Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/301 E. 2023/1378 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/301
KARAR NO: 2023/1378
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2020
NUMARASI: 2017/1019 Esas 2020/709 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı karşı davalı vekili; müvekkili firmanın, … A.Ş. marketlerinin ülke genelinde şubelerinde satılmak üzere bir kısım ofis ve kırtasiye ürünlerinin siparişine dair sözleşme akdettiğini, bu sözleşme doğrultusunda davalı ile bu ürünlerin üretimi konusunda anlaşmaya varıldığını, davalıya “…” siparişi verildiğini, davalı tarafından 16.03.2017 tarihli sipariş teyit formu ile siparişlerin onaylandığını ve kararlaştırılan teslim tarihlerinde süresi içinde gönderileceğinin bildirildiğini, ürünlerin teslim tarihinin 15.06.2017 olarak kararlaştırılmasına rağmen davalı tarafından bu siparişe yönelik herhangi bir teslim gerçekleşmediğini, sürecin daralması nedeniyle müvekkili şirketin … A.Ş.’ye teslim etmesi gereken ürünlerle ilgili başka bir firma ile anlaşma yapma imkanının da kalmadığını, müvekkili şirketin sipariş ettiği ürünleri teslim alamadığı için kendi edimini de yerine getiremediğini, gerek maddi ve gerekse güven ve itibar kaybı yaşayarak mağdur olduğunu, müvekkili şirketin … A.Ş.’ye cezai şart ödemek zorunda bırakıldığını, müvekkili şirket tarafından davalı yana ödemelerin büyük bir çoğunluğunun yapıldığını, müvekkili şirketin sonrasında zarara ilişkin fatura kesip gönderdiğini, davalı tarafından teslim alınan bu faturaya itiraz edilmediğini, müvekkili tarafından bakiye 261.022,45-TL cari hesap alacağı ve faizine dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız olarak takibe itiraz edildiğini belirterek davalının Küçükçekmece …İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosya nezdinde yapılan borca, faize ve tüm ferilerine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı karşı davacı vekili; taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, cari hesap ilişkisinde ise müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, davacı tarafından sunuluna sipariş teyit formu ile davalı müvekkil firmadan sunum dosyası 40’lı spiralli … şeklindeki ürün siparişi verdiğini, ancak sipariş teyit formunda açıkça yazılı olduğu üzere kararlaştırılan bedelin ödemesinin %30 peşin ve %70 mal teslimi 1 hafta şeklinde kararlaştırıldığını, peşinat olarak kararlaştırılan %30 bedelin ödenmediğini, ayrıca davacı tarafın başkaca siparişlerine ilişkin ödenmeyen borçlarının bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinden ürün talep edilemeyeceğini, davacı tarafça sunulu olan ve müvekkili şirketin kaşe ve imzasını içermeyen sipariş teyit formunda yer alan teslim tarihinin müvekkili bağlamayacağını, kaldı ki teslim tarihinin elle sonradan yazıldığını, bu kısımlarda müvekkilinin kaşe imza ya da parafının bulunmadığını, davacı ile … arasındaki sözleşmenin müvekkili bakımından bağlayıcı olmadığını, davacının zarara uğradığından bahisle düzenlediği faturanın müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bu nedenle fatura içeriğini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş; karşı davası ile ise müvekkili firmanın cari hesapta yer alan asıl alacağının 77.404,68-TL olduğunu, bu alacağın borçlu tarafından ödenmediğini, müvekkili firma tarafından karşı davalı aleyhine Bakırköy …İcra Dairesi’nin … E.Sayılı dosyası ile 77.404,68-TL asıl alacak ve 1.240,60-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 78.645,28-TL üzerinden icra takibine geçildiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının haksız itirazının iptaline, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı ile davalı arasında 16.03.2017 tarihli sipariş teyit formunun bulunduğu, bu formda ürün özelliklerinin belirtildiği, teslim tarihi olarak Temmuz ayının yazıldığı, ancak bu ayın üzerinin çizilerek en geç teslim tarihinin 15 Haziran olarak belirlendiği, bu düzeltmenin davalı karşı davacı tarafından onaylandığına ilişkin kaşe ve imzanın bulunmadığı, ödemenin %30 peşin %70 mal tesliminden itibaren 1 hafta olarak belirlendiği, bedelin 121.776-USD olarak kararlaştırıldığı, formun üzerinde davacı karşı davalı şirket olan …’in imza ve kaşesinin bulunduğu, taraflar arasında sipariş teyit formunun bulunduğunun her iki tarafın da kabulünde olduğu, davacı ile davalı arasındaki sipariş teyit formunun tarafları bağladığı, sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca davalının taraf olmadığı … A.Ş. ile yapılan sözleşmenin kendisini bağlamayacağı, davalı tarafın ihtarnameye cevabında davacının tüm iddialarını reddettiği, sipariş formundaki teslim tarihi düzeltmesini kabul etmediği de dikkate alınarak davalı karşı davacı şirketçe onaylanmayan teslim tarihindeki değişikliğin kendisini bağlamayacağı, sipariş formunda ödemeye ilişkin düzenleme uyarınca davalı karşı davacının %30 peşin ödeme yapılmadan ürünlerin üretimine başlanılmayacağı savunmasının yerinde olduğu, tarafların ticari kayıtlarının 17.08.2017 sonu itibariyle birebir uyumlu olduğu, davacı tarafın davalıdan 77.404,66-TL alacaklı olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete 24.08.2017 tarihinde KDV dahil 338.427,12-TL bedelli marj fark faturasının düzenlendiği, bu kayıtla birlikte davalının borç tutarının 261.022,45-TL olduğu, bu faturanın davalının ticari defter kayıtlarında bulunmadığı, davalı tarafın ticari defterlerinde faturanın kayıtlı olmaması sebebiyle faturaya ilişkin ispat yükünün davacı tarafta olacağı, sadece faturanın tebliğ edilmiş olmasının akdi ilişkinin varlığını ispatlamayacağı, davacı …’in alacağını ispatlayamadığı, davalı karşı davacı tarafın asıl alacağının her iki tarafın ticari defterinde uyumlu olan kayıtlarda dikkate alınarak ispat edildiği, davalı karşı davacının takipten önce davacı karşı davalıyı temerrüte düşürmediği, tarafların icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl dava yönünden itirazın iptali davasının reddine, karşı davalının kötüniyet tazminat taleplerinin reddine; karşı dava yönünden karşı davanın kısmen kabulü ile karşı davalının Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 77.404,68 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, yasal şartları oluşmadığından karşı davacının icra inkar, karşı davalının kötüniyet tazminat taleplerinin reddine, davalı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporlarında lehlerine tespit bulunmasına rağmen mahkemece herhangi bir gerekçeye yer verilmediğini, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığının ispat edilmiş olmasına rağmen mahkemenin dosya içeriğine ve bilirkişi raporundaki tespitlere aykırı olarak taraflar arasında akdi ilişkinin bulunmadığına karar verdiğini, taraflar arasındaki akdi ilişkinin 16/03/2017 tarihli sipariş teyit formunun davalı tarafından onaylanması ile kurulduğunu, davanın tarafları arasında ürünlerin … AŞ’ye yetiştirilmesi için birçok e-posta ve yazışması yapıldığını, delil listesinde gösterdikleri delillerin incelenmediğini, tanıkların dinlenmediğini, dosyaya sunulan yazışmalardan dahi davalının müvekkilini oyaladığının anlaşıldığını, yargılamada faturanın davalı tarafa tebliği üzerine inceleme yapıldığını, ancak mahkemenin müvekkilinin uğradığı zarara binaen düzenlediği marj farkı faturasına yönelik hiç bir inceleme yapmadığını, müvekkili tarafından düzenlenen marj farkı faturasının davalıya … ile teslim edildiğini, gönderinin üzerinde fatura numarasının da yazılı olduğunu, davadan önce tebliğ edilen ihtarname ile davalının temerrüde düşürüldüğünü, müvekkilinin siparişi Haziran ayı olarak verdiğini, ancak davalının kendi kabulünde olan Temmuz ayında dahi siparişlerini yetiştiremediğini, ayrıca ağustos ayında gönderilen ihtarnamede verilen süreye rağmen siparişin yerine getirilemediğini, davalı firmanın siparişin üretimine başlandığına ancak üretimlerinde sorun olması nedeniyle üretim yapamadıklarına dair yazışmalarının bulunduğunu, mahkemece bu yazışmaların da gözardı edildiğini, bunun dışında davalı şirketten kaynaklanan aksaklıklara rağmen Mayıs 2017’de davalının “numunelerinizi yaptık” beyanına güvenen müvekkilinin davalıya 20.000-USD ödeme yaptığını, ancak numunenin gönderilmediği gibi siparişlerinde tamamlanmadığını, kendi edimini yerine getirmeyen kimsenin karşı taraftan edimini yerine getirmesini bekleyemeyeceğini, önceki alışverişlerde davalının numune getirmesi ve getirilen numunenin onaylanması üzerine üretime geçildiğini ve peşinat ödemesinin de numune onayında yapıldığını, bu defa numune hazırlanamamasının davalının kendisinden kaynaklanan hammadde bulamaması, makine alımı, kalıp yapımı, üretim sürecinde yaşadığı aksaklıklardan kaynaklandığını, müvekkili şirketin yine de iyi niyetli olarak davalıya 20.000-USD ödediğini, mahkemece hangi tarafın kusurlu olduğunun araştırılmadığını, davalının siparişleri zamanında teslim etmemesi nedeniyle müvekkilinin meydana gelen zararından sorumlu olduğunu, davalının siparişlerini yetiştirememesi nedeniyle müvekkilinin … A.Ş.’den aldığı siparişlerin iptal edildiğini, müvekkilinin böylelikle kârdan mahrum kaldığı gibi gelecek yıllardaki siparişlerinde de %70 oranda düşüş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili istinaf dilekçesinde; asıl dava yönünden kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmasına rağmen mahkemece tazminata hükmedilmediğini, davacının davada müvekkiline ödeme yapmadığını zımnen ikrar ettiğini, bu nedenle davalının kötüniyetli olarak hareket ettiğini, karşı dava bakımından ise davacının kesilen faturalara yönelik bir itirazının bulunmadığını, davacının alacak talebinde dahi müvekkilinin 77.404,68-TL alacağını mahsup ederek talepte bulunduğunu, müvekkilinin alacağının ticari defterler ile sabit olduğunu, likit alacak için icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı … ile aralarında sözleşme nedeniyle teslim yükümlülüğünde olduğu kırtasiye malzemelerini davalıdan sipariş ettiğini, ancak davalının ürünleri süresinde teslim etmemesi nedeniyle müvekkilinin de … ile arasındaki sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirememesi sonucunda kârdan mahrum kaldığını belirterek marj farkı açıklaması ile düzenlenen 24/08/2017 tarihli 338.427,12-TL bedelli fatura sonucunda oluşan cari hesap alacağını talep etmektedir. Davalı vekili ise davacının sipariş bedelinin peşin ödemesi gereken %30 kısmını ödememesi ve cari hesap borcunun bulunması nedeniyle mal teslim yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuş; karşı davası ile cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağını talep etmiştir. Dosyada bulunan 16/03/2017 tarihli sipariş teyit formunun incelenmesinde davacının davalıdan sunum dosyası siparişi verdiği, sipariş formunda teslim tarihi olarak Temmuz ayının üzeri çizilerek el yazısı ile 15 Haziran olarak düzeltildiği, ödemenin %30 peşin %70 mal tesliminden itibaren 1 hafta olarak belirlendiği, formun üzerinde sadece davacı karşı davalı şirket olan …’in imza ve kaşesinin bulunduğu görülmekte ise de sipariş ilişkisinin her iki tarafın da kabulünde olduğu, davalı tarafça herhangi bir ürün teslim edilmediği, uyuşmazlığın ise ürün teslim edilmemesi nedeniyle davacının uğradığı zarardan davalının sorumlu olup olmadığı hususunda toplandığı anlaşılmaktadır. Davalının davacıdan 77.404,68-TL alacağının bulunduğu hususunda her iki tarafın ticari defterlerinin uyum içerisinde olduğu tespit edilmiş olup, davacının defterlerinde kayıtlı olan ancak davalının kayıtlarında yer almayan 24.08.2017 tarihli 338.427,12-TL bedelli marj farkı faturası ile birlikte davacının defterlerinde davacı lehine 261.022,45-TL alacak kaydı oluştuğu belirlenmiştir. Davalı %30 peşin ödemenin yapılmaması ve önceki borçların ödenmemesi nedeniyle ifa borcunun doğmadığını ileri sürmektedir. Gerçekten de davacının imzasını taşıyan sipariş teyit formunda sipariş tutarının % 30 kısmının peşin olarak ödeneceği belirtilmiştir. Bu durumda davacının davalıdan ifa talebinde bulunabilmesi için öncelikle sipariş tutarının % 30 kısmını davalıya ödemesi gerekmektedir. Davalının kayıtlarında davacının 23/05/2017 tarihli 71.312-TL ödemesi bulunmaktadır. Ancak bu ödemeden sonra tarafların ticari defterlerine davalının toplam 249.865-TL bedelli 5 adet faturası daha işlenmiştir. Bahsi geçen faturalar da dikkate alındığında davacı tarafından yapılan bu ödemenin dava konusu ürünün avansı olarak verildiği hususunun ispatlanamadığı, bu durumda davacının kendi üzerine düşen edimi yerine getirmediği anlaşıldığından davalının %30 peşin ödeme yapılmadan ürünlerin üretimine başlanılmayacağı savunmasının yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının dava dışı …A.Ş. ile aralarındaki sözleşme nedeniyle üstlendiği edimi yerine getirememesinden kaynaklandığını iddia ettiği zarardan davalının sorumlu tutulması mümkün görülmemiştir.Diğer taraftan davacı 24.08.2017 tarihli 338.427,12 TL bedelli marj farkı faturasının davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafından süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle faturanın davalıyı bağladığını ileri sürülmektedir. Ancak davalı tarafından bahsi geçen faturanın düzenlenmesinden önce gönderilen e-posta yazışmalarından da anlaşılacağı üzere faturanın düzenlenmesine esas teşkil eden olgular davalı tarafından kabul edilmemektedir. Ayrıca bahsi geçen faturanın mal ve hizmet teslimine dayanmadığı da dikkate alındığında salt faturaya süresinde itiraz edilmemiş olmasının, fatura içeriğinin davalı tarafından kabul edilmesi sonucunu doğurması mümkün değildir. Bu durumda davacının …A.Ş. ile aralarındaki sözleşme nedeniyle yerine getiremediğini ileri sürdüğü sipariş nedeniyle uğradığı zarardan davalı karşı davacının sorumlu tutulması mümkün olmadığından asıl davanın reddine; taraflar arasındaki ticari ilişkide davalı karşı davacının bakiye 77.404,68-TL alacağı her iki tarafın ticari defterleri ile sabit olduğundan birleşen davanın kabulüne davacı karşı davalının bu kısım yönünden itirazının iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Buna karşılık İİK’nın 67. maddesi uyarınca, itirazın iptali davasında borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi gerekmektedir. Bu kapsamda takip ve dava konusu alacak her iki tarafın ticari defterlerine kayıtlı faturalara dayanmakta olduğu, hüküm altına alınan miktar için davalının itirazında haksız olduğu da belirlendiğine göre, likit ve belirlenebilir alacak için davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken icra inkar tazminatı talebinin reddi doğru görülmemiştir. Bu yönüyle davalı karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı görülmüştür. Asıl davaya ilişkin kötüniyet tazminatı talebi bakımından ise davacının takipte kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalı karşı davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; karşı davada davalı karşı davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davalı karşı davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru olmadığından davalı karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile karşı davalının itirazının 77.404,68-TL asıl alacak yönünden iptaline, davalı karşı davacı lehine 15.480,93-TL icra inkar tazminatı takdirine, davacı karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı karşı davalı …vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalı karşı davacı … Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1019 Esas 2020/709 Karar sayılı ve 25/11/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA, 1-Asıl dava yönünden, açılan itirazın iptali davasının reddine, davalı karşı davacının kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine, 2-Karşı dava yönünden, davanın kısmen kabulüne, davacı karşı davalının Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 77.404,68-TL asıl alacak yönünden kısmen iptali ile takibin 77.404,68-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranında faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Hükmedilen 77.404,68-TL alacağın %20’si oranında hesaplanan 15.480,93-TL icra inkar tazminatının davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, davacı karşı davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, İlk Derece Mahkemesine ilişkin olarak; “Asıl dava yönünden; alınması gereken 54,40-TL karar harcının davacı karşı davalı tarafından yatırılan 3.176,64-TL peşin harçtan mahsubu ile 3.122,24-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı karşı davalıya iadesine, Davalı lehine takdir olunan 33.703,81-TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, ” “Karşı dava yönünden; alınması gereken 5.287,51-TL karar harcından davalı karşı davacı tarafından yatırılan 1.343,07-TL peşin harcın mahsubu ile 3.944,44-TL peşin harcın davacı karşı davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, Davalı karşı davacı tarafından yatırılan toplam 1.374,47-TL harcın davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, Davacı karşı davalı tarafından yapılan 800-TL bilirkişi ücreti ve 107-TL posta masrafı olmak üzere toplam 907-TL yargı giderinin kabul- red oranına göre hesaplanan 14,31-TL’sinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, kalanın davacı karşı davalı üzerinde bırakılmasına, Davalı karşı davacı tarafından yapılan 73,40-TL yargı giderinin kabul- red oranına göre hesaplanan 72,24-TL’sinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, kalanın davalı karşı davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı karşı davacı lehine takdir olunan 10.862,61-TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, Davacı karşı davalı lehine takdir olunan 1.240,60-TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” Davacı/karşı davalı tarafından yatırılan toplam 1.381,17‬-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalı/karşı davacı tarafından yatırılan toplam 118,60-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Taraflar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.21/09/2023