Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/321 E. 2021/297 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/321
KARAR NO : 2021/297
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2020 (Ek Karar)
NUMARASI: 2020/36 D. İş-2020/43 Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Yetki itirazının kabulüne yönelik hükmün ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Alacaklı vekili; davalı şirketin borcuna karşılık 30/04/2017 düzenleme tarihli, 05/08/2018 vade tarihli 2.200.000-usd bedelli senet verdiğini, davalının malları kaçırma tehlikesi olduğunu, bu nedenlerle 50.000-USD üzerinden borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız, aksi takdirde düşük oran ile ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE SÜREÇ:Mahkemece, ihtiyati haciz talebinin kabulüyle 50.000-USD alacak yönünden borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacakları üzerine %15 teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.İtiraz eden vekili; ihtiyati haciz kararından henüz haberinin olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu,borçlunun adresinin Bağcılar/İst.olduğu bu nedenle Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, senet üzerindeki Kartal ibaresinin yetki sözleşmesi olarak kabulünün mümkün olmadığını, yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için sözleşme taraflarının tacir olmaları gerektiğini, senet üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisinin olmadığını bu nedenlerle yetkisiz mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece; ihtiyati hacze konu alacak ile ilgili İstanbul Anadolu 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/127 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmış olması sebebiyle ihtiyati hacze itirazın itirazın iptali davası dosyasında görülmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş,bu kararın istinafı üzerine Dairemizin 2020/1098 Esas-2020/963 Karar sayılı ve 08/10/2020 tarihli kararıyla; ihtiyati haczin kaldırılmasını isteyen (borçlu) vekilinin itirazının İİK’nun 265. maddesi çerçevesinde incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, İcra hukuk mahkemesinde yetki ve imzaya itirazın esasa ilişkin bir dava olmadığı da gözden kaçırılarak karar verildiği gerekçesiyle; ek kararın kaldırılmasına, itiraz eden (borçlu) vekilinin itirazı ve karara bağlanmak üzere dosyanın ek kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
EK KARAR: İlk Derece Mahkemesi’nce;ticaret sicilinin ve vergi dairesi’nin müzekkere cevabı dikkate alındığında ihtiyati haciz talep eden/alacaklının tacir olmadığı, senet üzerinde yapılan yetki sözleşmesi geçersiz olduğundan tarafları bağlamayacağı, eldeki bono bakımından ödeme yerinin Esenler/İstanbul olduğu dikkate alındığında mahkemenin ihtiyati haciz talebi yönünden yetkisiz olduğu,yetki itirazının yerinde olduğundan kabulüne, ihtiyati haciz kararının yetkisizlik nedeniyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İhtiyati haciz talep eden vekili;müvekkilinin tacir olup olmadığının araştırılması gerektiğini,sadece İstanbul Ticaret Siciline müzekkere yazılmasının eksik inceleme oluşturduğunu, HMK’nın 17. Maddesinin tacirler karşısında daha zayıf konumda olan kişilerin korunması olduğunu, borçlu şirketin tüzelkişi olduğu ve yetki sözleşmesi yapacak sıfata sahip olduğunu, müvekkilinin tacir olup, kendi adına işlettiği iki adet aktif şirketi olduğunu,senette yazılı yetkili mahkemenin yerinin geçerli kabul edildiğini belirterek kararın kaldırılarak, yetki itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İİK 50. Maddesi ile yetkili mahkemenin belirlenmesinde HMK hükümlerine atıfta bulunulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, bonodan kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun/veya borçluların yerleşim yerinde, bononun keşide yerinde veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK 17. Maddesine göre, bono düzenleyenlerin tacir olması şartı aranmaktadır. Somut olayda , mahkemece alacaklının tacir olup olmadığı araştırılarak alacaklının tacir olmadığı belirlendiğinden senet metninde yazılı yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisiz olduğu kanaatına varıldığından yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir. Alacaklı vekili müvekkilinin tacir olduğunu ileri sürmekte ise de ,müvekkilinin tacir sıfatını haiz olduğuna ilişkin bir belge sunmamıştır.İki şirketin ortağı bulunmak alacaklıya tacir sıfatını kazandırmaz. Alacaklı vekili,yalnızca İstanbul Ticaret Sicili’nden araştırma yapılmasının yeterli olmadığını ileri Türkiye Ticaret Sicilinden araştırma yapılması gerektiğini sürmekte ise de , İİK nun 265/son madde hükmü ile itiraza ilişkin dayanak belgeleri sunma yükümlülüğü itiraz edene yüklenmiştir.Mahkemenin,ihtiyati hacize itiraz halinde itiraza ilişkin belgeleri araştırma yapma yükümlülüğü yoktur.Alacaklı vekilinin Türkiye Ticaret Sicilinden araştırma yapılmadığına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Eldeki bono bakımından borçlunun yerleşim yerinin Esenler/İstanbul olduğu dikkate alındığında mahkemenin ihtiyati haciz talebi yönünden yetkisiz olduğu, ihtiyati hacze itiraz eden/borçlu vekilinin yetki itirazı yerinde olduğu anlaşılmış, davalı borçlu tarafından yapılan ihtiyati hacze yetki itirazının kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından, ihtiyati haciz talep eden- alacaklı vekilinin ek karara yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz talep eden-alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 02/03/2021