Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/416 E. 2023/1585 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/416
KARAR NO: 2023/1585
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2019/674 Esas – 2020/741 Karar
DAVA: Teminat Mektubunun İadesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında, akaryakıt satışına ilişkin 31.12.2014 tarihli ve 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden davalı … A.Ş.’ye, müvekkil şirket tarafından … Bankası Bornova Şubesinden 262.104713.100 sayılı, 20.08.2015 tarihli, 15.12.2019 vadeli, 700.000-TL bedelli teminat mektubunun verildiğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 14.06.2018 tarihinde davalı tarafından … A.Ş.’ye devredildiğini, devir sözleşmesine ile devir tarihi itibariyle davalı şirkette doğmuş/doğacak tüm borç ve alacakların devredilen …’e geçtiğini, davalı ile hukuki ilişkinin 14.06.2018 tarihinde son bulduğunu, ancak teminat mektubunun bugüne kadar iade edilmediğini, teminat mektubunun vadesinin 15.12.2019 tarihi olduğunu, teminat mektubunda temlik alan …’in sıfatının bulunmadığını, müvekkili şirket ile davalı arasındaki sözleşmenin temlik ile son bulduğunu, davalının bayilik ilişkisinden çıkan müvekkilinden hiç bir hak ve alacağı kalmadığını belirterek davalının elinde tuttuğu teminat mektubunun iadesi ve iptaline, paraya çevrilmesi halinde en yüksek ticari faiziyle birlikte bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında üzerinde kurulu akaryakıt ve otogaz istasyonu bulunan taşınmaza ilişkin olarak; 31.12.2014 tarihli Çerçeve Protokol, 31.12.2014 tarihli Standart Bayilik Sözleşmesi, 31.12.2014 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesi, 31.12.2014 tarihli Ariyet Demirbaş Belgesi’nin imzalandığını, davacı ile dava dışı … arasında 14.06.2018 tarihli devir mutabakatı akdedildiğini, taahhütname ve ariyet demirbaş belgesinin davacının da onayıyla dava dışı … devredildiğini, devir ile birlikte imzalanan kefaletname ile müvekkilinin davacının … nezdinde doğmuş ve doğacak borçlarının 700.000-TL’sine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil olduğunu, banka teminat mektubunun müvekkili açısından teminat vasfı taşıdığını, davanın ikame edildiği tarihte taraflar arasında akdedilmiş sözleşmelerin halen yürürlükte olduğunu, bu kapsamda ticari ilişki nedeniyle borcunun bulunmadığının tespitini ve buna bağlı olarak dava konusu teminat mektubunun geçersizliğine karar verilmesini talep etme hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında 31/12/2014 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında dava konusu teminat senedinin davalıya verildiğini, 14.06.2018 tarihli devir mutabakatı ile davalının sözleşmeyi tüm hak yükümlülükleri ve borçları ile birlikte dava dışı …’e devrettiği, bayilik sözleşmesinin süresinin sonuna kadar geçerliliğinin sürdürülmesine karar verildiği, davacının imzaladığı 31.12.2014 tarihli Çerçeve Protokol, Standart Bayilik Sözleşmesi, Ürün Alım Taahhütnamesi, Ariyet Demirbaş taahhütlerinin dava dışı … devredildiği, bu devir sonucunda davacı ile davalı ….A.Ş. arasındaki sözleşme ilişkisinin 14.06.2018 ile sona erdiği, davacının sözleşme sorumluluğunun dava dışı …’e karşı sözleşme süresinin bittiği 31/12/2019 tarihine kadar devam edeceği, davalı yönünden ayakta olan bir sözleşme kalmadığı, bu nedenle davanın erken açıldığı savunmasının yerinde olmadığı, teminat mektubunun sözleşmeyi devralan …’e verilmediği, davalının kendi yönünden sona eren sözleşmenin teminatı olan mektubu elinde tutmaya devam ettiği, davalının teminat mektubunu elinde tutmasının gerekçesi olarak dava dışı …’e verdiği 700.000-TL miktarlı kefaleti gösterdiği, ancak kefalet beyanında davacının imzasının bulunmadığı, davalının verdiği kefaletin davalı ile dava dışı … arasındaki iç ilişkide geçerli olduğu, bu nedenle davalının davacı şirketten sözleşme kapsamında talepte bulunmasının mümkün olmadığı, aksi halde davacının hem teminat mektubu nedeniyle davalıya hem de sözleşme nedeniyle dava dışı …’e ödeme yapmak zorunda kalacağı, davalının teminat mektubunu elinde tutmasının ve nakde çevrilmesini talep etmesinin iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, … Bornova Şubesi 262.104713.100 numaralı 20/08/2015 düzenleme tarihli, 15/12/2019 vadeli 700.000-TL bedelli teminat mektubunun iptali ile davacıya aynen iadesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu teminat mektubunun davanın açıldığı tarih itibariyle halen teminat vasfını koruduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin henüz tasfiye edilmediğini, davanın açıldığı tarih itibariyle taraflar arasındaki sözleşmenin halen yürürlükte olduğunu, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre karar verilmesi gerektiğini, davanın zamansız açıldığını, müvekkilinin dava dışı …’in davacıdan olan alacaklarına kefil olduğunu, davacının herhangi bir borcunun doğması halinde müvekkilinin kefil sıfatıyla sorumluluğuna gidileceğini, davacının eksik alınan ürün bakımından borcu bulunduğunu, davacının alım taahhütlerini yerine getirmediğini, davanın haksız olarak açıldığını, öte yandan ariyetlerin de halen iade edilmediğini, davacının iade etmediği demirbaş ve ariyetler nedeniyle cezai şart sorumluluğunun bulunduğunu, davacı ile dava dışı … arasındaki borç ilişkisi sona ermeden teminat mektubunun iade edilmesinin müvekkili açısından telafisi imkansız zararlara yol açacağını, İstanbul 10. ATM’nin 2020/256 Esas sayılı dosyasına sunulan fesih protokolü ile davacının dava dışı …’e 1.465 ton eksik ürün alımından kaynaklı borcunun bulunduğunu kabul ettiğini ve borcunu nakden ve defaten ödeyeceğini taahhüt ettiğini, dolayısıyla müvekkilinin rücu alacağının doğması ihtimali bulunduğundan teminat mektubunun iade edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı tarafından davalıya bayilik sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir. Davacı ile davalı … arasında, akaryakıt satışına ilişkin 31.12.2014 tarihli ve 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davalıya dava konusu … Bornova Şubesi’nin 262.104713.100 numaralı ve 20.08.2015 tarihli 15.12.2019 vadeli 700.000-TL bedelli teminat mektubunun verildiği, davalı … ile dava dışı … arasında 14.06.2018 tarihli devir mutabakatı ile taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan tüm borç, hak ve alacakların devralan … devredildiği, davacının ise davalı … ile aralarında sözleşmenin sona ermesine rağmen teminat mektubunun iade edilmediğini ileri sürerek teminat mektubunun iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır.Davacı ile davalı arasındaki bayilik sözleşmesi 31/12/2019 tarihine kadar devam ettiği halde, davacının da imzasının bulunduğu 14/06/2018 tarihli devir mutabakatı ile bahsi geçen sözleşme tüm hak ve borçları ile davalı … tarafından … devredilmesi ile davalı … sözleşmenin tarafı olmaktan çıktığı, … sözleşmenin tarafı haline geldiği, davacı ile … arasındaki bayilik ilişkisinin 31/12/2019 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı ile davalı arasındaki sözleşme ilişkisi 14/06/2018 tarihinde sona ermesine rağmen davalının davacıdan aldığı teminat mektubunu tutmakta haklı olup olmadığının üzerinde durulması gerekmektedir. “Sözleşmedenin devri” TBK’nın 205. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre sözleşmenin devri, sözleşmeyi devralan ile devreden ve sözleşmede kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarını devralana geçiren bir anlaşmadır. Devir anlaşmasının yapılması ile sözleşmenin bir tarafı değişse de sözleşmenin tüm hükümleri geçerli olmaya devam eder. Yeni taraf, sözleşmede kalan tarafa karşı, sözleşmeyi devredenin bu sözleşmeden kaynaklanan tüm haklarına sahip, aynı zamanda tüm borçları ile yükümlü olur. Diğer bir ifade ile sözleşmenin üstlenilmesiyle beraber, sözleşmeyi üstlenen kişi, yerine geçtiği tarafın hukuki durumunu kazanır. Bununla birlikte; teminat mektubu, garanti veren banka ile garanti alan muhatap arasında yapılmış bir garanti sözleşmesi olup muhatap değişikliği ancak bankanın kabulü ile gerçekleşir. Sözleşmenin devri ile birlikte teminat mektubunda muhatap sıfatının bankanın kabulü olmadan kendiliğinden devralana geçmesi mümkün değildir.Somut olayda, aksi kararlaştırılmadığından davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin dava dışı …..’e devri ile birlikte davacı ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişki 14/06/2018 tarihinde sona ermiştir. Taraflar devir sözleşmesinde dava konusu teminat mektubunun akıbeti hakkında herhangi bir hükme yer vermedikleri gibi sözleşmenin devrinden sonra da davacının devreden davalı … karşı sorumlu olmaya devam edeceğine ilişkin şart öngörmemişlerdir. Davalı …, teminat mektubunu elinde tutmasının gerekçesi olarak sözleşmeyi devralan … verdiği 700.000-TL miktarlı kefalet olduğunu ileri sürmekte ise de bahsi geçen kefalet sözleşmesi davalı şirket ile … arasında düzenlenmiş olup davacı şirket yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Diğer taraftan teminat mektubunde muhatap değişikliği ancak bankanın kabulü ile gerçekleşeceğinden sözleşmenin devri ile birlikte muhatap sıfatının kendiliğinden devralana geçmesi mümkün değildir. Bu durumda davacı ile davalı … arasındaki ilişkinin 14/06/2018 tarihli devir sözleşmesi ile sonra ermesi sonucunda teminat mektubunun da hükümsüz hale geldiği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 47.817-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 11.954,25‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 35.862,75-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 19/10/2023