Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/438 E. 2021/611 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/438
KARAR NO: 2021/611
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2020
NUMARASI: 2020/88 Esas 2020/271 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2021
İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin hissedarı ve müdürü olduğu ihyası istenilen … Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kaydının resen terkin edildiğini, daha sonra şirket adına kayıtlı araç bulunduğunun tespit edildiğini, söz konusu aracın devri için … Ltd. Şti’nin ticaret siciline yeniden kaydedilmesi gerektiğini ileri sürerek … Ltd.Şti’nin ticaret siciline tescili ile ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, davacı tarafça davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın, TTK’nın Geçici 7. maddesinin 15 numaralı bendi uyarınca 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine, davacı tarafça ihyası istenilen şirket ortağı …’a yönelik açılan davanın, pasif husumet yokluğu nedeniyle nedeniyle HMK’nın 114/1-d ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı …’ın ihyası istenen şirketin hissedarı olduğunu ve verilecek karardan doğrudan etkileneceğini, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Geçici 7. Madde uyarınca şirketin sicilden terkin edilebilmesi için aynı maddenin 4a ve devamı fıkraları uyarınca şirket müdür ve ortaklarına ihtarname gönderilmesinin gerektiğini, şirket müdür ve ortaklarına ihtarname gönderilmemesi nedeniyle hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini, verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. Dava dışı şirketin TTK nun geçici 7.maddesi uyarınca terkini nedeniyle açılan ihya davasında davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/3. bendi “Bu madde kapsamındaki şirket ve kooperatifler; ilgili Ticaret Sicili Müdürlüğünce resen veya herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kanıtlarıyla birlikte yapılacak bildirimleri de kapsayacak şekilde, ticaret sicili kayıtları üzerinden yapılacak incelemeyle tespit edilir.” şeklinde düzenlenmiş olup Kanun, anılan madde ile Ticaret Sicil Müdürlüklerine re’sen harekete geçip işlemleri sonuçlandırma görevi yüklemiştir. Aynı hükmün 4. Fıkrasında da “Ticaret sicili müdürlüklerince; a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda; re’sen terkin işleminin TTK’nın Geçici 7. madde uyarınca yapıldığı, mahkemece ticaret sicil müdürlüğünün terkin işlemi yapılmadan evvel şirket tüzel kişiliğine ve şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ayrı ayrı ihtar yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı, terkin işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının denetlenebilmesi için ihtarların tebliğine ilişkin belgelerin ilgili ticaret sicil müdürlüğünden getirtilmediği anlaşılmaktadır (Yargıtay 11.HD’nin 15/01/2020 Tarih 2019/5184 Esas 2020/440 Karar sayılı ilamı). Sicilden terkin işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının tespiti için tebligatlar da incelenip, bahsi geçen hususlar değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken davanın yazılı şekilde reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı görüldüğünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/88 Esas-2020/271 Karar sayılı ve 09/07/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2021