Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/392 E. 2021/402 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/392
KARAR NO: 2021/402
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 08/10/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/706 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacılar vekili, davacılardan …’in Şile’de bulunan ”…” isimli işletmenin ruhsat sahibi olduğu, 24/10/2019 tarihinde yapılan sözleşme ile söz konusu işletmenin ruhsatının …’in ortak ve yöneticisi olduğu, diğer davacı …’ne devretmek üzere gerekli başvuruları yaparak devir işlemlerinin gerçekleşmesinin akabinde …’in şahıs şirketini kapatarak … A.Ş.’deki hisselerin %20’sini davalı …’e ve %20’sinin de diğer davalı …’ya devretmesi konusunda anlaşmaya varıldığı, bu sözleşmeye ek olarak 20/01/2020 tarihinde ek bir protokol düzenlendiği ve söz konusu hisselerin davalılara devredilmesi karşısında davalılar tarafından 600.000- TL ile işletme yatırım giderleri için 300.000- TL olmak üzere toplam 900.000- TL’nin ödenmesi hususunun kararlaştırıldığı ve ödenen söz konusu 900.000- TL bedele karşılık teminat olarak vadesi doldurulmamış şekilde 900.000- TL bedelli senet verildiği ve belirtildiği şekilde …’nin yönetim ve işletme yetkisinin davalı …’ya bırakıldığı, ancak davalılar tarafından Kartal … Noterliği’nin 25/08/2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin fesih edildiğinin bildirildiği, davacının sözleşme nedeni ile üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiği halde davalıların kötü niyetli olarak sözleşmeyi fesih ettiği; söz konusu 900.000- TL bedelli teminat senedinin üzerinde ”teminat senedi” ibaresi bulunmamakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmeye atıf yapılarak verildiğinin açıkça belli olduğu ileri sürülerek; söz konusu 900.000- TL bedelli bononun tamamen sözleşmeye bağlanmış olan bir teminat senedi olduğunun ve nakde çevrilmesi için gerekli şartların oluşmadığının tespitine; davacı tarafın davalılara karşı 900.000- TL’ bedelli bir senet borcu bulunmadığının tespitine; davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranıp davacı şirketin işletmesini zarara uğratmış olduğunun ve sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak fesih edildiğinin tespitine karar verilmesi talep ve dava edilerek söz konusu 900.000- TL bedelli bononun takibe konulmaması için gerekli görülmesi halinde teminat karşılığı olarak ihtiyadi tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, söz konusu 23/09/2020 ve 29/09/2020 tarihli dilekçelerle ileri sürülen icra takibinin durdurulmasına yönelik tedbir talebi yönünden tüm dosya kapsamı üzerinden yeniden yapılan irdeleme sonunda davanın niteliği, dayanılan sözleşme ve ek protokol içerikleri, ihtarnameler, davacı tarafın davadan elde etmek istediği hukuki yarar yönünden dayanılan sözleşmeye göre taraflarca üslenilen edimlerin dosya kapsamı ile ihtilafsız tatmin çerçevesi, yakın ispata ilişkin kurallar, menfaat dengeleri, şikayet tarihi ve soruşturma dosyası kapsamı, tedbir talebinin karşılanıp karşılanmaması ihtimallerinde söz konusu olabilecek etkilere bağlı hukuki yararlar, ihtiyati tedbire ilişkin yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir talebinin yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle mevcut kapsam ve aşamaya bağlı olarak icra takibinin durdurulmasına yönelik olarak ileri sürülen söz konusu tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile; davaya konu senedin teminat senedi olarak düzenlendiğini, bu hususun taraflar arasındaki sözleşmede açıkça kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki ticari sözleşmede müvekkilinin sözleşme ile üzerinde düşen edimi yerine getirmesine rağmen, davalılar tarafından üzerine düşen edimlerin yerine getirilmediğini, davalıların ek protokolde teminat senedi olduğu açıkça kararlaştırılan senedin boşluklarını doldurmak suretiyle icra takibine koyduğunu, icra takibi nedeniyle müvekkilinin ticari faaliyetlerinin durduğunu, kazancını kullanamadığını ileri sürerek, icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, kambiyo senedinden ve kambiyo senedine istinaden başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacılar, davalılar tarafından başlatılan icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını talep etmişlerdir.İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı Kanun’un 390/3 maddesinde, ”Tedbir talep eden taraf,  dilekçesinde  dayandıgı ihtiyati tedbir sebebini  ve türünü açıkca belirtmek ve  davanın esası yönünden  kendisinin haklılıgını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İİK 72. maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden de; geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği HMK hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin koşulları kapsamında haklığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.Somut olayda, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, yaklaşık ispat koşulu henüz gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mahkemece, dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 18/03/2021