Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/427 E. 2021/1262 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/427
KARAR NO: 2021/1262
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI: 2016/663 Esas-2018/379 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/09/2021
Davanın kısmen kabulüne dair kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında 1.10.2014 tarihli Logistik Hizmet Sözleşmesi aktedildiğini, başlangıçta iki araç, son bir yılda üç araç ile hizmet verildiğini, davalı şirketin logistik müdürünün değişmesi ile yeni atanan müdürün başka bir firma ile çalışmak istemesi neticesinde suçlayıcı beyan ve ihtamlarda bulunmaya başladığını, 01.05.2016 tarihli 28.302,30-TL bedelli ve 15.05.2016 tarihli 9.416,40-TL bedelli hizmet faturalarının ödenmediğini, durum şirkete bildirildiğinde ;ek hizmetlere ilişkin kilometreleri küçültmesi ve ek personel sayısını azaltmasının talep edildiğini,16.05.2016 tarihli cevabi e-mailde davacının hizmette kullandığı araç ile ek personel çalıştırdığına ilişkin mağaza müdürlerinden teyit alamadığı iddiası ile davalı logistik müdürü ile uzlaşarak fatura düzenlenmesinin bildirildiğini, ardından logistik müdürüne hitaben ilişki ve güvenin sarsıldığı,bu durumun taraflara zarar vereceği belirtilerek gereğinin yapılmasının istendiğini,aynı gün davalı mağazalarına gidildiğinde şirket merkezinden gelen mail ile sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, Büyükçekmece …Noterliği’nin 20.05.2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek sözleşmenin 5.1.3.1. fıkrasındaki aylık kira bedelinin 12 katı cezai şartın ve ödenmeyen faturaların ödenmesinin de talep edildiğini,davalı tarafından gönderilen cevabi ihtarnamede sözleşmeyi davacının feshettiği iddia edilerek faturaların iade edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sözleşmenin 6.4 maddesi gereğince 5.3.3.1 fıkrasındaki aylık araç kira bedelinin 12 katı olan 180.000-TL ile ödenmeyen faturalar toplamı olmak üzere toplam 217.718,70-TL’nin dava tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile ve 20.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı vekili ; davacının sözleşmeye aykırı davranarak sözleşmeyi haksız ve tek taraflı fesih ettiğini, Büyükçekmece Noterliği’nden gönderilen ihtarname ile fesih sebebini açıklayarak bildirdiğini ve cezai şart talep ettiğini, fesih için gerekli esas ve usullerin oluşmadığını, davacının 09.05.2016 tarihinde sözleşme gereği üstlendiği hizmeti keserek temerrüde düştüğünü, sözleşmenin 6.4 maddesi gereği ödenecek bedelin davalıya ödenmesinin bildirildiğini, davacı tarafından talep edilen faturaların içerik ve miktar olarak kabul edilmediğinden iade edildiğini belirterek açılan davanın reddini, karşı davada sözleşme gereğince, sözleşmeyi haksız fesih edenin davacı olması nedeni ile 120.000-TL cezai şartın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda asıl davada sözleşmenin fesih koşullarına uygun olarak feshedilmediğini ,davalının haksız feshi nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şarta hak kazandığından asıl davanın kısmen kabulü ile 180.000-TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı -karşı davacıdan tahsiline, fatura alacağı ve manevi tazminat talebinin reddine, davalı-karşı davacı tarafın davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1)Davalı- karşı davacı vekili; alınan tanık beyanlarına göre davacı tarafın sözleşmeyi 09.05.2016 tarihinde kendilerinin fesih ettiğinin belirlendiği ,mahkemece bu hususun değerlendirilmediği, davacının fiilen sözleşme feshinden sonra noter ihtarı ile sözleşmeyi fesih edenin kendileri olduğunu ileri sürdüğünü, davacının 10.05.2016-17.05.2016 tarihleri arasında AVM ye girmediğinin kayıtlarla belli olduğunu, delillerin kronolojik açıdan değerlendirilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin tek satıcılık niteliğinde bir sözleşme olmadığını, davalının 3. kişi firmalarla aynı işi yapmasına engel bir durumun olmadığını,davalının sözleşmeyi hukuka uygun olarak feshi kolay iken davacının iddiasında belirttiği yolu tercih etmesinin kabul edilemez olduğunu, davacının iddiasını somut delillerle ispatlayamadığını, davalı aleyhine cezai şarta karar vermenin MK’nin 2. maddesine aykırı olduğunu, sözleşmenin 6.2 maddesinde fesih tebliğlerinin yazılı yapılmak zorunda olduğunu, buna rağmen şirket içi yazışmanın sözleşmenin feshi olarak nitelendirilemeyeceğini, sözleşmeyi haksız feshedenin davacı olduğunu,cezai şarta hükmedilmesi yerinde olmadığı gibi cezai şartta indirim yapılmamasının da hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2)Davacı-karşı davalı vekili katılma yolu ile verdiği istinaf dilekçesinde; verilen hizmet karşılığında düzenlenen fatura alacağının reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin fatura alacağı yönünden verdiği red kararının kaldırılarak fatura alaacğının da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi nedeni ile cezai şart alacağı ve verilen hizmet bedeli için kesilen 2 adet fatura alacağının ve manevi tazminatın tahsili, karşı dava; sözleşmenin davacı tarafından haksız feshi nedeni ile cezai şart bedelinin tahsiline ilişkindir. Davalı şirket ev eşyaları satışı ile iştigal edip alıcılara sattığı ürünlerin taşıma işini davalının üstlendiği,mevcut sözleşme hususunda ihtilaf olmayıp sözleşmede davalının iki araç ile hizmet vereceği , her bir araç için aylık maktu 5.000’er TL ve ilave km başına 0.65-TL hizmet bedeli ödeceği kararlaştırılmıştır.İhtilaflı olmayan döneme ilişkin olarak davacı tarafça düzenlenen faturalarda ,maktu ücret yanında fazla verilen hizmet için ekstra harcamaların (fazla kilometre,personel,araç) faturalara yansıtıldığı anlaşılmıştır. Sözleşmede ; belirlenen kilometreyi aşan hizmete ekstra ücret ödeneceği kararlaştırılmış ise de ;davalı tarafça bu kısımları belirleyecek bir tutanak tutulmadığı, maillerden anlaşıldığına göre bu kısım hizmet tutarının davacı tarafından takip edildiği ve davalıya fatura edildiği ,bu şekilde ödendiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket müdürünün yapılan ek kilometreler,hamaliyeler ,3.araç ispatlanabilirse alacağını alabileceği ,vermediğin hizmetin karşılığını istemenin ahlaki olmadığının bildirildiği ,bu yazıya cevaben 16 mayıs 2016 tarihli davacı tarafça yazılan mailde””benim kimsseye ispat edeceğim bir durum yok ,yapılan işler ortada, kullanılan hizmette güven yoksa km tutsaydınız ,elemanı siz ayarlasaydınız ” denildiği buna göre ihtilafsız dönemde ticari ilişkinin güven ilişkisi içinde devam ettiği davacının son düzenlediği 1.5.2016 tarihli hizmet faturasında indirim yapmasının istenildiği davacının da bunu kabul etmediği anlaşılmaktadır. Tarafların cezai şart istemlerine dayanak ettiği sözleşmenin 6.madesinde “İş bu sözleşme 1 ekim 2014 tarihinden itibaren 1 yıl için akdedilmiştir.Tüm fesih tebliğleri yazılı yapılmak zorundadır. Bunun dışındaki bildirimler geçersiz olacaktır.sözleşme müddeti içerisinde hizmet alan 1 ay, hizmet veren 3 ay önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle hiç bir sebeb ve her ne nam altında olursa olsun hiç bir tazminat ödemeden sözleşmeyi sonlandırabilir şeklindedir. 6.4.madde de ; sözleşmenin 6.3.maddesine aykırı sonlandırılması durumunda ,sözleşmeye aykırı hareket eden taraf sözleşmenin 5.1.3.1. Maddesindeki aylık kira bedelinin 12 katını karşı tarafa ödemeyi kabul ve taahhüt eder.”denilmektedir. Buna göre sözleşmede ki cezai şart hükmü ; fesih bildirim sürelerine uyulmadan sözleşmenin tek taraflı fesih bildirimine bağlı olarak sonlandırılması hallerinde öngörülmüş olup,haklı sebebe dayanan fesih hallerinde uygulanma olanağı bulunmamaktadır. TBK nun 179.maddesinde ; bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa ,aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı ya borcun ifasını ya da cezanın ifasını isteyebilir. Sözleşmenin taraflarca yazılı olarak feshedildiğine dair bir belge yoktur. Davacı davalının, davalı tarafta davacının fiilen işi bıraktığını ileri sürmektedir. Davalı taraf AVM tarafından verilen belgeye dayanarak işi gören davacı araçlarının AVM ye giriş yapmadığını davacının işi fiilen bıraktığını ileri sürmektedir. Davacı da mal almak için gittikleri bayii de teslim aldıkları e-posta ile feshi öğrendiğini ileri sürse de sözleşme sonlanmadan evvel uyuşmazlığın bir müddet askıda kaldığı 15.5.2014 tarihli yarım aylık hizmet fatura tarihinde irsaliye tarihinin 10.5.2016 olarak gösterildiği ,15.5.2016 tarihi itibariyle davacının sözleşmenin devam etmeyeceğini bildiği anlaşılmaktadır 16 mayıs 2016 tarihli lojistik operasyon uzmanı … tarafından mağazalara yazılan bir mail ile ” bugünden itibaren sevkiyat ekibinin değiştiği , … ve …(davacı taraf) ile çalışılmayacağı ,kendilerine mal teslim edilmemesi “istenilmiştir. Davacının bu iddiası feshin davalı tarafça yapıldığını doğrulamamaktadır. E-postada sözleşmenin hangi tarafça sonlandırıldığını belli edecek bir emare bulunmamaktadır.Bu tarih itibariyle ancak sözleşmenin sona erdiğinin kabulünü gerektirir. Davalı-karşı davacının hizmet faturalarının hak edilen miktardan fazla düzenlendiği iddiası nedeniyle taraflar arasında uyuşmazlık çıktığı ,taşınan eşyaların miktarı ve mesafesi davacının bilgisinde olması ,gerekli izahatı verme durumunda olmasına rağmen bu isteği red ettiği,talepler üzerine “kilometreyi siz tutsaydınız” diye cevap vermiştir. Davalı da 5.000 km’yi aşan araçların fazla ücreti için ekstra ücret ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen, fazla km’yi doğru tesbite yarar mekanizmayı da kurmamış,fazla kilometre tesbit işini davacının insiyatifine bırakmıştır. Buna göre sözleşme her iki tarafın kusuruyla fiilen sonlanmış olup ,sürekli ilişkilerde varlığı zorunlu olan güven ilişkisi zedelendiğinden her iki yanın sözleşmenin sürdürülemez hale gelmesinde eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekmiştir. Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;elektronik ortamda yapılan yazışmalar kronolojik sıraya göre değerlendirildiğinde feshin her iki yanın ortak kusuruyla sona erdiği ,bir tarafı ağır kusurlu kabul ederek diğer yanı cezai şartla yükümlü tutmanın yasal koşulları bulunmadığının kabulü gerekir. Davacının ,ay bitiminde hizmet verdikten sonra fatura düzenlediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından 1.5.2016 tarihli 28.302.30-TL ve hizmetin sonlanması ile 15.5.2016 tarihli 9.416,40-TL tutarlı iki adet fatura düzenlenmiştir. Davacı 2016 yılında 94.890,10-TL tutarında 4 adet fatura düzenlemiş ihtilafsız ödenmiştir. Davacının 1.5.2016 tarihli fatura dayanağı dönemde hizmet verdiği sabit olmasına rağmen ne miktarda hizmet verdiği ihtilafın konusu olup davacı nisan ayı için tam ,mayıs ayı içinde yarım aylık hizmet bedeline hak kazanmıştır. Ancak her iki tarafın fazla kilometre hizmet bedelinde mutabakatları yoktur. Taraflar arasında süregelen ilişkide 2016 yılına ait düzenlenen faturaların ortalaması kadar ihtilaflı dönemde hizmet verdiğinin somut duruma ve hakkaniyete uygun olduğunun kabulü gerekir. Buna göre 01.05.2016 tarihli bir aylık hizmet bedeli tutarının davalı tarafından onaylanan fatura toplam 94.890.10-TL:4=23.722,52-TL olarak,15.05.2016 tarihli faturanın da tümüyle 9.416,40-TL olarak ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacının hizmet bedeli faturalarından 1.5.2016 tarihli faturadan 23.722,52-TL ,15.5.2016 tarihli faturadan 9.416,40-TL olmak üzere toplam 33.138,92-TL alacaklı olduğu halde hizmet bedeli alacağı bakımından davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Davalı karşı davacı vekilinin asıl davada cezai şarta hükmedilmemesi gerektiğine ilişkin olarak yaptığı istinaf başvurusu yerinde ise de karşı davada cezai şarta hükmedilmesi talebi de yerinde görülmemiş ,taraf vekillerinin yaptıkları istinaf başvurularının kabulüne ,asıl ve birleşen davada verilen hükmün kaldırılmasına ,yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden yeniden hüküm verilerek asıl davanın kısmen kabulüne ,karşı davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/663 Esas-2018/379 Karar sayılı ve 11/04/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “1-Asıl davada; davanın kısmen kabulüne; 33.138,92-TL’nin (2 adet fatura dan) dava tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek davalı-karşı davacıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, Cezai şarta ilişkin talebin reddine, Manevi tazminat talebinin reddine, 2-Cezai -Şart istemine ilişkin karşı davanın REDDİNE”
İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Asıl davada; alınması gereken 2.263,71-TL karar harcının, mahkeme veznesine yatırılan 4.059,65-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.795,94‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı-karşı davalıya iadesine, Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 2.297,21-TL peşin harçların davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 600-TL bilirkişi ücreti, 110-TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 710-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 99- TL’sinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, Davacı-karşı davalı vekili içinkabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.970,84-TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 21.363,58-TL nispi vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, Davalı-karşı davacı vekili için reddedilen manevi tazminat üzerinden takdir olunan 2.180-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, Karşı davada; alınması gereken 59,30-TL harcın, mahkeme veznesine yatırılan 2.144,10-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.084,80‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine, Davalı-karşı davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davacı-karşı davalı vekili için AAÜT gereğince takdir olunan 15.350-TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, ” Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 3.109,85‬-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,” Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 65-TL istinaf yargı giderinin davanın kabul ve red oranında hesaplanan 10-TL sinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/09/2021