Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/401 E. 2023/1370 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/401
KARAR NO: 2023/1370
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2020
NUMARASI: 2017/1105 Esas – 2020/316 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Davanın reddine ilişkin davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı ile aralarında 21/02/2008 tarihli” … Emlak Komisyonculuğu Franchise Sözleşmesi” düzenlendiğini, sözleşme 6. maddesi B bendinde Franchise İsim Ücreti olarak Franchise başlangıç ücreti haricinde her ay 200 TL + KDV ödenmesinin kararlaştırıldığını, 01/08/2012 tarihinden 01/06/2016 tarihine kadar ödenmemiş Franchise isim ücretlerinin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili, davacının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dava dışı … başkanı olduğu İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası bünyesinde ortak bir emlak portföy alt yapısı kurma düşüncesi ile davacının şirketi kurduğunu, emlak sektörü öncüleri ile … Franchise sözleşmeleri imzaladığını, … faaliyete geçeceği vaatleriyle bekletildiğini, portföy alt yapısı ve online satış ağı vaatlerinin fikir aşamasında kaldığını, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin hiç birini gerçekleştirmediğini, sözleşmenin iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup TBK 97. maddesi uyarınca davacının talepte bulunamayacağını, davacının sözleşme gereği kendi emlak komisyonculuğu işlemleri satışları reklamları hususunda hazırladığı metodlar ve teknikler bakımından kendisini bilgilendirmediğini, gerekli yardım ve destek için görevlendirmesi gereken elemanın görevlendirilmediğini, şirket elemanlarına periyodik olarak vermesi gereken satış eğitimini vermediğini, kırtasiye ve malzeme tedariki yapılmadığını, sözleşmenin imza aşamasında kaldığını, kendilerinin başlangıçta veya aylık isim ücreti ödemesi yapmadıklarını, sözleşmenin 7. Maddesi K ve M bendinin yerine getirilmediğini, davacının zamanaşımını gözeterek 2012 yılından itibaren talepte bulunduğunu, kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davada ispat yükünün davacıda olduğu,davacının sözleşmede kararlaştırılan edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini ispatlayamadığı, ticari defterlerini eksiksiz sunmadığı, sunulan kayıtların yasaya uygun tutulmadığı, davacı alacağının kendi defterlerinde kaydının bulunmadığını, tanık beyanlarının soyut nitelikte olduğu, TBK 97 md. uyarınca kendi borcunu ifa etmeyen davacının karşı taraftan talepte bulunamayacağına dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalının ödemezlik definin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, ödemezlik definin karşılıklı borçlar için ileri sürülebileceğini, Franchise isim ücretinin asıl edim olup davalının destek elemanı görevlendirmediği, konferans ve seminer vermediği, kırtasiye ve malzeme tedarik etmediğini ileri sürerek isim ücreti ödemesinden kaçınamayacağı, üstelik tanıkların davacının toplantılar düzenlediği, davalının da buna katıldığına ilişkin beyanlarının bulunduğunu, davacının diğer bayilere hizmet verirken davalıya vermemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,ticari defterlerde kaydın olmamasının yükümlülüklerin yerine getirilmediği anlamına gelmeyeceğini, bilirkişinin borcun mevcut olduğunu saptadığını ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, Franchise isim ücreti bedellerinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.Davacı, 21/02/2008 tarihli Franchise sözleşmesine dayanarak 2012-2016 tarihleri arasında ödenmeyen isim ücreti bedelinin tahsilini istemiş, davalı sözleşme koşullarının yerine getirilmediğini savunmuştur. Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında 01/08/2012 tarihinden 01/06/2016 tarihine kadar ödenmeyen isim ücretleri bedellerini faizi ile birlikte takibe konu ettiği belirlenmektedir.Taraflar arasında düzenlenen 21/02/2008 tarihli “…KOMİSYONCULUĞU FRANCHİSE SÖZLEŞMESİ” 2. maddesinde sözleşme süresinin 10 yıl olup daha erken bir tarihte fesh edilmedikçe başlangıç tarihinden 10 yıl sonra sona ereceği, 5. Maddesinde Franchıse Alana sunulacak Hizmetler başlığı altında ” 1. Paragrafında özetle Franchise veren Franchise alanı Wec International “sistemiyle ilgili kendi emlak komisyonculuğu işlemleri, satışları, reklamları hususlarında hazırlamış olduğu metotlar ve teknikleri bakımından bilgilendireceği, Franchise alana gerekli yardım ve desteği sağlamak üzere bir eleman görevlendireceği, sistemle ilgili olarak bazı örnek formları, zaman zaman gerekli olan kırtasiye malzemelerini , kartvizitleri, levhaları ve modern bir emlak komisyonculuğu faaliyetlerini yerine getirmek amacı ile gerekli olabilecek her türlü malzemeyi basıp dağıtmayı, franchise alanların elemanlarına periyodik olarak satış eğitimi vereceği, bu eğitimlerin Franchise verenin belirlediği yer ve zamanda yine onun tarafından belirlenen elemanlarca sağlanacağı, eğitimlere piyasanın o zamanki şartlarına ilişkin satış motivasyonu, ,satış stratejileri, reklam ve finans konularında uygun gördüğü seminerlerin dahil edileceği, bunlar için ayrı ücret talep edilmeyeceği, ayrıca her türlü gideri Franchise verene ait olmak üzere Müşteri temsilcisi adı altında aynı ofis içinde kendi başına çalışmasına ya da başka kişilerle birleşip çalışma grupları oluşturmasına izin verileceği, 2. Paragrafta ise Franchise alana ve diğer franchise alanlara emlakçılıkla ve bununla sınırlı olmamak üzere ipotek, sigorta,ev güvenceleri ve haberleşme sistemleri ile ilgili servisleri ve ürünleri tanıtma ve sunma hakkını elinde tuttuğu, bu ürünlerin veya servislerin Franchise Alanın kullanımına hazır olduğunu yazılı olarak bildireceği, bunun bildirimi halınde Franchise alanın 60 gün içinde masrafı kendisine ait olmak üzere gerekli her türlü ekipmanı, ürünü, veya servisi , bilgisayar yazılımları da dahil olmak ve bununla sınırlı olmamak üzere sağlayıp kullanmaya başlayacağı , ancak bu paragraftakileri Franchise veren tarafından Franchise alanın kullanımına sunulacağı hususunda bir yükümlülük aldığı olarak yorumlanmayacağı ” 6 . Maddesinde Franchise Alanın Finansman yükümlülükleri başlığı altında 6/A maddesinde sözleşmenin imzalanmasıyla özetle başlangıç ücreti ödenmeyeceği, 6 /B maddesinde Franchise alanın Franchise verene Franchise verenin merkez ofisinde veya tayin ettiği başka bir yerde Franchise başlangıç ücreti haricinde her aybaşı düzenli olarak franchise verenin başlattığı tarihten itibaren 200-YTL+ KDV nin davacının belirlenen banka hesabına her ayın ilk 5 gününe kadar yatırılacağı, gecikme halinde aylık %5 oranında faiz ödeneceği , sonraki yıllarda bu ücrete yıllık TÜFE oranında artış yapma hakkının saklı tutulacağı ” kararlaştırılmıştır. Taraflarca sözleşme fesh edilmemiştir. Ancak, davalı sözleşmenin hiç bir zaman yürürlüğe girmediğini, davacının zamanaşımı dolmasına yakın 2012 yılından itibaren talepte bulunmasının kötü niyetli olduğunu ayrıca TK 97 maddesi uyarınca davacının yükümlülüklerini yerine getirmeden talepte bulunamayacağını savunmuştur. Taraf vekilleri tanık deliline dayanmış, davalı taraf bilahare tanık dinlenmesinden vazgeçtiğini bildirmiş, davacı tarafça bu talebe itiraz edilmemiş, davacı tanıkları dinlenmiş, davacının yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının toplantılara katılıp görüş bildirdiğini, kendilerinin aidat ödemesini yaptığını, davalının ödeme yapmadığı şeklinde beyanda bulunmuşlardır.Mahkemece resen taraf defterleri üzerinde süresinde başvuru halinde defter incelenmesine aksi taktirde ibrazdan kaçınılmış sayılmasına ilişkin karar verilmiş, davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ,ve icra takibine konu ettiği talepleriyle ilgili kayıt bulunmadığı davalının 2011 yılından intikal eden borç bakiyesinin 26.84-TL olup davacının cari hesap bakiyesi talebinin olmadığı,yevmiye ve kebir defterlerinin sunulduğu, ticari ilişkinin ayrıntısını gösteren muavin defter dökümünün de sunulmadığı bildirilmiş, sözleşme gereği takibe konan alacakla ilgili sözleşme hükümlerine göre hesaplama yapılmıştır.Taraflar arasındaki Franchise Sözleşmesi 5. Madde 1. Paragrafında Franchise verenin Franchise Alana sunacağı hizmetler kararlaştırılmıştır. Davacı bu hizmetleri sunduğuna ilişkin bir delil de sunmamıştır. Davacı 2008 yılında düzenlenen sözleşme için 2012 ile 2016 yılları arasındaki isim ücretini talep etmiş, davacının daha öncesinde ücret ödediğine ilişkin bir iddiası ve ispatı olmadığı gibi sözleşmede artış maddesi olmasına rağmen 2008 yılında belirlenen ücret üzerinden talepte bulunmuş, kendi defterlerinde dava konusu alacakla ilgili bir kaydın olmadığı, defterler usulüne uygun tutulmamış olduğundan sahibi lehine delil teşkil etmediği belirlenmiştir.HMK 190/1 maddesinde ” İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça , iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmü uyarınca davacının davaya dayanak yapılan Franchise sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının bu sözleşmeye dayanarak faaliyette bulunduğunu,sözleşmeden davalı tarafın yararlandığını gösterir bir delil sunamadığı , sözleşmenin hayata geçirildiğini ispatlayamadığı, tanıkların toplantıya katıldığına ilişkin beyanlarının sözleşmenin fiilen hayata geçirildiği ve davalının Wec İnternational sistemini kullandığını ispatlayan mahiyette olmadığı, TBK 97. Maddesi uyarınca kendi edimine yerine getirmeyen davacının karşı taraftan hak talep etmesinin yasal olmadığı gözetilerek karara yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir Açıklanan nedenlerle ;istinaf sebebleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 215,4‬5-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/09/2023