Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/435 E. 2023/1292 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/435
KARAR NO: 2023/1292
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2019/568 Esas – 2020/559 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/09/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında düzenlenen 10.09.2018 tarihli protokole dayalı olarak davalıya makine satışı yapılarak 17.10.2018 tarihli 4.720.000-TL bedelli faturanın düzenlendiğini ve faturaya konu malların davalı şirkete teslim edildiğini, davalının protokole aykırı olarak 22.10.2018 tarihinde 5 adet batil makinesi ile 1 adet enjeksiyon makinesinin iadesine ilişkin 637.200-TL bedelli, 01.11.2018 tarihinde ise 1 adet batil makinesinin iadesine ilişkin 90.000-TL bedelli fatura kestiğini, ancak taraflar arasında bu yönde yapılmış bir anlaşma bulunmadığını, protokol konusu malların ayrı ayrı iadesinin mümkün olmadığını, davalının protokole aykırı hareket etmiş olması nedeniyle davalı şirkete Beyoğlu … Noterliğinin 08.07.2019 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı ile imzalanan protokole aykırı davranılması nedeniyle müvekkili şirkete olan bakiye borcun ödenmediğini belirterek, şimdilik bakiye 100.000-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 02.07.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle dava değerini artırarak 690.569,75-TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP:Davalı vekili, davacı şirket ile imzalanan 10.09.2018 tarihli protokol uyarınca malların tesliminin yapıldığını, malların teslimi akabinde bir kısım malların devrinden vazgeçildiğini ve bu doğrultuda davacı tarafa 22.10.2018 tarihinde 637.200-TL tutarlı iade faturası kesildiğini, davacı tarafla yapılan görüşmeler sonucunda bir kısım makinelerin alımından vazgeçilmesi hususundaki anlaşma doğrultusunda, önce kabul edilmeyen faturanın yerine 24.10.2018 tarihli iade faturası ve akabinde yine varılan anlaşma gereğince 01.11.2018 tarihli iade faturası kesildiğini, 10.09.2018 tarihli protokole konu malların bir kısmının iadesi konusunda anlaşma sağlanmış olmasına karşın davacı tarafın sağlanan bu mutabakattan yaklaşık 9 ay sonra keşide ettiği ihtarname ile kısmi iade yapılamayacağından bahisle sözleşmeden kaynaklı 743.000-TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, ancak davacının varılan mutabakata rağmen iadeye konu malları teslim almadığını, davacının müvekkilinin iade faturalarını kabul ederek kayıtlarına işlediğini, bu nedenle davacının protokolden kaynaklanan bedel talep etmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, hükme elverişli bulunan 05.06.2020 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; davalı tarafından davacı adına düzenlenen son iade faturalarının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalı adına keşide edilen ileri tarihli her biri 100.000-TL bedelli çeklerin karşılıksız kalması ile işbu çeklerin, davacı cari hesap borcuna ilave edildiği, ancak karşılıksız kalan işbu 400.000-TL tutarındaki çekler davacı ticari defterlerinde karşılıksız sonrası kayda alınmadığından, taraflar arasında 400.000-TL tutarda farklılık olduğu, davacı kayıtlarında tespit edilen 347.169.25-TL alacaklı halinin, karşılıksız kalan 400.000-TL’nin dikkate alınması durumunda bu kez davalı şirkete 52.830.75-TL borçlu kaldığı, iade faturalarının davacı defterlerinde kayıtlı olduğunun birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacının davalıdan herhangi bir alacağının kalmayacağı, aksine davalıya 52.830,75-TL borçlu bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tek taraflı olarak değiştirilmesinin mümkün olmadığını, davalının iade faturası düzenlemesinin sözleşmenin tek taraflı olarak değiştirildiği anlamına gelmediğini, iade faturalarının, öncesinde içeriğine itiraz edilmiş faturalar olduğunu, iade faturaları müvekkili şirket kayıtlarına alınmışsa da müvekkilince düzenlenen 08.07.2019 tarihli ihtarname ile iade faturalarının kabul edilmediğinin davalıya bildirildiğini, ancak davalının kötü niyetli olarak aynı içeriğe sahip iade faturasını tekrar kestiğini, iade faturası tarihi itibariyle malların müvekkiline iade edilmediğini, bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmayıp, müvekkili tarafından verilen 400.000-TL bedelli çeklerin ayrı bir borç kalemi gibi mükerrer hesaplama yapıldığını, ayrıca rapora yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan protokol doğrultusunda davacı tarafından davalıya satışı yapılan makinelerin bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında akdedilmiş olan 10.09.2018 tarihli protokol ile davacı tarafından davalıya toplam 4.720.000-TL bedelli makinelerin satışının kararlaştırıldığı, protokol doğrultusunda davacı tarafından davalıya hitaben 17.10.2018 tarihli 4.720.000-TL tutarlı faturanın düzenlenerek makinelerin davalıya teslim edildiği, davalı tarafından bir kısım makinenin alımından vazgeçilerek 22.10.2018 tarihli 637.200-TL tutarlı iade faturası düzenlendiği, bu faturanın davacı tarafından kayıtlarına işlenmediği, sonrasında bu kez 24.10.2017 tarihli aynı tutarlı iade faturası ile 01.11.2018 tarihli 106.200-TL tutarlı iade faturasının düzenlendiği, iade faturalarına konu malların davacı tarafından teslim alınmadığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda; davacının ticari defter kayıtlarında 16.10.2018 itibariyle davalıya 3.629.077,80-TL borçlu olduğu, 10.09.2018 tarihli protokol gereği davacının 4.720.000-TL makine satışının borcuna mahsubu ile davalıdan 1.090.922,20-TL alacaklı duruma geldiği, davalının iki ayrı iade faturasına konu 743.400-TL’nin alacak hesabına kaydı ile davacının bakiye 347.169,25-TL alacaklı bulunduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre ise 16.10.2018 tarihi itibariyle karşılıksız kalan çeklerin davacıya iade edilmesiyle davalının 3.929,076,85-TL alacaklı bulunduğu, protokol konusu malların satışı ile bu kez davacının 790.923,15-TL alacaklı duruma geçtiği, 17.10.2018 tarihli 300.000-TL’lik farkın davacının davalıya vermiş olduğu üç adet çekin karşılıksız kalması ve davacı cari hesabına borç kaydedilmesinden kaynaklandığı, protokol konusu malların bir kısmının 743.400-TL’lik iki iade faturasına konu edilmesi ve davacının vermiş olduğu 100.000-TL’lik çekin karşılıksız kalmasıyla bu kayıtlar sonrasında davalının davacıdan 52.829,80-TL alacaklı bulunduğu, davacının 347.169,25-TL alacaklı gözükmesinin, davalıya vermiş olduğu 400.000-TL tutarlı çeklerin karşılıksız kalmasına rağmen bunu kayıtlarına yansıtmamasından kaynaklandığı, davaya dayanak protokol konusu bir kısım malların davacıya iadesine dair toplam 743.400-TL tutarlı davalının iade faturalarının davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının bakiye alacağı bulunmamakta olup aksine davalıya 52.830,75-TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Tarafların ticari defterleri arasındaki fark, davacının davalıya vermiş olduğu toplam 400.000-TL tutarlı çeklerin karşılıksız çıkmış olmasına rağmen davacının kendi defterlerinde davalı borcu olarak gösterilmesinden kaynaklanmakta olup, çeklerin ödenmemiş olması nedeniyle bu tutarın davacı alacağından mahsubu gerekmektedir. Yine davalının düzenlemiş olduğu toplam 743.400-TL tutarlı iade faturaları da davacı tarafından benimsenerek kendi ticari defterine kaydedilmiştir. İade faturalarını kabul ederek kendi ticari defterlerine davalı alacağı olarak kaydeden davacının, söz konusu faturaların protokole aykırı olduğunu ve bu nedenle alacaklı bulunduğunu ileri sürmesi mümkün değildir. Bu nedenle iade faturalarına konu 743.400-TL’nin de davacının alacağından mahsubu gerekmekte olup, bunun sonucunda davacının bakiye alacağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 268,50-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 209,20‬-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 07/09/2023