Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/402 E. 2023/1371 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/402
KARAR NO: 2023/1371
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2020
NUMARASI: 2018/499 2020/622
DAVA: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, … Beyazıt şubesinden 28.12.2007 tarihli kredi sözleşmesi ile kullanılan krediye karşılık davalıya …’ye ait 15.04.2008 vadeli 9.000-TL ile …’ye ait 30.03.2008 vadeli 8.000-TL’lik iki adet emre muharrer senet verildiğini, senetlerin ödenmemesi üzerine kendilerinin banka ile anlaşarak taksitle ödemeye başladığını, borcun ödenmesi nedeniyle senetlerin istendiğini, senetlerin kaybedilmesi nedeniyle kendilerine iade edilmediğini ileri sürerek senet bedeli kadar zarara uğradıklarını ileri sürerek 17.000-TL zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, 2007 yılında kullandırılan kredi için senetlerin teminat olarak verildiğini,10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolduğunu, kambiyo vasfını yitirdiğinden dava açmakta hukuki yararın olmadığını, bankanın yerleşim yeri nedeniyle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ayrıca senetlerin davacıya teslim edildiğini ve üzerine teslime ilişkin şerh düşülüp fotokopilerinin alındığını, davacının senetlerin teslim edilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafça senetlerin bankaca kaybedildiği iddiasına karşın bankanın kıymetli evrak iptali davası açmadığı, dosyaya sunulan bono suretlerinde davacı şirket yetkilisinin imzasının olduğu, İTO kaydı ve imza sirkülerinden imzanın şirket yetkilisi …’ye ait olduğunun somut olarak tespit edildiği, davacı tarafça bono asıllarının değil suretinin verildiği ileri sürülmüş ise de bunun ispatlanamadığı gibi senetlerin vadelerinin 2008 yılı olması nedeniyle zamanaşımı sürelerinin dolduğu, zamanaşımına uğramış alacak nedeniyle davacının zarara uğramasının mümkün olmadığına dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, bankanın Beyazıt şubesinin 09.09.2014 tarihli yazısında davacının senetleri aldığını beyan ettiğini bankada hiç bir evrak bulunmadığını bildirdiğini,bankanın basiretli bir tüccar gibi hareket ederek senetleri iade ettiğine ilişkin açık yazı vermesi gerektiğini, senet fotokopisindeki imzaların senet alınırken yapıldığını, fotokopinin nasıl alındığını bilmediklerini, senetler bankada olduğundan işlem yapamadıklarını, hukukçu olan 3 kişilik heyetten rapor alınması talebinin reddedildiğini, senetler iptal edilse de borçludan tahsilatın nasıl yapılacağının açıklanmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı bankaya kredi borcu için verilen senetlerin bankaca kaybedilmesi nedeniyle borçlusundan tahsil edilemeyen senet bedelleri kadar zararın tahsili talebine ilişkindir. Davacı kredi teminatı olarak verilen lehtarları davacı olan 30/03/2008 vadeli 8.000-TL ile 15/04/2008 vadeli 9.000-TL’lik toplam 17.000-TL olan senet bedellerinin ödenmemesi üzerine kredi borcunun taksitle tahsil edildiğini, borcun bitmesine rağmen senet asıllarının iade edilmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise senetlerin zamanaşımının dolduğunu, ayrıca davacı şirket yetkilisine senet asıllarının iade edilip fotokopilerinin alındığını bildirmiş, davacı şirket yetkilisi fotokopinin ne zaman alındığını bilmediklerini bildirmiş ise de 28/10/2020 tarihli celsede senetleri kredi için verdiğini, borcun bir kısmını kapattığında senetleri istediğini ancak ancak tümü ödenmeden veremeyeceklerini bildirip fotokopilerini verdiklerini, borcu kapattıktan sonra aslını istediğinde senet asıllarının bulunmadığını bildirdiklerini beyan etmiştir. Senetlerin davacının kredi borcu için verildiği , 15/04/2008 tarihli 9.000-TL’lik bonoda keşideci … Parfümeri, lehtar davacı olup ; 30/03/2008 tarihli 8.000-TL’lik bonoda keşideci … parfümeri lehtar yine davacı görünmektedir. Dosyaya sunulan belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde senetlerin ödenmemesi nedeniyle protesto edildiği ve ödenmedikleri anlaşılmaktadır.09/01/2014 tarihli banka yazısından kredi borcunun tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça yargılamada ve istinaf aşamasında dayanılan bankanın 09/09/2014 tarihli Beyazıt Şubesi yazısında;” …. bizzat davacı tarafça, senetlerin bankaya teslim edildiğine ilişkin senet örnekleri şubeye teslim edildiğinden şubede senetlere ilişkin evrak bulunmadığı” bildirilmiştir. Dava konusu senetlerin bankaya teslim edildiği,senet asıllarının davacıya iade edildiği ise ispatlanamamıştır. Somut olaydaki gibi kaybedilen senet nedeniyle kaybeden bankadan tazminat talep edilebilmesi ancak senet ilgilisine başvuruda bulunulup alacağın tahsil edilememesi ve zarara uğraması durumunda ortaya çıkacaktır. Dava konusu senetlerde lehtar konumunda olan davacının öncelikle keşideciler aleyhine temel ilişkiye dayalı olarak yasal yollara başvuruda bulunup alacağını tahsil edememiş olması gerekmektedir. Davacının keşideciler aleyhine yasal yollara başvuruda bulunup alacağını alamadığı ve buna ilişkin tüm hukuki yolları tükettiği, dava dışı keşidecinin bu kayıptan yararlanarak davacı alacaklının alacağına kavuşmasını engelleyici davranış ve tasarruflarının varlığına ilişkin bir iddia ve ispatı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece bono suretlerindeki şerhe dayanılarak aslının iade edildiğinin kabulü doğru değil ise de; süresi içinde davacı tarafça keşideciler aleyhine yasal yollara başvuruda bulunup tüm yasal yolların tüketildiğine ilişkin bir iddia ve ispat olmadığından ,davalı banka hakkında açılan davanın erken açıldığı anlaşılmakla sonucu itibariyle doğru bulunan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/09/2023