Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/328 E. 2023/1297 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/328
KARAR NO: 2023/1297
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2020
NUMARASI: 2018/526 Esas – 2020/252 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/09/2023
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında 01.02.2014-01.02.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere servis taşıma sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin bu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen borçlunun müvekkilinin alacaklarını ödemediğini, dava konusu alacağın borçluya faturalarla tebliğ edidiğini ve tarafların ticari defterlerine işlendiğini, ancak borçlunun müvekkilinin tüm taleplerine rağmen ödemelerini aksattığını ve nihayetinde 11.12.2014 tarihli cari hesap ekstresi ile de sabit olan bir kısım borcunu ödemekten kaçındığını, müvekkilince 47.130,88-TL alacağın tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun alacağın 29.772,56-TL asıl ve 2.048-TL faiz alacağına itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız olduğunu belirterek, davalının takibe yönelik kısmi itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin, davacı şirket ile sözleşme yapmadan önce kendi bünyesinde çalışan … ve … isimli şoförlerin kullandığı araçlar ile öğrenci servisi işini yaptığını, davacı şirket ile görüşüp anlaşma sağlayınca, davacı şirketin öğrencileri tanıdıkları ve adresleri bildikleri için eski servis şoförlerinin işe devam etmesini, ücret ve SGK primlerini ödeyeceklerini taahhüt ettiğini, ancak adı geçen şoförlerin maaşları ve SGK primlerinin davacı şirket tarafından ödenmediğini, müvekkili tarafından gerekli ödemelerin yapıldığını, müvekkilinin, davacı şirketin ödemesi gerektiği halde ödemediği ve kendisinin ödemek zorunda kaldığı kalemler için davacı şirkete 19.02.2015 tarihli 29.722,56-TL’lik yansıtma faturası kestiğini, müvekkilinin işbu fatura nedeniyle davacıdan alacağının bulunduğunu, davacı şirketin müvekkili hakkında icra takibi başlatması üzerine takip konusu borcun belirtilen yansıtma faturası bedeli olan 29.722,56-TL’lik kısmı ve faizine itiraz ettiklerini, müvekkilinin, davacı şirketin ödemesi gereken şoför maaşları ile SGK primini ve vergisini ödemek zorunda kalarak ödemiş olduğu bu bedelleri davalıya fatura etmiş olmakla, davacıya borcunun kalmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında 01.02.2014-01.02.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere servis taşıma sözleşmesi akdedildiği, davacının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için 47.130,88-TL asıl alacak, 2.048-TL işlemiş faiz alacağı için takip başlattığı, bilirkişi tarafından tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde, davacının takip tarihi itibari ile 47.080.91-TL asıl alacak ve 2.264,25-TL işlemiş faiz alacağının bulunduğunun tespit edildiği, davalı-borçlu tarafından icra takip dosyasında alacağın 17.358,32-TL’lik kısmına itiraz edilmediğinden takibin bu miktar yönünden davadan önce kesinleşmiş olduğu dikkate alınarak, davacının takip tarihi itibari ile alacaklı bulunduğu 47.080.91-TL asıl alacaktan itiraz edilmeyen alacak miktarı düşülerek takibin 29.723,41 TL asıl alacak ve 2.048-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.771,41 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının takibe yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 29.723,41-TL asıl alacak ve 2.048-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.771,41-TL üzerinden devamına, kabul edilen kısım yönünden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; bildirmiş oldukları tanıklar dinlenilmeden karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, davacı şirket ile sözleşme imzalanmadan önce müvekkilinin kendi bünyesinde işçi olarak çalışan … ve … isimli şoförlerin kullandığı araçlar servis işini yaptığını, davacı şirketin müvekkili ile görüşüp anlaşma sağlayınca, eski servis şoförlerinin işe devam etmesini, ücret ve SGK primlerini kendilerinin ödeyeceklerini taahhüt ettiğini, ancak davacının adı geçen şoförlerin maaş ve SGK primlerini ödemediğini, bu nedenle ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını, sözleşme içeriğinden, araçların şoförlü olacağının anlaşıldığını, müvekkilinin, davacı şirketin ödemesi gerektiği halde ödemediği ve kendisinin ödemek zorunda kaldığı kalemler için davacı şirkete 19.02.2015 tarihli 29.722,56-TL’lik yansıtma faturası düzenlediğini, müvekkilinin işbu fatura nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunu, bilirkişinin şoför maliyetinin sözleşme kapsamında olmadığı yönündeki değerlendirmesinin dayanağının bulunmadığını, sözleşme tarihinde şoförlü ve şoförsüz araçların kiralama bedeli araştırılmadan eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, müvekkilince düzenlenen faturadaki alacağın davacı alacağından takas ve mahsubunun gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan servis taşıma sözleşmesi kapsamında verilen taşıma hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında, davacı tarafından davalıya 01.02.2014-01.02.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere taşıma hizmeti verilmesi hususunda sözleşme akdedildiği, sözleşme gereği davacının servis hizmeti vererek takibe dayanak faturaları düzenlediği, ödenmeyen bakiye alacağın tahsili istemiyle davalı aleyhine 47.130,88-TL asıl alacak ve 2.048-TL işlemiş faiz alacağı için takip başlatıldığı, davalı borçlunun borcun 17.357,50-TL’lik kısmını kabul ederek 29.772,56-TL asıl alacak ile 2.048-TL işlemiş faize itiraz ettiği, davacının dayanak faturalarındaki hizmet bedeline ilişkin olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davalının, servis hizmetinin kendi sigortalı şoförler aracılığıyla verilmesi nedeniyle, şoförlerin maaş ve sigorta primlerinin davacı tarafından üstlenilmesine rağmen ödenmediği gerekçesiyle, kendi ödemiş olduğu tutarların davacının alacağından düşülmesi gerektiğini ileri sürdüğü anlaşılmakta olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, servis hizmetinde çalışan davalının sigortalı şoförlerinin maaş ve sigorta primlerinden kimin sorumlu olduğu hususuna ilişkindir. Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde; davacının ticari defterlerinde davalıdan 49.080,91-TL alacaklı olduğu, davacının faturalarından 31.03.2014 ve 30.04.2014 tarihli faturalar dışındakilerin davalının ticari defterlerinde de kayıtlı bulunduğu, davalının düzenlediği 19.02.2015 tarihli 29.722,56-TL tutarlı faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Davacının üstlendiği taşıma hizmetinin davacının araçlarıyla, davalının sigortalı çalışanı olan şoförler aracılığıyla verildiği sabittir. Taraflarca akdedilen sözleşmenin taşıyıcının yükümlülükleri başlıklı kısmında, şoförlerin sağlık raporlarının iş yerine taşıyıcı tarafından verileceği belirtilmişken, iş yerinin yükümlülükleri başlıklı kısmında ise “şoförlerimiz saç sakal tıraşlı ve kravatlı olacaktır, şoförlerimizde yaka tanıtım kartı ve mobil iletişim cihazları olacaktır” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu hükümler dikkate alındığında, servis araçlarının davacı taşıyıcı tarafından tahsis edileceği, araçların davalının şoförleri tarafından kullanılacağı anlaşılmaktadır. Sözleşmede davalının kendi sigortalı çalışanı olan şoförlerin maaş ve sigorta primlerinin davacı taşıyıcı tarafından üstlenildiği yönünde herhangi bir hüküm de yer almamaktadır. Uyuşmazlık miktarı itibariyle bu hususun tanık delili ile kanıtlanması da mümkün değildir. Bu durumda davalının düzenlediği 19.02.2015 tarihli 29.722,56-TL yansıtma faturasının dayanağı bulunmadığından, mahkemece davacının bakiye hizmet bedeli alacağı bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.170,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 542,57‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.627,73‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 53-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/09/2023