Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/413 E. 2023/1575 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/413
KARAR NO: 2023/1575
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2020
NUMARASI: 2017/1187 Esas – 2020/250 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin 05.01.2017 tarihinde yapılacak İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenecek fuarda sergilenmek üzere toplam altı adet makineyi Ataşehir-Bakırköy taşıması için davalı … firması ile anlaştığını, davalı … firmasının taşımayı alt taşıyıcı olarak diğer davalı …’e yaptırdığını, …’in çalışanı olan sürücü …yönetiminde 02.01.2017 tarihinde taşımanın …-… plakalı taşıtla yapıldığını, aracın saat 22:00 sıralarında Bakırköy sahil yolu üzerinde seyir sırasında araç sürücüsünün gabariyi dikkate almadan taşınan makinelerden 1 adedini üst geçite çarptığını, bu makinenin de diğer makinelere çarparak yola düşürdüğünü, trafik ekiplerince sürücü hakkında KTK’nın 65. maddesi gereği trafik cezası uygulandığını, meydana gelen hasardan davalıların müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 10.000-TL’nin kaza tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …; hasardan haberdar olmadığını, taşıtın sahibi olmakla birlikte iddia konusu taşımaya gitmediğini, irsaliye düzenlemediğini, irsaliyenin şoför tarafından kesilmiş olabileceğini, yüklemede hata yapılmış olabileceğini, zarardan araç maliki sıfatı ile sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Ltd. Şti vekili; kazanın … plakalı dorseye-römorka uygunsuz ve gabari dikkate alınmadan yapılan yükleme sebebi ile meydana geldiğini, yüklemeden davacı tarafın sorumlu olduğunu, özensiz ve dikkatsiz yüklemenin hasar sebebi olduğunu, müvekkilinin TTK m.875/2 gereği sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı ile üst taşıyıcı davalı …Ltd. Şti. ve alt taşıyıcı … arasında bir kısım makinelerin taşıma işi için yapılan akit doğrultusunda, makinelerin araç içinde fiili sevki esnasında meydana gelen kaza sonucu oluşan hasar bedelinin tazmini talepli açılan dava uyarınca, taşıma güvenliğine uygun olmayan yükleme, istifleme, sabitleme, ambalaj noksanı nedeniyle davacının % 50 oranında, trafik şartlarına uymama, işletme güvenliğinin alınmaması nedeniyle davalıların %50 oranında kusurunun bulunduğu, sigorta ekspertiz raporunda tespiti yapılan 156.042,60-TL zarar bedelinin kadri maruf olduğunun belirlendiği, her iki davalının TTK’nın 888. maddesi uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davalıların kusuruna isabet eden zarar bedeli 78.000-TL’nin kaza tarihi 02/01/2017’den itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; emtianın ambalajlanması, istiflenmesi ve yüklenmesinin müvekkilinin sorumluluğunda olsa dahi meydana gelen kazanın oluş şekli düşünüldüğünde müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, kazanın üst geçide çarpma şeklinde meydana geldiğinden yüklemenin nizami yapılmış olması halinde dahi hasarın meydana geleceğini, davalıların işletme güvenliğine ilişkin tedbirleri almadığını, bu şekilde kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini ve % 100 oranında kusurlu olduğunu, kazanın şoförün dikkatsizliğinden meydana geldiğini, şoförün fiilinden davalıların sorumlu olduğunu, TTK’nın 878. maddesinin istifleme, yükleme ve ambalajlama hatasının bulunduğu durumlarda uygulama alanı bulabileceğini, somut olayda uygulanmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde; davacının yükleme işini doğru ve düzgün bir şekilde yapmış olması halinde böyle bir kazanın meydana gelmeyeceğini, kazanın yanlış yüklemeden kaynaklandığını, eşyanın gönderen tarafından yüklenmesinin sorumluluğu kaldıran hal olarak düzenlendiğini, hatalı bilirkişi raporuna dayalı karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı tarafından satışı yapılan makinelerin fuarda sergilenmek üzere taşınması işinin davalı şirket tarafından ve fiili taşıyıcı olarak diğer davalı tarafından üstlenildiği, emtianın nakliyesi sırasında taşınan makinelerden birinin üst geçide çarpıp devrilmesi ve diğer makinelere çarparak yola düşürmesi neticesinde emtialarda hasar oluştuğu anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK.’nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.Yine TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. TTK’nın 863/1 maddesinde “sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. TTK’nın 878. maddesi gereğince hasarın gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlamaya ya da eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılmasına bağlandığı hallerde taşıyıcı sorumluluktan kurtulmaktadır. Somut olayda, ambalajlama, yükleme ve istifleme işinin davacı gönderen tarafından yapıldığı tarafların kabulündedir. Bilirkişi raporunda makinelerin yetersiz ambalajlama, sabitleme ve istifleme nedeniyle davacının; yol kenarlarındaki ve üst geçitlerdeki uyarıların dikkate alınmadan yapılan seyir nedeniyle davalı taşıyıcıların yarı oranda kusurlu oldukları kabul edilmiş, mahkemece de bu şekilde sonuca gidilmiştir. Ancak hasarın araca yüklü emtianın üst geçide çarpması suretiyle gerçekleştiği, taşıyanın aracın yüklü halde yüksekliğini ve dolayısıyla geçebileceği alt geçitlerin yüksekliklerini ölçerek aracını uygun alt geçitlere yönlendirmesi gerektiği, bunun dışında taşıyıcının, taşınanı güvenli bir şekilde taşıyacak önlemleri almakla ve güzergahı belirlemekle yükümlü olduğu dikkate alındığında taşıtana izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığı, bu nedenle davalıların hasarın tamamından sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Davacıya istifleme, ambalajlama ve sabitlemenin yetersizliğinden dolayı kusur atfedilmiş ise de hasarın meydana geliş biçimi karşısında davacıya kusur atfedilemeyeceği dikkate alınmadan karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, gerekçesi itibariyle hatalı kararın kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından değişen gerekçeyle ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne 78.000-TL hasar bedelinin kaza tarihi 02/01/2017’den itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen davacıya ödenmesine, davalı şirket vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … Gıda. Paz. Dağ. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/03/2020 Tarih 2017/1187 Esas – 2020/250 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne, 78.000-TL hasar bedelinin kaza tarihi 02/01/2017’den itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen davacıya ödenmesine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 5.329-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL peşin harç 1.161,27-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.332,05‬-TL harcın mahsubu ile kalan 3.996,95‬-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan toplam 1.363,45‬-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya iadesine, Davacı tarafından yapılan 1.200-TL bilirkişi ücreti, 240,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.440,50-TL yargı giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacı lehine takdir olunan 10.940-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” Alınması gereken 5.328,18-TL istinaf karar harcından davalı … tarafından yatırılan 1.333-TL harcın mahsubu ile 3.995,18-TL’nin davalı …’tan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan 54,50-TL istinaf yargı giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/10/2023