Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/422 E. 2021/1502 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/422
KARAR NO: 2021/1502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2020
NUMARASI: 2019/656 Esas 2020/825 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacı vekili; davalı …’in sahibi olduğu şirket adına uluslararası kredi almak için müvekkili vasıtasıyla … firmasına müracaat ettiğini, kredi karşılığı 169.900-TL sigorta bedelinin yatırılması gerektiğini, davalının sigorta bedelini müvekkilinin hesabına yatırdığını, müvekkilinin hizmet bedelini düştükten sonra kalan 162.010- TL’yi …’nın Kıbrıs … Banktaki hesabına gönderdiğini, ancak şirketin davalının krediye uygun olmadığını bildirerek 199.000- TL’yi davalıya iade ettiğini,davalının aleyhine takip başlattığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinden para aldığını kabul eden ancak paranın iade edildiğini ileri süren davacının ödemeyi yazılı delille ispatlaması gerektiği, davacının sunduğu dekontlardan paranın iade edildiğinin anlaşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafın davalı tarafından ödeme alındığını, ancak bu ödemenin dava dışı 3. bir firma tarafından davalıya iade edildiğini iddia ettiği; bu hali ile davacı taraf yapılan dava dışı firma tarafından yapılan ödemenin, davalıdan alınan ödemeye karşılık olduğunu ispat yükü altında olduğu, dosya kapsamında ödemeye ilişkin sunulan dekontların incelenmesinde; davalı tarafından 21/03/2014 tarihinde sigorta bedeli adı altında 169.900-TL davacı yana ödeme yapıldığı, davacı tarafında aynı tarihte … Ltd açıklaması ile 161.989-TL dava dışı … Limited hesabına yatırıldığının görüldüğü, davacı yan ise; davalı tarafından kendisine yapılan ödemenin, dava dışı … Limited firması tarafından davalı yana 16/05/2014 tarihinde “…” açıklaması ile yapılan 199.000-TL tutarlı ödeme ile iade edildiğini belirtiltiği, davalı tarafın ise; bu ödemenin, dava dışı firma tarafından yapılan hasar ödemesine ilişkin olduğunu beyan ettiği, davalı tarafından davacıya yapılan ödeme tutarı ile davacı tarafından iade olarak yapıldığı iddia edilen ödeme tutarlarının farklı olduğu, dekont açıklamasında yapılan ödemenin iade olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı, dava dışı şirketler arasında ilişki bulunduğuna ilişkin herhangi bir delilin bulunmadığı, davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı, davacı tarafından takip konusu alacağın dava dışı firma tarafından iade edildiği hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine; davacının kötü niyeti sabit olmadığından, kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalı …’in sahibi olduğu şirket adına uluslararası kredi almak için müvekkili vasıtasıyla … firmasına müracaat ettiğini, kredi karşılığı 169.900-TL sigorta bedelinin yatırılması gerektiğini, davalının sigorta bedelini müvekkilinin hesabına yatırdığını, müvekkilinin hizmet bedelini düştükten sonra kalan 162.010- TL’yi …’nın Kıbrıs … Banktaki hesabına gönderdiğini, ancak şirketin davalının krediye uygun olmadığını, …’nın davalının esabına sehven 30.000-TL fazla olarak 199.000-TL gönderdiğini, davalının herhangi bir zararının olmadığını, İstanbul Anadolu 30.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini, görev yönünden kararın kaldırıldığını, … Ltd ile … Ltd Şti’nin aynı şirketin şubeleri olduğunu, paranın davalı tarafından alındığının tespit edildiğini, müvekkilinde alacağının olmadığını, kararın kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava İİK 72 maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır. Davalı alacaklı … tarafından davacı hakkında yapılan İstanbul Anadolu …İcra Müd. … E. Sayılı dosyasında davacı hakkında 169.900-TL lik … … nolu hesaba gönderilen bedel açıklaması için ilamsız takip yapıldığı takibin kesinleştiği görülmüştür. İlk olarak davalı alacaklı tarafından ; 21.3.2014 tarihinde “… ile yapılan kredi sözleşmesi tahtında yat.sig.bedeli kredi kullanılma”açıklaması ile 169.900-TL bedel davacı adına gönderilmiştir. İkinci olarak; 21.3.2014 tarihinde “… ltd.açıklama ile davacı … tarafından … nolu hesaba Kıbrıs … Bank alıcı adına havale gönderilmiştir. 16.5.2014 tarihinde … limited şirketi tarafından sebebi açıklanmaksızın davalı … adına 199.000-TL havale yapılmıştır. Bu hususlarda ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı davacının acente olmadığını ,davadışı şirketlerle bağını ispatlayamadığını ileri sürmekte ise de ; mahkemece talep edilmesi üzerine dosyaya sunulan ; “Sigorta Aracılık Hizmetleri Bayilik Sözleşmesi “başlıklı belgede; sözleşmenin başlıca amaç ve konusunun …’ın sigorta acenteliğini … adına yapmak olduğu ,şirketin … adına ticari kredi sigortası için poliçelerin düzenlenmesi ,sigorta primlerinin tahsil edilip … ltd. Hesabına aktaracağı, … tarafından Türkiyede uygulanan sigorta priminin %5,5 olduğu ,bu oranın %0,5’i bayiinin primi olduğu ,primin onaylanan kredinin %5,5 oranında olduğu ,müşteri tarafından yatırıldığı gün %5,25 inin şirket hesabına aktarılacağı (sözleşmede yazılı hesap numarasına … nolu) kredi talep eden müşteri için poliçe örneğinin … www…com adresinden indirilerek 4 nüsha düzenleneceği hususları yazılıdır.Bu belgeye göre, davacının … şirketinin acentesi olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nun 105. maddesinin birinci bendi ile; “Acente, aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkilidir.” Aynı maddenin ikinci bendi ile de; “Bu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava açabileceği gibi, kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir…” hükümleri öngörülmüştür. Somut olayda davacı tarafından, davacının kredi başvurusu ile ilgili olarak yabancı dilde düzenlenen ve sigorta poliçesi olduğu ileri sürülen bir belge ibraz edilmiştir.Ancak tercümesi taraflarca sunulmamış mahkemece de istenilmemiştir.HMK.’nın 223. maddesinde; “(1) Yabancı dilde yazılmış belgeye dayanan taraf, tercümesini de mahkemeye sunmak zorundadır. (2) Mahkeme kendiliğinden veya diğer tarafın talebi üzerine, belgenin resmî tercümesini de isteyebilir.” denilmektedir. Dosyanın incelenmesinde davacının dayandığı belgelerin türkçe tercümesinin dosyada mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf da kredi için başvurduğunu ancak davacının aldığı ödemeyi iade etmediği ,yapılan ödemenin tazminat ödemesi olduğunu ,sigorta priminin iade edildiğini ispat yükünün davacıda olduğunu savunmuştur.Davacı da sigorta sözleşmesi yapmakla işinin bittiğini kredi verilmesinin kendi yükümlülüğü olmadığını ileri sürmüştür. Davalı alacaklı tarafından gönderilen bedelin alındığı davacı tarafından ikrar edilmiş, ancak dava dışı firma tarafından iade edildiği ileri sürülmüştür.Mevcut durumda ,davalı alacaklı gönderilen bedeli kredi ilişkisi nedeniyle -tazminat-olarak aldığını ileri sürmüş,ancak sigorta poliçesinde yazılı tazminat hükümleri ,davacıya başvuru koşulunun bulunup bulunmadığı incelenip değerlendirilmemiştir. HMK’nın 31. maddesi uyarınca davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında hakim, maddi veya hukuki açıdan belirsiz veya çelişkili gördüğü hususlarda taraflara açıklama yaptırma, soru sorma ve delil gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Bu kapsamda davanın tarafları arasındaki hukuki ilişkinin belirlenmesi sonucuna göre davacının kredi talebi nedeniyle 3.şahıs şirkete gönderilen bedelden davacının sorumlu tutulup tutulamayacağı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile, HMK 353(1)a-6 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2020 Tarih 2019/656 Esas 2020/825 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/10/2021