemden kaynaklı olması halinde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu,aksi halde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevinde olduğu, dava konusu ihtilafa ilişkin borçlandırıcı (ipotek tesis) işlemin davalının şirket ortaklığından ayrılmasından sonra gerçekleşmesi ve ayrıca davalının tacir olmaması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği gerekçeleriyle dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; iş bölümü itirazının resen gözetilebilecek bir husus olmadığını, sermaye şirketi olan davacı şirketin tüm alacakları ve borçları haksız fiilden kaynaklanmadığı sürece ticari olduğunu, davalı tarafın da dilekçeleri ile ödedikleri sebebiyle oluşan alacakları olduğundan bahsettiğini, öyle ise bu sebeple doğmuş olan borcun ticari olmamasının mümkün olamayacağını,belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı şirket eski müdürü olan davalı aleyhine açılan menfi tespit ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkini istemine ilişkindir. Ticari davalar; mutlak ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalar tarafların tacir (veya bir ticari işletme ile ilgili) olup olmadıklarına bakılmaksızın mutlak olarak ticari dava sayılır. Nispi ticari davalar ise mutlak ticari dava olmamakla birlikte TTK nun 19(1) gereği her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır.TTK’nın 5. maddesinde aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Bir yerde asliye ticaret mahkemesi bulunduğu takdirde, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve anılan yasanın 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı da hüküm altına alınmıştır. Davacı şirket tarafından ;şirket eski müdürü olan davalının şirketi kendisine borçlandırarak lehine ipotek tesis ettiğini ileri sürülmektedir.İpotek akit tablosunun incelenmesinde de ,ipoteğin şirket adına müdür sıfatıyla davalı tarafından ,alacaklı sıfatıyla da asaleten işlem yapılarak gerçekleştirildiği,uyuşmazlığın davacı şirket müdürünün şirketi temsil yetkisine dayanılarak yapılmış bir işlemden kaynaklandığı,işlemin geçersizliğinin ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.Şirketi temsil yetkilileri ile şirket arasındaki ilişki ,TTK da düzenlenmiştir.Eldeki dava mutlak ticari dava niteliğindedir.Davalı şirket müdürünün tacir sıfatını haiz olmaması nedeniyle davanın nispi ticari dava olarak değerlendirilip ,görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin ,asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemesi arasındaki ilişkinin işbölümü ilişkisi olduğuna yönelik istinaf nedeni yerinde değil ise de ,göreve ilişkin hususlar kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen incelenmek suretiyle davacı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/258 Esas-2020/587 Karar sayılı ve 12/11/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-3 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine”Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL istinaf harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 02/04/2021