Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/372 E. 2023/852 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/372
KARAR NO: 2023/852
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2020
NUMARASI: 2019/271 Esas 2020/591 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2023
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davacı vekili ev davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı ilamsız icra takip dosyası ile toplam 3.175,52-TL+112,16-USD+62.400,93-EURO alacak üzerinden icra takibi başlattığını ancak taraflar arasında yapılan mutabakata göre davalıya sadece 3.145,66-TL borcun bulunduğunu, bu miktar dışındaki borçların gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, icra takibindeki USD ve EURO olarak talep edilen alacak miktarı yönünden borçlu olmadıklarının tespitine ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin davacıya taşıma hizmeti verdiğini, taraflar arasındaki taşımaya dayalı ticari ilişkinin 3 ayrı hesaptan takip edildiğini, davacı tarafın mutabakat olarak belirttiği borcun yalnızca Türk Lirası hesabına ilişkin olduğunu, bu hesaba ek olarak USD ve EURO hesaplarında da icra takibinde belirttikleri alacağın mevcut olduğunu belirterek, davanın reddine ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflara ait ticari defterler üzerinde mali müşavir bilirkişiye yaptırılan inceleme sonucunda, tarafların kendi ticari defterlerinde yer alan alacağın HMK’nın 222. maddesi gereğince kendileri yönünden bağlayıcı olduğu, bu bağlamda menfi tespit istemine konu edilen USD ve EURO alacağı yönünden değerlendirme yapıldığında, davacı tarafın davalıya 97,85-USD ve 31.700-EURO borcu bulunduğu, bu borcun dışında kalan bakiye 14,31-USD ve 30.700,93-EURO yönünden davacı tarafın borçlu olmadığı gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1) Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davaya konu icra takibinin başlatılmasını müteakiben taraflar arasında 31/12/2015 tarihinde mutabakat mektubu imzalandığını, söz konusu belge incelendiğinde müvekkilinin davalıya yalnızca 3.145,66-TL borcunun bulunduğunun görüleceğini, nitekim aynı mutabakat kapsamında kararlaştırıldığı üzere icra takibinin takipsiz bırakılarak düşürüldüğünü ancak davalı tarafça haksız ve kötüniyetli olarak icra takibinin yenilendiğini, sonrasında da müvekkilinin banka hesaplarına haciz uygulandığını ve davalının defter ve belgelerinin bilirkişi tarafından incelenmesi sonucunda, 26/01/2016 tarihli mutabakatın davalının defterlerine işlendiğinin ve müvekkilinin sunduğu mutabakat mektubuyla söz konusu cari hesabın kapatıldığının tespit edildiğini ancak mahkemece bu hususun göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kısmen reddedilen bölümünün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. 2) Davalı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkili tarafından davalıya karşı başlatılmış icra takibine konu alacağın içinde TTK m.863/3’te düzenlenen demuraj/bekleme ücretlerinin de bulunduğunu, bu alacakların mahkemece kabul edilmemesinin doğru olmadığını, müvekkilinin araçlarının davacının ihmali sebebiyle toplamda 152 günlük bekleme yaptığını, bu zararın davacı tarafından karşılanması gerektiğini, bekleme nedeniyle davacının herhangi bir itirazının yapılmamış olduğunu ve ödeneceğinin müvekkiline belirtildiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de Uluslararası Nakliyeciler Derneğinin yayınladığı bekleme ücretleri tarifesine göre hesaplanma yapılıp hüküm altına alınması gerektiğini, bu kapsamda yargılamada belirtilen dernekten 2014 yılı tenteli römorkun günlük bekleme ücretinin sorulmasının istenildiği ancak bu husus yerine getirilmeyerek eksik inceleme ile karar verildiğini ve dosyaya sundukları beynelminel hamule senetlerinde yükün ne zaman yüklendiği, gümrüğe vardığı ve teslim aldığının görüldüğünü, ayrıca bu kayıtların gümrük müdürlüğünden de istenilebileceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bekleme ücreti alacaklarının olmadığına dair kısmının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, sadece tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişiye yaptırılan incelemeye göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu Bakırköy … İcra Dairesinin … (yeni Esas sayısı …) Esas sayılı ilamsız icra takip dosyasının incelenmesinde, takip tarihinin 04/02/2015, alacaklının davalı şirket, borçlunun da davacı şirket, asıl alacağın 3.145,66-TL, 111,12-USD ve 31.700-Euro, işlemiş faizin 29,86-TL, 1,04-USD ve 300,93-Euro, bunlara ek olarak plaka numaraları belirtilen dorselere ilişkin süreleri de belirtilen günlük 200 Euro’dan hesap edilmiş toplam 30.400-Euro bekletme alacağı olmak üzere toplam alacağın 3.175,52-TL, 112,16-USD ve 62.400,93-EURO (harca esas değer 174.769,10-TL), takip dayanağının 31/12/2014 itibariyle TL, USD ve Euro üzerinden tutulan 3 adet cari hesap ve yine 31/12/2014 itibariyle plaka numaraları belirtilen dorselere ilişkin süreleri de belirtilen günlük 200 Euro’dan hesap edilmiş bekletme alacağı olduğu; takip talebinin ekinde takip dayanağı olan cari ekstreler ve 7 adet beynelminel hamule senedinin bulunduğu; ödeme emrinin borçluya 27/02/2015’te tebliğ edildiği, takip kesinleştiğinden borçlu adına kayıtlı araçların üzerinde haciz konulduğu; 15/04/2019 tarihinde alacaklı vekilinin dosyanın yenilenmesini ve gerekli haciz işlemlerinin yapılmasını istediği, dosyanın 2019/6974 numaralı yeni esas numarasına kaydedildiği, icra dairesince 19/06/2019’da dosya borcunun tamamı teminat altına alındığından ve mahkeme veznesine de %15 oranında teminat yatırıldığından dosyadaki hacizlerin borçlu vekilinin talebi üzerine kaldırıldığı görülmüştür. Davaya dayanak teşkil eden icra takip dosyasından da görüldüğü gibi takip, taraflar arasındaki taşıma ilişkisinden kaynaklı cari ekstreler ve beynelmilel hamule senetlerine dayanmaktadır. Davalı vekili de, cevap ve delil dilekçeleriyle söz konusu belgelerle birlikte taşma faturaları, gümrük belgeleri ve başkaca belgeleri dosyaya sunmuştur. Ancak mahkemece, söz konusu iddia ve belgelerden hareketle davalının bekleme ücreti için taşıma hukukuna ilişkin hiç bir araştırma ve inceleme yapılmadan sadece muhasebe kayıtları üzerinde yapılan mali müşavir bilirkişi raporuyla söz konusu alacakların bulunmadığı sonucuna varacak şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, bu yönüyle dava konusu uyuşmazlığı aydınlatmaktan uzaktır.Mahkemece TTK m.863/3’te yer alan “Taşıyıcı, sözleşme hükümlerine dayanarak veya kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul yükleme veya boşaltma süresinden daha fazla beklerse, bekleme ücreti olarak uygun bir ücrete hak kazanır.” düzenlemesi gereğince, davalının makul yükleme veya boşaltma süresinden daha fazla bekleme yapıp yapmadığı, yapmışsa bunun neden kaynaklandığı, icra takibindeki bekleme ücreti talebinin haklı olup olmadığı, haklı ise ne kadar alacağın bulunduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti için tarafların bu konuda ellerindeki bilgi-belgeleri sunması istenerek ve taşıma işlerine ait gümrük ve taşıma belgeleri dosyaya getirtilerek, taşıma konusunda uzman bir bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli taraf ve mahkeme denetimine elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, salt ticari defterlere dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ve bu aşamada davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2020 Tarih 2019/271 Esas 2020/591 Karar sayılı hükmünün HMK m.353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”,Bu aşamada davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,Davacı ve davalı tarafından yatırılan (davacı 59,30-TL, davalı 59,30-TL) peşin istinaf karar harçlarının ayrı ayrı kendilerine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2023