Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/359 E. 2021/282 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/359
KARAR NO : 2021/282
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2020 (Ara Karar)
NUMARASI : 2020/512 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/03/2021
İlk derecemahkemesince verilen 23/10/2020 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacılar vekili; müvekkillerinin davalı şirketin 140/420 oranında eşit şartlarda ortağı olduğunu, şirketin aile şirketi olduğunu,şirketin 2 yıla yakın bir süredir iştigal alanlarından uzaklaşıp faaliyetlerinin davalı şirket YK tarafından askıya alındığını, müvekkillerinin oluru alınmaksızın şirket taşınmazlarının satılmaya başlandığını, 30/09/2020 tarihli ihtarname ile müvekkili …’nın yasa gereği yönetim kurulu üyesi atanması taleplerinin yerine getirilmesi için olağanüstü ya da olağan genel kurul toplantısı yapılmasının istenildiğini, davalı şirketin 22/10/2020 tarihinde kendi yetki alanını genişletmek amacı ile olağanüstü genel kurul kararı aldığını ve bu kararda taleplerine yer verilmemesi üzerine ihtarname ile gündeme ilave yapılmasını ya da mevcut gündemin dilek ve temenniler bölümünde görüşülmesi hususlarının tebliğ edildiğini, bu talebinde kabul görmediğini, bu nedenlerle davalı şirket adına kayıtlı bulunan taşınmazların 3. şahıslara devir ve temlik edilmesini önleyecek ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu taleplerinin yerinde bulunmaması halinde tapu kayıtlarına davalıdır şerhi konulmasını, müvekkillerinin 1/3 oranında ortağı bulundukları … A.Ş.’den adına müvekkillerinden TTK 360 vd madde gereğince …’nın yönetim kurulu üyeliğine atanması hususunda taraflarına olağanüstü genel kurul yapma yetkisinin tensip kararı ile birlikte verilmesini, yapılacak yargılama ile şirketin tasfiyeye esas olmak üzere kayyım atanması ile şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının taleplerini kabul edilmesini gerektirir şekilde haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği gerekçesiyle taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili; talep konusu dava ile tamamen aynı olan İstanbul BAM 12.HDnin 2020/848 esas sayılı ilamı dikkate alınmaksızın farklı gerekçelerle talebin reddedildiğini, azınlık haklarının korunması ve şirket tasfiyesi talebinin müvekkillerinin ortağı bulunduğu şirket üzerine kayıtlı taşınmazlarının tasfiye ile yapılabileceğini, kararda belirtildiği gibi şirkete ait taşınmaz sayısının 153 adet olmadığını, bu sayının tarafların müşterek olduğu 8 adet şirkete ait taşınmazların bütünü olduğunu, ayrıca şirketin iştigal konusunun gayrimenkul alım satımı olmadığını, bu taşınmazların şirketin ayni malvarlığı olduğunu, tedbir kararının şirket iştigal alanını kısıtlamayacağını, bu nedenlerle kararın kaldırılarak talebi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, davacı …’nın yönetim kurulu üyeliğine atanması hususunda taraflarına genel kurulu toplamak üzere çağrıya tedbiren izin verilmesi ve anonim şirketin fesih ve tasfiye istemine ilişkin olarak şirket adına kayıtlı bulunan taşınmazların 3.kişilere devir ve temlikini önleyecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. TTK nun 412.(1)maddesinde pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin talepleri yönetim kurulu tarafından red edildiği veya isteme yedi iş günü içerisinde olumlu cevap verilmediği takdirde ,aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine ,genel kurulun toplantıya çağrılmasına karar verebilir.” hükmünü haizdir. Dava dilekçesinde ; fesih ve tasfiye istemi ile birlikte çağrıya izin verilmesine ilişkin talep sonucu mevcuttur. İhtiyati tedbir isteminin talep sonucuna ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Esasa dair bir kararın ihtiyati tedbir şeklinde talep edilmesi hukuka uygun değildir.İstek TTK 531.maddeye dayalı haklı sebeb dayalı fesih istemine ilişkin olup,geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK 389 vd.maddeleri uygulanmalıdır.6100 Sayılı HMK 389/(2) Maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” Ayn yasanını 390 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir.Öte yandan açılan fesih ve tasfiye davasında da kural olarak ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için de , mahkemenin ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gereklidir. Davanın bulunduğu aşama ve sunulanların değerlendirilmesinde yaklaşık ispat düzeyine ulaşılmadığı anlaşılmaktadır. Benzer bir başka dosyada verilmiş bulunan tedbir kararı somut olaya uygun düştüğü ölçüde emsal alınabilecek olup , her dosyada sunulan delillerin ayrıca değerlendirilmesi gerekir. İhtiyati tedbir isteminin yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden, isteğin reddine ilişkin ara kararına karşı davacılar vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmemiş, başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90- TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/03/2021