Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/437 E. 2023/1428 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/437
KARAR NO: 2023/1428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2020
NUMARASI: 2017/653 Esas – 2020/467 Karar
DAVA: İtirazın İptali – Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine ilişkin verilen kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı-birleşen davada davalı … Ltd. Şti. vekili; taraflar arasında 01/04/2014 tarihinde … ve … cihazlarının teslimine ilişkin satış sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili firmanın sözleşmeye uygun olarak edimlerini yerine getirdiğini, müvekkili tarafından ticari ilişki sebebi ile kesilen faturaların ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafça icra takibine haksız ve gerçeğe aykırı şekilde itiraz edildiğini, her iki şirketin hesap ekstrelerinin birbiriyle örtüştüğünü, davalının müvekkiline 76.906,24-Euro borcunun kaldığını belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı-birleşen davada davacı … AŞ vekili; davacı ile müvekkili arasında akdedilen 01/04/2014 tarihli sözleşme kapsamında davacının sözleşmede belirtilen marka ve miktardaki cihazların teslimini ve devreye alma işini yapmakla yükümlü olduğunu, bu hizmete karşılık müvekkilinin 731.601,70-Euro’yu karşı tarafa ödemeyi üstlendiğini, davacının edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, davacının müvekkiline sözleşmede belirtilen tarihlerde teslimat yapmadığını, sözleşmede yazılı markadan daha düşük kalite ve daha ucuz marka tesliminde bulunduğunu, teslimatın süresinde yapılmaması nedeniyle sözleşmenin 6.1 ve 6.2 maddeleri gereğince müvekkilinin cezai şart talep hakkı doğduğunu, müvekkili tarafından davacı tarafa keşide edilen 09/06/2015 tarihli ihtarname ile … cihazlarının ihtar tarihinden itibaren 10 gün içerisinde kendilerine teslim edilmesinin, aksi halde cezai şart hakkının saklı tutulduğunun ihtar edildiğini, ihtar tarihi itibariyle cihazların tesliminin 114 gün gecikmiş olduğunu, bu nedenle sözleşmenin 6.2. maddesi uyarınca her gün için 5.000-Euro üzerinden 570.000-Euro cezai şart oluştuğunu, ancak ceza tutarının sözleşme tutarının %10’unu geçemeyeceği yönündeki hüküm nedeniyle müvekkilinin cezai şart alacağının 73.160,17-Euro olduğunu, bu cezai şart tutarının doğrudan davacının hak edişinden kesildiğini, davacının eksik ödendiğinden bahisle takip ve işbu dava konusu ettiği tutarın bundan kaynaklandığını, ayrıca sözleşme hükmüne rağmen 2 adet … marka hava soğutmalı chiller cihaz yerine … marka cihazların teslim edildiğini, kalite farkı nedeniyle her bir cihazda 10.000-15.000-Euro bedel farkı bulunduğunu, davacının cihazları devreye alma işini de sözleşmeye uygun olarak ifa etmediğini, bu nedenle müvekkilinin maddi kayba uğradığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 10 ATM 2018/251 E. – 2018/414 K. SAYILI
DAVA: Davacı … AŞ vekili; taraflar arasında akdedilen 01/04/2014 tarihli sözleşme kapsamında davalının sözleşmede belirtilen marka ve miktardaki cihazların teslimini ve devreye alma işini yapmakla yükümlü olduğunu, bu hizmete karşılık müvekkili şirketin 731.601,70-Euro’yu karşı tarafa ödemekle yükümlendiğini, davacının sözleşme edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, davacının müvekkiline sözleşmede belirtilen tarihlerde teslimat yapmadığını, ayrıca sözleşmede yazılı markadan daha düşük kalite ve daha ucuz marka teslim edildiğini, müvekkili tarafından keşide edilen 09/06/2015 tarihli ihtarname ile … cihazlarının ihtar tarihinden itibaren 10 gün içerisinde kendilerine teslim edilmesinin, aksi halde cezai şart hakkının saklı tutulduğunun ihtar edildiğini, ancak teslimatın süresinde yapılmadığını, teslimatın süresinde yapılmaması nedeniyle sözleşmenin 6.1 ve 6.2 maddeleri gereğince müvekkilinin 1.275.000-Euro ve 1.385.000-Euro cezai şart talep hakkı doğduğunu, ancak sözleşmedeki sınır nedeniyle müvekkilinin davalının hak edişinden kesebileceği tutarın her bir ürün için 73.160,17-Euro olduğunu, ayrıca sözleşme hükmüne rağmen 2 adet … marka hava soğutmalı chiller cihaz yerine … marka cihazların teslim edildiğini, bu nedenle fiyat farkından kaynaklanan zararın doğduğunu, taraflar arasındaki görüşmelerde davalının da 73.160,17-Euro cezai şartın hak edişinden kesilmesini kabul ettiğini, dolayısıyla davalının talep edebileceği bakiye tutar 3.746,07-Euro olup bu tutarın da farklı ürün tesliminden asgari fiyat farkı olarak kabul edildiğini belirterek, 73.160,17-Euro cezai şart alacağının davalının hak edişinden kesildiğinin tespitine, farklı ürün teslimi nedeniyle doğan zararından şimdilik 2.000-Euro’nun faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı … vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu ürünlerin 2015 yılı içerisinde teslim edilmesine rağmen son teslim edilen üründen sonra dahi ödeme yapıldığını, farklı markalar kullandığı ve geç teslim olduğu iddia edilen bir ortamda karşı tarafın son kesilen teslim ve fatura sonrasında da ödeme yapmasının açılan dava ile çeliştiğini, 2014-2015 yıllarında teslim edilen ürünler için 2017 yılında farklı ürün verildiğinin iddia edilmesinin kötü niyetli olduğunu, verilen ürünler yatırım teşvikli olup davacının farklı marka ürünleri itiraz etmeden gümrükten teslim aldığını, bu durum gizli ayıp olmadığından teslim anında ayıp ihbarında bulunulması gerektiğini, ürünün montaj ve devreye alma yeri 2015 yılı haziran ayından önce elverişli olmadığından, davacının geç teslimden doğan bir zararının bulunmadığını, ödemelerini zamanında yapmayan davacının teslim talebinde bulunamayacağını, müvekkilinin faturalarına itiraz etmeyen davacının cezai şart talep edemeyeceğini belirterek, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; alınan bilirkişi kurulu raporunda; takip tarihi itibari ile … kendi ticarî defterlerine göre … AŞ’den 182.194,63-TL (76.906,24-Euro) alacaklı olduğu, … AŞ’nin kendi ticari defterlerine göre … 171.979,01-TL (76.903,79-Euro) alacaklı olduğu, Euro bazında cari hesap farklılığının bulunmadığı, tarafların cari hesaplarının döviz bazında olmasından dolayı kur farkından oluştuğu, TCMB döviz kurları esas alındığında … ticari defterlerindeki 76.906,24-Euro’luk alacak tutarının esas alınması gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu ve cari hesap farklılığının … tarafından … düzenlenen 31/10/2017 tarihli 330.354,75-TL karşılığı 73.160,17-Euro tutarındaki cezai şart faturasından kaynaklandığının tespit edildiği, …’ın sözleşme konusu cihazları vadesinde teslim edememesinin … bedel ödemelerini vadesinde yapmamasından kaynaklandığı, bu durumda … AŞ’nin satım bedeli ödemelerini vadesinde yapmamak sureti ile TBK 117/2 hükmü uyarınca temerrüde düştüğü, … ise temerrüde düşmediğinden … AŞ’nin cezai şart talebinde haklı olmadığı, diğer yandan … Ltd. Şti.’nin sözleşmede kararlaştırılmış olandan farklı marka … cihazı teslim etmesinden dolayı … AŞ’nin herhangi bir fiyat farkı zararına uğramadığından, … AŞ’nin … Ltd. Şti.’ye olan borcundan kesinti yapma hakkının bulunmadığı, bu nedenle bakiye 3.746,07-Euro’luk borcu ödemesi gerektiği kanısına varıldığı, … AŞ tarafından her ne kadar 3.746,07-Euro’luk borç tutarının ödenmesinin … Ltd. Şti. tarafından talep edilmeyeceği konusunda anlaştıkları beyan edilmiş ise de bu beyana ilişkin olarak dosyaya delil sunulmadığı, bu nedenlerden dolayı … Ltd. Şti.’nin takip tarihi itibari ile … AŞ’den 76.906,24-Euro alacak talebinde haklı olduğu, davalının takipten önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle işlemiş faiz talep edemeyeceği, takibe konu alacağın likit olması, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunun anlaşılması nedeniyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına, reddedilen kısım yönünden davacı/alacaklının takibe geçmede kötü niyetli olduğu kabul edilerek, davacı … aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedildiği, birleşen dava yönünden ise … AŞ’nin cezai şart talep edemeyeceği ve zarar alacağının da bulunmadığı kanısına varılarak birleşen davanın reddine karar verildiği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 76.906.24-Euro asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığı olan 296.089,02-TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 59.217,80-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 7.599,61-TL kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı-birleşen davada davalı … vekili; mahkemece vekalet ücreti ve icra inkar tazminat bakımından dava tarihindeki kur üzerinden hesap yapılarak ödeme tarihinde kura göre ödemeye karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen 76.906,24-Euro’nun bugün itibari ile yaklaşık 732.000-TL olmasına rağmen dava tarihindeki yaklaşık 300.000-TL alacak üzerinden karar verildiğini, bu durumda alacağa itiraz tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesi ya da ödeme tarihinde göre %20 faizin bulunması gerektiğini, bu nedenle alacağa karar tarihinden itibaren faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca reddedilen kısım yönünden kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.Davalı-birleşen davada davacı … vekili; sözleşmeye konu cihazların geç teslimi cezai şart için yeterli olup geç teslimin davalı ve mahkemece de kabul edildiğini, bu nedenle müvekkilinin cezai şart kesintisi yapamayacağı gerekçesinin yerinde olmadığını, bu hususun sözleşmenin 6. maddesinde yer aldığını, sözleşmede davalının geç teslimi ile müvekkilinin ödemelerdeki temerrüdünün bağımsız sonuçlara bağlandığını, bu nedenle müvekkilinin ödemelerini geciktirdiği düşünülse dahi bunun karşılığının teslimi geciktirme değil, temerrüt faizi talep etmek olduğunu, sözleşmede ödemeden sonra siparişin hazırlanacağı yönünde bir hüküm yer almadığını, yine sözleşmede avans ödemesinin geç yapılmasının sözleşmenin hükümsüzlüğü sonucuna bağlandığını, ancak tarafların kendi iradeleriyle sözleşmeyi ayakta tuttuklarını, sözleşme konusu … cihazlarının sözleşmedeki teslim tarihlerinden aylar sonra 05.04.2015 ve 08.06.2015 tarihlerinde gümrüğe beyan edildiğini, birleşen davadaki farklı cihaz tesliminden kaynaklanan zarar talepleri hususunda detaylı inceleme yapılmaksızın taleplerinin reddine karar verildiğini, teslim edilen cihazların sözleşmede yer alan cihazların niteliklerini taşımadığını, müvekkilinin kalitesiz cihazlar nedeniyle birçok teknik problem yaşayarak onarım için masraf yaptığını, teslim tutanağında da farklı cihaz tesliminden kaynaklanan fiyat farkı talep hakkının saklı tutulduğunu belirterek, kararın kaldırılarak asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği davalıya teslim edilen cihazların satış bedelinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali; birleşen dava ise sözleşme hükmü gereği geç teslimden kaynaklanan cezai şart tutarının karşı tarafın hak edişinden kesildiğinin tespiti ile sözleşmeye aykırı ifa nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında akdedilmiş olan 01.04.2014 tarihli sözleşme ile; … tarafından sözleşmede nitelik ve sayıları belirlenen fancoil ve … cihazlarının …’ın otel şantiyesine satış teslim ve devreye alınmasının kararlaştırıldığı, sözleşme bedelinin toplam 731.601,70-Euro+KDV olarak belirlendiği, sözleşmenin 5.5 maddesi ile … ödemede gecikmesi halinde %2 temerrüt faizi uygulanacağının, yine sözleşmenin 6.1 ve 6.2 maddeleri ile de … teslimde gecikmesi halinde … cihazlar için günlük 2.500-Euro, … cihazlar için ise günlük 5.000-Euro cezai şart ödeneceğinin, ancak ceza tutarının sözleşme bedelinin %10’unu geçmeyeceğinin hüküm altına alındığı, teslimi öngörülen … cihazların sözleşmede belirlenen teslim tarihi 15.02.2015 olmasına rağmen, davalı …’ın teslim talepli 09.06.2015 tarihli ihtarnamesi tarihi itibariyle henüz teslim edilmemiş olduğu, geç teslim hususunun davacı … da kabulünde olduğu, ayrıca davacı … tarafından sözleşmede kararlaştırılan 2 adet … marka hava soğutmalı chiller cihaz yerine … marka cihazların teslim edildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında; takip tarihi itibari ile davacı … kendi ticarî defter kayıtlarına göre … AŞ’den 182.194,63-TL (76.906,24-Euro) alacaklı, … AŞ’nin ise kendi ticari defter ve kayıtlarına göre … 171.979,01-TL (76.903,79-Euro) alacaklı olduğu, Euro bazında cari hesap farklılığı bulunmadığı, tarafların cari hesaplarının döviz bazında olmasından dolayı kur farkından oluştuğu, TCMB döviz kurları esas alındığında davacı … ticari defterlerindeki 76.906,24-Euro’luk alacak tutarının esas alınması gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu cari hesap farklılığının … tarafından … düzenlenen 31/10/2017 tarihli 330.354,75-TL karşılığı 73.160,17-Euro tutarındaki cezai şart faturasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla asıl ve birleşen davada uyuşmazlık; geç teslim nedeniyle davalı … AŞ”nin cezai şart talep koşullarının oluşup oluşmadığı ve ilave olarak sözleşmeye aykırı ifa nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığının tespiti, buna bağlı olarak asıl ve birleşen davada tarafların alacak taleplerinin yerinde olup olmadığı hususuna ilişkindir. TBK’nın 179/2. maddesine göre, “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi, ifaya eklenen ceza koşulunda, şart gerçekleştiği takdirde alacaklı, hem ifayı hem de cezayı talep edebilecektir. TBK, “borcun belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmemesi” hali için kararlaştırılmış ceza koşulunun, ifaya eklenen ceza koşulu niteliğinde olacağına dair bir karine koymuştur. Bu haliyle kanunun 179/2. maddesinde bütün eksik ifa halleri değil, bunlardan sadece zaman veya yer itibariyle aykırılık teşkil edenlerin ifaya eklenen ceza koşulu olduğu kabul edilmiştir. Anlatılan ilkeler doğrultusunda asıl dava bakımından somut olaya bakıldığında; taraflarca imzalanan sözleşmede, fancoil cihazların yarısı için 01.06.2014, diğer yarısı için 01.07.2014, … cihazlar için ise 15.02.2015 tarihi teslim tarihi olarak öngörülmüş, teslimde gecikme halinde fancoil cihazlar için günlük 2.500-Euro, … cihazlar için ise günlük 5.000-Euro cezai şart ödeneceği, ancak ceza tutarının sözleşme bedelinin %10’unu geçmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Cihazların davacı tarafça geç teslim edildiği tarafların kabulünde olup, cihazların davalı …’ın teslim talepli 09.06.2015 tarihli ihtarnamesinden sonraki tarihlerde teslim edildiği, yurtdışından ithal edilen söz konusu cihazların 02.04.2015 ve 08.06.2015 tarihli gümrük beyannamelerinden anlaşılacağı teslimin üç ayı aşan süreyle geciktiği, bu durumda sözleşmedeki üst sınırı aşan cezai şart tutarının, sözleşmede öngörülen sözleşme bedelinin %10’u olan 73.160,17-Euro tutarında olduğu görülmektedir. İspatlanan geç teslim olgusu kapsamında davalı … firması 73.160,17-Euro cezai şarta hak kazanmış olup, davacı tarafça yer tesliminin geç yapıldığı, ayrıca davalının ödemelerini sözleşme hükümlerine göre gecikmeli yaparak ödemede temerrüde düştüğü iddia edilmişse de, davacı tarafça bu hususta herhangi bir ihtarname keşide edilmediği, yer tesliminin geç yapıldığı iddiasının kanıtlanamadığı, davalının ödeme yönünden de temerrüde düşürülmediği sabittir. Bu durumda asıl davada davalı … AŞ’nin cezai şarta hak kazandığının kabulü ile davacının 76.906,24-Euro’luk bakiye alacağından, 73.160,17-Euro cezai şart alacağının mahsubu ile asıl davada davacının 3.746,07-Euro bakiye alacağının bulunduğu kabul edilmelidir. Davalı takip tarihi öncesi temerrüde düşürülmemiş olmakla davacının takip tarihinden önceki döneme ait işlemiş faiz talep hakkı bulunmamaktadır. Dayanak icra takibi Türk Lirası üzerinden başlatılmış olmakla, bu tutarın takip tarihindeki TCMB efektif satış kuru (3,8067) karşılığı 14.260,16-TL olup, asıl davada davanın bu tutar üzerinden kısmen kabulü gerekirken asıl alacak tutarının tümü yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca alacak likit olup kabul edilen kısım bakımından davalı borçlu itirazında haksız olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmekte olup, reddedilen kısım bakımından ise davacı alacaklının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerekmektedir. Diğer yandan asıl davada davacı vekilince, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı hesabında dava tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğu ileri sürülmüştür. Ancak dayanak icra takibi yabancı para üzerinden değil, Türk Lirası üzerinden başlatılmış olup, ilk derece mahkemesince takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesi ihlal edilerek hatalı olarak yabancı para üzerinden hüküm kurulmuşsa da, Dairemizce Türk Lirası üzerinden hüküm kurulmuş olmakla, davacı vekilinin ileri sürdüğü bu istinaf nedeninin konusu kalmamıştır. Birleşen davada ise birleşen davacı tarafça; sözleşme hükmü gereği geç teslimden kaynaklanan cezai şart tutarının karşı tarafın hak edişinden kesildiğinin tespiti ile sözleşmeye aykırı ifa nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Birleşen davacı tarafından asıl davada geç teslimden kaynaklanan cezai şart alacağının, kendi borçlarından mahsubu talep edilerek bu husus savunma olarak ileri sürülmüştür. Görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia ve savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Bu nedenle davalı-birleşen davada davacının asıl davada savunma olarak ileri sürdüğü bu hususu ayrı bir dava konusu etmesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Birleşen davadaki diğer talep ise, sözleşmeye aykırı ifa nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı-birleşen davada davalı … tarafından sözleşme ile 2 adet … marka hava soğutmalı chillerin teslimi taahhüt edilmesine rağmen, bu marka cihaz yerine … marka cihazların teslim edildiği sabittir. … AŞ’nin bu cihazlar bakımından yatırım teşvikinden yararlanmış olmasının, tek başına farklı marka cihaz teslimini kabullendiği anlamında yorumlanması mümkün değildir. Nitekim 24.11.2015 tarihli ve her iki tarafın imzasını içeren ekipman teslim listesinde de sözleşmedeki marka fiyatı ile takılan farklı marka cihaz fiyatı arasında oluşacak farkın sözleşme bedelinden düşüleceği yönünde şerh bulunmaktadır. Ancak mahkemece hükme esas alınan ve aralarında makine mühendisi bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi kurulu raporunda, sözleşmede teslimi öngörülen marka cihaz ile mevcut cihaz arasında fiyat farkı bulunmadığı, … marka cihazın da … marka cihazla aynı şekilde hava soğutmalı su soğutma ünitesi olduğu, … markasının da Avrupa menşeli olup Avrupa normlarına uygun olarak imal edildiği, bu nedenle bir zararın söz konusu bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda birleşen davacının sözleşmeye aykırı ifa nedeniyle bir zararının söz konusu olmadığı da sabittir. Bu nedenle mahkemece birleşen davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle; asıl davanın 3.746,07-Euro bakiye alacağın Türk Lirası karşılığı üzerinden kabulü ile davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi ve reddedilen kısım bakımından davalının kötü niyet tazminatı isteminin kabulü doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı-birleşen davada davalı vekili ile davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak “asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜNE; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2020 Tarih 2017/653 Esas – 2020/467 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “1-Asıl davanın kısmen kabulüne, davalı … AŞ’nin İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 14.260,16-TL asıl alacak üzerinden devamına, kabul edilen bu tutara takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Kabul edilen kısım üzerinden %20 oranında 2.852,03-TL icra inkar tazminatının davalı … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, Koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine, 2- Birleşen davanın reddine”İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ;”Asıl davada; alınması gereken 974,11-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 5.705,39-TL peşin harcın mahsubu ile 4.731,28‬‬-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,Davacı tarafından yatırılan 1.005,51‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı tarafından yapılan 2.400-TL bilirkişi ücreti ve 165-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.565-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 109,48-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 245-TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 234,54-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 14.260,16-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı lehine taktir olunan 49.974,04-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Birleşen davada; alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından yatırılan 6.199,54-TL’den mahsubu ile bakiye 5.929,69‬-TL harcın isteği halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 33.861,65-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,”İstinaf yoluna başvuran davacı-birleşen davada davalı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,İstinaf yoluna başvuran davalı-birleşen davada davacı tarafından yatırılan 5.110,86‬-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Taraflar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023